Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hicret

Hicret

Eski 05-07-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Hicret



Hicret hakkında bilgi

Hicret (Arapça: هجرة), Muhammed ve diğer müslümanların baskılar yüzünden 622'de Mekke'den Medine'ye göçüne verilen isim Bu göçün sonucunda Medine'de bir İslam Devleti kurulmuştur


Hicret edilen şehir Medine'deki Mescid-i Nebevi


Hicret, kelime anlamı olarak, bir yerden baska bir yere göç etmek demektir İslamiyette Hicret, Arapça "selem" kökünden alınmış olan İslam (Arapçası الإسلام,), sözlükte, "itaat etmek, boyun eğmek, teslim olmak, kötülüklerden salim bulunmak, selamete ulaşmak" vb anlamlara gelen bir mastardır İslam Hz Muhammed (sav)'e Allah tarafından vahiyle bildirilen son ve kâmil dinin adıdır Bu dine uyanlara Müslüman denir

Hz Muhammed’in Miladî Hz Muhammed, Mekke’nin soylu Haşimoğulları ailesinden gelir 571 yılında Mekke’de doğmuştur Annesinin adı Amine, babasının adı Abdullah’ tır Hz Muhammed daha doğmadan babası öldü Yetiştirilmesini dedesi Abdülmuttalip üzerine aldı ve torununa o zamana kadar kimseye verilmemiş olan Muhammed adını verdi

622 yılında 622 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler

Mekke’den Mekke (Arapça: مكة), Arap Yarımadası'nda Hicaz eyaletinin başkenti ve Suudi Arabistan'ın en büyük şehri İslam dini bu şehri kutsal kabul etmektedir ve 'Şehirlerin Anası' diye nitelemektedir

Medine’ye göç etmesi olayıdır Medine Suudi Arabistan'da yer alan İslam Devletinin ilk başkenti Yesrib Ar: يثرب Yathrib Kenti (Kur'an'da Yesrib diye anılır Ahzap Suresi, 13)'nin müslümanlarca Medinet ün Nebi مدينة النبي Madeenat al Nabee (Nebi/Peygamber Ülkesi) ya da Medinet ül Münevvere (المدينة المنورة) (Aydınlanmış Ülke) olarak adını değiştir

Arapça kökenli olan hicret sözcüğü, "göç etmek" anlamına gelir

Genel anlam ve kullanımda hicret, bir
Hami-Sami Dil Ailesi'nin Sami koluna mensup bir lisan Arap Yarımadası ve Kuzey Afrika'da halkın çoğunluğunca, Türkiye ve İran'da ise Arap azınlıklarca kullanılmaktadır

İslam dini kavramı olarak, herhangi bir İslam, Allah'ın insanlara Hz Muhammed (sav) aracılığı ile gönderdiği son ilahi dindir Arapçada seleme (Allah'a tamamen bağlanmak) kökünden gelen İslam sözcüğünün Türkçe anlamı "Allah'a ve onun buyruklarına kayıtsız şartsız inanan" demektir Bu kelime aynı zamanda, Hz Muhammed aracılığıyla ilkeleri bildirilen ve Müslüman adı verilen (Arapça İslamlığı kabul eden anlamına, müslim'den) 600 milyon insanı bünyesinde toplamış büyük bir dinin de adıdır

Müslüman birey veya topluluğun, inançları (Müslüman oluşları) yüzünden baskı gördükleri bir yerden başka bir yere göç etmesine verilen isimdirHicret olayı müslümanların gördükleri zulüm yüzünden bir yerden başka bir yere gitmeleridir

İslam tarihinde Hicret

Müşriklerin zulümleri yüzünden Mekke'de Müslümanlar barınamaz hâle gelmişlerdi Bu sebeple 2'inci Akabe Bîatinde Hz Peygamber (sas) ve Müslümanların Müslüman isim, din bilgisi Arapça muslim + Farsça -¥n (Türkçede teklik olarak kullanılır) kelimlerinden oluşmuştur Aşağıdaki anlamlarda kullanılır:

