Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
destanı, türklerin, yaratılış

Türklerin Yaratılış Destanı

Eski 05-19-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Türklerin Yaratılış Destanı



Türklerin Yaratılış Destanı Yaratılış destanı, dünyanın nasıl yaratıldığını, insan ırklarının nasıl meydana geldiğini ve şeytanın nasıl bir kötülüm unsuru olduğunu, Türklerin düşüncesine göre izah etmektedir Yaratılış destanı bugün Altay Türklerinde yaşamaktadır Altay Türkleri Türklerin en geri kalan bölümüdür

X yüzyıldan sonra Altay dağları bölgelerinde büyük Türk Devletleri kurulmamıştır Ama bu bölgelerdeki halk, Türk olarak binlerce yıl yaşamış, gelişmiş ve nihayet soylu Türkler batıya gittikten sonra da dağlar ve vadiler arasında kaybolup gitmişlerdir Bu sebeple eski Türk mitolojisinin en ilksel izlerini, Altay dağları bölgesinde bulmak mümkündür Fakat zamanla onlara da dışarıdan bir çok tesirler gelmiş ve yeni yeni efsaneler meydana çıkmıştır Fakat bunlara rağmen Türklerin orijinal düşüncelerini göstermesi bakımından önemlidir

Yaratılış destanında Şaman dini inanışlarından, mühim çizgiler vardır Şaman dini, başta Türkler ve Moğollar olmak üzere, umumiyetle eski Sibirya kavimleri arasında ortak bir dindir Bu din a) Gökleri nûr âlemi; b) Yeryüzü; c) Yer altındaki karanlıklar âlemi olmak üzere üç âlem esâsına dayanır

Gök Âlemi: On yedi kat hâlinde, engin bir nûr alemidir Burada iyilikler, güzellikler ve iyi ruhlar bulunur Bu âlemin hâkimi, bütün varlıkların yaratıcısı olan Tengri Kayra Han = Ülgen’dir Ülgen hemen hemen Tek Tanrı inanışlarını andırır, büyük bir kudret hâlinde tasavvur edilir

Yeryüzü: Yeryüzünde insanlar, başka canlılar ve yir-sup melekleri vardır Bunlar Tanrı’nın yeryüzüne yolladığı iyilik melekleridir Yeryüzünde, ayrıca yer altı aleminden gönderilmiş kötü ruhlar ve cinler de vardır

Yer Altı Âlemi: Yedi yâhut on dört tabaka halinde bir karanlıklar âlemidir Bu âlemin hâkimi “Erlig” isimli bir şeytan veya canavardır

YAPILAN İLMÎ ÇALIŞMALAR

Türk tabiî destanlarından Yaratılış, Türeyiş, Göç, Bozkurt, Ergenokon, Oğuz ve Şu destanlarını bir araya getirerek tek ve bütün bir destan hâlinde ilk söylenişlerinden binlerce yıl sonra, bir Türk yazarı tarafından bütünleştirilmiştir

M Necati Sepetçioğlu, Yaratılış ve Türeyiş adlı yapma Türk destanını yazmıştır Eser ilk defa 1965 yılında Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü tarafından Ankara’da 5000 adet bastırılmıştır Eser aynı yılın içinde İngilizce’ye çevrilerek Kansas Devlet Öğretmen Kolejinde MASTER TEZİ olarak hazırlanmıştır

Eserin 1977 yılında Lehçe çevirisi Varşova’da üst üste iki baskı yapmış ve yirmi bin adedin üstünde satmıştır Yine bu eserden TANRI KARAHAN’ın DÜNYASI adıyla Polonyalı yazar ve rejisör MT Nowakowski’nin uyguladığı monodram Varşova’da STARA PROCHOWNİA Tiyatrosunda sahneye konmuştur

Yaratılış ve Türeyiş’in ikinci baskısı 1969’da 1000 Temel Eser Dizisi’nin 12’nci kitabı olarak on bin adet bastırılmıştır Ayrıca XIX Asırda Prof W Radioff tarafından şâmânî Altay Türkleri arasında derlenmiştir

