05-18-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Kamikaze
Kamikaze
Kamikaze Japonların özel bir bombalama stilidir Uçağı bomba ve yakıtla doldurup Kamikaze pilotlarıyla beraber uçağı yere düşürürler Kamikaze uçakları kalın zırhla donatılmış uçaklardır Bu uçaklar japonların meşhur ZERO avcı uçaklarının 4 versiyonudur
Leyte Körfezi Deniz Muharebesi
Iwo Jima Muharebesi
Iwo Jima Savaşı (Japonca: 硫黄島の戦い Iwo Tō no tatakai / Iwo Jima no tatakai, İngilizce: Battle of Iwo Jima), 16 Şubat 1945 - 26 Mart 1945 tarihlerinde Pasifik Okyanusunda bulunan Iwo Jima adlı küçük bir adada Japon İmparatorluğu ile Amerika Birleşik Devletleri arasında meydana gelen çatışmadır
Okinawa Savaşı
Okinawa Savaşı (Japonca: 沖縄戦 Okinawa Sen), Pasifik Savaşı'nın son aşamasında 1945 yılında Okinawa Adalarına çıkarma yapan Amerika Birleşik Devletleri ile Japon İmparatorluğu arasında meydana gelen savaştır
Hiroşima'ya atom bombası saldırısı ve Nagasaki'ye atom bombası saldırısı
Japonya, kendi adasına kadar geri çekilmek zorunda kalmasına, yoğun stratejik bombardımana karşın direnmesini sürdürmektedir ABD başkanı Truman, Pasifik'teki savaşı bir an önce bitirebilmek için atom bombası kullanmaya karar verildiğini açıklar 6 Ağustos 1945'de Hiroşima, 9 Ağustos 1945'de ise Nagasaki kentleri atom bombasıyla vurulur
14 Ağustos 1945'te Japonya, kayıtsız şartsız teslim olmayı kabul etmiştir Japonya'nın teslim belgesi ise 2 Eylül 1945'de USS Missouri savaş gemisinde imzalanmıştır
Savaş ve Türkiye
Türkiye II Dünya Savaşı’na askeri anlamda katılmamış olmasına karşın, bu topyekün savaşın etkilerini derinden yaşamıştır Savunma amacıyla Çakmak hattı yapılmıştır Öte yandan Türkiye yönetimi, bir yandan başını Almanya'nın çektiği Mihver devletler, diğer yandan da Müttefikler arasında bir denge politikası sürdürerek savaşın dışında kalmaya çabalamışlardır Mihver ve Müttefik politikaları genel anlamda Türkiye'yi Akdenizdeki güç dengelerinde kendi safına çekmeye yönelikdir
İnsan kaynakları yönünden ağır sonuçları yaşanan bir Kurtuluş Savaşı'nın hemen ardından yeni bir savaşa girmemek konusunda kesin olarak kararlı olan Türkiye yönetimi, sonuna kadar denge politikasını sürdürebilmiştir Buna göre 1943'e kadar Almanya'nın istediği Krom ve Bor'u temin etmiştir 1943'ten sonra ise balkanlardaki Alman gerilemesine karşılık Almanya ile anlaşmayı fesh etmiş daha sonra ise Alman-Türk tarafsızlık antlaşmasını da yürürlükten kaldırmıştır
Türkiye yönetiminin savaş dışı kalmak konusundaki çabalarının ilk su yüzüne çıkmış girişimleri 1939 yılı başlarına denk gelir Esasen Türkiye yönetimi, Avrupa'da topyekün bir savaşın kaçınılmaz olduğu konusunda sağlam bir öngörüye sahiptir Amerikalı General McArthur’la 1931 senesinde yaptığı bir konuşmada Mustafa Kemal Atatürk şöyle diyor
"Versay anlaşması I Dünya Savaşı’nı hazırlayan nedenlerin hiç birini ortadan kaldırmamış, aksine dünün başlıca rakipleri arasındaki uçurumu daha fazla derinleştirmiştir Galip devletler yenilenlere barış koşullarını zorla kabul ettirirken bu ülkelerin etnik, jeopolitik ve ekonomik özelliklerini dikkate almamışlar, yalnız düşmanlık duygularının üzerinde durmuşlardır Böylelikle de bugün içinde yaşadığımız barış, ateşkesten öteye gidememiştir Bence dün olduğu gibi yarın da Avrupa’nın kaderi Almanya’nın tutumuna bağlı kalacaktır "
Türk-İngiltere-Fransız Üçlü İttifakı
Kaçınılmaz görünen Avrupa savaşı dışında kalabilmeyi sağlamak üzere, İngiltere ve Fransa’yla 19 Ekim 1939’da Ankara’da bir ittifak anlaşması imzalandı Bu ittifaka göre Türkiye'ye bir taarruzda bulunulursa, İngiltere ve Fransa askeri yardımda bulunacak, öte yandan savaş Akdeniz’e sıçrayacak olursa Türiye de Akdeniz'deki bu savaşa askeri anlamda müdahalede bulunacaktır
Almanya'nın Balkanlara inmesi
Almanya'nın Balkanları istilasının hemen ardından İngiltere'nin Türkiye'nin savaşa katılması konusundaki baskıları artmıştır Churchill'in, Yunanistan'a yurtdışı bir sefer kuvveti göndererek, daha sonra Almanya'nın yumuşak karnına yönelecek bir kama oluşturma projesinin geri tepmesinin de bunda etkisi büyüktür İngiltere'nin bu girişimi, Hitler'in tüm Balkanları istila etmesiyle sonuçlanmıştı
