Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Nesil Bilinçlendirme Kampı > Tarih Musahabeleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çelebi, devleti’nin, edilmektedir, ikinci, kabul, kimdir, kurucusu, mehmed, osmanlı

I. Mehmed Çelebi Kimdir Ve Neden Osmanlı Devleti’nin Ikinci Kurucusu Kabul Edilmektedir?

Eski 05-06-2009   #1
KRDNZ
Varsayılan

I. Mehmed Çelebi Kimdir Ve Neden Osmanlı Devleti’nin Ikinci Kurucusu Kabul Edilmektedir?



I Mehmed Çelebi kimdir ve neden Osmanlı Devleti’nin ikinci kurucusu kabul edilmektedir?
1413-1421 tarihleri arasında Osmanlı tahtına oturan Sultân Mehmed Çelebi, 781/1380 yılında Germiyanoğullarından Süleyman Şah’ın kızı Devlet Hâtun’dan dünyaya gelmiştir Asil ve dindar bir devlet adamı olan Mehmed Çelebi, bazı tarihçiler tarafından Osmanlı Devleti’nin ikinci kurucusu ve 9 asrın müceddidi kabul edilmektedir Babasının esareti sırasında vezir Bâyezid Paşa’nın tavsiyelerine uyarak Amasya’ya gitti ve padişahlığını ilan etti Kardeşi İsa Çelebi’yi tasfiye etti Ancak Süleyman Bey’in Ankara’ya kadar gelmesi üzerine, Amasya-Tokat-Sivas bölgesiyle yetindi İyi bir diplomattı Musa Çelebi önce Mehmed Çelebi’ye itaat etti Ancak 1410 yılında Rumeli’de saltanatını ilan edince durum değişti 1413 yılında kardeşi Musa Çelebi’nin öldürülmesinden sonra, Osmanlı tahtının tek vârisi olarak kaldı Osmanlı tarihçileri tarafından ye| asrın yani Hicrî 9, asrın siyâset alanında müceddidi olarak kabul edilmektedir
Çelebi Mehmed Rumeli’ndeki olaylarla uğraşırken, Karamanoğlu yine hareke! geçti Germiyanoğlu Yakub Bey’in Mehmed Çelebi’ye itaatini bildirmesi üzerine Bursa’j kuşattı Hacı İvaz Paşa’nın kahramanca müdafaası üzerine Yıldırım Bâyezid’in sur dışııf da kalan kabrine hakaret bile etti İşte bu kargaşa içinde Sultanlık koltuğuna oturaf Mehmed Çelebi, Aydın’daki Candaroğullarımn da tabiiyetini kabul ettikten sonıj Karamanoğlu’nun üzerine yürüdü ve halasının oğlu olan Karamanoğlu II Mehmed esir aldı Sonra affetti Bu arada Venedik donanmasına karşı 1416 yılında Çalı Bey ko) mutasındaki Osmanlı donanması hücuma geçti, ancak mağlup oldu Buna karşılık Mac Kralı Sigismund’un haçlı seferi teşebbüsü, Mehmed Çelebi’nin bir paşası olan Gâzî İsha| Bey tarafından püskürtülünce Osmanlı prestij kazandı İshak Bey’in 1415 muharebesin den sonra Türklerin Bosna Sarayı dedikleri Sarajevo Osmanlı’nın eline geçti İshakl Bey’in Rumeli’deki bu fetihleri Romanya ve diğer Balkan bölgelerinde de devam ettij Sultân Mehmed de boş durmuyor ve Sinop’daki Candar Beğliğinin bir kısım topraklarını} Osmanlı Devleti’ne ilhak ediyordu
Osmanlı Devleti, yeniden eski ihtişamına kavuşmak üzere iken, iç ve dış düşmanlar, iki büyük gaileyi Osmanlı Devleti’nin başına açmakta gecikmediler Ancak Sultânf Mehmed’in fevkalade basiretli idaresi ve Allah’ın yardımıyla bu iki büyük bela da aşıldı
Bunlardan birincisi, Şeyh Bedreddin isyanı idi Musa Çelebi’nin Kazaskeri ve birj nevi Şeyhülislâmı olan bu ilim adamı, belli çevrelerce kullanıldı Musa Çelebi’nin tasfiyesinden sonra Sultân Mehmed tarafından yüksek bir maaş verilerek İznik’te mecburi 1 ikamete zorlanan Şeyh Bedreddin, Aydın ve İzmir taraflarında fesada başlayan Börklü-ce Mustafa ve Manisa civarında ortaya çıkan ve aslında bir Yahudi dönmesi olan Torlak Kemal ile olan eski ilişkilerinden korkarak, Kastamonu-Sinop-Kefe üçgenini takipten sonra Eflak Voyvodasına sığındı Daha önce Şeyh Bedreddin’in kazaskerliği sırasında onun kethüdalığını yapan Börklüce Mustafa, İzmir’de, Urla yarımadasının kuzey tarafındaki Karaburun’da, Yahudi dönmesi Torlak Kemal ise, Manisa’nın Kızılbaşlarla meskûn bölgelerinde Osmanlı Devleti’nin aleyhinde bir isyan hareketine hazırlık yapıyorlardı Şeyh Bedreddin’in de Rumeli’de bu tür hareketlere girişme teşebbüsleri bardağı taşıran son damla oldu Bizans bunları şiddetle destekliyordu Ordularının sayısı 5000 ve 10000’lerle ifade edilen ve Dede Sultân diye de anılan Börklüce Mustafa’nın isyanı, Timurtaş Paşa-zade Ali Bey’in de mağlup olmasıyla ciddileşti Mehmed Çelebi’nin oğlu Şehzade Murâd, Bâyezid Paşa’nın da yardımıyla Börklüce Mustafa ve asi kuvvetlerin üzerine yürüdü ve ele geçirilen Dede Sultân idam edildi Bunu Torlak Kemal’in tepelenmesi izledi ve böylece Osmanlı Devleti’nde ilk ciddi alevi isyanı bastırılmış oldu
Bunun üzerine Rumeli’deki Deliorman’da yerleşen Şeyh Bedreddin isyanı genişletme çabalarını sürdürdü Selanik taraflarında Düzmece Mustafa ile meşgul olan Sultân Mehmed, olayı duyunca hemen Serez’e geldi ve Bâyezid Paşa’nın gayretiyle Şeyh Bedreddin ele geçirildi ve Serez çarşısında idam edildi İdamına fetva veren ise, Sa’deddin Teftezâni’nin talebelerinden olan Herat’lı Mevlânâ Haydar’dır 1420 yılında bu olay da kapatılmıştır
Sultân Mehmed’in ikinci belası ise, Timur tarafından esir alınarak 16 yıl ortadan kaybolan ve ancak Bizans ve benzeri dış düşmanların tahriki ile saltanat iddiasıyla ortaya çıkan Yıldırım’ın gerçekten oğlu Düzmece Mustafa’dır Normalde Sultân Mehmed’in ağabeyidir Niğbolu Sancakbeyi Aydınoğlu Cüneyd’in de desteğini alarak kıyam eden Düzmece Mustafa, Sultân Mehmed’e yenildi ve Bizans İmparatoruna sığındı Sultân Mehmed hayatta olduğu müddetçe salıverilmemek ve buna karşılık İmparatora yılda 300000 akçe ödenmek şartıyla anlaşma yapıldı ve hatta bu anlaşmanın da etkisiyle Sultân Mehmed, 1420’de İstanbul’da İmparator II Manuel’i ziyaret bile etti
Sultân Mehmed Çelebi 39 yaşında vefat etti ve Bursa’daki Yeşil Türbeye defn o-lundu Vefatında Osmanlı devleti eski genişliğine ve kuvvetine ulaşmıştı 24 kere savaşa giren Mehmed Çelebi 40 yerinden yara almıştı Samimi, dürüst, dindar ve diplomat bir devlet adamıydı

