Şengül Şirin
|
Insan Gücü Ve öğretmen
İNSAN GÜCÜ VE ÖĞRETMEN
Biyoloji eğitimi teknolojisinde “insan gücü” öğesi, eğilim sırasında öğretme - öğrenme sürecine kalılan veya katkıda bulanan herkesi içerir Okulun yöneticileri, memurları, hizmetleri; varsa doktoru, hemşiresi, psikologu, rehberlik uzmanı, eğilim araçları merkezi ve külüphane personeli, sınıfa gelirilecek kaynak kişiler (ormancı, doktor, veteriner, kimyager, hemşire, bahçıvan, eczacı v b ), okulun diğer öğretmenleri, sınıfın biyoloji öğret meni ve öğrenci velileri, insan gücü öğesinin üyeleridir
Bunların en önemlisi, şüphesiz ki, sınıfın biyoloji öğretmenidir Çünkü, öğrencilerin biyoloji alanındaki eğtim ihtiyaçlarını saptayan ve bu ihtiyaçları gidermeye yardımcı olacak bütün araç, gereç ve yöntemleri seçmeyi, düzenlemeyi, kullanmayı ve bu yolda öğrencilerin biyoloji eğitiminin saptanan amaçlarına ulaşmalarını sağlamaya çalışan kimsedir Yani öğretmen, biyoloji eğitimi teknolojisi açısından önemli görevleri üstlenmiş olan insan gücünün en önemli elemanı ve sınıftaki temsilcisidir
Biyoloji alanında öğretmenlik yapmak isleyen bir kimsede en azından aşağıdaki özelliklerin bulunması gereklidir:
1 Biyolojiyle ilgili bilişsel, duyuşsal ve psikomotor davranışları, en az öğretmenlik yapacağı eğitini düzeyine yetecek derecede edinmiş olma
2 Biyoloji alanıyla diğer konu alanları arasındaki ilişkileri kavrayacak ve gerektiğinde onlardan yararlanabilecek kadar genel kültüre sahip olma
3 Biyoloji alanıyla ilgili bilişsel, duyuşsal ve psikomotor davranışları, hangi özelliklere sahip öğrencilere, hangi koşullarda, hangi araç ve yöntemleri kullanarak nasıl daha iyi öğretebileceğini öğrenmiş olma
Öğretmen adayları, özellikle yukarıdaki üçüncü maddede sözü edilen davranışları, öğretmenlik formasyonu veren derslerin yardımıyla edinirler Bu dersleri izleyen öğretmen adayları, eğitecekleri öğrencilerin bilişsel, duyuşsal, psikomotor gelişmelerindeki evreleri; toplumda yer alan kurumların eğitimle ilişkilerini ve ona yaptığı etkileri; eğitim programlarım yapma, geliştirme, ölçme ve değerlendirme ilke ve etkinliklerini; davranış bilimlerinin iletişim ve öğrenme ile ilgili ilke ve kuramlarını ve bunların uygulanışını öğrenirler Sonra da bu öğrendiklerinden yararlanarak öğrencilerini, okuttukları biyoloji dersinin eğilim programlarında verilmiş olan özel amaçlarına ulaştırmaya çalışırlar
Yukarıdaki açıklamalar, öğrencilerin biyoloji eğiliminin özel amaçlarına ulaştırılmasında öğretmenin, velilerin, okuldaki ve çevredeki diğer sorumlu ve yetkililerin önemini göstermenin yanında, biyoloji eğilimine katkısı olan insan gücünün yalnız bu sayılanlardan ibaret olmadığım da belirtmektedir Burada, iyi bir biyoloji eğitiminin yapılabilmesi için öğretmenene yardımcı olan insan gücünü bilimsel olarak yönlendiren asıl temel insan gücü elemanlarının, fen ve biyoloji eğitimi alanında araştırmalar yaparak kuramlar geliştiren, öğretim yöntem ve tekniklerini üretip deneyen araştırmacı bilim adamları olduğunu; davranış bilimlerinin öğrenme ve ileşilim alanlarındaki verileri ile fiziksel bilimlerin gelişen araç geliştirme teknolojisini izleyerek yeni öğretme araçlarının prototiplerini üreten araç geliştirme uzmanlarını da bunlara kalmak gerektiğini söylemeliyiz
