Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çanakkale, zaferi

Çanakkale Zaferi

Eski 04-19-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Çanakkale Zaferi




Çanakkale Zaferi




3 Kasım 1914 ve 18 Mart 1915 tarihleri arasında Çanakkale Boğazı’nda cereyan eden bir seri deniz savaşlarıyla Gelibolu Yarımadası’nda 25 Nisan 1915 - 8/9 Ocak 1916 tarihleri arasında yapılan kara savaşları, Türk tarihinin en şerefli sayfalarını dolduran birer zafer destanıdır
Çanakkale Zaferini, büyük Türk Ulusuna, Atatürk gibi dahi bir lider hediye etmiştir Türk bağımsızlık savaşının temelleri, Çanakkale’nin sularında, Conkbayırı’nda ve Anafartalar’da atılmış, bu zaferler Türk Kurtuluş Savaşına maya çalmıştır

Türk Ulusu; İstanbul’u kurtaran Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Paşayı Çanakkale’den tanımış; 19 Mayıs 1919′da O, Samsun’a çıktığı gün Suriye ve Filistin cephelerinden terhis olarak Anadolu’ya dönen Türk halkı, “bu benim kahraman komutanımdı” diyerek O’nun etrafında kenetlenip İstiklal Savaşı’na katılmıştır
Türk Ulusu ve dünya O’nu böylece tanırken, O da Conkbayırı’nın, Kocaçimen’in, kan deryası can pazarında ulusunun ve Türk askerinin asıl cevherini yakından tanıyarak daha sonra girişeceği Bağımsızlık Savaşını kesin zaferle sonuçlandıracağı kanaatini daha o zamandan edinmiştir 18 Mart zaferi kazanılmasaydı, düşman donanması, daha 1915′in Mart ayında İstanbul’a girerek Osmanlı İmparatorluğu’nu çökertebilecekti
Çanakkale Boğazı’nı denizden aşıp İstanbul’a giremeyen İtilaf Devletleri, 25 Nisan 1915′ten başlayarak 8-9 Ocak 1916′ya kadar süren Çanakkale kara savaşlarında Mustafa Kemal tarafından durdurulamasaydı, Birinci Dünya Savaşında Çarlık Rusyası en kısa yoldan müttefiklerinin yardımlarına kavuşacağı için yıkılmayacak, muhtemelen Ekim 1917 Bolşevik İhtilali de olmayabilecekti Bu durumda Almanya’nın yenilgisi hızlanacak ve 1 Dünya Savaşı belki de 1915′te sona erecekti Çanakkale Zaferi; harbin 4 yıl sürmesine, üç imparatorluğun (Osmanlı, Çarlık ve Avusturya/Macaristan İmparatorlukları) tarih sahnesinden silinmesine neden olmuştur Gelibolu Yarımadası’nda düşmana kesin darbeler vurarak onları yenilgiye uğratan Alb Mustafa Kemal’in Anafartalar tepesinde yaktığı zafer meşalesi, Kurtuluş savaşımızın da yolunu aydınlatmıştır
Böylece 18 Mart deniz zaferimizi taçlandıran 25 Nisandan sonraki kara savaşlarında, Mustafa Kemal’in etkin liderliği sayesinde kazanılan zaferlerin, ulusal tarihimize ve dünya tarihine yön veren etkin rolünü yukarda belirtilen noktalarda toplamak mümkündür