METİN DURUMU VE TARİHİ KAYNAKLAR

İslamiyetten önceki Türk destanlarının orijinal tam metinleri bulunamamıştır Çin, Arap, İran, Türk vb kaynaklardaki dağınık bilgiler destanı geleneğimizin çok eski devirlere giden bir tarihi olduğunu göstermektedir Ele geçen malzemede naturisme (tabiat kültürü) devresinin izlerini taşıyan “gün, ay, yıldız, gök, dağ, deniz” gibi motiflerin bulunması bunun en canlı delilidir

Resimli Türk Edebiyatı’nda N Sami Banarlı da bu destandan bahsetmektedir
Türk Edebiyatı Tarihi’nde Nihal Atsız da bu destana yer vermiştir

TARİHİ VE COĞRAFİ DURUM (Zaman Ve Mekan Kavramı)

Mekan: Mekan geniş mekandır Olaylar, başta her tarafı su olan bir mekanda geçmektedir Daha sonra Tanrı’nın dünyayı yaratmasıyla olaylar bu dünyada geçer Ayrıca mekan olarak gökyüzü ve yer altı da seçilmiştir Olayların bir kısmı buralarda geçer Burada gökyüzü iyiliklerin taraf bulduğu bir mekan, yer altı da ceza çekmek için gönderilen yer olarak karşımıza çıkar

Zaman: Eserde zaman kronoljik olarak verilmiştir Geniş zaman dilimi kullanılmıştır Olayların cereyan etme sırası veya dünyanın yaratılışı belirli bir sıraya göre olmuştur

Destandaki olayların gerçek tarihle bağlantısının olduğunu söyleyebiliriz İslam tarihinde geçen bazı olaylarla benzerlik göstermektedir Örneğin Er Kişi’nin Doğanay ile Ece’yi kandırıp yasak ağaçtan yedirmesi, şeytanın Hz Adem ile Hz Havva’yı kandırması gibidir Yine aynı şekilde Doğanay ile Ece’nin ceza olarak hemen üzerinden elbiselerinin alınması yine Hz Adem ile HzHavva’nın cezasına benzemektedir

ÖZET

Yeryüzü su ile kaplıydı Sadece Tanrı Kara Han vardı Tanrı Kara Han yalnızlıktan sıkılıyordu Bu yalnızlıktan ürperiyordu Onun ürpermesiyle sular yarıldı ve suyun derinliklerinden bir ses duyuldu Bu ses Ak Ana’ya aitti Ak Ana suyun yüzeyine çıktı ve Tanrı Kara Han’a görününce Tanrı Kara Han buna sen kimsin dedi O da ben Ak Ana’yım sula perisiyim ve senin ve senin kulunum dedi Tanrı bununla konuştukça can sıkıntısı, yalnızlığı gidiyordu Ak Ana Tanrı’ya yalnızlıktan sıkılıyorsun “yarat” dedi ve suya gömüldü Bunun üzerine Tanrı Kara Han Er Kişi’yi yarattı