Medine'ye hicretleri de kararlaştırılmıştı Peygamberimiz "Sizin hicret edeceğiniz yerin iki kara taşlık arasında hurmalık bir yer olduğu bana gösterildi" diyerek Müslümanların Medine'ye hicretlerine izin verdi İkinci Akabe Bîati, Peygamberliğin onikinci yılının son ayı olan Zilhicce'de yapılmıştı onüçüncü yılın ilk ayı Muharrem'de (Temmuz 622) Medine'ye hicret başladı

Medine Suudi Arabistan'da yer alan İslam Devletinin ilk başkenti Yesrib Ar: يثرب Yathrib Kenti (Kur'an'da Yesrib diye anılır Ahzap Suresi, 13)'nin müslümanlarca Medinet ün Nebi مدينة النبي Madeenat al Nabee (Nebi/Peygamber Ülkesi) ya da Medinet ül Münevvere (المدينة المنورة) (Aydınlanmış Ülke) olarak adını değiştir

Mekke'nin fethine kadar geçen süre içinde, dini uğruna, evini-barkını, malını-mülkünü, âilesini, kabîlesini, akrabasını, bütün varlığını Mekke'de bırakarak Peygamberimizin izniyle Medine'ye göç eden Mekke'li Müslümanlara "Muhâcirler" adı verilmiştir

Medine'de muhâcirleri misâfir eden, onlara bütün imkânları ile yardımcı olan Medine'li Müslümanlara da "Ensâr" denilmiştir Muhâcirler ve Ensâr, Kur'ân-ı Kerîm'de bir çok konuda övülmüşlerdir

Muharrem ve Safer aylarında Müslümanlar, âileleri ile birlikte hicret ettiler Birer, ikişer, gizlice Mekke'den ayrılıp Medine'ye gittiler Ensâr tarafından Medine civârındaki "Avâlî" denilen köylere yerleştirildiler

Mekke'nin Fethi sayıca az olan ilk Müslümanların müşriklere karşı imanlarını korumak ve yaymak maksadıyla hicret ettikleri Mekke'yi, on yıl sonra güçlü ve kalabalık bir ordu halinde geri dönüp fethetmeleri Hicretin altıncı yılında Peygamber efendimizle Hudeybiye Antlaşmasını yapan Mekkeli müşrikler, iki yıl sonra bu antlaşmayı bozdular Sulhun devamı için Müslümanlara yapılan yeni tekliflere de uymadılar Peygamber efendimizin hazırladığı İslam ordusu, hicretin onuncu yılında müşriklerde

Hz Ömer Mekke'den gizli ayrılmadı Kılıcını kuşandı, Ömer bin el-Hattab (Arapça, عمر ابن الخطاب) (581 - 3 Kasım, 644) Sünni'ler `Ömer Faruk adını da kullanmaktadırlar Genellikle sadece Hz Ömer olarak anılır İkinci İslam Halifesidir (634-644)İslam kaynaklarına göre dört Raşit Halife (Hulefa-i Raşidin) arasında sayılmaktadır Ayrıca Sahabe ve Aşere-i Mübeşşere dendir

Kâbe'yi tavâf etti Bütün müşriklere meydan okuyarak:

İşte ben Medine'ye gidiyorum Analarını ağlatmak, karılarını dul, çocuklarını yetim bırakmak isteyenler peşime düşsün dedi Ömer'in hicreti Hz Peygamber (sas)'in hicretinden 15 gün kadar önce olmuştu

Kısa zamanda, Mekke'li Müslümanların hemen hepsi Medine'ye göç etti Yalnızca Hz Ebû Bekir ile Hz Ali'yi Rasûlullah (sas) Mekke'de alıkoymuştu(123) Ebû Bekir hicret için izin istediğinde, Rasûlullah (sas):

"Acele etme,
Müslümanların kıblesidir Mekke şehrinde Harem-i Şerif Camii'nin ortasında bulunur Yapılış tarihi hakkında kesin bir bilgi yoktur Hz İbrahim tarafından yaptırıldığı bilinmektedir İslamiyetten önce de Araplar tarafından kutsal sayılan Kabe'de birçok put bulunmaktaydı Mekke'nin fethinden sonra Kabe putlardan temizlenmiş ve onarılmıştır (630)

Allah sana hayırlı bir arkadaş verecek" diyerek hicretini geciktirmiştil(124) Mekke'de Müslümanlıkları yüzünden âileleri tarafından hapsedilmiş olanlar ile köle ve câriyelerden başka Müslüman kalmamıştı Peygamberimiz, düşmanları arasında, en büyük tehlike karşısında yapayalnız bulunuyordu