18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Savaşı ve Öncesi

Boğaz savunması, girişten itibaren “Dış-Orta-İç Tabyalar” olmak üzere üç savunma grubu halinde tertiplenmişti Boğaz kıyıları boyunca 20 tabyamızda, çoğunluğu kısa menzilli ve eski model, 170 adet top mevzilendirilmişti İtilaf Devletlerinin savaş gemilerinde çoğunluğu büyük çaplı uzun menzilli 247 adet en modern toplar bulunmaktaydı
İtilaf Devletlerinin Akdeniz Başkomutanı Amiral Carden, Boğazı geçerek İstanbul’a girmek için üç aşamalı saldırı planı yapmıştı İstanbul’a bir ay içinde ulaşacağını hesaplamıştı Plan gereğince, 3 Kasım 1914 günü 7 zırhlı ile Boğaza bir keşif taarruzu yaptı Girişteki tabyalarımız zarar gördü İkinci saldırıyı 19-25 Şubat 1915 tarihleri arasında 7 gün süreyle devam ettirdi Türk topçusunun atış menzili dışından yapılan bombardımanlar etkili oldu 19 topumuz ve Boğaz girişindeki tabyalarımız kullanılamaz hale geldi 26 Şubat günü düşman donanması Boğaza girdi orta kesimdeki tabyalar 8 saat süreyle kesintisiz bombardımana tabi tutulup sarsıldı Bu başarılar üzerine Amiral Carden, Londra’ya çektiği bir telgrafta, 14 gün içerisinde İstanbul’a ulaşabileceğini müjdeliyordu Amiral, hazırlıklarını tamamlamaktaydı Son darbe 18 Martta indirilecekti Ne var ki, kağıt üzerinde yapılan bu savaş planında, Türk’ün kahramanlığı ve savaş azmi hesaba katılmadığı için evdeki hesap çarşıya uymayacaktı


18 Mart 1915 Günü Savaşı

18 Mart günü, bundan 85 yıl önce, Çanakkale’de ufukları ümit ve zafer neşesi kaplayan bir gün daha doğdu İtilaf Donanması 18 savaş gemisiyle saat 1000′da boğazı yarıp geçmek üzere girmeye başladılar İlk ateşi TRIUMPH zırhlısı, Çanakkale’ye 12 Km mesafedeyken saat 1115′te açtı Savunma planımıza göre, gemiler topçularımızın ateş menziline girinceye kadar pusuda bekleyecek ve baskın tarzında ateş açılacaktı Nitekim böyle yapıldı Düşman; yaklaştıkça, topçularımızın giderek yoğunlaşan isabetli atışlarıyla karşılaşıyordu Saat 1200′ye geldiğinde orta kesimdeki 3 tabyamız ağır hasar almış, ama ayakta kalan diğer topçularımızın hedefini şaşmayan mermileri AGAMENNON zırhlısının çelik yeleğini parçalamış, INFLEXIBLE zırhlısının komuta köprüsü uçurulmuş ve bu arada düşman donanması Çanakkale’ye 7 Km kadar sokulmayı başarmıştı Savaşın en şiddetli anları yaşanıyordu Türk topçuları Boğazı cehenneme çeviriyor, düşman zırhlıları da kıyı şeridindeki mevzilerimizi hallaç pamuğu gibi atıyor, kıran kırana bir savaş oluyordu
Bu sırada Fransız GAULOIS zırhlısı aldığı ağır yaralarla saf dışı kalmış, BOUVET zırhlısı yırtılan çelik gömleğini yenilemek üzere geriye kaçarken, bir gece önce Dz Yzb Hakkı’nın NUSRET mayın gemisiyle boğaza döşediği mayınlara çarparak 639 personeli ile birlikte karanlık limanın sularına gömülerek kayboluyordu BOUVET’in imdadına koşan SUFFREN ve GAULOIS da aynı akıbete uğramıştır Saat 1500′te IRRESISTIBLE ve onu takiben 1600′da INFLEXIBLE ve 10 dakika sonra OCEAN zırhlıları, tam ileri atılacaklarken onların da ayakları Yzb Hakkı’nın tuzağına takılarak batarken, INFLEXIBLE güçlükle kurtularak römorkör yedeğinde İmroz’a dönüyordu Böylece 6 saatte 3 büyük zırhlısını kaybeden, bir bu kadarı da ağır hasara uğrayan gemilerini acıyla seyreden Amiral De ROBECK, kalanları kurtarabilme telaşıyla saat 1730′da boynu bükük çekilme emrini veriyordu




ANILAR



1)GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA:

