Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
foucault, kimdir, michel

Michel Foucault Kimdir?

Eski 05-06-2009   #1
[KAPLAN]
Icon47

Michel Foucault Kimdir?



MİCHEL FOUCAULT



Fransız filozof Michel Foucault, 15 Ekim 1926da Poitiersde doğduLe Mondun (27 Haziran 1984) yayınladığı tıp bültenine göre Michel Foucault , 25 Haziran günü saat l3 te Parisin de la Saipetridre Hastahanesinde acute septicemia (şiddetli kan zehirlenmesi) sonrası nörolojik komplikasyonlar sonucu hayata gözlerini yumdu Haber gazetede iki sütunluk La mort du philosophe Michel Foucault (Filozof Michel Foucaultnun Ölümü) başlığı altında, birinci sayfayı dolduran olağanüstü bir övgü seli şeklinde yer aldı Başyazıyı Foucault nun College de Frencedan seçkin bir meslektaşı olan Pierre Bourdieuyazıyordu

Felsefe ve tarih üzerine yapmış olduğu çalışmaların, Başbakandan anısına bir övgü almış olsa da, zorluğu ve uzlaşmazlığına karşın herhangi bir başka çağdaş fılozofun ölümüne gösterilecek ilginin böylesine yoğun ve hürmete şayan olabileceğini, Fransa ve Foucault örneği dışında, tasavvur edebilmek güçtür Foucaultnun ölümünün çok büyük bir kayıp olarak değerlendirilmesi ve düşüncesinin hala yaşayan şaşırtıcı gücü ve etkisi hakkında söylenenler, Onun bu ilgiye mazhar olmasının nedenini gösterir
Nietzsche nin modern havarilerinin belki de en büyüğü ve aynı zamanda yirminci yüzyıl Batısının muhalif entelektüel yaşamının en dikkate değer açılımlarında merkezi bir sima olarak anlaşılabilir Jean-Paul Sartre ve Maurice Merleau-Ponty, Georges Canguilhem, Jean-PierreVernant, Lucien Goldmann, Louis Aithusser, Jacques Derrida, Claude L Strauss, Roland Barthes, Gilles Deleuze ve Bourdieu ile birlikte Foucault, muhtemelen gelecek birkaç kuşak boyunca göremeyeceğimiz denli parlak çalışmaların bir toplamı olarak yaklaşık kırk yıllık bir üretimin sonucu olan Paris estetik ve politik akımlarının alışılmadık bir devrimci birikiminden beslendi Modern düşüncede gerçek bir ayaklanmaya varan şey, disiplinle arasında ve gerçekte dilde varolan duvarların yıkılması, sonra da bu duvarlarla bölünen alanların, yüzeyin altından en karmaşık üstyapılarına kadar yeniden şekillendirilmesiydi İlham kaynakları, akademik ve isyancı düşüncenin aykırı bir karışımı olan bu isimlerden teoriler, şaşırtıcı verimliliğin silüetleri, ve büyük formal sistemler doğdu Bahsettiklerimizin hepsi Marx tan ve teker teker az ya da çok oranda Freud dan derin etkiler taşıyor; bir çoğu teorik taktisyen ve gerçeği görmenin bir aracı olarak eğer gerçeğin kurucusu değilse -dil ile meşgul; bir kısmı üniversite derslerinden ve neredeyse efsane olmuş öğretmenlerden olduğu kadar- adı en çok anılanlar Gaston Bachelard, Geoges Dumdzil, Emile Benveniste, Jean Hyppolite ve (Hegel üzerine verdiği meşhur dersler ve seminerlerle bütün bir kuşağı şekillendirmiş görünen) Alexandre Kojeve -sürrealist şairler ve yazarlar Andre Breton ve Raymond Roussel dan, sıradışı yazar-filozoflar Georges Battaille ve Maourice Blanchot dan da etkilendiler Nihayet bu Paris entelektüellerinin tamamı Fransanın politik yaşamındaki olaylarla, önemli kilometre taşları olan ikinci Dünya Savaşı, Avrupa Komünizmine tepki, Vietnam ve Cezayir koloni savaşları ve 1968 Mayısı ile yakından ilgiliydiler