Bundan sonra Tanrı Kara Han ile Er Kişi birbirlerine yoldaş olmuşlardı Ancak Er Kişi kendi kafasından niye ben alçakta uçuyorum da Tanrı hep yüksekte uçuyor diye kendi kendine düşünmeye başladı Er Kişi, suya değip yükseklere uçmak niyetindeydi Tanrı Kara Han bunu sezdi ve ondan uçma özelliğini aldı Er Kişi’den bu özellik alınınca suya düştü Boğulurken Tanrı Kara Han’dan yardım istedi Tanrı bunu boğmaktan kurtardı Er Kişi suyun derinliklerinden su yüzüne çıkardı Uçamıyordu Tanrı Kara Han’dan üstüne basacağı bir yer istedi Tanrı suyun derinliklerinden suyun yüzeyine doğru büyük bir kaya çıkardı Er Kişi buraya oturdu Er kişi burada düşerim diye korku geçirirken Tanrı ona suya dal ve bir avuç toprak çıkar diye emretti Er kişi de suya dalıp bir avuç toprak alarak Tanrı Kara Han’a götürdü Tanrı, toprağı suya serpmesini söyledi Er Kişi toprağı suya serpti ve geniş bir düzlük oluştu Tanrı tekrar emretti Er Kişi yine suya daldı Fakat bu defa kendisine ileride daha güzel bir dünya kurmak için toprağın birazını sakladı Tanrı bu getirdiği toprağı da suya serpmesini söyledi Er Kişi elindeki toprağı suya serpince toprak geniş bir kara kütlesi haline geldi Er Kişi artık ağzındaki toprağı yere dökecekti, fakat nereye gitse Tanrı Kara Han vardı Bütün o su toprak haline geldi Bu arada Er Kişi’nin ağzındaki toprak da büyüyordu Neredeyse Er Kişi boğulacaktı Tanrı ona acıdı ve kurtulmak istiyorsan tükür dedi Er Kişi tükürünce önceki dümdüz arazide uçurumlar, bataklıklar, tepeler ve çukurlar oluştu Er Kişi bunu kendisinin yaptığını zannederek Tanrı’ya karşı üstünlük taslıyordu ki bir baktı kendisin toprağın ve suyun en derin katında karanlıklar ülkesinde buldu Er Kişi buradayken yukarıda dokuz dallı bir ağaç oluştu Tanrı Kara Han kuşlara ol dedi ve kuşlar oluşup bu ağaçta ötüşmeye başladı

Bu güzellikler içinde Tanrı dokuz daldan dokuz insan yarattı Bu insanlardan dördü kadın, beşi erkekti Tanrı Kara Han, insanları görsün diye Er Kişi’yi karanlıklar ülkesinden kurtarıp buraya getirdi Er Kişi bu güzelliklerin yarısı isteyince Tanrı bu güzellikleri şu gördüğün insanlar için yarattım dedi Er Kişi insanların yarısını isteyince Tanrı sana verecek hiçbir şeyim yok diyerek uçup gitti

Tanrı Kara Han Er Kişi’nin insanlara kötülük yapmaması için yılanı ve kurdu yarattı Er Kişi bir yolunu bulup insanlarla konuşmaya başladı ve Tanrı’nın yasak ettiği meyveleri göstererek bunları niçin yemiyorsunuz deyince insanlar Tanrı yasak etti deyince Tanrı da yalan söyler diyerek onlardan birini kandırabildi

O kandırılan Ece (Eje) idi Bu kadın Tanrı Kara Han’ın yasak ettiği meyvelerden yedi Bu esnada Er Kişi yılanın içine girerek onu kandırmıştı Ece meyveyi götürerek kocası Dağanay’a zorla yedirdi Bunun üzerine Ece ile Doğanay elbisesiz kalınca utandılar ve ağaçların arasına gizlendiler Tanrı gelip bunlara sorunca Ece suçu yılana attı Yılan ise hemen içime bir yabancı girdi, ne yaptığımı bilmiyordum dedi Tanrı, sonra köpeğe sorunca görevi yılana devrettikten sonra uyuyakaldığını söyledi

Bunun üzerine Tanrı bu cennet size göre değil diyerek insanları buradan çıkarıyor Hepsini kendi haline bırakıyor Yemelerine, içmelerine karışmıyor Sonra Ece’ye dönüp sancı çekerek çocuk doğuracaksın ve yüzün pürüzsüz olmasın, izsiz kalmasın diyerek ömür boyu yaşlılığın ve ölümün korkusunu duyacaksın dedi Tanrı, sonra başını yılana çevirip ondan ayaklarını alarak sürün dedi ve insanlar senin düşmanın olsun, seni nerede görürlerse öldürsünler dedi

Tanrı, sonra köpeğe dönerek insanlar seni sevecek fakat irdeleyecekler, onların güvenilmez bekçisi olacaksın ve onlar seni hor görecekler dedi
Sonra Kara Han Er Kişi’ye dönerek sürekli kötülüğe yöneliyorsun, bu senin kıyamete kadar yönün ve yolun olsun dedi

