|  | Eski Hastalık Özeti Reşat Nuri GÜNTEKİN |  | 
|  04-28-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Eski Hastalık Özeti Reşat Nuri GÜNTEKİNROMANIN KONUSU: Eski Hastalık, toplum içinde bulunmak istememe ve eğer toplum içinde bulunuyorsa sessiz kalma hastalığı bulunan Züleyha’nın, İçel vilâyetinin Gölyüzü adlı bir çiftliğinde eski derebeyi torunlarından kocası Yusuf ile birlikte Taşucu vapuru ile bu çiftliğe yapılan uzun deniz seyahati, bu seyahatte ve çiftlikte geçen Yusuf ile Züleyha’nın hayatını konu edinmiştir  ROMANIN ÖZETİ: Züleyha’nın çocukluğu İstanbul’da geçmişti  Annesi ölmüştü  Babası Ali Osman Bey askerdi  Züleyha babasını tanımaya vakit bulamamıştı  Birkaç senede  bir İstanbul’a uğrar, yirmi otuz gün ailesinin yanında kaldıktan sonra, tekrar kıt’asına dönerdi  Yusuf ise Ali Osman Bey’in askeriydi  Onunla birçok kere muharebelere katılmıştır  Yusuf daha sonra belediye reisliğine kadar yükselmiştir  Yusuf annesi Enise Hanım ile birlikte Gölyüzü çiftliğinde yaşamaktadır  Züleyha, Yusuf’u babası sayesinde tanımıştı  Bir gün Ali Osman Bey kızına mektubunda: “İstanbul’dan hareketini bana telgrafla bildir  Seni, Yenice istasyonunda beklemeye gelirim  Oradan beraberce Silifke’ye gideriz  ”  Ancak Ali Osman Bey yoğun işlerinden dolayı istasyona Yusuf’u kızını Silifke’ye götürmesi için göndermişti  Bu sayede  Yusuf ile Züleyha Yenice istasyonunda tanışmışlardı  Züleyha, Gölyüzü çiftliğine gittikten bir süre sonra babası Ali Osman Bey de geldi  Bu çiftlikte Yusuf annesi Enise Hanım ile birlikte yaşıyordu  Çiftlikte geçen günler boyunca Züleyha ile Yusuf birbirlerini sevmişlerdi  Enise Hanım da Züleyha’yı oğluna gelin olarak beğenmişti  Oğlunun Züleyha ile evlenmesini istiyordu  Nitekim, Ali Osman Bey de razı olunca Züleyha ile Yusuf  müthiş bir düğünle evlenmişlerdi  Çift, evlendikten sonra aralarında hep soğukluk olmuştu  Zaten hasta olan Ali Osman Bey bir müddet sonra ölmüştü  Züleyha iyice çöktü  Yusuf karısındaki melânkolinin gittikçe arttığını gördükçe üzülüyordu  Ayrıca Züleyha, Yusuf’un sık sık belediye işlerinden konuşmasından rahatsız oluyordu  Yusuf’un bu belediye politikası davaları aralarını şiddetle açmıştı  Züleyha kocasına karşı tenkitlerde çok sert davranıyordu  Günün birinde Züleyha, Yusuf’a ayrılmalarını teklif etti  Yusuf da bunu kabul edince mahkeme bir yıl sonra resmî olmak üzere ayrılmalarına karar vermişti  Ama onlar hâlâ karı kocaydılar  Züleyha İstanbul’a dayısının yanına gitti  Burada tanınmış tüccarlardan birinin oğlu ile tanışmıştı  Bu genç ile Alemdağı’na giderken trafik kazası geçirdi  Züleyha yaralı halde hastahanede yatarken gazeteler olayı resimlerle beraber isimleri de yazarak ortaya koymuştu  Yaralı kadına bütün arkadaşları ziyarete geliyordu  O bu durumdan sıkılıyordu  Ziyarete gelenlerin hemen gitmesi için ağır hasta numaraları yapıyordu  Yusuf bu kaza olayını öğrenir öğrenmez hastahaneye gitti  Ne de olsa eski karısıydı  Fakat resmî olarak evliydiler  Mahkemenin verdiği bir yıllık süre dolmamıştı  Yusuf