Türkler’in başka M Kemal’in Omega saatinin parçalanması suretiyle kendisine hiçbir şey olmamasıdır Bu olay, Anadolu’nun pek çok yerinde, farklı şekilde anlatılır Bu olay’ yazılı olarak en güzel şekilde Ruşen Eşref Ünaydın’ın “Mustafa Kemal ile Mülakat” adlı eserinde şöyle verilir:
“Buraya kadar muhaveremizi sakin bir vaziyette dinleyen Yüzbaşı Cevat Bey, Paşa’nın yaveri, kalın, sertliği hoşa giden bir sesle:
_”Bu şarapnel parçasından biri Paşa’nın göğsünü okşamıştır!”dedi
_Nasıl? Dedim
Paşa, tespihi ile oynuyordu Cevat Bey, parlak çizmelerindeki mahmuzları şıkırt yaparak, göğsünün sol tarafındaki nişan kurdeleleri sırası ve ipek kordonu kabaresine şöyle anlatıyordu:
-Bulunduğumuz yer tamamen muhacimlerin arası idiPaşa da ilerleyen efradımızı seyrederken göğsüne bir şeyin kuvvetlice çarptığını duymuştur
-Evet sağ taraftan ceketimde bir kurşun yeri gördümYanımda bulunan zabit(Rahmetli Nuri Canker Bey)”Efendi,vuruldunuz” dediBen böyle bir söz şuyu bulursa askerimizin kuvve-i maneviyesi üzerinde yapacağı tesiri düşündüm
Elimle zabitin ağzını kapadım
“Sus” dedim
Cevat Bey devam ediyordu
-“Bir şarapnel misketi,göğsünün sağ tarafını tamamen Omega saatinin bulunduğu cebe isabet etmiştiSaat, parça parça oldu, fakat o darbe,Paşanın göğsünde hafif bir leke bırakmaktan ileri geçmemiştir”dedi
-O saat sizin için tarihi bir saattirGörebilir miyim efendim?dedim
Paşa:
-“O saatin enkazını,bu muharebeden sonra Liman Paşa hatıra olarak aldılarBana da kendilerinin aile-i asalet armasını havi bulunan saatlerini verdiler
Cevat Bey saati gösterdiOmega markalı siyah bir saatArkasında bir taç ve “L2” markaları ve Paşanın kırılan saatide Mekteb-i Harbiyeden beri sakladığı Omega markalı kuvvetli bir talebe saati imişCevat Bey Zenınnth marka bir bilezik saatini gösterdi ki onu Mustafa Kemal Paşaya o kurşunun değdiği esnada yanında bulunan genç Mülazım vermiş
Askerin bu kadar yanında giden, onlara ön ayak olan bir Kumandana en zorlu düşmanların bile dayanamayacağına aklım eriyordu
Omega saati,Türk milleti için kendini feda etti,Komutan Mustafa Kemal’i kurtardı Türk ordusunun Kumandanını,Türk milletini,Ortadoğu’yu, insanlığı kurtardı



2)SEYİT ALİ ONBAŞI:

Çanakkale Savaşları’nda Deniz Savaşları sırasında Seddü’l- bahir açıklarında bulunan düşman gemileri Morto Koyu ile Seddü’ l- bahir tepesini sürekli bombardıman altına almışlardı Türk mukavemeti gittikçe azalıyordu Kendilerini Allah’ ın koruyuculuğuna bırakan Türk birlikleri şehitlik mertebesine ulaşmayı arzu edercesine, kaçmak yerine son gayretleriyle mücadele ediyorlardı
Bu sırada bir İngiliz gemisinden atılan büyük bir bomba Morto Koyu sırtlarındaki bir topçu birliğimizi toptan imha etti İçlerinden yalnızca Seyid Ali Çavuş kurtulmuştu Çavuş etrafındaki manzara karşısında duyduğu ızdırap ile dünyada eşine az rastlanacak bir olay gerçekleştirdi
Duyduğu acı ile normalde üç kişinin zor taşıdığı 257 kiloluk bombayı yerinden tek başına kaldırdı, taşıdı, topun namlusuna sürdü ve ateşledi Bu mermi gideceği yeri de biliyordu Queen Elizabeth gemisinin bacasından içeri girdi ve gemi ortadan ikiye ayrılarak battı
Burada, 257 okkalık bir mermiyi kaldırarak olağanüstülük gösteren Seyit Ali Onbaşı ile ilgili menkıbeyi Mehmet İhsan GENİŞÇAN, eserinde şöyle anlatıyor:
“ Ne hikmetse bataryada tek top ayakta kalabilmiş, fakat onun da vinci kırılmış olduğundan mermileri namluya sürülemiyordu Yüzbaşı Hilmi Bey, etrafından birilerinden yardım alabilmek düşüncesiyle bataryadan uzaklaştığı sırada Niğdeli Ali ile Koca Seyit ümitsiz ve perişan ne yapacaklarını düşünüyorlardı
“ Ulu ve yüce Allah’ tan başka hiçbir güç ve kuvvet yoktur “ duası Seyit’ in ağzından nûr tanesi gibi dökülmeye başladı
Seyit Ali, bu duayı defalarca okudu Bu yakarış şüphesiz hiç kimseninkine benzemiyordu Aşk ile kendinden geçmesi ve 257 okkalık top mermisini kucaklayıp omzuna alması bir oldu Demir basamakları tam üç kez inip çıktı Yanında bulunan Niğdeli Ali, Seyit’ in göğüs ve omuz kemiklerinin çatırtısını duyuyor, hayret ve dehşet içinde kalıyordu Topun namlusuna sürülen üçüncü mermi savaşın kaderini böylece değiştiren olayı yaratmış ve İngilizler’ e ait “Ocean”isimli zırhlı, bu merminin isabetiyle korkunç yara almıştır
Aynı gün geç saatlerde Çanakkale Boğazı Müstahkem Mevki Kumandanı Cevat Paşa,ödül olarak Seyit’ e onbaşılık rütbesini verdi Merminin bir defada kendi huzurunda kaldırılmasını istedi Bunun üzerine Seyit Onbaşı,Cevat Paşa’ ya şu cevabı verdi:
“Ben bu mermileri kaldırırken gönlüm, Allah’ın feyziyle doldu Ancak bu kuvvetin sırrı o anda bana Allah’ ın ihsan ettiği bir vergi idi Bu ağırlığı kaldıracak kadar bir makam varmışsam bu dua ve rıza ile olmuştur Ancak şimdi kaldırmam mümkün değildir kumandanım”

3)YAHYA ÇAVUŞ VE TAKIMI

Çanakkale Muharebelerinin en ateşli saldırıları sırasında Morto Koyu’ ndan çıkartma yapan bir İngiliz birliğine karşı Seddü’ l- bahir tepesinde bulunan Yahya Çavuş ve takımı (15 kişi) büyük bir inançla engel olmaya çalışıyorlardı Karşılarında bulunan bir birliğe karşı 15 kişi gönülden savaşarak engel olmaya çalıştılar Tam üç gün ve üç gece bir birliğe bir takım olarak karşı geldiler Onları durdurdular Gelibolu Yarımadası’ nın içlerine girmelerine 15 kişilik bir kuvvetle engel oldular Sonunda yardımcı kuvvetlerin gelmesine yakın hepsi Allah’ ı arzu ettiler Şehitlik mertebesiyle Allah’ a ulaştılar
Bundan başka “Hasan ve Mevsuf”, “Sıhhıye Başçavuşu Hüseyin Hikmet Başaran”, “Bayraklı Baba Menkıbesi” ve “Kaşıkçı Dede Menkıbesi” hakkında anlatılan menkıbeler vardır
B)Dinî ve Tarihî Şahsiyetler Etrafında Teşekkül Eden ANILAR

1)CONKBAYIRI ÜZERİNDEKİ BULUTLAR :