İnsanın, bu ünitede incelediğimiz gelişim süreci içinde biyoloji eğitiminin önemli bir yeri vardır Eğitimciler insanı “biyo-kültürel ve sosyal bir varlık” olarak tanımlarlar Fakat doğrucası, bir canlı olması nedeniyle önce biyolojik bir varlık olarak düşünülmesi gerekir, daha önce belirtildiği gibi insan, biyolojik bir ortamda zigot olarak yaşamına başlar, ana karnında gelişerek aile içinde dünyaya gelir Önceleri gerek kendisinin ge-rcksc aile bireylerinin vücut ve organları ona en yakın biyolojik varlıklardır Geliştikçe duyu ve hareket organlarını kullanarak çevresini daha sonra vücudunun ve organlarının kapasitelerini öğrenmeye başlar, neyi nasıl yapıp yapmayacağının bilincine varır
İnsan büyüdükçe vücut bakımının ve sağlığın ilişkilerini ve gerekliliğini kavrayarak yeni biyolojik bilgiler edinir Küçükken cinsiyelle ilgili, merakları, ergenlik döneminde uğradığı bedensel ve ruhsal değişmeler nedeniyle biyolojik bilgiler yönünden açlığı gittikçe artar Bu arada çevrede yetiştirilen ve gerek besin için gerekse diğer maksatlarla kullanılmakla olan hayvan ve bitkiler hakkında bilgi edinir Canlıların birbirleriyle ve insan yaşamıyla ilgili ilişkilerini kavramaya çalışır
Gerek aile bireylerinde, gerekse çevrede yetiştirilen canlılarda zaman zaman ortaya çıkan rahatsızlıklar, hastalıklar ile bunların iyileştirilme etkinlikleri, insanın biyolojik bilgilerinin gittikçe artmasını sağlar Yetişkinlik yaşlarında kendi eşi ve çocuklarıyla ilgili sağlık, beslenme ve yaşama problemleri, insanın biyolojiyle ilgisini kesmesine izin vermez
Bireylerin, karşılaşacakları biyolojik problemlerine en doğru yoldan yaklaşıp onları çözümleyebilmelcri için ailede başlatılan biyoloji eğtiminin, mümkün olan en iyi ve doğru bilgiler verilerek ve uygulamalar yaptırılarak anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liselerde eğilim programları içinde önemle yer alması; daha sonra da basın, radyo ve televizyon aracılığıyla ömür boyunca sürdürülmesi gereklidir
Bu da ailede, okulda ve toplumda biyoloji alanında bireylere yardımcı olabilecek kimselerden oluşan insan gücünün gayretiyle başarılabilir
ÖZET
İnsan, biyolojinin konusu olan bir ortamda gözlerini dünyaya açar Ailede başlayan fen eğitim okulda ve okul biliminden ölünceye kadar sürer İnsan yaşamı boyunca fen alanında durmadan yeni şeyler öğrenir
İnsan doğduğu günden başlayarak değişik zihiıısel gelişim dönemlerinden geçer İlkokul çocuğu, zilıiıısel gelişim yönünden somut işlemler döneminde bulunmaktadır, bu dönem, somut eşya ve olaylarla karşılaşarak, yaparak-yaşayarak, bilişsel, duyuşsal ve psikomotor davranışlar kazanma dönemidir Varlıkların özellikleriyle ilgili korunum ve dönüşlülük kavramları bu dönemde öğrenilir
On bir - on iki yaşlarından itibaren ise bireyin zilıinscl gelişimi soyut işlemler dönemine girer Soyut işlemler döneminde birey, soyut kavramları gelişitirip, anlamaya ve -sembollerle hipotezlere dayalı düşünmeyi ve işlemler yapmayı öğrenmeye başlar Kontrollü deneyler yoluyla birden çok değişkeni kullanarak sonuçları toplayıp yorumlayarak öğrenme ve teori ya da model geliştirme bu dönemde başlar