karısının tedavisi için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmaması için doktorlara emirler veriyordu  Züleyha’yı Gölyüzü’ne götürmek istiyordu  Uzun bir deniz seyahatinin karısının sıhhati için iyi olacağını düşünüyordu  Taşucu, Akdeniz kıyılarında işleyen küçük bir yük vapuru idi  Yusuf bu vapurla Züleyha’yı Silifke’ye on beş günlük bir deniz yolculuğu ile götürmeyi plânlamıştı  Züleyha kocasının bu isteğine razı olmuştu  Ancak Züleyha’nın hastahaneden çıkmaması gerekiyordu  Yusuf buna karşı çıkarak, karısını kucakladığı gibi Taşucu’na götürdü  Geminin, bir bacağı takma olan ihtiyar bir kaptanı vardı  Ayrıca güvertede beyaz bıyıklı, fakir kıyafetli bir ihtiyar daha bulunuyordu  Bu ihtiyar, geminin hususi doktoru Emin Bey idi  Züleyha bu halde bir insanın çalışmasına hayret etti  Vapur, Sirkeci açıklarında bir şamandıraya bağlı idi  Artık Gölyüzü’ne uzun bir deniz seyahati başlamıştı  Yusuf’un bu seyahati yapmasının asıl amacı zaten soğuk bir insan olan Züleyha’nın yeni kasabalar, yeni insanlar görmesini sağlamaktı  Nitekim istedikleri yerde duruyorlar, durdukları yerleri geziyorlardı  Taşucu gemisi ile Tekirdağ’dan başlamak üzere, Marmara’nın büyük küçük hemen hemen bütün iskelelerine uğradılar  Marmara bittikten sonra Çanakkale Boğazı’na girilmişti  Çanakkale’de muharebe yerlerini bir gün boyunca gezdiler  Yusuf, Züleyha’ya Ali Osman Bey ile muharebede yaralandıkları yeri gösterdi  Züleyha bunlardan etkilenmişti  Doktor Emin Bey fazla yaşlı olduğu için yolculuk ona yaramıyordu  Yolculuk sırasında hastalandı ve bu hastalığın sonucunda vefat etti  Züleyha onu sonradan çok sevmişti  Hatta ölünce ağladı  Taşucu gemisinin tayfasını Midilli, Sakız, Girit gibi adalardan gelen düşkünler oluşturuyordu  Bu düşkünler geminin eğlencelerini de düzenliyorlardı  Gemi artık Silifke’ye ulaşmıştı  Bu seyahat sonucunda, Yusuf Züleyha’yı hiç bu kadar konuşurken görmemişti  Belki de bu deniz seyahati amacına ulaşmıştı  Resmî olarak ayrılmaları için iki ay kalmasına rağmen Züleyha ile Yusuf’un arası hiç bu kadar yakın olmamıştı  Yusuf ayrılmalarına rağmen Züleyha’nın hemen iyileşmesi için niçin bu deniz seyahatini yapmıştı ve resmî olarak ayrılma süreleri gelene kadar Züleyha’nın Gölyüzü’nde kalmasını istemişi  Yusuf buna cevap olarak, Züleyha’ya babasının askerlikte kendisine yaptığı iyilikleri ve fedakârlıkları söyledi  Züleyha, çok sevdiği Gölyüzü’nde son günlerini yaşıyordu  Züleyha’nın ayrılma vakti gelmişti  Yusuf ile birlikte Mersin istasyonuna gittiler  Züleyha asla unutamayacağı deniz seyahati için Yusuf’a teşekkür etti  İstasyonda konuşurlarken ekspres gelmişti  Züleyha büyük bir üzüntüyle Yusuf ile vedalaşarak Mersin’den ayrıldı  ROMANIN ANA FİKRİ: Hayata küsmüş ve hasta olan insanları kazanmaya çalışalım  Her insan gibi onların da iletişime ihtiyaçları vardır  ROMANDAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ: Züleyha: Konuşmayı sevmeyen ve kalabalık bir yerde bulunmak istemeyen, iyi eğitim görmüş, kültürlü bir insandır  Yusuf’un üç