Fransanın ötesinde Almanya ve Alman düşüncesi ve nadiren de İngiliz ve Amerikalı yazarların çalışmalarına önem veriyorlardıBu benzersiz müstesna grup içinde Foucault öne çıkan isimdi Bir kere en geniş alanlı eğitimi almıştı: aynı zamanda kuramsal incelemede en somut ve tarihselci olduğu kadar en radikal olan da oydu

İkincisi kendini çalışmaya en çok adayan (Bourdieunun Onun hakkındaki sözleri le plaisir de savoir ve bu nedenle en az Parisli olan, en az moda olan ya da en az çekiştirilen isimdi Hatta daha ilginci O, sosyal ve entelektüel tarihin muazzam sahalarını inceliyor, hem geleneksel hem de sıradışı (unconventional) metinleri eşit dikkatle okuyor ve hala alışılmış olan ya da özgün olmayan şeyler söylüyor görünmüyordu, hatta komik biçimde genel gözlemler yapma riskine eğilim taşıdığı kariyerinin en son evrelerinde bile Foucault, ne yalnızca bir tarihçi, ne bir filozof ne de edebiyat eleştirmeniydi fakat hepsini ve daha fazlasını taşıyordu

Adornoya muğlaklığının, parlak stiliyle ve ayrıca toplum, kültür ve bütün eserlerinin yöneldiği güç konularında sıkıcı biçimde geniş, çoğu zaman belirsiz, teorik ve yaratıcı fikirleriyle çok az ilgisinin olması bakımından benzemesine karşın tıpkı Theodor Adorno gibi tutumlarında sert, uzlaşmaz ve sofuydu

Kısaca Foucault, eserlerinde çok ötesine geçtiği roman, tarih, sosyoloji, siyaset bilimi ve felsefe türlerine bağlı karma bir yazardı Bundan dolayı O, yaptığı çalışmalara kasten belli bir sınırların dışındalık katıyordu, onun için hem Nietzscheci hem de postmoderndi: idolleri ve mitleri altüst edişinde alaycı ve ahlak dışıydı Bununla beraber Foucaultnun en nesnel yazısında bile insan hala ayırt edici bir ses duyabilir: kültürel bir tür olarak röportajın ustası olması tesadüf olmasa gerek Böylelikle eleştiri ve yaratı arasında var olan eski makbul hudut tayinleri, Foucaultnun yazdığı ve söylediği şeylerde geçerliliğini yitiriyordu, tıpkı Nietzschenin sözlerinde ya da Gramsci nin Prison Notebooksunda Barthesın genel olarak yazdıklarında, Glenn Gouldun piyano ve söz temsillerinde, Adornonun teorik ya da otobiyografık parçalarında, John Berger, Pierre Boulez, Luchino Visconti ya da Jean Luc-Godardın eserlerinde olduğu gibi

Bu asla Foucaultnıın tarihinin, örneğin, tarihsel geçerliliği ya da doğruluğu olmadığı anlamına gelmez, bunun anlamı kendini bilme gibi başlıca dikkati gerektiren yapıtlar olarak bu tarihlerin -daha önce değindiğim diğer çalışmalar gibi- önümüzdeki karma türlü eserlerin öğrenmeyle, alıntılamayla ve bulgularla dopdolu olduğudur

Entelektüel-kariyerinde en azından üç ayrı evre olmasına karşın Foucaultnun eserlerinde en başından sonuna değin tekrarlanan bir takım temalar vardır Bu temalar en iyi hareketsiz nesnelerden ziyade düşünce gezegenleri olarak kavranabilir Foucault nun üzerinde çalıştığı ve yazdığı herşey çatışma izlerinin ısrarlı biçimde dayanıklı bir zinciri ve Onun meşhur arkeolojilerinin ve Nietzscheci geneolojileninin odağıdır ilk başta Foııcault Avrupa�nın sosyal yaşamını, bir tarafta marjinal, itaatsiz, farklı ve diğer yanda makul, normal, genel olarak sosyal vb arasında bir mücadele olarak anlıyor görünüyor Foucault, bu mücaddelerin sonucunda (ve Foucaultnun şeyleri kavramasında doğum metaforu ve biyolojik sürekliliğin önemli bir yeri olduğu göz önünde tutulduğunda) bilgiyi meydana getiren disiplin ve hapsetme kurumları içinde gelişecek çeşitli tutumların doğduğunu düşünüyor Böylece klinik, hapishane ya da yetimhane, tıbbi uygulama, cezai bilim ya da normatif hukuk ilminin doğuşuna tanık oluyoruz Bu tutumlar -Foucaultnun daha sonraki dönemlerde formüle ettiği merhametsiz bir saptayışa göre- hapishaneler ve hastahaneler, sırasıyla kabahat ve hastalığa karşı fabrikalar olarak görülene değin önce direniş ve sonuç olarak da bu kurumlarda değişim yaratır