Bireyin yaşam boyu sahip olacağı özelliklerin temelinde, zigotun oluşumu sırasında ana ve babadan sayı bakımından yarı yarıya gelen genler bulunmaktadır
İnsanın ömür boyu değişmeyen özellikerini yalnızca bu genler tayin eder Bazı özelliklerin ise, genlerle alt ve üst gelişim sınırları saptanmıştır Bu özelliklerin bu iki sınır arasındaki herhangi bir değeri alması bütünüyle bireyin içinde yaşadığı çevrenin koşullarına bağlıdır
Bireylere okulda biyoloji eğitimi verecek öğretmenlerin, biyoloji alanıyla ilgili bilişsel, duyuşsal ve psikomotor davranışları kazanmış, öteki konu alanlarından yeterli miktarda genel kültür edinmiş ve biyoloji bilimini öğretebilmek için yeterli öğretmenlik meslek bilgisine sahip kimseler olmaları gereklidir
Fetus, üçüncü gebelik ayı başından doğuma kadarki devre içinde ana rahmindeki canlıya verilen ad İlk sekiz haftanın bitimiyle, 9 -40 haftalar arasını kapsayan fetal dönem başlar Fetal dönemde, embriyonal dönemde oluşan organ sistemleri gelişir Fetal dönemde bulunan canlıya Fetus denilir
İlk canlı taslağı ana rahmine düştükten sonra yaklaşık 40 hafta boyunca burada barınacak, beslenecek ve korunacaktır Bu uzun süre boyunca gelişimini tamamlayarak, yeni dünyaya uyum sağlayabilecek hale gelecektir
Bilindiği gibi gebelik süresi ortalama 40 haftadır Bebeğin gelişimi ve gebeliğin fizyolojisi bakımından bu süreyi 3 bölümde incelemek alışa gelmiştir Bu bölümlerin her biri 3 er aylık dönemlerdir ve sırasıyla 1 2 ve 3 trimestri diye adlandırılır
1 trimestri ( ilk 3 aylık dönem ) :
Döllenmeden yaklaşık 1 ay sonra embriyo içinde basit bir kan deveran sistemi çalışmaya başlar Spinal kord (omuriliğin ilk taslağı) kapalı ve embriyo yaklaşık 4 mm uzunluğundadır 2 ayın sonunda kalbin kapakçıkları ve dört odacığı oluşur ve çalışır hale gelir Doppler ultrasonografi ile kalp sesleri duyulmaya başlar Bu sırada sinir sistemi de gelişmeye başladığından motor aktivite de başlar 3 ayda fetus hareket edebilir hale gelir Minicik bacaklarını ve kollarını oynatmaya başlar 3 ayın sonunda yaklaşık 21 gr kadar, yani bir mektup zarfı ağırlığındadır Uterus içinde gestasyonel sac ve 9 mm boyundaki 6 w lık normal seyirli gebelik ; 8 haftalık gebelikte yolk sac,kol ve bacak taslakları rahatlıkla görülebiliyor ;Fetal kalp sesi gelişen teknoloji ile birlikte 6-7 haftalardan itibaren duyulmaktadır Daha büyüdüğünde ultrasonografide kalp hareketleri de gözle görülür hale gelir ;
2 trimestri ( ikinci 3 aylık dönem ) :