yıl süre boyunca karısı olmuştur  Yusuf: Her bulunduğu yerin hakim ve sahibi kesilmek isteğinde bir erkekti  Sadece uşak, hizmetçiler değil, şahsiyet sahibi, belli başlı birtakım insanlar da ona itaat ederlerdi  Züleyha’nın kocasıdır  Ali Osman Bey: Züleyha’nın babasıdır  Birçok muharebede komutanlık yapmıştır  Ailesini işinden dolayı çok az görürdü  Fedakâr bir askerdir  Enise Hanım: Yusuf’un annesidir  Çiftlikte sade bir hayat yaşayan, geleneklere bağlı bir kadındır  ROMAN HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER: Romanda birçok kişi, olay ve yer tasvir edilmiştir  Gemiyle yapılan yolculuk sırasında Yusuf ile Züleyha’nın ziyaret ettikleri yerler de anlatıldığı için bir gezi yazısı özelliği de taşımaktadır  Olaylarda ayrıntılara da önem verilmiştir  ROMANIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ: REŞAT NURİ GÜNTEKİN (1889-1956) Çağdaş Türk edebiyatının oluşumunun öncülerinden olan Reşat Nuri Güntekin, roman, öykü ve oyunlarında toplumun farklı kesimlerinin sorunlarını dile getirmiş; yapıtlarıyla geniş kitlelere ulaşabilmiş biridir  Yarattığı etkileyici duyarlık evreniyle; toplumun moral değerlerinin gelişmesinde, yetişmekte olan yeni kuşakların duygu ve düşünce dünyalarının zenginleşmesinde yönlendirici olmuştur  Reşat Nuri, 25 Kasım 1889′da İstanbul’da doğdu  Babası askerî doktor Nuri Bey’dir  İlköğrenimini Çanakkale İptidai Mektebi’nde yaptı  Çanakkale İdadisi’nde bir buçuk yıl okuduktan sonra, bir süre İzmir Frere’ler Okulu’na devam etti  Buradan tasdikname ile ayrıldı, sınavla girdiği İstanbul Darülfünun (Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi’nde yüksek öğrenimini tamamladı (1912)  Bursa Sultanîsi’nde Fransızca öğretmenliği yaptı (1913)  İstanbul Vefa ve Erenköy liselerindeki müdürlüğü sonrası (1916-1919); Kabataş, Galatasaray, İstanbul Erkek liseleriyle; Çamlıca ve Erenköy Kız liselerinde Türkçe, edebiyat, felsefe, eğitbilim, Fransızca dersleri okuttu (1919-1931)  Millî Eğitim müfettişi oldu (1931-39)  Bir dönem Çanakkale milletvekili seçildi (1939-43)  Millî Eğitim başmüfettişliği (1947); Paris Kültür Ateşeliği ve öğrenci müfettişliği görevlerinde bulundu (1950)  Ateşeliği sırasında, UNESCO’da Türkiye temsilciliği yaptı  Emekli olduktan sonra (1954), İstanbul Şehir Tiyatroları’nda edebi kurul üyeliğine getirildi  Kanser tedavisi için Londra’ya gitti  7 Aralık 1956′da burada öldü  Karacaahmet Mezarlığı’na gömüldü  Başlıca Yapıtları: - Yeşil Gece - Çalıkuşu - Damga - Eski Hastalık - Yaprak Dökümü - Kavak Yelleri - Yaban - Kavak Yelleri | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Eski Hastalık Özeti Reşat Nuri GÜNTEKİN |  | 
|  05-13-2009 | #2 | 
| 