Sonra Er Kişi Tanrı’dan insanlarını saptıracağına dair konuşmalar yaptı Fakat tanrı bunu dinlemedi bile Sonra insanlara, köpeğe ve yılana dönerek hepiniz ölümü tadacaksınız Öldürdüğüm zaman yine bana geleceksiniz diyerek bugünden sonra kendi dünyanızda kendi emeğinizle yaşayacaksınız dedi Bundan sonra benim adım “ülger” olacak, Er Kişi’nin ki ise “Erlik” olacak diyerek size Erlik’i musallat ettim Ben gökler katına çıkacağım sizlere elçim “Gök-Oğul”u göndereceğim dedi ve Erlik’i üç kat yerin dibine ve ayı ve güneşi olmayan bir yere attı

Tanrı bir süre yere inmedi Gök-oğul ona geldi Tanrı ona insanların kullanabileceği bazı şeyleri öğretti Arabayı, yenebilecek otları insanlara bildirmesini söyledi Bu arada Erlik 60 yıl Tanrı’ya yalvardı Tanrı ülger bunu acıdı ve ona insanlardan uzak durmasını söyledi Erlik insanlara geçmişte yaptırdığı kötülüklerden dolayı onların yüzüne bakamayacağını söyleyip kendisine göklerden bir yer yapmasını istedi Tanrı dileğini kabul etti ve
Erlik gökte kendine güzel bir yer yaptı Herkes buna şaşırmıştı Meleklerin başı Ulu Kişi buna şaştı ve göğe yükselip Erlik’in yerini dağıtmak istedi Fakat ona yenildi Sonra Tanrı Ülger’in huzuruna çıkıp yardım istedi Tanrı ona bir kargı verdi Sonra Ulu Kişi bununla Erlik’in yerini paramparça etti Erlik’in bütün âvânesi (kötü ruhlar) yere döküldü Erlik Tanrı’dan bir yer isteyince Tanrı onu yedi kat yerin derinliklerine attı Erlik orada Tanrı’dan izin alarak eline bir çekiç, bir körük, bir de örs aldı Körük bir kadın, çekiç de bir erkek oldu Tanrı bunların yüzüne tükürdü ve bunlar birer kuş olup uçtu, gitti Bunların adına Yalban Kuşları denildi Tanrı şimdi on yedinci kat gökten kainatı idare etmektedir Diğer gök katlarından yedinci katta Gün Ata, altıncı katta Ay Ata oturmaktadır

NOT: Altay Türklerinde bu efsane şu şekilde anlatılıyor Dünya bir deniz idi, ne gök vardı, ne bir yer Uçsuz bucaksız, sonsuz, sular içindeydi her yer Tanrı Ülgen uçuyor, yoktu bir yer konacak uçuyor, arıyordu, bir katı yer, bir bucak Kutsal bir ilham ile nasılsa gönlü doldu Kayıptan gelen bir ses, ona bir çare buldu

Bu efsanede adı geçen Tanrıları “Bay-Ûlgen” yaratıcı bir Tanrı idi Kendisi gökle yerin arasında yüce Tanrı’nın bir elçisi olarak bulunuyordu Bu dünyayı yaratmak için Tanrı tarafından yeryüzüne gönderilmişti

Yine Alta efsanelerinde, büyük bir okyanusun ve suyun esas olmasına rağmen, onlara göre insanoğlu, sudan yaratılmamıştı: “İnsanın aslı yine topraktı” Bu olay şöyle anlatılır

Yine günlerden bir gün, Tanrı Ülgen denize,
Bakarak duruyordu, şaşırdı birdenbire
Bir toprak parçacığı, sularda yüzüyordu,
Toprağın üzerinde, bir kil görünüyordu
“Toprak üstündeki şey, dedi, nedir acaba?
İnsanoğlu bu olsun, insana olsun baba”
Görünmeye başladı, insan gibi bir şekil
Birden insan olmuştu toprak üstündeki kil
“İnsanoğlu bu olsun, insana olsun baba”
Bu ilk insanın ise, adı olmuştu Erlik

