19.yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu |
06-01-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
19.yüzyılda Osmanlı İmparatorluğuXIX Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu XIX Yüzyıl Siyasal Olayları Milliyetçilik Hareketleri Çok uluslu bir yapıya sahip olan Osmanlı İmparatorluğu, Fransız İhtilâli’nin getirdiği ulusçuluk akımından en fazla etkilenen devlettir XVIII ve XIX yüzyıllarda Rusya başta olmak üzere İngiltere ve Fransa Osmanlı Devleti içinde yaşayan ulusları kışkırtmışlardır Bu kışkırtmalar sonucunda Balkanlarda Sırplar ve Yunanlılar ayaklanmıştır Sırp İsyanı Osmanlı İmparatorluğu’na karşı ilk milliyetçilik isyanı Sırplar tarafından başlatılmıştır Sırpların isyan etmesinde;
1806 – 1812 Osmanlı – Rus Savaşları sonucunda imzalanan Bükreş Antlaşması’yla Osmanlı Devleti Sırplara bazı ayrıcalıklar vermiştir (1812) Bu ayrıcalıklarla yetinmeyen Sırplar, bağımsızlık yolunu açacak imtiyazlar isteyerek ayaklandılar Osmanlı Devleti, Rusların olaya karışmasını engellemek için Sırplara yeni haklar tanımıştır (1815) Yunan isyanının başlamasından sonra yeniden ayaklanan Sırplar Edirne Antlaşması’yla özerk bir devlet haline gelmiştir (1829) Böylece, iç işlerinde serbest hale gelen Sırplar, Rusların Osmanlı Devleti’ne baskıları sonucunda Berlin Antlaşması’yla bağımsız olmuşlardır (1878) Yunan İsyanı Osmanlı İmparatorluğu’nda diğer uluslardan daha fazla imtiyaza sahip olan Rumların ayaklanmasında;
Avrupalı devletlerin Rumlarla yakından ilgilenmesinde; Rumları eski Yunan uygarlığını meydana getirenlerin torunları olarak görmeleri ve aynı dinden olmaları etkili olmuşturAvrupalıların Yunanlıları desteklemeleri, XIX yüzyıl Avrupa diplomasisinde din unsurunun etkili olduğunu göstergesidir Yanya valisi Tepedelenli Ali Paşa’nın isyanından yararlanan Rumlar Mora’da isyan başlattılar (1821) Osmanlı Devleti kısa sürede yayılan isyanı bastıramadı Padişah II Mahmut, Girit ve Mora valiliklerinin kendisine verilmesi şartıyla Mısır valisi Mehmet Ali Paşa’dan yardım istedi İbrahim Paşa komutasında Mora’ya gelen Mısır kuvvetleri kısa sürede isyanı bastırdı Fakat bu gelişme Rusya, İngiltere ve Fransa’nın tepkisini çekmiş ve bu devletler birleşerek Navarin Limanı’nda Osmanlı ve Mısır donanmalarını yakmışlardır (1827) Navarin faciası sonucunda;
-Rusların Balkanlara yerleşmesini istemesi gibi nedeler etkili olmuştur Osmanlı – Rus Savaşı (1828 – 1829) Ruslar Rumeli’den ilerleyerek Edirne’yi, Doğu Anadolu’da ise Erzurum’u ele geçirdiler Avrupa devletlerinden destek alamayan Osmanlı Devleti zor durumda kalmış ve Edirne Antlaşması’nı imzalayarak savaşa son vermiştir (1829) Osmanlı Devleti açısından önemli sonuçlar doğuran Edirne Antlaşması’yla;
Yunan isyanının bastırılmasında etkili olan Mehmet Ali Paşa’ya Girit valiliği verildi Ancak, Yunan isyanı sonrasında Mora Osmanlı Devleti’nin elinden çıktığı için Mehmet Ali Paşa’ya verilemedi Mehmet Ali Paşa II Mahmut’tan Mora’ya karşılık Suriye valiliğini istedi Bu isteğin kabul edilmemesi üzerine Mehmet Ali Paşa Suriye’ye güçlü bir ordu gönderdi (1831) İbrahim Paşa komutasındaki Mısır kuvvetleri üzerlerine gönderilen Osmanlı ordularını mağlup ederek Kütahya’ya kadar ilerlediler (1833) II Mahmut Osmanlı Devleti’nin düşmanı Rusya’dan yardım istedi Rusya’nın gönderdiği bir filo İstanbul Boğazı’nı geçerek Büyükdere önlerine geldi İngiltere ve Fransa, Rusya’nın Akdeniz’e inmesini istemediklerinden dolayı padişah II Mahmut ile anlaşması için Mehmet Ali Paşa’ya baskı yaptılar Sonuçta; Mısır sorunu iç sorun olmaktan çıkmış, Avrupa sorunu haline gelmiştir Avrupalı devletlerin baskılarına dayanamayan Mehmet Ali Paşa Osmanlı Devleti’yle Kütahya Antlaşması’nı imzalamıştır (1833) Bu antlaşmaya göre; Mehmet Ali Paşa’ya Mısır ve Girit valiliklerine ek olarak Suriye valiliği, oğlu İbrahim Paşa’ya da Adana valiliği verilmiştir Böylece, Kütahya Antlaşması’yla Mısır sorunu geçici olarak çözümlenmiştir Kendini güvence altında hissetmeyen II Mahmut Rusya ile arasında sekiz yıl sürecek Hünkâr İskelesi Antlaşması imzalamıştır (1833) Hünkar İskelesi Antlaşması’yla;
Mısır sorununu çözümlemek için büyük devletler Londra’da bir konferans düzenlediler Londra Sözleşmesi’ne göre;
Boğazlar sözleşmesine göre;
Kırım Savaşı’nın Nedenleri
