Şengül Şirin
|
Mikrobiyoloji Tarihi Ve Alt Dalları

Mikrobiyoloji sözcüğü “mikros”, “bios” ve “logos” kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir Yunanca’da mikros küçük, bios yaşam, logos bilim anlamına gelmektedir
Mikrobiyoloji, mikroorganizma adı verilen birçoğu ancak mikroskopta görülebilen küçük canlıları inceleyen bir bilim dalıdır Mikrobiyoloji, mikroorganizmaların özelliklerini, yüksek canlılarla ve birbirleriyle ilişkilerini inceleyen bir bilim dalıdır
Mikrobiyoloji geniş kapsamlı bir bilim dalı olup, birçok dallara ayrılır Bunların başlıcaları tıbbi mikrobiyoloji, toprak, tarım, su mikrobiyolojisi, endüstriyel mikrobiyoloji ve uzay mikrobiyoloji gibi genel alanlar yanında genel mikrobiyoloji, bakteriyoloji, immunoloji, viroloji, parazitoloji ve mikoloji gibi her biri özel bir grubu inceleyen dallardan oluşur
Tarihçe
Mikrobik hastalıklar eski uygarlık dönemlerinde insanların ilgisini çekmiştir Eski Mısırlılar leprayı, trahomu, dizanteriyi, bel soğukluğunu, Eski Çinliler çiçeği, Hintliler kolerayı tanıyorlardı Üç bin yıl önce Filistinliler vebayı ve bu hastalığın farelerle ilişkili olduğunu biliyorlardı Milattan önce 460 yılında İstanköy’de doğan Hipokrat, kendi adını taşıyan eserinde bulaşıcı hastalıklara yer vermiştir
Daha sonra Bergamalı Galen, sıtma nöbetlerinden söz etmiştir Zekeria el Razi (M S 900), yazdığı eserlerinde çicek ve kızamık hastalıklarından bahsetmiş ve bulaşıcı hastalıkları fermantasyona benzetmiştir Milattan sonra 980-1038 yılları arasında yaşamış İbni Sina, hastalıkları gözle görülemeyecek kadar küçük bazı etkenlerin yaptığına inanmış ve korunmada temizliği esas kabul etmiştir 1546′da Venedikli hekim ve şair Fracastro yayınladığı eserinde hastalık etkenlerinin hasta insanların vücudunda çoğalabildiğini ve sağlam insanlara doğrudan veya hava ve eşya yoluyla bulaşabildiklerini belirtmiştir
Mikrobiyoloji tarihine kısaca göz atılırsa 1665 yılında Robert Hooke’un mikroskopla yaptığı incelemeleri kapsayan Mikrographia adlı eseri, Hollandalı bir tüccar olan Antoni van Leeuwenhoek’un 1674′de tatlı suda yaşayan mikroorganizmaların bazılarını, 1680′de maya mantarlarını ve kendi dışkısında Giardia intestinalis olduğu kabul edilen protozoonları belirlemesi dikkati çeker
1798′de Jenner inek çiçeğini insana bulaştırmak suretiyle çiçek hastalığına karşı koruyuculuk sağlayarak, immunolojinin temelini atmıştır 1820′de sıtma tedavisinde kinin uygulanmış, 1839′da Davies ilk defa yara dezenfeksiyonunda iyodu kullanmıştır
1837′de Magendie, önceden yabancı serum injekte edilen köpeklerin, aynı serumun tekrar injeksiyonunda ağır ve hatta öldürücü olabilen şok geçirdiklerini gözlemlemiş, bu olay bağışıklık bilimindeki önemli bir konuya, anaflaktik reaksiyonların varlığına dikkati çekmiştir 1854′de kolera etkeni, 1873′de Hansen tarafından lepra basili bulunmuştur 1867′de modern anlamda antisepsinin temelleri atılmıştır Bu tarihte Lister antiseptik cerrahi üzerine ilk yazısını Lancet dergisinde yayınlamıştır
1879′da bel soğukluğu hastalığının etkeni olan gonokoklar, Neisser tarafından bulunmuş ve daha sonra Neisseria gonorrhoeae olarak adlandırılmıştır 1882′de Koch, verem mikrobunu bulmuş, Ehrlich ise verem mikrobunun boyanma yöntemini tarif etmiştir 1884 yılında fagositoz olayı tarif edilmiş, Gram kendi adıyla anılan Gram boyama metodunu tanımlamış, Pasteur tarafından kuduz aşısı bulunmuş, bir yıl sonra da bu aşıyı insana uygulamıştır 1887 ‘de Bruce malta ateşinin etkenini bulmuş, Petri kendi adıyla anılan ekim kutularını kullanmıştır 1890′da Koch tüberkülini tarif etmiştir 1900 yılında Landsteiner ABO kan grup sistemlerini bulmuştur
1921 de Calmette ve Guérin 15 yıl süren çalışmaları neticesinde buldukları BCG aşısını dünyaya tanıtmışlardır 1929 Fleming penisilini bulmuştur 1931 yılında viruslar tavuk embriyosunda üretilmişlerdir 1940 yılında elektron mikroskobu mikrobiyolojide kullanılmaya başlanmıştır 1941′de anne ile baba arasındaki kan uyuşmazlığına neden olan Rh antikorları gösterilmiştir 1944′de Streptomisin bulunmuş, 1952′de Histamin gösterilmiş, 1953 de ölü çocuk felci aşısı yapılmış, 1955′de canlı çocuk felci aşısı geliştirilmiştir
1957′de interferon tarif edilmiş, 1965′de Hepatit B virusuna ait yüzeyel bir antijen olan “HBS (Hepatitis B surface) Antijeni - o zamanki adıyla Avustralya (Au) antijeni - ” bulunmuştur 1969′da immunoglobulin G’nin yapısı tanımlanmıştır 1975′de monoklonal antikorlara ilişkin teknikler geliştirilmiştir ve birçok alanda güncelliğini sürdürmektedir 1980′de AİDS ile ilgili ilk olgular bildirilmiş, tıp çevreleri ile tüm dünyada bu konu yıllarca süren ve süreceği beklenen ilgi yoğunluğuna hedef olmuştur Yine aynı yılda, doku ve organ transplantasyonlarında araştırılması gereken doku uygunluk antijenleri (HLA) bulunmuştur
Mikrobiyoloji altdalaları
•Bakteriyoloji
•Viroloji
•Mikoloji
•Parazitoloji
•Tıbbi Mikrobiyoloji
•Mikrobiyal fizyoloji
•Mikrobiyal genetik
•Medikal mikrobiyoloji (Tıbbi mikrobiyoloji)
•Veteriner mikrobiyoloji
•Çevresel mikrobiyoloji
•Evrimsel mikrobiyoloji
•Endüstriyel mikrobiyoloji
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|