Şengül Şirin   |   Cevap : Eski Hastalık Özeti Reşat Nuri GÜNTEKİN  Eski Hastalık  (Reşat  Nuri Güntekin) KİTABIN YAZARI : Reşat Nuri Güntekin KİTABIN YAYIN EVİ : İnkılâp Kitapevi BASIM YILI : 1996 KİTABIN KONUSU Farklı kültürler çerçevesinde yetişmiş iki insanın hayatlarını birleştirmeleri sonucunda meydana gelen mutsuz bir evlilik; aşk, tutku, sadakat ve vefa kavramları çevresinde dönen olaylar kitabın konusunu teşkil etmektedir  KİTABIN ÖZETİ Züleyha, küçük yaştan itibaren annesiyle birlikte İstanbul’da yaşayan bir kızdır  Batı kültürünün yaşam tarzında büyüyen ve eğitimini bu yabancı okullarda tamamlayan Züleyha’nın babası Ali Osman Bey, subay olup bu yıllarda Anadolu’nun düşman işgalinden kurtulması için Millî Mücadeleye katılır  Züleyha’nın İstanbul’da geçirdiği yıllar aynı zamanda İstanbul’un düşman işgali altında olduğu yıllardır  Bu sebeple batı kültürünün etkisi burada yaygın olarak görülmekte ve İstanbul sosyetesi de bu yaşam tarzına ayak uydurmaya çalışmaktadır  Züleyha, dayısı Şevki Bey’in tanınmış kişilerden olması sebebi ile bu yaşantıdan uzak değildir hatta bu yaşayış biçiminin yaygın olması için uğraş verenlerden birisidir  Aradan birkaç yıl geçtikten sonra Millî Mücadele sona erer ve Ali Osman Bey, İstanbul’a geri döner  Yüz Temel Eser Özetleri,   Kitap Özetleri,   Roman Özetleri,   Yüz Temel Eser,    Özet Fakat burada kalıcı değildir ve görevi gereği Anadolu’ya geri dönmesi gerekmektedir  Bu sefer ailesinden ayrı kalmak istemeyen Ali Osman Bey, ailesinin de kendisiyle birlikte gelmesini ister  Züleyha, tahsilini bahane ederek bir süre İstanbul’da kalmayı başarır fakat ilerleyen zamanlarda babasının ısrarlarına daha fazla dayanamayarak tahsilin yarım bırakır ve ailesinin yanına geri döner  Burasını kendisine bir zindan olarak gören Züleyha, bir süre kendisini odasına kapatır ve kimseyle konuşmaz  Yerli halka yaptığı kibirli tutumlarına ve onları hor görmesine rağmen buradaki insanların ona saygı gösterip samimî ve içten davranmalarına bir süre sonra alışır ve insan içine çıkmaya başlar  Baba sevgisine hasret olan Züleyha, artık vaktinin çoğunu babasıyla birlikte geçirmekte ve onun yaptığı kahramanlıkları, halkın onu ne kadar sevdiğini öğrenmekte ve babasıyla gurur duymaktadır  Bu süreç içimde babasının emir subaylığını yapmış olan ve babasının askerden ayrıldıktan sonra da görev yaptığı yerde yaşayan, buraların hatırı sayılır kişilerinden genç Yusuf ile tanışır   Yusuf, Ali Osman Bey’e karşı gayet saygılı be savaş esnasında onunla omuz omuza çarpışmış Ali Osman Bey yaralandığında onu sırtında taşıyarak hayatını kurtarmış olan bir gençtir  Babası erken yaşta vefat edince babasından kalan çiftlik ve tarlalara bakmak onun sorumluluğu altına girmiştir  Dürüst ve içten tavırlarıyla Züleyha’nın hemen ilgisini çeken bu genç, Ali Osman Bey’in kızı olduğu gerekçesiyle Züleyha ile aynı ortamda bulunmaktan dahi kaçınır  Bu zaman zarfında Züleyha’nın annesi vefat eder  Artık İstanbul’a dönme umudunu tamamen yitiren Züleyha’yı babası ile Yusuf’un annesi olan Nefise Hanım teselli eder  Özellikle Züleyha’yı kızı gibi gören Nefise Hanım, Züleyha için bir dayanak olmuştur  Uzunca bir müddet kendine gelemeyen Züleyha’nın içinde bulunduğu bu psikolojik durum sona erince kendisini dünyadaki hiçbir şeyin mutlu edemeyeceğini her şeyin aslında boş olduğunu düşünmeye başlar  Daha sonra babasının da isteği