05-06-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Emir Sultan
1369'da Buhara'da doğan ve 1429'da Bursa'da ölen Emir Sultan, ömrünün 40 yılını Anadolu'da geçirdi Anadolu'ya, Mekke ve Medine'yi dolaştıktan sonra, Bursa'nın Gökdere yöresinde dünyadan el etek çekerek bir magaraya yerlesmis, kisa zamanda Anadolu Müslümanlari arasinda büyük bir üne kavusmustur
Emir Sultan Yıldırım Bayezid'in dikkatini de çekmis ve onun kizi ile evlenmistir Timur ile Yildirim Bayezid arasindaki savasa katildi (1402) ve tutsak oldu Derler ki, iki Türk devletinin savasini istememis, sonucu tahmin etmis ve Yildirim'i uyarmistir fakat caydiramamistir II Murad'in Istanbul kusatmasina da katildi
Emir Sultan, hayatinda ve ölümünden sonra birçok halk ve tasavvuf sairlerini etkilemistir Yaratici halk düsüncesi onu, yüzyillarca, insanüstü basarilarla, menkibelerle, kerametlerle anmistir O, gerçekten, Anadolu tarikat ulularinin en büyüklerinden biri idi Türk halkinin dinî gelenek, ahlâk ve inanislarinin olusmasinda etkisi büyük olmustur Yasadigi devrin hükümdarlari (Yildirim Bayezid, Çelebi Mehmed, II Murad) ona saygi duyar, görüslerinden yararlanirlardi
Emir Sultan, 1429 yilinin sonbaharinda veba salgini sirasinda öldü Bugün Bursa'da onun adini tasiyan bir mahalle ve bir cami vard'ir Türbesi de bu camiin avlusundadir
Emir Sultan
Osmanlıların kuruluş devrini yaşamış olan büyük âlim ve evliyâ Yıldırım Bâyezîd Hanın dâmâdıdır Nesebi (soyu) hazret-i Hüseyin’e dayanır İsmi, Muhammed bin Ali, lakabı Şemsüddîn’dir 1368 (H 770) târihinde Buhârâ’da doğdu 1430 (H 833) târihinde Bursa’da taûn hastalığından vefât etti Kendi ismiyle anılan câmi yanındaki türbesinde medfûndur Ziyâret edenler mübârek rûhundan feyz almaktadır
Emir Sultan, âlim ve ilim menbaı olan Buhârâ’da yetişti Mekke-i mükerreme ve Medîne-i münevvverede ilim tahsil etti Medîne-i münevvereye yerleşmek ve ömürlerinin sonuna kadar orada kalmak niyetindeyken, bir rüyâ gördü Rüyâsında Peygamber efendimiz ile hazret-i Ali yan yana oturmuşlardı Yanlarına vardı ve diz çöküp oturdu Hazret-i Ali ona; “Ey oğlum! Sana cenâb-ı Hak tarafından ceddin Muhammed’in (sallallahü aleyhi ve sellem) sünnetini, takvâ yoluyla öğretmen için Rûm iline gitmen işâret olundu Önünde giden nûrdan üç kandil belirecek, o kandiller nerede gözünden kaybolursa orada kalacaksın Mezârın da orada olacak” dedi Emir Sultan uykudan uyanınca; “Demek ki takdîr-i ilâhî böyle” diyerek yola çıktı Hazret-i Ali’nin dediği gibi, üç kandil ona kılavuzluk etti Bursa’ya geldiği zaman, önündeki nûrdan üç kandil, pınar başında üç servi civârında fakirler için tahsis edilmiş eski bir kilisenin yanında kayboldular Böylece Emir Sultan Bursa’ya yerleşti
Bursa’da Şemseddîn Fenârî’den ders aldı ve icâzet diploması hocası tarafından yazıldı Başta Yıldırım Bâyezîd Han olmak üzere, Bursalıların sevgisini kazandı Sultan Yıldırım Bâyezîd Hanın kızı Hundi Hâtunla evlendi Sultan Yıldırım Bâyezîd Hana Abbâsî halîfesi tarafından Sultân-ı İklim-i Rûm unvânı verildiğinde, kılıcı Pâdişah’a Emir Sultan kuşattı
Emir Sultan, Kerâmetler Sultânı diye de anılmıştır Zamânındaki Osmanlı sultanları kendisine hürmet eder, sefere çıkacaklarında huzûruna gelip, mübârek duâsını alırlardı Onun eliyle kılıç kuşanırlardı Emir Sultan hayâtı boyunca din ve vatan için yapılan gazâları teşvik etti Talebelerine bu işlerin kudsiyetini devamlı anlatırdı Vefâtından sonra bile mânevî yardımlarının serhat boylarındaki gâziler tarafından görüldüğü devamlı anlatıla gelmiştir
Emir Sultan hazretleri çok gayret göstermesine rağmen, Timur-Yıldırım çarpışmasının önüne geçemedi Savaş Emir Sultan’ın işâret ettiği gibi Yıldırım Bâyezîd’in aleyhine sonuçlandı
Ledünnî ilme sâhip olan Emîr Sultan hazretlerinin çok kerâmeti görülmüştür
Bursa’da Yıldırım Bâyezîd Han tarafından yaptırılan Ulu Câminin açılışında bulundu
Emîr Sultan hazretleri, devamlı olarak sazdan örülmüş hasır üzerinde otururdu Mübârek dudakları devamlı hareket eder ve şu şiiri sık sık söylerdi
Eğer gönlün benimle olursa Yemen’de olsan bile yanımdasın Eğer gönlün benimle değilse Yanımda olsan bile uzaktasın
Dinle bak Hak ne hoş söyledi Zebur’unda Dâvûd’a buyurdu Düşman ol önce nefs belâsına Ondan, bana uymakla kurtulasın
Gel şimdi sen de düşman ol nefsine Zâyi eyle onu her ne dilerse Sen bu işte atarak riyâyı Kendine rehber kıl evliyâyı
Eğer anlarsan budur sana ol Nefsinin şerrinden halâs ol Nefsinin murâdından uzak dur Düşersen eğer şeytana uzak dur
|
|
|