Unutulan Zafer Kut’ül Amare |
06-09-2009 | #1 |
GöKKuŞaĞı
|
Unutulan Zafer Kut’ül Amare29 Nisan 1916 günü Irak topraklarında büyük bir zafer daha kutlanıyordu: Kutul Amare! Çanakkale Zaferi’nden sonra elde edilen en büyük zafer olan Kutul Amare’de 33 bin İngiliz askeri ile 500’e yakın içinde generalin de bulunduğu subay grubu esir alınıyordu Bütün dünya bu zafer karşısında şaşkınlığını gösterirken; güneş batmaz imparatorluk üzerinde bir güneş doğuyordu: Türk güneşi! İşte bu güneş Arap çöllerinde İngiliz hayallerini gömüyordu Ama gelin görün ki diğer cephelerde yapılan hatalar bu zaferi gölgede bıraktı İşte bu zaferin öyküsü: Hedef Bağdat Büyük kuvvetlerle Çanakkale’ye saldıran İngilizler, aynı tarihlerde de Arap topraklarında adım adım ilerliyorlardı Çanakkale yenilgisinden sonra ağırlıklı olarak Arap Cephelerine kuvvet kaydıran İngilizler bölgenin kalbi Bağdat’ı ele geçirmek istiyorlardı General Tawshend komutasındaki birlikleri 24 Temmuz 1915 günü Bağdat’a doğru hücuma geçti Bu ilerleyiş karşısında Irak Umum Kumandanı Nurettin Bey komutasındaki birlikler 28 Eylül 1915 tarihinde İngilizler karşısında Kutul Amare’den çekildi ve İngilizler burayı işgal etti 22 Ekim günü ise İngiliz birlikleri Bağdat üzerine iki koldan yürümeye başladılar Bu birlikler Selman Pakt’ta Nurettin Bey komutasındaki birlikler tarafından 22 Kasım günü durduruldu İngilizler tekrar Kutul Amare’ye geri çekilmek zorunda kaldılar 23 Kasım günü de Türk birlikleri hücuma kalktı Birçok yerde çok çetin çatışmalar oldu Zaman zaman Türk birlikleri geri çekilse de genel saldırısını durdurmadı 5 Aralık günü Türk birlikleri, Kutul Amare önlerine geldiler Aralık ayı boyunca Kutul Amare’de sıkışan İngiliz birlikleriyle çok çetin çatışmalar oldu İngilizler kuşatıldı Türk birlikleri Kutul Amare’de İngilizleri tam manasıyla kuşatmış ve bir çember içine almışlardı Bunu yarmak için İngiliz birlikleri zaman zaman takviye aldıysa da başarılı olamadı Mart ayına kadar süren bu kuşatma sırasında İngilizler içinde büyük kayıplar oluyordu Nehirlerden yapılan cephane ve yiyecek yardımı yeterli olmuyordu Bu yarma sırasında Sabis bölgesinde Ali İhsan Bey komutasındaki birliklerle de başarılı çarpışmalar oluyordu Sabis Meydan Muharebesi olarak da tarihe geçen bu çatışmalarda Türkler büyük başarılar elde ediyordu 10 Mart 1916 günü zor durumda bulunan İngiliz birliklerine, Türk Komutanlığı tarafından teslim olma önerisi verildi İngilizler buna olumlu cevap vermedi İngilizler 6 Nisan günü büyük bir saldırıya geçerek yarma harekâtına giriştiler, ancak başarılı olamadılar ve çok büyük kayıplar verdiler "Baltacı devri geride kaldı" 9 Nisan günü İngiliz Komutanı Tawshend’e Halil Paşa’nın "teslim ol" çağrısı gitti General buna, "Türkler muharebe sahasında daima iyi asker ve necip insandırlar; fakat ben henüz teslim olmayı düşünmüyorum" cevabını verdi 22 Nisan günü İngiliz birlikleri General Tawshend komutasında 5 bin kişilik bir birlikle hücuma geçtiler Bundan da sonuç alamadılar 3 bin ölü vererek geri çekildiler Arada Hali Paşa’ya rüşvet teklif ederek kuşatmanın kaldırılmasını istediler Hali Paşa da bu tarihî teklife şu anlamlı cevabı verdi: "Baltacı devirleri geride kaldı!" Ve tarihî an geldi Bu hücum ve tekliften sonra sonuç alamayacaklarını anlayan İngilizler, General Tawshend’ın yazısıyla teslim olacaklarını bildirdiler General Townshend şu satırları içeren telgrafı, İngiliz Avrupa Kuvvetleri Karargâhına gönderiyordu: "Kut’daki muhafızlarımızı almak üzere bir Türk alayı yaklaşmaktadır Hem kalenin hem de şehrin üzerine beyaz bayrağı çektim Taburlar saat 2’de Şumran yakınındaki kampa girmeye başlıyorlar Biz telsizi yavaşça imha ediyoruz ki, bu iş yapılmaya değer Kut’dan bütün gemiler ve istasyonlara elvedâ ve hepinize iyi şanslar… (29 Nisan 1919, Saat: 1335, General Towshend" İngiliz birlikleri ellerindeki topları imha ettikten sonra 476’sı subay olmak