4 ayın ortalarına doğru fetüs yaklaşık 15 cm uzunluğuna ulaşır Kollar ve bacaklar,tırnaklarıyla birlikte,artık tamamen şekillenmiştir Saçları çıkmaya başlar 5 ay başladığında sese karşı reaksiyon gösterir Saçı renklenir 6 ay içinde boyu 30 cm ye kadar ulaşır İç kulak yapısal olarak çalışmaya uygun hale gelmiştir Başparmak yakalayama kabiliyetini kazanmıştır 12 haftalık fetus,yüz yavaş yavaş şekillenmiş,özellikle alın,göz çukurluğu ve burun fark ediliyor dikkat edildiğinde sol elini ağzına götürmüş olduğu fark edilebilir ; 16 haftadaki fetüsün yüzü yaklaşık olarak 4 cm kadar olmuştur Ve yüz net olarak görülebilmektedir ; ikinci trimestri de fetal ön kolda, ulnar ve radial arterlerdeki kan akımının renkli doppler ultrasonografide görünümü ; Sıvı hareketini algılayabilen ileri teknoloji ultrasonlarla fetusun idrar yapışı ( miksiyon ) yakalanabilir ; 20 haftalık fetus Fetal kardiak sistem,akciğerler,karaciğer,böbrekler,sindirim sistemi ve genital organlar gibi tüm sistemler büyük oranda değerlendirilebilmektedir ;
3 trimestri ( üçüncü 3 aylık dönem ) :
7 ayda ( muhtemelen ) tat alma duyusu oluşmuştur Bu dönemde yaklaşık olarak 33 cm kadar olan boy daha da artarak doğuma kadar 50 cm civarına kadar ulaşır Kilosu ise 3 kat kadar artar 8 ay içinde akciğerler gelişimini tamamlar ve dış dünyaya uyum sağlayabilecek yetiye sahip olur 15 gün önce ya da sonra da olabilmekle birlikte ortalama 40 haftada doğum gerçekleşir  Küçük insan yeni dünyaya merhaba der 
1 ay : Henüz anne rahmine yeni yerleşme sürecidir Anne rahmi ile gebelik arasında damarsal bağlantı başlamıştır Bebeğin baş ve organları henüz taslak halindedir Sinir sistemi gelişmeye başlamıştır Bebek 10-12 mm kadar uzunluktadır 2 ay : Organogenez olarak adlandırılan organların teşekkül devresidir Tüm organlar taslak halindedir Bu devrede dış etkenlere maruz kalınırsa bebekte zarar meydana gelme ihtimali olan devredir Kalp ve temel damar sistemi oluşmuş ve 5 haftada kalp atmaya başlamıştır İç organlar ve özellikle mide barsak sistemi gelişir El ve ayaklar büyümeye başlar Dış üreme organları teşekkül eder Bebek 25 mm uzunluktadır 3 -4 ay : Minyatür bir insan şeklini almış olan bebekte dış organlar teşekkül etmiştir Kemikleşme başlamıştır Kafa hızla gelişmektedir Omurga son şeklini almaktadır Mide barsak sistemi çalışmaya başlar 3 ay sonunda omurga da kapanır Bebek yaklaşık 7 5 cm uzunluktadır 5 - 6ay : Ortalama ağırlığı 500 gr civarındadır Bebek hareketleri anne tarafından hissedilir Henüz organlar büyüme devresindedir Vücudunda ayva tüyleri büyümeye başlar Saçlar çıkmaya başlar 6 ayda saçlara ilaveten kaş ve kirpikler gelişmeye başlar Akciğerleri halen gelişmemiştir Gözleri açılmaya başlar Ortalama 750 gr civarında ağırlığı mevcuttur 7 ay : Akciğerlerde nefes almayı sağlayan surfaktan adındaki maddele üretilmeye başlar Doğum gerçekleşirse yoğun bakım şartları ile yaşayabilir Ortalama 1000 gr civarındadır 8 ay: Bebekte hızlı kilo aldığı devre başlar Ortalama 200 ile 250 gr arasında kilo artışı saptanır Erkek bebeklerde testisler torbalara inmeye başlar Akciğer gelişimi hızlanır Normal hayata adaptasyon süreci başlamıştır 2000 gr civarında ağırlığa ulaşır 9 ay: Bebeğin tüm organları gelişmiş ve doğum için hazırdır Akciğerleri nefes almak için gerekli olgunluk sürecini geçirmiştir Kalbinde sağ ve sol kulakçık arasında delik doğumdan sonra kapanacak Aynı şekilde akciğer atardamar ve ana damar(aorta) arasındaki açık kanal doğumdan sonra kapanacak Bu devrede önde gelen baş ise doğum kanalına yerleşmiştir
|