üzerine Yusuf ile evlenir   Farklı dünyaların temsilcileri olan Yusuf ile Züleyha’nın evliliği Züleyha’nın farklı tutum ve yaklaşımları sebebi ile çekilmez bir hâl alır  Züleyha’nın amacı; kendince modern çağın gereklerine göre kocasının davranışlarını değiştirmektir  Fakat bunu yaparken kalp kırıcı hırçın e söz dinlemeyen tavırlarını ortaya koymakta, eş durumundaki insanların samimiyetini asla göstermemektedir  Varlıklı bir ailenin oğlu olan Yusuf ise, hükmetmeye alışmış modern öğretim hayatına rağmen bu yaşam tarzını benimsememiş, dürüstlük ve sadakat kavramlarından asla taviz vermeyen bir şahıstır  Karısının bu tutum ve davranışlarına bir anlam veremeyen fakat ona karşı olan saygısından sesini çıkarmayan Yusuf aslında eşini çok sevmekte fakat bu sevginin karşılığını göremediği için yakınmaktadır  Züleyha, yaptığı evliliğin sadece bir mantık evliliği, aşk, sevgi gibi kavramların ise romantik edebiyattan kalma eski bir hastalık olduğunu düşünmekte ve davranışlarını da bu çerçeve içinde sürdürmektedir   Bu sıralarda Ali Osman Bey de vefat etmiş ve Züleyha’yı kocasından başka burada tutacak hiçbir bağ kalmamıştır  Kocası ile yaptığı bir tartışmada evliliklerinin zaten böyle devam edemeyeceğini ve boşanmak istediğini belirtir  Bunun üzerine mahkemeye başvurulur  Mahkeme, boşama belgesinin bir yıl sonra verileceğini aralarındaki bu durumun bir yıl daha devam edeceğini ilan eder  Bu karar üzerine tekrar İstanbul’a dönen Züleyha, dayısı Şevket Bey’in de teşviki ile eski hızlı yaşantısına geri döner  Bir gece yabancı bir erkekle geçirdiği trafik kazasını yaralı olarak atlatan Züleyha’nın bu durumu gazetelere birinci sayfadan girer ve tüm İstanbul sosyetesi bu durumu konuşur  Dayısı tanınmış bir şahsiyet olduğundan bu skandalın kendisinin itibarını sarsacağından korkarak apar topar İzmir’e yerleşir  Bu esnada Züleyha hala hastahanede kalmakta ve içinde bulunduğu bu utanç verici durumdan nasıl kurtulacağını bir daha arkadaşlarının yüzüne nasıl bakacağını düşünür  Tüm bunların yanı sıra artık İstanbul’da kimsesi de kalmamıştır  Züleyha, hastaneden kendisini birisinin almaya geldiğini öğrendiğinde şaşırır  Hatta bu kişinin Yusuf olduğunu öğrenince küçük bir şok geçirir  Artık eş durumunda olmamalarına rağmen Yusuf, İstanbul’a gelerek Züleyha’yı hastahaneden alır ve özel bir vapurla Gölyüzü’ne geri dönmek için yolculuğa çıkarlar  Yolculuk esnasında Yusuf, Züleyha’nın rahat etmesi için elinden gelen her şeyi yapar  Hatta yol üzerindeki tüm sahil kasabalarına uğrayarak Züleyha’ya buraları gezdirir  Bu vapur yolculuğunda evli oldukları zamanlara göre daha bir mutlu ve anlaşma içinde görünen Züleyha ile Yusuf arasında her ikisinin de birbirinden saklamaya çalıştıkları bir yakınlaşma göze çarpar  Nihayetinde Gölyüzü’ne ulaşırlar ve burada Züleyha, Nefise Hanım tarafından sanki hiçbir şey olmamış gibi karşılanır  Bu durum Züleyha’nın dikkatinden kaçmaz ama Nefise Hanım’dan bu olay karşısında utandığı için hiçbir şey diyemez  Ardan birkaç ay geçtikten sonra Yusuf elinde