Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ahi, evren

Ahi Evren

Eski 05-06-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Ahi Evren



Ahi Evren Anadolu’da Ahilik adlı esnaf teşkilatının kurucusu olan alim ve veli İsmi, Mahmud bin Ahmed el-Hoyi, künyesi Ebü’l-Hakayık, lakabı Nasirüddin’dir 1171 (H 567) senesinde İran’ın batı Azerbaycan taraflarında bulunan Hoy kasabasında doğdu 1262 (H 660)de Kırşehir’de şehid edildi



Ahi Evren Anadolu’da Ahilik

Zamanın en büyük alimlerinden olan Fahreddin-i Razi’nin derslerine devam ederek akli (fen) ve nakli (din) ilimleri öğrendi Ahmed Yesevi hazretlerinin talebelerinin sohbetlerine devam ederek tasavvuf yolunda yüksek derecelere kavuştu Şihabüddin-i Sühreverdi hazretlerinin sohbetlerinde bulundu Bir hac yolculuğu esnasında evliyadan Evhadüddin Hamid Kirmani ile tanışıp, onun talebeleri arasına katıldı ve vefatına kadar yanından ayrılmadı Böylece tefsir, hadis, fıkıh, kelam ve tıp ilimlerinde derin alim, tasavvuf yolunda yüksek makam sahibi bir veli oldu

Sadreddin-i Konevi hazretlerinin babası Mecdüddin İshak’ın daveti üzerine, insanlara dinlerini öğretmek, kardeşlik ve beraberliği aşılamak için Muhyiddin ibni Arabi ve hocası Evhadüddin’le birlikte Anadolu’ya gelen Ahi Evren, hocasının kızı Fatıma Bacı ile evlendi Hocası ve kayınpederi Evhadüddin’le birlikte çeşitli Anadolu şehirlerini dolaştı Vaazlarında özellikle esnafa İslamiyet’i anlatarak dünya ve ahiret işlerini düzenli hale getirmeleri için nasihatlerde bulundu Yaklaşan Moğol tehlikesine karşı Müslümanların kuvvetlendirilip teşkilatlandırılması için çalıştı Hocasının vefatından sonra yerine geçti ve vekili oldu Kayseri’ye yerleşti Debbağlık yaparak (deri dabağlayarak) geçimini temin ettiği gibi Müslümanlara Allahü tealanın emir ve yasaklarını da anlattı Bilhassa sanat sahibi kimseler arasında çok sevildi Bugünkü manada esnaf teşkilatı diyebileceğimiz Ahilik (kardeşlik) müessesesini kurarak bir çok şehir ve kasabada teşkilatlanmasını sağladı Hanımı Fatıma Bacı da kadınlar arasında bu faaliyetleri yapmış ve “Baciyan-ı Rum” adıyla meşhur olmuştur Ahilik mensuplarının toplanıp sohbet edebilecekleri, birbirlerinin ilimlerinden faydalanacakları, gelen misafirleri ağırlayabilecekleri dergahlar kuruldu

Ahi Evren’in yetiştirdiği talebeler gittikleri yerlerde zaviyeler inşa ederek, bilhassa esnafı bir çatı altında toplayıp teşkilatlandırdılar ve dışarıdan gelen misafirleri ağırladılar Moğol tehlikesine karşı halkı uyandırmaya çalışarak, istilacıların önünden kaçıp gelen kimsesizleri barındırmak için ellerinden gelen gayreti gösterdiler Moğollarla mücadelede devlet güçlerinin yetersiz kaldığı yerlerde esnaftan milis kuvvetleri teşkil edip “Vatan sevgisi imandandır” hadis-i şerifinde bildirildiği gibi vatanlarını, din ve namuslarını müdafaa için çalıştılar