Daha sonra Foucault gücün, kurumlar ve bilimler dahil olmak üzere sürekliliğin her yanında, patlayıcı ve etkileyici bir şekil olarak çoğunlukla seçilen isyancı baskı, hapse mahkum edilmiş birey ve topluluklar -deli, hayalperest, suçlu peygamberler şairler, kovulmuşlar ve ahmaklar- ve de bilgi üretiminde kendisini hissettirdiğini iddia ediyor
Foucaultnun çalışmalarında baştan sona var olan diğer bir ana düşünce gezegeni de bilginin (savoir) kendisiydi Foucault bilginin kaynaklarını, formasyonunu, düzenini, değişim ve sabitlik biçimlerini, muazzam maddi varlığına daima karşılık vermesini bir ağ gibi karmaşıklığını, epistemolojik durumunu en ince detayına kadar inceledi Onun arkeolojileri, bilginin sosyolojisi üzerine yaptığı çalışmalarla amaçlı olarak benzer biçimde tasarlanmamıştır Bunun yerine O, kendi sözleriyle, tarihi kendi aleyhine çevirmeye, �bellek ile bağlarını koparmaya, metafizik ve antropolojik kalıbını kırmaya ve bir karşı-bellek zamanın büsbütün bütün farklı bir formu içine tarihin bir dönüşümü- inşa etmeye girişiyordu (Nietzsche, Geneology, History)

Bu yüzden Foucault, kendisiyle bilgi arasında kararsız ve gittikçe karmaşıklaşan bir tavır geliştirdi İlk büyük çalışmaları -Madness and Civilization (Histoire de la folie) (1961; İngilizce çevirisi 1965) ve The Order of Things (Les mots et les choses) (1966; 1970) belgeleri kazıp çıkaran, arşivleri yağmalayan, dini metinleri yeniden okuyan ve sır olmaktan çıkaran, merhametsizce alim bir araştırmacı görüntüsü verir
Foucault deyince akla tabi önce hapishaneler geliyorSonrasında keraneler ve elbette TımarhanelerÖzellikle bu üç mekan üzerinde çok durmuşturBunların bedensel kısıtlamayı ihtiva ettiklerini söylerZaten Foucault’a göre örneğin tımarhanin doğuşu çok eski bir tarihe dayanmıyorHatta 18yüzyıl ingilteresinde deliler dışarda rahatlıkla dolaşabiliyorduBu süreci anlattığı “Deliliğin Tarihi” kitabı en çok bilinen eserleri arasında yer alır

Yine cinselliğin tarihi adlı kitabında geliştirdiği belirttiği bir görüş vardır ki ağzımı açık bırakmıştır

Foucault’a göre modern hayat ile birlikte varlığını büsbütün hissettiğimiz tıp,psikayatri gibi dallar aynı zamanda insanları maipule ederek kendi içinde mistik ve içgüdüsel bir cinselliğe yol açtığını söylemiştirFaucault’a göre bu dallar aynı zamanda insan cinselliğinin kurallarını belirleyen bir hale gelmişilerdir

“Yıllar yılı görmekle bilmek aynı şey değildirGörmek bilmenin başlangıç noktasıdırBilmek bir parça varsaymak iken görmek bilirken hissetmektir”
diyen bir genç olan ben

Sonraları -bundan bir kaç yıl önce- Foucault’un şu sözlerini okuyunca şaşkınlığım artmıştıFaucault hapishanleri kast ederek:
“İnsanlarin bilmeleri yetmez gözleriyle görmeleri de gerekir Çünkü korkmaları gerekir; ama ayni zamanda, cezalandirilmanin kefilleri olarak tanik olmalari ve beli bir noktaya kadar bu ise katılmalari gerekir”
demiştir

Tartışmasız geçen yüzyılın en büyük düşünürleri arasındaydı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.