ZEVCELERİ:
1- Şeh-zâde Kumru Hâtûn; Amasyalı bir Paşa’nın torunu
2- Emine Hâtûn; Dulkadır oğlu Mehmed Bey’in kızı ve II Murad’ın annesi
ÇOCUKLARI: 1- Şeh-zâde Küçük Mustafa 2- Şehzade II Murâd 3- Şehzade Mahmûd 4- Şehzade Yusuf 5-Şehzâde Ahmed
Sultân Mehmed Çelebi zamanındaki ileri gelen devlet adamları arasında, baştan beri onun sadık bir veziri olan Bâyezid Paşa’yı, ilmiyeden gelen İbrahim Paşa’yı ve Bursa kahramanı Hacı İvaz Paşa’yı; asrındaki büyük âlimler arasında Sa’deddin Teftezânî’nin talebelerinden Mevlânâ Burhânüddin Haydar’ı, Mevlânâ Sarı Ya’kub’u, Kara Ya’kub lakabıyla meşhur olan Ya’kub bin İdris’i, Kâfiyeci lakabıyla meşhur Mevlânâ Muhyiddin’i ve Bâyezid-i Sofî’yi; zamanındaki maneviyât erenlerinden özellikle Şeyh Abdüllatif’i, Amasyalı Pir İlyas’ı ve Şeyh Muslihuddin Halife’yi; şâirlerden ise sadece Hüsrev ü Şirin müellifi Şeyhi ile Molla Ezherî ve Şair Zihni’yi sayabiliriz

__________________

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?




Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.