Bu efsaneden anlaşılıyor ki Altay yaratılış efsanesinde insanoğlunun aslı, su değil, topraktır (Türk Mitolojisi, Bahaeddin ÖGEL)

KAHRAMANLAR

Tanrı Kara Han: Tanrı’dır İyilikleri ve güzellikleri sever ve bunları emreder Kötülükleri ve çirkinlikleri yasaklar Bağışlayıcıdır Yaratıcıdır Herşeyi o yaratmıştır

Ak Ana: Sular altında yaşayan, suların perisi bir kadın onun isteğiyle Tanrı Kara Han Er Kişi’yi yaratmıştır

Er Kişi: Kanatlı, uçabilen, Tanrı Kara Han tarafından yaratılmış olmasına rağmen Tanrı’ya ortak olmak isteyen hatta Tanrı’ndan üstün olmak isteyen, sürekli kötülükleri, çirkinlikleri seven, nankör, tanrı tarafından yaratılmış ilk insandır İslam dinindeki şeytana benzer

Doğanay: Tanrı’nın ağaç dallarından yarattığı ilk insanlardan biridir Hanımı Ece’ye kanarak Tanrı’nın men ettiği meyvelerden yiyerek cezaya çarptırılmıştır İslam dinindeki Hz Adem’e benzer

Ece (Eje): Er kişi tarafından kandırılıp Tanrı’nın yasak ettiği meyvelerden yiyen ilk kişidir Tanrı tarafından cezalandırılmıştır Yüzünden pürüz geçmemesi ve sürekli sancı çekmesi gerekiyor cezası gereği

Yılan ve Köpek: Tanrı Kara Han tarafından insanların korunması için yaratılmıştır Gör evlerini ihmal ettikleri için cezalandırılmışlardır

Gök-Oğul: İnsanlara bir çok şeyi öğreten bir melektir Tanrı Kara Han’ın elçisidir

Ulu Kişi: Meleklerin başıdır Tanrı Kara Han’ın en sevgili yoldaşıdır Er Kişi’nin göklerini paramparça etmiştir Kötü ruhları öldürmüştür

Ağca dağ, Gün Asan, Alma Ata: Tanrı Kara Han’ın yarattığı meleklerdir İnsanlara kötülüklerden korumaya çalışmışlardır İnsanlara güzel şeyler öğretmişlerdir

MOTİFLER

Bu destanda hem tarihî hem dinî hem de olağanüstü özellikler vardır Motif olarak yaratma Tanrı Kara Han’a has bir özelliktir Er Kişi’ye ait kötülük etme motifi var Bunu şeytan olarak da alabiliriz Sürekli kötülüğü emretmektedir Buna mukabil sürekli iyiliği emreden melekler de vardır Yasak ağaçtan yeme motifi vardır Bu da İslam inancındaki Hz Adem ve Hz Havva’ya yasaklanan ağaç gibidir Bu destana, insanların yaratılışından, tarihinden bahsettiği için tarihilik, Er Kişi’ye uçma özelliği verildiği için olağanüstülük, dini motifler taşıdığı için yani Doğanay ile Ece’nin Hz Adem ile Hz Havva’ya benzemesi, Er Kişinin şeytana benzemesi hasebiyle dini özellikler taşıdığını söyleyebiliriz

Bu destandan şu sonuçlar çıkarılabilir:
1- Türklere göre kainatı yaratan tek bir kuvvet vardır Kainat sudan ve topraktan yaratılmıştır
2- Kadın hayatta mühim bir unsurdur Tanrı Kara Han yaratma ilhamını bir kadın olan “Ak Ana” vermiştir
3- Şeytan çok büyük kudretlere malik olmakla beraber esas itibari ile insandır Hiçbir zaman Tanrı Kara Han’a denk kuvvette değildir
4- İnsanlar bir ana babadan üremiş değildir Dokuz ayrı ırk vardır ki ataları ayrı insanlardır

__________________

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.