Peygamberimizin Hicreti

a) Dâru'n-Nedve'nin Korkunç Kararı

Allah müslümanlar tarafından Tanrıya verilen isim, Arapça'dır Allah müslümanların yanısıra Hırıstiyanlar ve Yahudiler tarafından ve katolik Maltalılar tarafından da kullanılır

Akabe görüşmeleri ile Müslümanlık Medine'de yayılmağa başlamış, müşrikler korktuklarına uğramışlardı Üstelik Mekke'deki Müslümanlar da Medine'ye göç etmişlerdi Şimdi Hz Muhammed (sas) de Medine'ye gider, Müslümanların başına geçerse, Mekkelilerin Şam ticâret yolu kapanabilirdi Mekke müşrikleri Müslümanlara son derece kötü davranmışlar, târihte eşine az rastlanan işkence ve hakarette bulunmuşlardı Bunlar Medinelilerle birleşip, kuvvetlendikten sonra kendilerinden öç alabilirlerdi Durumun ciddiliğini anlayan Kureyş müşrikleri, Mekke'de yapayalnız kalan Peygamber Efendimize ne yapmak gerektiğini kararlaştırmak üzere Dâru'n-nedve'de toplandılar Müslümanlık tehlikesinin önlenmesiyle ilgili çeşitli fikirler ileri sürdüler Ebû Cehil:

- Kureyş'in bütün kollarından birer temsilci seçelim Bunlar aynı anda hücûm edip Muhammed (sas)'i bir hamlede öldürsünler Kimin vurduğu, kimin darbesiyle öldüğü belli olmasın Böylece kanı bütün Kureyş kabîlesine dağılsın, Hâşimîler bütün Kureyş kollarına karşı çıkamayacaklarından kan davasına kalkışamazlar Çâresiz diyete (kan bedeline) râzı olurlar Bu iş böylece kapanır dedi Ebû Cehil'in teklifi ittifakla kabûl edildi Diğer teklifler beğenilmedi Hemen Kureyş kollarında 40 yeminli kişi seçip toplantıyı bitirdiler b) Peygamberimizin Evinin Müşrikler tarafından Kuşatılması

Müşriklerin bu korkunç plânını Cebrâil (as) Peygamber Efendimize haber verdi "Bu gece, her zaman yatmakta olduğun yatağında yatmayacaksın, evini terkedeceksin" dedi Böylece Peygamberimize de hicret için izin verildi Peygamberimiz Hz Ali'yi çağırdı

"Ben Medine'ye gidiyorum Sen bu gece benim yatağımda yat, hırkamı üstüne ört Müşrikler beni yatıyor sansınlar, onlara bir şey sezdirme Sabahleyin şu emânetleri sâhiplerine ver Ondan sonra sen de hemen gel" dedi

Ortalık kararınca, Kureyş'in seçme cânileri evin etrâfını sardılar Sabahleyin evinden çıkarken hep birden saldırıp öldüreceklerdi Hz Ali, Rasûlullah (sas)'in yatağına yattı Hz Peygamber (sas) eline bir avuç kum alıp, evini çeviren müşriklerin üzerine saçtı Saçılan kum taneleri cânilerden herbirine isâbet etmiş, hepsi de derin bir uykuya dalmışlardı Rasûlullah (sas) "Yâ-Sîn Sûresi"nin başından:

"Biz onların önlerine ve arkalarına birer sed çektik, böylece gözlerini perdeledik Onlar artık elbette görmezler" anlamındaki 9'uncu âyetine kadar olan kısmı okuyarak, aralarından geçip gitti Müşrikler Hz Muhammed (sas)'in yatağında yattığını sanıyorlardı Sabahleyin, yatakta yatanın Ali olduğunu görünce, donakaldılar, ne yapacaklarını şaşırdılar; hiddetlerinden çıldıracak hâle geldiler Hemen her tarafı aramağa koyuldular Mekke'yi alt üst ettiler Fakat Hz Peygamber yoktu

