|  | Kauçuk (Keşifler Ve Buluşlar) |  | 
|  05-12-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Kauçuk (Keşifler Ve Buluşlar) Kauçuk (Keşifler ve Buluşlar)  Şimdi  1745′e XV  Louis’in saltanat yıllarına gideceğiz  Paris çalkalanıyor: Kâşif La Condamine, Güney Amerika’ya yaptığı bilimsel inceleme gezisinden dönmüş… On yıl süren bu gezinin bastıca amacı meridyenin bir derecesini ölçmekti  Daha önce Maupertuis tarafından Laponya’da yapılan benzeri bir incelemenin sonuçlarının karşılaştırılması, Cassini ve Newton taraftarlarının arasındaki mücadeleye son vermişti: Dünya ekvatorda değil kutuplarda basık bir küre idi  Aydın tabaka, Maupertuis’in Cassini’ye La Condamine’in Bourguer’ye karşı sürdürdüğü ve Voltaire’in kışkırtıp körüklediği polemiği yıllarca ilgiyle izlemişti  Halkın gözüyse kâşifin Peru’dan getirdiği ve Akademi’ye sunduğu bir keşifteydi  Bu, yerlilerin bir ağacın özsuyundan elde ettikleri esnek bir maddeydi  Ağacın kabuğu hafifçe yarılınca özsuyu akıveriyor ve bu su hemen donduğu halde yumuşaklığını kaybetmiyordu  Yerliler hem kırılmaz, hem de su geçirmez bu maddeyle çanta, ayakkabı, elbise ve kaplar imal edebiliyorlarmış  Bu madde aynı zamanda yay gibi uzayabildiği için çok güzel zıplayan toplar ve cam şırıngaların yerine kullanılan armut biçiminde esnek şırıngalar yapılabiliyormuş  Halk buluşu sevinçle karşılıyordu  Ne var ki Akademi üyeleri  La Condamine’in, erdemlerini sayıp tüketemediği bu maddeyi küçümseyerek bir yana ittiler  Bunun hevea ağacının özsuyu, yani kauçuk olduğunu anlamışsınızdır  Kauçuk! Yüzyılın en önemli keşfi diyebileceğimiz madde Avrupa’ya böyle getirilmişti  Gerçekten bebeklerin biberonundan tutun da, tekerleklere, okul silgilerinden çiklete kadar günlük yaşantımızın en ufak ayrıntılarına girebildiğinden, kauçuğun uygarlığımızdaki yeri, bir benzeri daha bulunamayacak kadar büyük ve önemlidir  Kauçuktan elde edilen sayısız yararları da La Condamine’e borçluyuz  Ancak mucidin çağdaşları bunu hiç mi, hiç akıllarından geçinmiyorlardı  Şırınga ağacı deyip kahkahayı basıyor ve her biçime kolayca girebilen bu uysal maddeyi parmaklarının arasına alıp oynamakla yetiniyorlardı  Hammaddeyi ilk değerlendirme alanı ancak 1770′te bulunabildi: Okul silgisi… Gerçek şu; kauçuğa karşı gösterilen anlayışsızlık pek de haksız değildi  Bu olağanüstü madde erdemlerine karşılık büyük kusurlara da sahipti  Amerika’dan Avrupa’ya gelinceye kadar mayalanması yetmiyormuş gibi her tarafı kirletiyor, pis kokuyor, üstelik kolay kalıplanmadığı gibi hava, ışık ve sıcağın etkisiyle bozuluyordu   Kimyacılar bu güçlüğün çözümünü bulmakta gecikmediler: Madde, gerekli bir solüsyon (eriyik) içinde eritilip kalıba döküldükten sonra buharlaşmaya bırakıldığı takdirde kalıbın sekilini alırdı elbet  Ancak bu eritici maddenin ne olduğunu bulmak gerekiyordu  Terebentin özü, eter, petrol gibi birkaç solüsyon birden bulundu ama yalnız sonuncusuyla pratik bir sonuca ulaşıldı  1823′te İskoçyalı kimyacı Charles Macintosh kauçuğu petrolün içinde erittikten sonra kumaşları bu solüsyonun içine batırarak su geçirmez hale getirdi  Kısa zaman sonra daha iyi bir solüsyon bulunabileceği düşünülerek yeniden araştırmalar başladı  Çünkü bu türlü işlenmiş şekliyle  kauçuk hâlâ pis kokulu, üstelik tahta gibi sertti  Kimyacılar bu maddeyi her ne pahasına olursa olsun uygarlığa kazandırmak için harıl harıl çatışmaya koyuldular  Amaca ilk ulaşan Amerikalı Charles Goodyear oldu (1800-1860)  Goodyear, Macinthos gibi bir bilim adamı değildi  Tersine kendini yeteneklerinin esinlemesine bırakan bu amatör araştırmacı, kauçuğu eline geçen her türlü kimyasal maddeyle işlemeye koyuldu  Deneme yordamı ona olumlu yolu açtıysa da kendinin ve ailesinin servetini ve sonunda hayatını bu uğurda kurban etti  Evet, bir rastlantıyla bir gece kauçuğu ve kükürdü sobanın yanında unutması sonucu “vulkanizasyonu” (kauçuğu belli miktarda kükürtle karıştırarak soğuk ve sıcaktan etkilenmez duruma getirme işlemine “vulkanize etmek” denir  ) keşfetti  AL bir oranda kükürtle karıştırdığında (2-5/100),  kauçuk tam istenilen yani kalıplanmaya elverişli, dirençli ve sağlam bir madde haline geliyor, lastik dediğimiz şekli alıyordu  Baş döndürücü bir gelişmenin ve dev servetlerin kaynağı olan  kauçuk sanayii doğmuştu  Ama ne yazık ki mucite kimse inanmamış, onu desteklemeyi göze alabilecek önsezisi güçlü bir tek kapitalist çıkıp elinden tutmamıştı  O kadar ki, Goodyear, 1844′te icadının beratını alabildiği zaman karşısında daha şanslı bir rakip buldu: İngiliz Thomas Hancock maddeyi bir yıldan beri imal etmekteydi  Goodyear, dul karısına ve artı çocuğuna 200  000 dolar borç bırakarak bir otel odasında öldü  Buna karşılık Britanyalı rakibinin elinde vulkanizasyon, yaygın bir teknik haline girmiş ve 1839′da 300 ton olan dünya kauçuk üretimi 1850′ de 1  000 tona yükselmişti  Ve yüzyılın sonunda da 40  000 tona varacaktı  Hancock daha da ileri gitti: Kauçuğu kükürdün etkisinde daha uzun zaman tutmak yoluyla sert bir madde olan “ebonit”i buldu  1849′da vatandaşı F  Walton keten yağını oksitlemek ve bunu talaş ya da mantarla karıştırmak yoluyla bir tür yerli kauçuk meydana getirdi  “Linolyum” denen bu madde çabuk yaygınlaştı ve üretimi günümüzde 170 kilometre kareye kadar yükseldi   | 
|   | 
|  | 
|  |