Anadolu Selçuklu Devletine karşı meydana gelen bir hadise bahanesiyle onun nüfuzundan rahatsız olan bazı kimselerin şikayeti üzerine Ahi Evren tutuklanıp hapsedildi Beş sene hapiste kaldı Bu sırada Moğollar Kayseri’yi muhasara ettiler Ahi Evren’in teşkilatlandırdığı Ahiler, şehri kahramanca müdafaa etti Ancak sürüler halinde gelen Moğollar bu müdafaayı kırıp bir çoklarını şehit, bir kısmını da esir edip şehre girdiler Ahi Evren’in hanımı Fatıma Bacı da esirler arasındaydı Ahi Evren beş yıllık tutukluluk süresini bitirdikten sonra Denizli’ye gitti Bir müddet sonra Sadreddin-i Konevi hazretlerinin isteği üzerine Konya’ya gelip Müslümanlara İslamiyeti anlatmakla meşgul oldu Şems-i Tebrizi’nin şehid edilmesinden sonra Kırşehir’e (Gülşehir’e) yerleşti Vaazlarındaki sadelik, herkesin anlayabileceği şekilde meseleleri izah ederek yazdığı kitaplar, kendisinde görülen kerametler, ahlakının güzelliği, dünya malına ehemmiyet vermeyip, yalnız Allahü tealanın rızası için çalışması, insanların sevgisini kazanmasına vesile oldu Çevresine pekçok kimse toplandı Herkesin korkarak kaçıştığı Evran ismindeki büyükçe bir yılanın kendisine itaat etmesi, herkesin gözü önünde bu kerameti göstermesi sebebiyle “Ahi Evran (yılanın kardeşi)” ve İslamiyete yaptığı hizmetlerinden dolayı “Nasirüddin” lakabı verildi Moğollar, Ahi Evren’in nüfuzundan ve sevenlerinin çokluğundan korkuyor, ne pahasına olursa olsun öldürülmesini istiyorlar, bunun için Kırşehir emirine baskı yapıyorlardı Nihayet Ahi Evren 1262 (H 660) yılında Kırşehir’de şehit edildi Şehit olduğu tarih hususunda farklı rivayetler vardır

Talebeleri onun yolunu devam ettirdiler İslam dininin yayılmasını tek gaye edinmiş olan Ahiler, Söğüt civarında, Bizans hududunda gelişmeye başlayan Osmanlı beyliği emrine koşuştular Uçlara yerleşip tekkeler ve zaviyeler kurdular İnsanlara Allahü tealanın dinini anlatıp, örnek ahlaklarıyla gayri müslimlerin Müslüman olmalarına vesile oldular Osman Gazinin kayınpederi olan Şeyh Edebali bir Ahi şeyhiydi Ahi Evren’in yolunda olan Ahiler, Allahü tealanın rızası ve O’nun dinini yaymak aşkıyla çalışan Alperenleri ve gazileri yetiştirdiler
adlı esnaf teşkilatının kurucusu olan alim ve veli İsmi, Mahmud bin Ahmed el-Hoyi, künyesi Ebü’l-Hakayık, lakabı Nasirüddin’dir 1171 (H 567) senesinde İran’ın batı Azerbaycan taraflarında bulunan Hoy kasabasında doğdu 1262 (H 660)de Kırşehir’de şehid edildiEserleri:

Allahü tealanın kullarına hizmet ve onlara din bilgilerini öğretmek için gayret eden Ahi Evren, yazdığı kıymetli eserlerle, insanlara nasihatlerinin devamlı olmasına gayret etti Bu eserlerinden bazıları şunlardır: 1) Metali-ul-İman, 2) Tebsırat-ül Mübtedi ve Tezkiret-ül Müntehi, 3) Et-Teveccüh-ül-Etemm, 4) Menahic-i Seyfi, 5) Medh-i Fakr ve Zemm-i Dünya, 6) Ağazi Encam, 7) Mükatebat, 8) Yezdan-Şinaht, 9) Tercüme-i Elvah-ı Imadi, 10) Mürşid-ül-Kifaye Ek bilgi