Muhammed (sas)'i bulana 100 deve verilecek, diye ilân ettiler Bu haber duyulunca, ne kadar mâceracı, cânî, katil varsa, hepsi etrâfa yayıldı Mekke'de ve Mekke dışında, harıl harıl Hz Peygamber (sas)'i arıyorlardı

Rasûlullah (sas), gece evinden ayrıldıktan sonra Kâbe'yi tavâf etti "Ey Mekke, sen Allah katında yeryüzünün en hayırlı ve bana en sevimli yerisin; eğer çıkmak zorunda bırakılmasaydım, senden ayrılmazdım", dedi Ertesi gün öğle sıcağında Hz Ebû Bekir'in evine vardı Allah'ın emri ile, berâber hicret edeceklerini bildirdi Hz Ebû Bekir, sevinç göz yaşları ile, 4 aydır dışarıya bırakmayıp, ağaç yaprakları ile beslemekte olduğu iki cins devesini işâret ederek: Dilediğini seç, Yâ Rasûlallah, dedi c) Mağarada Gizlenmesi

Gece olunca, her ikisi evin arka penceresinden çıktılar Ayakkabılarını çıkarıp, ayaklarının uçlarına basarak ıssız yollardan Mekke'nin güneyine doğru ilerlediler 15 saat (3 mil) mesafede Sevr Dağı'nın tepesindeki mağaraya vardılar Kureyş’in araması bitinceye kadar, (perşembeyi cumaya bağlayan geceden pazar gününe kadar) üç gün bu mağarada gizlendiler

Ebû Bekir'in oğlu Abdullah, geceleri mağaraya gelip Mekke'de olup biteni anlatıyor, ortalık ağarmadan gene Mekke'ye dönüyordu Kölesi Âmr b Füheyre de koyunlarını otlatırken akşamları Sevr dağına götürüp onlara süt veriyordu

Peygamber Efendimizi ve Ebû Bekir'i arayanlar, iz sürerek, nihâyet Sevr'deki mağaranın ağzına kadar geldiler Ayak sesleri ve konuşmaları içeriden duyuluyordu Hz Ebû Bekir, başını kaldırdığı zaman onların ayaklarını görmüş ve heyecanla:

-"Yâ Rasûlallah, eğilip baksalar, bizi görecekler, demişti, bunun üzerine Peygamber Efendimiz:

-"Korkma, Allah'ın yardımı bizimledir buyurdu

Tâkipçiler Sevr dağı'na henüz çıkmadan, bir örümcek mağaranın ağzına ağ örmüş, bir çift beyaz güvercin yuva yapıp yumurtlamıştı Bu durumda Kureyşliler mağaranın içine bakmanın ahmaklık olacağını düşünerek bırakıp gittiler

Peygamberimizin yola çıktığı Medine'de duyulmuştu Bu yüzden Medineliler, onu karşılamak üzere her sabah şehir dışına çıkıp bekliyorlardı 12 Rabiulevvel /23 Eylül 622 Pazartesi günü yine öğleye kadar beklemişler, sıcak bastırınca ümitlerini kesip dönmüşlerdi Bu esnâda bir iş için evinin yüksek kulesinden etrafı seyreden bir Yahûdî, beyazlar giyinmiş bir kafilenin uzaktan gelmekte olduğunu gördü ve yüksek sesle:

İşte günlerdir yolunu beklediğiniz devletli geliyor, diye haykırdı
Medine’ye Varış

a) Hz Peygamber (sas) Kuba'da

Medineliler derhal silahlanarak, bir bayram sevinci içinde yollara döküldüler Peygamberimizi Medine'ye bir saat uzaklıkta Kuba Köyünde karşıladılar Peygamberimiz Kuba’da bir mescit yaptı ve burada namaz kıldı b) İlk Cuma Namazı ve İlk Hutbe

14 gün sonra, bir cuma günü Hz Peygamber Efendimiz devesine bindi Karşılamağa gelenlerle muhteşem bir alay içinde Medine'ye hareket etti Yolda "Sâlim b Avf oğulları"na âit "Rânûnâ Vâdisi"nde öğle vakti oldu Rasûlullah (sas) burada arka arkaya iki hutbe okuyarak ilk Cuma Namazını kıldırdı c) Hz Peygamber (sas)'in Medine'de Karşılanışı

