![]() |
II. Abdülhamid’in Tahttan Indirilmesi |
![]() |
![]() |
#1 |
GöKKuŞaĞı
![]() |
![]() II. Abdülhamid’in Tahttan Indirilmesiİstanbul hem maddeten, hem de mânen puslu günlerinden birini yaşıyordu ![]() ![]() 31 Mart kargaşasının tortuları tüm cadde ve sokaklarda gözlemleniyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Puslu Nisan gününün içinde karakalem resimlerden fırlamış gibi gözüken gölgeler Yıldız Sarayı’na girdiler ![]() ![]() ![]() ![]() “İçerde mi?” diye sordu gölgelerden biri ![]() “Öyle olmalı” diye karşılık verdi diğer gölge ![]() Beyaz yağlıboya kapısı önünde Esad Toptanî Paşa’nın Arnavut lehçesiyle çınlattığı bu kelimeler, 8-10 saniye süren bir sessizlik darbesiyle kesilmişti ![]() ![]() “Ya kaçmışsa? ![]() ![]() “Mümkün değil” dedi uzun boylu gölge irkilerek, “Asla kaçmaz! Kendine yediremez ![]() Mabeyn Başkâtibi tarafından fark edilene kadar fısıldaştılar ![]() ![]() ![]() “Hünkâr sizi bekliyor ![]() Ses tonu nefretten ıslığa dönüşmüştü ![]() ![]() ![]() ![]() Gölgeler Başkâtib’in açtığı yağlı boya ile boyalı kapıdan ürke-korka içeri girdiler ![]() Gözlerini kaldıramıyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Esat Toptani Paşa, bütün cesaretini toplayarak Sultan II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Padişah, her zamanki gür-vakur sesiyle, şaşkınlık ya da kasıtla yapılan bir terbiyesizliği hemen düzeltti: “Galiba hâlletti demek istiyorsunuz ![]() Arnavut asıllı Esat Paşa’da sözün tam manasıyla şafak attı ![]() ![]() ![]() ![]() Padişah’ı ellerinden geldiği kadar küçümseyecek, hatta suçlayacaklar, konuşmaya başlarsa susturacaklardı ![]() ![]() ![]() “Pekala, hallimiz için gösterilen sebep nedir?” Bu kez Bahriye Feriki Arif Hikmet Paşa söz aldı ![]() ![]() ![]() ![]() Sultan Abdülhamid asla yapmadıklarıyla itham ediliyor ve yapmadıkları yüzünden halline fetva veriliyordu ![]() ![]() ![]() “Bu ithamları doğrulayan delilleriniz var mı?” diye sordu Padişah ![]() Sus-pus oldular ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bu kararı hangi makamın verdiğini bilmek hakkımız ![]() “Efendim, kararı Meclis-i Millî verdi ![]() “Acaib: Meclis-i Milli, gayr-i milli bir karar vermiş!” Mecliste bu karar alınırken, tek itiraz Yorgiadis Efendi’den gelmiş, “Yazıktır efendiler, ayıptır, günahtır” diye inlemişti ![]() ![]() Padişah tekrar baktı gelenlere ![]() Bu işin içinde bir mason oyunu olduğunu biliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() “Milletimiz, devletimiz için tam 33 sene çırpındık ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Padişah halledilmiş, (27 Nisan 1909) sıra evini yağmalamaya gelmişti ![]() ![]() ![]() Yavuz Bahadıroğlu/Vakit
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar ![]() Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK ![]() GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
![]() |
![]() |
![]() |
Görgü Şahitlerinin Gözüyle Yıldız Yağması |
![]() |
![]() |
#2 |
GöKKuŞaĞı
![]() |
![]() Görgü Şahitlerinin Gözüyle Yıldız YağmasıTakvimler 29 Nisan 1909’u gösteriyordu ![]() ![]() ![]() Servet içinde yüzdüğü, lüks içinde yaşadığı ve çok altın biriktirdiği sanılıyordu ![]() ![]() Neredeyse sıradan bir yatak odasıydı ![]() ![]() ![]() Yaptıklarına pişman olacaklarına öfkelendiler ![]() ![]() ![]() ![]() Hatta Sultan Abdülhamid’in havuzun altındaki gizli odaya zor zamanlar için sakladığı hazineyi bile bulup bölüştüler ![]() Yağmacı güruh başlarında İttihadcı subaylar olduğu halde sarayı talan etti ![]() ![]() ![]() Meclis’i de haberdar etmediler ![]() Bu yüzden çalınan servetin miktarı konusunda bilgimiz yok ![]() ![]() ![]() Neden sonra sayım yapılma kararı verildi ve bu iş için Halit Ziya Uşaklıgil’in (meşhur romancımız) de yer aldığı bir heyet oluşturuldu ![]() “İlk şaşırmak ilk adımda başladı ![]() “Medhalden sonra hemen ilk karanlık odada bir divan gösterdiler ![]() ![]() “Bir kenarda içinde yumurta yenmiş sahanı ile bir tepsi, gene onun hususi eğlence yerini teşkil eden marangozhaneyi gördükten sonra Küçük Mabeyn namiyle anılan daireye geçtik…” Sultan II ![]() ![]() Tahsin Demiray “Yıldız yağması” konusunda şunları söylüyor: “İttihatçılar Abdülhamid'i Yıldız'dan ani olarak uzaklaştırır uzaklaştırmaz, sarayın elmas, mücevher, zümrüt, yakut, altın, inci vesaire; kıymetli her nesi varsa ortadan kaldırmışlardır ![]() “Değeri milyonlar tutan ve aynı zamanda tarihi bir hazine teşkil eden küçük parça eşya büyük sandıklara doldurulup hemen Harbiye Nezareti’ne getirilip orada büyük dış kapının yanlarındaki-bugün biri rektörlük, diğeri Türkiyat Enstitüsü olan- binaların alt katlarına yerleştirilmişlerdir ![]() Bu nakil işine bakan Şehremini Ebubekir H ![]() ![]() ![]() Sultan Abdülhamid, Selanik'te Alatini Köşkü’nde sürgünde iken, Yüzbaşı Debreli Zünnun'a şöyle demiş: “İttihatçılar bu büyük hazineden hiç olmazsa Meclis-i Mebusan’ı haberdar edeceklerdi, onu dahi yapmadılar ![]() Netice: Bu muazzam servetin üzerine bir perde-i nisyan (unutturma perdesi) örtüldü ![]() Yıldız Sarayı’nda 29 Nisan 1909 günü ve gecesi yağmalanan sadece nakit para ve mücevherat değildi… Sarayın kadife ipek perdeleri, her biri tarihi eser olan muazzam avizeleri, özel dokunmuş Hereke halıları, sedef tabakları, oymalı kapılar, altın vazolar, gümüş şamdanlar ve mangallar, ceviz ve maun ağacından imal yapılmış koltuklar-kanepeler, kaşık-çatal takımları, yatak örtüleri, atlas yorganlar, gümüş mutfak eşyaları da çalındı ![]() O gün Yıldız’da sadece bir saray değil, bir tarih yağmalandı ![]() Memduh Paşa diyor ki: “Yıldız Sarayında hizmetle mevki tutmuş olanlar, hal'inden (Sultan Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden) bir gün evvel kuvve-i müsellaha (silahlı kuvvet) ile çıkarılıp hırpalanmış ve tevkif hücrelerine sokulmuşlardır ![]() ![]() Gerçekler tüm çıplaklığıyla bir gün ortaya çıkacak ve o gün kahramanlarla hainler en doğru şekliyle ortaya çıkacaktır ![]() |
![]() |
![]() |
|