üzere 33 bin 390 kişilik mevcuduyla kayıtsız ve şartsız olarak Türk kuvvetlerine teslim oldular Bu tarihi zafer üzerine 6’ncı Ordu Kumandanı Mirliva Halil Paşa, ordusuna şu mesajı çekiyordu: "Bugüne ‘Kut Bayramı’ namını veriyorum" Bu zafer Avrupa’yı tam manasıyla şok etti Bütün gazeteler Türk’ün zaferini yazmak zorunda kalırken, İngilizler için de "Çanakkale’den sonra en büyük hezimete uğradı" değerlendirmesini yaptılar Gerçekten de en büyük zaferdi Ancak gelin görün ki diğer cephelerdeki yenilgiler ve yanlış sevk ve idare bu zaferi başarısızlığa dönüştürdü Bir süre sonra buradaki Türk birlikleri -Almanya’nın etkisiyle- İran cephesine gönderildi ve zayıf kalan bu cepheye İngilizler 1917 yılı başında büyük kuvvetler yığarak bekledikleri güce ulaştı ve 11 Mart 1917’de Bağdat’ı geri aldılar Daha sonra da Musul’a doğru ilerlediler Petrol yatakları Musul’u, Türk direnişi karşısında alamadılar Ta ki mütarekeye kadar Mütarekede bile buralar elimizdeydi Mondros Mütarekesi’nden üç gün sonra burayı da haksız bir şekilde oldubittiyle işgal ettiler İlginçtir bu bölgede görev yapan ve adlarını iki büyük zafere attıran Ali İhsan ve Halil Paşalar yıllar sonra soy ismi olarak bu bölgenin isimlerini aldılar Sabis ve Kut! Bu vesileyle Arap çöllerinde canlarını veren aziz şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyoruz Kaynaklar: 1- Dr Kemal Arı, Birinci Dünya Savaşı Kronolojisi, Genelkurmay Başkanlığı Basımevi, Ankara, 1997 2- Halil Paşa, Bitmeyen Savaş, Yay Haz : M Taylan Sorgun, 7 Gün Yayınları, İstanbul, 1972 3- Cephelerden Kurtuluş Savaşı’na 1 Dünyü Savaşı –Cepheler-, C 1, TC Kültür Bakanlığı, yty Milli Gazete, 11 Kasım 1914’te Birinci Dünya Savaşı’na giren Osmanlı Devleti’nin savaştığı cephelerden biri, İngilizlere karşı oluşturulan Irak cephesidir Osmanlı dönemi kaynaklarında Irak-ı Arap olarak adlandırılan bölge, jeopolitik ve stratejik bakımdan önem arz eden Dicle-Fırat havzasında tarihteki Mezopotamya’yı (Verimli Hilal) içine alır ve Basra Körfezine kadar uzanır 24 Kasım 1914’te Basra’yı işgal eden İngilizler, 3 Haziran 1915 tarihinde Kutü’l-Ammare’yi, Temmuz ayı sonlarına doğru da Nasıriye’yi işgal etmişlerdir Bunun üzerine Türk birlikleri Bağdat’ın hemen güneyindeki Selmanpâk mevziine çekilmişlerdir İngilizler 21-22 Kasım 1915’te Selmanpâk mevziine taarruza başlamışlardır 23 Kasım 1915’de 51 nci Türk Tümeninin kuzeyden yaptığı karşı taarruz üzerine İngiliz kuvvetleri, 4000 kişi zayiat vererek geri çekilmek zorunda kalmışlardır General Townshend Irak Cephesinde Türk ordusuna ait bir çadırlı ordugâh Türk askerleri siperden İngilizlere karşı taarruz ederken Irak Ordusu Komutanı Halil Paşa Kutü’l-Ammare zaferinden sonra 6 ncı Orduya yayınladığı mesajında şöyle demiştir: “Arslanlar! Bütün Türklere şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut’u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10000 erini şehit vermiştir Fakat buna karşılık bugün Kut’ta 13 general, 481 subay ve 13300 er teslim alıyorum Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30000 zayiat vererek geri dönmüşlerdir Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır İşte Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale’de, ikinci zaferi burada görüyoruz” Halil (KUT) Paşa (1882–1957) 6 Orduya mensup bir grup subay Kut Şehitliği 1920 yılında Bağdat’a 180 km uzaklıkta Kutü’l-Ammare’de inşa edilen şehitlik, etrafı duvarlarla çevrili büyük bir anıt şeklindedir Burada 7 subay ve 43 er olmak üzere 50 şehidimizin mezarı bulunmaktadır Sonuç olarak; Kutü’l-Ammare Muharebesi; Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Ordusu’nun zor şartlar ve imkansızlıklar içerisinde, Çanakkale’den sonra İngilizlere karşı kazandığı ve bir tümeni bütün personeli ile birlikte esir aldığı eşsiz bir zaferdir Kut-ul Amare'de Esir Alınan İngiliz Subayları
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
|