Cuma namazından sonra Peygamberimiz Medine'ye hareket etti Medine, târihinin en önemli gününü yaşıyordu Halk bayram sevinci içinde, Kuba'dan itibâren yolu iki taraflı doldurmuştu Kadınlar şiirler söylüyor, çocuklar "Allah’ın elçisi geldi" diye bağrışıyor, küçük kızlar def çalarak şenlik yapıyorlardı Medine halkı, Peygamberimizin gelişinden duyduğu sevinci, hiç bir şeyden duymamıştı

Hicretin İslam Tarihindeki Önemi

Hicret, Müslümanları müşriklerin zulüm ve baskılarından kurtarmış, İslâm'a yayılma imkânı sağlamış, böylece İslâm inkılâbının başlangıcı olmuştur Bu itibârla olaydan 17 yıl sonra, Hz Ömer'in hilâfeti esnâsında Hz Peygamber (sas)'in hicret ettiği yılın 1 Muharrem'i olan 16 Temmuz 622 tarihi, Hicrî-Kamerî Takvim için "takvim başı" olarak kabûl edilmiştir

Rasûlullah (sas)'in hicreti Peygamberliğin 13'üncü yılında, 12 Rebiulevvel / 23 Eylül 622'de olmuştur Bu tarih aynı zamanda Peygamber Efendimizin 53'üncü doğum yıldönümüdür

Hicri Takvim

''Hicret'', Ömer zamanında Ömer bin el-Hattab (Arapça, عمر ابن الخطاب) (581 - 3 Kasım, 644) Sünni'ler `Ömer Faruk adını da kullanmaktadırlar Genellikle sadece Hz Ömer olarak anılır İkinci İslam Halifesidir (634-644)İslam kaynaklarına göre dört Raşit Halife (Hulefa-i Raşidin) arasında sayılmaktadır Ayrıca Sahabe ve Aşere-i Mübeşşere dendir

Hicri takvimin başlangıcı kabul edilmiştir Bu takvim türü özellikle Hicri Takvim Hz Muhammed (sav)'in Mekke'den Medine'ye hicretini başlangıç kabul eden ve ayın dünya çevresinde dolanımını esas alan bir takvim sistemidir Hicri Takvim; Hicri Şemsi ve Hicri Kameri Takvim olmak üzere ikiye ayrılır:

İslam ülkelerinde tanınmakta ve zaman zaman resmi bazense sadece bireysel düzeyde kullanılmaktadır

Hicret'in sonuçları

İslamın yayılması için iyi bir ortam oluştu
Göç edenlere muhacir, Medine'de onları ağırlayan ve yardımcı olan Medine'li müslümanlara İslam, Allah'ın insanlara Hz Muhammed (sav) aracılığı ile gönderdiği son ilahi dindir Arapçada seleme (Allah'a tamamen bağlanmak) kökünden gelen İslam sözcüğünün Türkçe anlamı "Allah'a ve onun buyruklarına kayıtsız şartsız inanan" demektir Bu kelime aynı zamanda, Hz Muhammed aracılığıyla ilkeleri bildirilen ve Müslüman adı verilen (Arapça İslamlığı kabul eden anlamına, müslim'den) 600 milyon insanı bünyesinde toplamış büyük bir dinin de adıdır

Ensar denildi Medine'de Ensar Hicretten sonra Peygamberimize ve Mekke’den gelen Müslümanlara (muhacirlere) yakın alaka gösterip, malları, mülkleri, bedenleri ve diğer varlıklarıyle onlara yardım eden Medineli Müslümanlara verilen ad Ensar, Arapça bir kelime olup, lügatta “yardımcılar” manasına gelir Medineli Müslümanlar, o zaman Evs ve Hazreç isimli iki büyük kabile idiler Bunlardan olmadıkları halde yardım etme hususunda onlara tabi olan diğer Müslümanlar da Ensar sayılıyordu

Ensar, Peygamberimize ve onu

İslam Devleti'nin temelleri atıldı Medine'deki Yahudilerle İslam Devleti, 7 yy'da İslamiyet'in yayılmaya başlaması ile İslam peygamberi Hz Muhammed tarafından kurulan, hilafetle yönetilen devlet

Medine Antlaşması imzalandı Medine'ye Mescid-i Nebi yapıldı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.