Kalp Yetersizliği Tedavisi

Kalp Yetersizliği Tedavisi

Farklı nedenlere bağlı olarak gelişen kalp yetersizliğinin tedavisinde temel ilke, sistolik, diyastolik ya da hem sistolik hem diyastolik olarak meydana gelen miyokard disfonksiyonunun yol açtığı hemodinamik, nörohormonal ve metabolik dengesizliklerin düzeltilmesi, bozulmuş organ perfüzyonlarının iyileştirilmesidir Böylece, artmış kalp doluş basıncının normal sınırlara çekilerek semptom ve bulguların düzeltilmesi, hastaneye başvuru ve yatış miktar ve zamanlarının kısaltılması, sürvi ya da sağ kalım sürelerinin uzatılması kalp yetersizliği tedavisinde ilk hedef olmuştur

90'lı yılların başlarına kadar, kalp yetersizliği tedavisinde amaç periferik ödem ve organ konjestiyonunun giderilmesi kalp kası kontraktilitesinin artırılması, kalp atım sayısının azaltılması gibi hemodinamik bozuklukların düzeltilmesi yönündeydi Günümüzde, kalp yetersizliğinin fizyopatolojisindeki gelişmeler, sempatik sistem, renin angiotensin aldosteron sistemi (RAS), diyabet, azotemi gibi metabolik bozuklukların önemini ortaya koymuştur Bu sistemlere yönelik tedavi ve metabolizma bozuklukları ile mücadelenin, yaşam biçimini çok daha fazla olumlu yönde etkilediğini, prognozu iyileştirdiği ve mortaliteyi gerilettiğini göstermiştir

CONSENSUS (1), ATLAS (2), MERIT-HF (4) RALES (5,13), VALHEFT (8), ELITE-I ve ELITE-II (6,7), LİFE (9),Value (20), RESOLVD (10), STRECH (11), CIBIS-II (16), COPERNICUS (14), BEST (15) gibi çok merkezli uluslararası çalışmalar, angiotensin converting enzim inhibitörleri (ACEi) (1,2,5,10,13), Angiotensin II reseptör blokörler (ARB) (6,7,8,9,10,11,20), beta blokörler (3,4,14,15,16) ve aldosteron antagonistleri (5,13) ile yukarıda belirtilen nörohormonal ve metabolik bozuklukların düzeltilmesinde ve bunun sonucu kalp yetersizliği tedavisinde yeni bir çığır açılmış, digitalis gibi tarihi, pozitif inotrop ajanların geri planda kalmasına neden olmuştur