Ahî Evren''in hayatıyla ilgili son yıllarda yapılan araştırmalar, onun kişiliği üzerindeki sis perdelerini dağıtmış ve hayatı hakkında daha geniş bilgilere ulaşılmasını sağlamıştır(1)

Ahî Evren''in tam adı Şeyh Nasreddin Mahmut el-Hoyî''dir Hoyî nispetinden de anlaşılacağı gibi, Ahî Evren aslen Azerî Türklerinden olup, Azerbaycan''ın Hoy kasabasındandır Ahî Evren''in tahminî olarak Hicri 567 (Miladi 1175)''de Hoy''da doğduğu ve 93 yıl yaşadığı, büyük bir ihtimalle Türkmenlerin devrin Selçuklu sultanına karşı başlattıkları Kırşehir isyanında öldürüldüğü ifade edilmektedir(2)

Ahî Evren lakabı ile meşhur olan Şeyh Nasreddin Mahmut el Hoyî''nin çocukluğu ve ilk eğitim dönemi, memleketi olan Azerbaycan''da geçtikten sonra, Horasan''a giderek Fahrettin Razî''nin eğitim halkasına katılır ve ondan feyz alır Fahrettin Razî''nin büyük kelâm âlimi olması, Şeyh Nasreddin Mahmud''un da eğitim halkasında Şer''i ilimleri öğrendiğini ortaya koymaktadır İlk tasavvufî terbiyesini Horasan ve Maveraunnehir''de Yesevî dervişlerinden alır Zaten adı geçen yerlerde Yesevî tarikatı yaygındır(3)

Horasan''daki tasavvufî düşünceden feyz alması ve onun Horasanlı oluşu, yetiştiği ortam dolayısıyla, düşüncesinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur(4) Daha sonra Hac seyahati için memleketinden ayrıldığı ve bu seyahat esnasında Şeyh Evhad''ud-Din Kirmanî ile tanıştığı ve ona murîd olduğu bilinmektedir

Ahî Evren, şeyhi olan Evhad''ud-Din Kirmanî''nin kızı Fatma ile evlenerek aynı zamanda damadı olmuştur Ahî Evren kayınpederi ve şeyhi olan Kirmanî ile beraber Abbasî Halifesi Nasır Lidinillah tarafından Anadolu''ya gönderilmiştir(5)

Anadolu''ya gelen Ahî Evren ilk önce Kayseri''ye yerleşmiş ve burada bir debbağlık atölyesi kurmuş, Şeyhi ile beraber Anadolu''nun şehir, kasaba ve köylerini dolaşarak Ahîlik anlayışının yayılmasına ve teşkilatlanmasına öncülük etmiştir(6)

Ahî Evren devrin Selçuklu sultanı I Alaaddin Keykubat tarafından sevilmiş ve sultana yakın olmuştur Bu devirde tarikat pirlerinin, siyasî faaliyetlere iştirak ettikleri, hatta bazen sultanların üzerlerindeki nüfûzlarının hissedildiği bilinen bir gerçektir(7)

Ahî Evren, Mürşidu''l-Kifaye ve Yezdân Şınaht isimli eserlerini Konya''da sultan Alaaddin Keykubad''a sunmuş ve onun isteği ile İbn Sîna''nın "Risale fi''n-Nefs''in Natıka" isimli eserini Farsça''ya çevirmiştir Sultanın oğlu tarafından (II Gıyaseddin) zehirlenerek öldürülmesinden sonra, Ahî Evren''in devrin sultanı ile münasebeti azalmıştır Çünkü, devrin sultanı II Gıyaseddin''e karşı komplo hazırlamakta olan sadrazam Sadettin Köpek tarafından kurulan bir teşkilata yardım etmekle suçlanan Ahî Evren ve birçok Ahî tutuklanarak, işkencelere maruz kalmışlardır Aslında Ahîler II Gıyaseddin''e karşı oldukları gibi, Ahî dostu olan Kemalettin Kamyar''ı öldürten Sadettin Köpek''e de karşı idiler