mahkeme kararı ile eve döner  Kararda verilen bir yıllık müddetin dolduğu artık tamamen özgür iki insan oldukları ve bununla birlikte Yusuf’un bir miktar nafaka ödemesi gerektiği belirtilmektedir  Züleyha, bu kararı duyunca artık burada duramayacağına karar verir ve İstanbul’a geri dönmek ister  İstasyonda kendisini İstanbul’a götürecek olan treni beklerken Yusuf’a kendisini niçin hastahaneden aldığını bunca rezilliği temizlemek için uğraştığını ve tüm bunlara kendisine yüz vermeyen birisi için neden katlandığını sorar  Yusuf ise tüm bunları yapmasının tek sebebinin Ali Osman Bey’in adının lekelenmesine gönlünün razı olmadığını, yaptığı her şeyin Ali Osman Bey’e karşı duyduğu saygıdan dolayı olduğunu belirtir  Bunun üzerine Züleyha gözyaşları içinde trenine biner ve yola koyulur  KİTABIN ANA FİKRİ İnsan ilişkilerindeki en önemli husus karşılıklı sevgi ve saygıdır  Tüm bunların ötesinde eğer ilişki içinde bulunduğumuz kişi hayat arkadaşımız ise bu bağların daha da kuvvetlendirmemiz ve bunların yanı sıra aşk, sadakat ve vefa kavramlarını da benimsememiz gerekir  KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ OLAYLAR Kitaptaki olaylar çok iyi kurgulanmakla beraber yapılan tasvirlerle daha da kuvvetlendirilmiş, olayda gerçek dışı diye nitelendirebileceğimiz hiçbir öğeye yer verilmemiştir  Olaylar abartısız olarak anlatılmıştır  KİŞİLER ZÜLEYHA: Çevresindeki kişilerden ve olaylardan kolaylıkla etkilenebilen, yabancı okullarda aldığı eğitim sebebiyle bu yaşam tarzını benimsemiş birisidir  Bu özelliğini kullanarak insanlar üzerinde otorite kurmaya çalışır ve yersiz gururu nedeniyle karşılıklı ilişkilerde başarısızdır  YUSUF: Avrupa’da bir süre yaşamasına rağmen bu yaşam tarzını benimsemeyen ve Millî Mücadele yıllarında özellikle Fransızlara karşı Ali Osman Bey ile birlikte çarpışan bir gençtir  Ali Osman Bey’i çok sever ve onu babası yerine görür  Gelenek ve âdetlerine oldukça bağlı olan Yusuf, Züleyha’yı çok sever fakat bu sevgisinin karşılığını göremediğinden sadece Ali Osman Bey’e duyduğu saygıdan dolayı kızını bu utanç verici durumdan kurtarır  ALİ OSMAN BEY: Memleketini ve insanları çok seven buna karşılık halkın saygısını kazanmış bir komutandır  Savaş esnasında ailesiyle birlikte olamaz fakat savaştan sonra ailesini bir arada tutmak ister  Kızı Züleyha’nın modernleşmek görüntüsü altında insani duygulardan uzaklaşmasına engel olmak ister  KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER Kitap konusu ve olayları itibarıyla oldukça sürükleyici, bilgilendirici ve düşündürürcü olup Reşat Nuri GÜNTEKİN’in ustaca kaleme aldığı bir eser niteliğindedir  Bütün arkadaşlarıma tavsiye ederim  KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ Reşat Nuri GÜNTEKİN, 1889’da İstanbul’da doğdu  Edebiyat Fakültesi’ni bitirdi  Liselerde öğretmenlik, müdürlük, Millî Eğitim Müfettişliği, Paris Kültür Ataşeliği yaptı  UNESCO’da Türkiye’yi temsil etti  Romanları, hikâyeleri, tiyatro eserlerinin yanı sıra çeşitli çevirileri de vardır   | 
|   | 
|  | 
|  |