Çanakkale’ de en çok anlatılan anı şudur:
Conkbayırı’ nda kara savaşları sırasında 57 tümen her gün çamaşır değiştirir Kirlilerini yıkar çalılara asar ve ertesi gün için kurumuş Sebebi ise eğer şehit olurlarsa Allah’a temiz kıyafetlerle varmaktır Savaşa çıkmadan önce namazlarını kılar ve ibadet ettikten sonra savaşa başlarlarmış Maneviyatı kuvvetli bu insanlar Conkbayırı’ ında düşman tarafından kıstırıldıkları anda gökten beyaz-gri bir bulut kümesi 57 Tümenin üzerine inmiş ve bulut yok olduğunda düşman askerleri ne olup bittiğini anlayamamışlar Zira ortada tek bir Türk askeri bile yokmuş Gemiden bu olayı seyreden İngiliz Amirali Hamilton daha sonraki savaş anılarında da bu olayı anlatmaktadır

2)BULUTUN KORUMASI

Menkıbelerde bir başka mucizevî yardım da bir İngiliz Alayının bulutların içinde kayboluşu biçimindedir Olay şu şekilde anlatılmaktadır;
“ O gün Kraliyet Alayı taze kuvvetlerle bu saldırıda görev aldı Sağ cenahta yer alan bu alay, daha az bir mukavemetle karşılaştığı için hızla ilerlemeye başlamıştı Alay, Azmak Deresi’ nin kuru yatağını geçmiş, Kayacık Ağrılı mevkiinden Damakçı Bayırı’na doğru yürüyordu Karşılarında küçük bir tepe vardı Tepenin üzerinde garip, soluk renkte bir bulut durmaktaydıalay, sol taraftaki Ağıl Dere’ ye inmeden tepeye doğru ilerledi ve bulutun içine girip kayboldular Yâni alanda askerlerin Mestan Tepe’ den şaşkın bakışları arasında 7-8 değişik bulutla daha birleşerek Trakya istikametine doğru uçup gittiler Orada bulunan 267 İngiliz askerinden hiçbirinin izine bir daha rastlanamamıştır

3)NUSRET MAYIN GEMİSİNİN MUTLAK YAKALANIŞTAN KURTULMASI

Nusret Mayın Gemisi Çanakkale savaşına noktayı koyacak olan görevine çıktığı gece Karanlık Liman ile Seddülbahir arasındaki mayınları toplayıp yerini değiştirirken O’’nu koruyan Anadolu Feneri de bir İngiliz Gemisi üzerine projektörleri dikmiş ve gemiyi takibe almıştı Fakat birden Anadolu Feneri arıza yaptı Nusret Mayın Gemisi telaşla ışıklarını söndürdü İngiliz gemisi bu sefer kendi projektörleriyle denizi taramaya başladı Geçen dakikalar içinde Nusret Mayın Gemisi tam yakalanacağı anda birden Anadolu Feneri tekrar çalışmaya başladı İngiliz gemisinin projektörleri üzerine kendi projektörlerini dikti ve iki ışık arasında kalan Nusret muhakkak bir hezimetten kurtuldu Görevini yerine getirip geri döndüğünde bu heyecana kalbi dayanamayan gemi kaptanı ,Hakkı Bey’ in naşını da karaya çıkardı Anadolu Feneri’ nin hiçbir tamirat yapılmadan kendiliğinden çalıştığını öğrenen gemi komutanı Nazmi Bey, bu olayın bir mucize olduğunu daha sonraki günlerde yazdığı günlüğünde bildirmektedir
Bundan başka bulutun koruması ile ilgili anlatılan iki menkıbe daha vardır Yine “Uçan Türkler” adlı anlatılan bir menkıbe daha vardır