II Gıyaseddin''in ölümü üzerine yerine geçen oğlu II İzzeddin Keykavus, babası zamanında tutuklanan Ahî ve Türkmenleri serbest bırakmıştır Beş sene tutuklu kalan Ahî Evren de serbest bırakılmış ve Denizli''ye gitmesine müsaade edilmiştir Menakıb-nâmelere göre burada bahçıvanlık yapmış, Denizli''de belirli bir müddet kaldıktan sonra yerine talebesi ve müridi olan Ahî Sinan''ı halife bırakarak Konya''ya dönmüştür

Ahî Evren''in Konya''ya dönüşü özellikle Mevlevîler tarafından hoş karşılanmamış, Moğol yönetimini benimseyen Mevlevîlerle Ahîler arasında çekişmelerin yeniden şiddetlenmesine zemin oluşturmuştur Mevlevîlerle Ahîlerin arasında cereyan eden çekişmenin bir diğer sebebi de; Türkmenlerin, devlet yönetiminde bulunan Fars unsuruna karşı çıkmaları ve yönetimi ele geçirme arzusundan kaynaklandığı ifade edilmektedir(8)

Mevlevîlerin Moğol yanlısı bir tavır takınmaları ve Ahîlerle olan çekişme ve mücadeleleri Mevlânâ''nın şeyhi Şems-i Tebrizî''nin öldürülmesine kadar devam etmiş, Şems-i Tebrizi''nin öldürülmesi üzerine Ahî Evren Hz Mevlânâ''nın oğlu Ala''ud-Din Çelebi ile beraber Kırşehir''e gidip oraya yerleşmiştir(9)

Bir kısım Ahî ileri gelenleri de Moğol baskısının ulaşamadığı uçlara gitmişlerdir ki, bunlar ileride Osmanlı Beyliğinin kuruluşunda önemli rol oynayacaklardır

Başta Ahî Evren olmak üzere bütün Ahî müritleri diğer Türkmenlerle birlikte putperest Moğol istilasına ve Moğol yönetimini benimseyenlere karşı direnmişlerdir Özellikle Kayseri şehrinde olan Ahîler bu direnişlere öncülük etmişler, fakat ihanete uğramaları neticesinde kılıçtan geçirilmişlerdir Ahî Evren''in o sırada tutuklu oluşu katliamdan kurtulmasını sağlamıştır(10)

II İzzeddin Keykavus ile IV Rukneddin Kılıçaslan arasında cereyan eden saltanat kavgası ve Moğolların Kılıçaslan''ı desteklemesi sonucu, Kılıçaslan tahta oturmuş, bunun üzerine II İzzeddin Keykavus''u tutan Ahî ve Türkmen ileri gelenleri tekrar katliama tâbi tutulmuşlardır Bu arada Kırşehir Emirliğine Nureddin Caca tayin edilmiştir

Kırşehir''de ikâmet etmekte olan Ahî Evren ve diğer büyükler, bu tayine karşı çıkarlar ve ayaklanırlar Ankara, Aksaray, Çankırı, Kastamonu ve Uçlarda isyanlar başlar ve en büyük isyan ve direniş Kırşehir''de olur Kırşehir üzerine asker sevk edilir ve isyan edenler kılıçtan geçirilir Bu isyanda Ahî Evren ve Mevlâna''nın oğlu Alaaddin Çelebi de muhtemelen öldürülmüşlerdir 1261 yılına rastlayan bu hadise ile Ahî Evren''in hayatı son bulmuş, fakat fikirleri uzun yıllar varlığını korumuştur Ahîlik anlayışı Osmanlı''nın sosyal hayatı vasıtasıyla günümüze kadar ulaşmıştır



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.