Bunun üzerine İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti ile bir ittifak antlaşması imzalayarak Rusya’ya savaş ilan ettiler (1854) Müttefikler Kırım’da Sivastopol’u ele geçince Rus çarı barış istemek zorunda kaldı Yapılan görüşmeler sonucunda Paris Antlaşması imzalandı (1856) Paris Antlaşması ve Önemi 1 Osmanlı Devleti Avrupa devleti sayılacak, devletler genel hukukundan yararlanacak ve toprak bütünlüğü Avrupalı devletlerin garantisi altında olacaktır
Panislavizm Hareketleri Slav asıllı toplulukları (Rus, Sırp, Hırvat, Slovak, Bulgar, Ukrayn, Sloven, vs) siyasal ve kültürel bakımdan birleştirmek isteyen harekete Panislavizm denilir Rusya Panislavizm politikasıyla; Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışmayı ve bu devleti yıkmayı, Balkanlara egemen olmayı ve Balkanlar üzerinden sıcak denizlere ulaşmayı amaçlamıştır Balkanlarda Ayaklanmalar Rusya, tarihi emellerine ulaşabilmek amacıyla Balkan uluslarını Osmanlı İmparatorluğu’na karşı kışkırttı 1876’da Bulgarlar, arkasından Karadağlılar ve Sırplar ayaklandılar Osmanlı tarihinde bu gelişmelere “Balkan Bunalımı” denilmiştir 1877 – 1878 Osmanlı – Rus Savaşı Avrupalı Devletler İstanbul’da konferans düzenleyerek uluslarına özerklik verilmesini istemişler, bu teklifleri Osmanlı Devleti kabul etmemiştir Bunun üzerine Osmanlı Devleti’ne savaş açan Ruslar Osmanlı orduları karşısında büyük başarılar kazanmışlar ve Edirne’yi alarak İstanbul yakınlarındaki Çatalca’ya kadar ilerlemişlerdir İstanbul’un Rusların eline geçmesinden çekinen Osmanlı Devleti barış istedi Barış görüşmeleri Ayastefanos’ta (Yeşilköy) yapıldı (Mart 1878) Rusya’nın çok güçlenmesi menfaatlerine ters düşen İngiltere’yi harekete geçirdi Avusturya, Balkanlara yayılmayı amaçladığından antlaşmaya tepki gösterdi Almanya da bu devletlere katılınca Ayastefanos Antlaşması uygulanmamıştır Rusya, yeni bir savaşı göze alamadığından Berlin’de bir kongre toplanmasını kabul etti Berlin Kongresi’ne Osmanlı Devleti, Rusya, İngiltere, Avusturya, Fransa, İtalya ve Almanya katıldı Görüşmeler sonunda Berlin Antlaşması yapıldı (1878) Bu antlaşmaya göre;
Osmanlı Devleti’nin dağılmasını önlemek ve siyasal varlığını sürdürmek amacıyla bazı düşünce akımları ortaya çıkmıştır Osmanlıcılık Osmanlıcılık fikri Tanzimat döneminin sonlarına doğru ilk defa Genç Osmanlılar adı verilen aydınlar tarafından ortaya atılmıştır Osmanlıcılık fikrini savunan Genç Osmanlılar, devletin sınırları içerisinde yaşayan bireyler arasında dil, ırk ve din bakımından hiç bir ayrım gözetmeksizin aynı haklara sahip oldukları kabul edilirse, Osmanlı toplumu içinde bir kaynaşma ve dayanışma sağlanacağı düşüncesindeydiler Ancak;
İslâmcılık İslâmcılık düşüncesiyle; imparatorluk içindeki Müslüman unsurlar arasında birlik ve beraberliği sağlamak ve imparatorluk dışındaki Müslümanların Halifelik kurumunun dini gücü etrafında birleştirilerek beraber hareket edilmesi amaçlanmıştır II Abdülhamit, “İslâmcılık” düşüncesini, resmi bir politika olarak benimsemiştir Birinci Dünya Savaşı’nda Arapların İngilizlerle birlikte hareket ederek Türk askerlerine saldırmaları, İslâmcılık görüşünün Osmanlı Devleti’nin bütünlüğünü korumada başarılı olamadığını göstermiştir Türk Birliği (Turancılık) Türkçülük akımı, bir kültür hareketi olarak başlamış, ancak daha sonra siyasal bir karakter kazanmıştır Turancılık düşüncesinin amacı, Türkleri bir ülkede, bir yönetim ve bayrak altında toplamaktı Turancılık, İttihat ve Terakki Partisi’nin programında yer almış, devlet yönetimine yansıtılmıştır Osmanlı Devleti’nin I Dünya Savaşı’nda yenilmesi, Turancılık hareketini zayıflatmıştır Türkçülük Osmanlı Devleti, Balkan Savaşlarının olumsuz sonuçları nedeniyle kendisini yıkan ögelerden birinin milliyet ve millet kavramı olduğunu anlamıştı Osmanlıcılık ve İslâmcılık anlayışının terkedilmesiyle ülkede, Türkçülük akımı ön plana çıkarıldı Bu akımın öncülerinden Ziya Gökalp, çalışmalarıyla Türkçülük akımına toplumsal bir içerik kazandırmıştır Batıcılık Batıcılık, II Meşrutiyet döneminde bir düşünce akımı haline geldi Bu görüş, devletin Batılılaşmasıyla kurtulabileceğini ve bunun için çeşitli alanlarda ıslahatlar yapılması gerektiğini savunmuştur
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|