II- DESTANLARIMIZDA ÇANAKKALE ZAFERİ

Türkler, pek çok özelliğin yanı sıra, destan yaratan bir millet olarak da tarihte hakettiği yeri almıştır Alp Er Tunga Destanı,Şu Destanı, Oğuz Kağan Destanı, Ergenekon Destanı, Bozkurt Destanı, Genç Osman Destanı, Plevne Destanı, Estergon Destanı, Şeyh Şamil Destanı, Girit Destanı, Kars Destanı, Silistre, Cezayir, Varna, Budin destanları bu milletin yarattığı destanlardan sadece bir kaçıdır Tarih boyunca yaratılan destanlar zincirinin altın halkalarından biri de hiç şüphesiz “Çanakkale Destanı” dır
Çanakkale Zaferi öyle büyük bir zaferdir ki, halkın vicdanında öyle derin izler bırakmıştır ki, pek çok şair tarafından – halkın da hislerine tercüman olunarak- destanlar vücuda getirilmiştir Türk’ ün bu zaferini en mükemmel şekilde Mehmet Akif destanlaştırmıştır Edebiyat tarihinin Akif’ in;
“Çanakkale Şiiri” hakkındaki hükmü şudur:
“Bu şiiri Mehmet Akif yazmadı; kağıda dökenle, toprağa kanını dökenler birleşerek yazdılar
Çanakkale Savaşı ile ilgili yazılmış pek çok destan mevcuttur Başta Mehmet Akif’ in eseri olmak üzere seçilmiş birkaç destanı verelim
1-MEHMET AKİF ERSOY – ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ

Bu eser, yıllardır hepimiz tarafından zevkle okunmuş ve ezberlenmiştir Burada Akif harbin vahametini, vahşetini anlatırken, bu uğurda şehit olanların da yalnız kalmayacaklarını, onları Hz Peygamber’ in şefkatle beklediğini müjdelemektedir Bu şiiri başlı başına Türk’ ün Destanıdır Anlatılmaz yaşanır
Prof Dr Mehmet Kaplan, bu destanın estetik kıymeti hakkında şu kanaati ifade eder:
“Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Savaşını tasvir eden şiiri yazıldığı tarihten bu güne kadar bütün nesillere o savaşın heyecanını yaşatmış ve onun tarihî, derin ve büyük manasını hatırlatmıştır Bunun sebebi de hiç şüphesiz, bu şiirin taşımış olduğu estetik değerdir
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya
Ne hayasızca tahaşşüt ki ufuklar kapalı!
Nerede- gösterdiği vahşetle “Bu: bir Avrupalı”
Dedirir –yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!
Eski dünya, yeni dünya, bütün akvam-ı beşer,
Kanıyor kum gibi, tufan gibi hakikat mahşer mi mahşer
Yedi iklimi cihanın duruyor karşıda
Ostralya’ yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk;
Sade bir havadis var ortada: vahşetler denk
Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela…
Hani tâûna da zuldûr bu rezil istila!…
Bundan başka Boyabatlı Mustafa’nın “Çanakkale Destanı” adlı eseri vardır




III- ŞİİRLERİMİZDE ÇANAKKALE ZAFERİ

Çanakkale Zaferi ile ilgili, menkıbe, destan yanında münferit şiirler de yazılmıştır Mehmetçik, harbe giderken sâkin ve sevinçli olarak anasından, babasından, yavuklusundan, sılasından ayrılmıştır Hatta anasını, yavuklusunu bir daha göremeyeceğini bilerek yola revân olmuştur Bu duyguyu şu mısralarda görebiliriz

ÇANAKKALE TÜRKÜSÜ
Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde Aynalı Çarşı
Ana ben gidiyom düşmana karşı
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde bir uzun selvi
Kimimiz nişanlı kimimiz evli
Of gençliğim eyvah



BİR YOLCU’ YA

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak bir devrin battığı yerdir
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek Anadolu’ nda
İstiklâl uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmet’ in yattığı yerdir
Bu tümsek koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele
Mehmet’ in, düşmanı boğduğu sele
Mübârek kanını kattığı yerdir
Düşün ki, haşr olan kan, kemik, etin
Yaptığın bu tümsek amansız, çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.