Alman ordularının Balkanları istilasının hemen ardından Alman hükümeti Türkiye'ye bir saldırmazlık anlaşması önermiştir Hitler, devrin Türkiye cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye gönderdiği kişisel mektubunda, Alman ordularının Türk sınırlarına 85 km den daha fazla yaklaşmayacağı garantisini kişisel olarak verdiğini belirtmektedir
Türk-Alman Saldırmazlık Paktı
Türkiye yönetiminin bu öneriyi kabul etmesi, Müttefiklerle ilişkilerini bir dar boğaza sürüklemiştir
18 Haziran 1941'de imzalanan saldırmazlık anlaşması Türkiye’nin Almanya ile olan ilişkileri yönünden bir kilometre taşı oldu Ne var ki 10 Ağustos 1941'de Rusya ve İngiltere, ortak notayı Türkiye hükümetine ilettiler
Bu notada, Türkiye'nin toprak bütünlüğüne saygılı olunacağı ancak, Montrö Antlaşması gereği Türkiye'nin boğazları savaş gemilerine kapalı tutma taahhüdüne sadık kalmasının gereği belirtilmiştir
İzleyen yıllar, Müttefiklerin Türkiye'nin kendi cephelerinde savaşa girmesi konusunda baskılarının giderek arttığı yıllar olmuştur
Ekmek karnesi
Büyük şehirlerde ekmek satışları İkinci Dünya Savaşı döneminde hükumet tarafından belirlenen fiyatlar ve miktarlar üzerinden yapılıyordu Herkesin aldığı günlük ekmek miktarı karnesine işleniyordu Ekmek karnesi gibi zeytin,şeker vb ürünler de karneyle verilmekteydi
Savaş sırasında yaşanan kıtlığın Türkiye'yi de vurması yüzünden ekmek üretimi çok düşmüştür
Herkesin ekmek alabilmasi için ekmek karneleri kullanılmıştır
Savaş yıllarında ekmek alabilmek için gerekli olan belgedir
Kabul Tarihi 14 Ocak 1942
Struma gemisi olayı
Struma II Dünya Savaşı sırasında Nazilerden kaçan Yahudileri Filistin'e götürmek üzere Romanya'dan yola çıkan gemi
Varlık Vergisi
Varlık Vergisi, 11 Kasım 1942 tarih ve 4305 sayılı kanunla konulan olağanüstü servet vergisinin adıdır Türkiye vatandaşı olan gayrımüslim azınlıkların servetinin önemli bir bölümüne bu vergi ile devletçe el konulmuş, vergiyi ödeyemeyen veya ödemeyen kişiler Aşkale'de kurulan çalışma kampına gönderilmiştir
Vergiden sorumlu Fait Ökte tarafından toplanan bu vergi 1944 yılında kaldırıldı ancak uluslararası ilişkilerde prestij kaybına neden olmuştur
Adana görüşmesi
2 Dünya Savaşı sırasında Türkiye Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile İngiliz Başbakanı Churchill arasında 30-31 Aralık 1943'te Adana yakınlarındaki Yenice istasyonunda yapılan görüşme sonucunda Türkiye müttefiklere yaklaşmakla beraber savaşa girmeyi kabul etmemiştir Çünkü İnönü'nün Türkiye'yi taraf yapacağını belirttiği mühimmatın sadece %4'ü Türkiye'nin eline geçmiştir ve Almanya hala Balkanlarda egemendir
Kahire görüşmesi
4-7 Aralık 1943 2 Dünya Savaşı sonra Uzak Doğu'daki gelişmeleri değerlendirmek maksadıyla; Roosvelt, Churcill ve Chiang Kai-Shek arasında; 22-26 Kasım 1943 tarihleri arasında Kahire'de bir toplantı yapıldı Konferansta kesin bir sonuca varılamadı Roosvelt ve Churcill Tahran Konferansına bu atmosfer içinde gittiler Ayrıca bu konferansta Türkiyenin savaşa girme durumuda görüşülmüş ama bir sonuca varılamamıştır Konferansa Türkiye'den İsmet İnönü katılmıştır
Irkçılık-Turancılık Davası
2 Ağustos 1944 tarihine kadar Türkiye yönetimi bu baskılara direnmiş, savaşın kaderinin belli olduğu tesbitiyle Müttefiklerle anlaşmaya yönelmiştir Almanya ile ve hemen ardından Japonya ile tüm diplomatik ve ekonomik ilişkilerini kesme kararı alan Türkiye yönetimi, Müttefik liderleri Şubat 1945’te toplanan Yalta Konferansı’nda, yeni kurulacak Birleşmiş Milletler’e yalnızca 1 Mart 1945 tarihine kadar Almanya’ya savaş açmış ülkelerin katılmasını içeren bir karar almaları üzerine, 23 Şubat 1945'te Almanya’ya savaş ilan etmiştir
Türkiye, 2 Dünya Savaşına savaşın bitiminden 2 ay önce katılmıştır Fakat bu savaşa katılım daha çok kağıt üzerinde gerçekleşerek herhangi bir kayıp gerçekleşmemiştir Savaşın gelişmekte olduğu sırada ülkede de artan bir İtalya-Almanya yanlısı kamuoyu vardı Bunların başlıcaları Yunus Nadi, Nihal Atsız gibi dönemin tanınmış isimleri idi Mahkeme sonucunda pek çok zanlı suçsuz bulunmuştur Türkiye'de kendini müttefikler bazında aklamıştır
Türkiye savaşa Birleşmiş Milletler safında katılmasına rağmen Sovyetler tarafından mihver tarafını tutmakla suçlanmış ve Sovyetlerle Kars Antlaşmasından beri uzatılan saldırmazlık antlaşmasının sonunu getirmiştir Bunun üzerine Türkiye Sovyetlere karşılık Amerika ile yakınlaşmaya başlamış ve Kore Savaşı'nın ardından NATO'ya katılmıştır
|
|
|