Şengül Şirin
|
Değişik Yönleri Ile ATATÜRK -
değişik yönleri ile ATATÜRK - Fikir hayatı - askerlik hayatı - siyasi hayatı - eserleri - karşılaştığı güçlükler
FİKİR HAYATI
Atatürk, olaylara ve geleceğe ait görüşleri ile her alanda büyük ve etkili düşünceleri olan ''büyük bir fikir adamı''dır Gençlik yıllarından itibaren Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu durumla yakından ilgilenmiştir XX yüzyılın başları, Türk milleti için çok acı olayların geliştiği bir dönemdir Atatürk'ün fikir zenginliğinde, içinde bulunduğu dönemin olaylarının da rolü büyük olmuştur Çeşitli konularla ilgili okudukları, yaşadıkları, gözledikleri ve duydukları, bunlardan çıkardığı sonuçlar, onun fikir temeline kaynak olmuştur Selanik ve Manastır şehirleri Mustafa Kemal'in fikir hayatının oluşmasında büyük etkiye sahiptir Bu şehirlerin Avrupa kültüründen çok çabuk etkilenmesi ve Osmanlı yönetiminin bu şehirleri çok sıkı kontrol altında tutamaması, yönetime karşı olanların faaliyetlerini artırmalarına neden olmuştur Mustafa Kemal de çeşitli çevreler ile ilişkiye girerek kendisini her yönden geliştirmiştir
Mustafa Kemal'in fikir hayatının en kuvvetli tarafı özellikle tarih okumasından ileri gelir Ayrıca Tevfik Fikret ve Namık Kemal'in hürriyetçi, Ziya Gökalp'in milliyetçi fikirlerinden etkilenmiştir Atatürk, ölene kadar bu fikir kaynaklarından yararlanarak fikir hayatını işlemiş, zenginleştirmiş ve bütünleştirerek ortaya yeni bir fikir düzeni koymuştur
Atatürk'ün devlet, millet ve insanlık idealine ait bu temel düşünceleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin milli politikasını belirlemiş ve temel niteliklerini oluşturmuştur
Bir sistem içinde şekillenen bu düşünceler ''Atatürkçü Düşünce Sistemi'' olarak tanımlanmıştır Atatürkçü Düşünce Sistemi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne milli bir devlet niteliği veren ilkelerden oluşmuştur Türk Devleti de, Atatürk'ün kendi zamanında, ortaya koyduğu bu fikirlere göre şekillenmiştir Bu bakımdan bu sistem, Türk milletinin milli birlik ve beraberliği, mutluluğu için uygulanması gereken, vazgeçilmez bir unsur olmuştur
Askerlik Hayatı Atatürk her şeyden önce büyük bir asker ve komutan olarak tarihi bir şahsiyet olmuştur Onun hayatı egemenlik ve bağımsızlık savaşının büyük komutanı olarak 1922 yılının Eylül ayına kadar hep savaş alanlarında geçmiştir ''Ben, askerliğin, her şeyden çok sanatkarlığını severim '' diyen Atatürk, büyük bir asker ve kumandan olarak üstün yetenekleri olan bir insandı O, tüm yeteneklerini orduda göstermiş, savaş alanlarında büyük bir komutan olduğunu ispat etmiştir Çanakkale Savaşı'nda askerlere ''Size ben taarruz emretmiyorum Ölmeyi buyuruyorum Biz ölünceye değin geçecek zaman aşamasında, yerimizi başka güçler ve komutanlar alabilir '' demiştir Bu sözlerinden de anlaşılacağı gibi Atatürk çok cesur ve kararlı bir komutandı O, savaşlarda güçten çok, o güce ve amaca uygun yöneltmek ve yönetmenin önemli olduğuna inanıyordu
Askerlik hayatında daima kararlı olan Atatürk, verdiği karardan da asla dönmemiştir Sorumluluktan korkan bir komutanın hiçbir zaman gereken kararları alamayacağını belirten Atatürk, girdiği tüm savaşlarda sorumluluk almış ve hep ağır görevlere talip olmuştur İsmet İnönü, Atatürk'ün başkomutan olarak başarısının sırrını şöyle açıklıyor: ''Atatürk, zaferi sağlayan bu ordunun teşkilinde ve seferlerin acı günlerine dayanmakta, netice günlerinde kesin vuruşla sevki idare (yönetmekte ve sevketmekte) de hakkıyla başkomutanlık etmiştir Ümitsizlik anlarını yenmiş, vasıtasızlık ve imkansızlık unsurlarını tesirsiz bırakmıştır ''
Mustafa Kemal, askerlik hayatındaki başarıları ile yok olmaya mahkum edilmiş bir milleti ayağa kaldırmış, ona eski güç ve kudretini tekrar kazandırmıştır
Siyasi Hayatı Atatürk, Türk milletinin kötüye ve ümitsizliğe yönelik kaderini değiştirmiş ve ona yeni bir yön vererek milli birlik ruhu içinde başarıya ulaştırmıştır O, yiğit bir asker, büyük bir komutan olduğu kadar, tam bir inkılapçı ve gerçeği gören bir ''devlet adamı''dır Onun askeri başarılarını, sosyal ve siyasi başarıları takip etmiştir Devlet adamlığı, Atatürk'ün hayatında önemli bir yönü olarak kendisini göstermiştir O, komutanlık özellikleri ile, inkılapçı ve devlet kurucu özelliklerini kişiliğinde en yüksek derecede yaşamış bir insandır
Ordu ve milletle bütünleşmesi, kaynaşması, onu hem büyük bir komutan hem de büyük bir devlet adamı yapmıştır Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurup inkılap hareketlerini gerçekleştirmekle ne kadar büyük bir devlet adamı olduğunu ispat etmiştir
Atatürk, daha gençlik yıllarında, dünya siyasal olayları ile ilgilenmiş, devlet şekillerini en ince ayrıntısına varıncaya kadar incelemiştir Bu incelemeleri sonucunda en iyi yönetimin milli egemenlik esasına dayalı yönetim olduğunu görmüştür O, milli egemenlik sisteminin, Türk milletinin yapısına en uygun yönetim şekli olduğuna inanmıştır Kurduğu yeni devlet demokratik, modern ve laik bir milli cumhuriyettir Atatürk bu devletin bir hukuk devleti olması için büyük mücadele etmiştir ''Kesinlikle akıldan çıkarmamalısınız; bizim en büyük gücümüz, bugün de yarın da dürüst, açık bir politika ve sözlerimizde doğruluk olacaktır '' sözleriyle Atatürk siyasi hayatta doğruluğa ne kadar önem verdiğini vurgulamıştır
Türk Ordusu ve Türk milleti ona inanmış ve güvenmiştir Atatürk'ü üstün bir asker, devlet ve siyaset adamı yapan da bu inanç ve güven olmuştur
Eserleri Türkiye Cumhuriyeti Atatürk'ün en büyük eseridir Sağlam temeller üzerine kurduğu bağımsız, modern ve çağdaş Türkiye Devleti'nin temellerini de çeşitli sözleriyle ve yazılarıyla tespit ve tarif etmiştir ''Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Laiklik, Devletçilik, İnkılapçılık'' ilkeleri Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri olmuştur
Atatürk, Meşrutiyet'in ilanından sonra bütün ilgisini askeri çalışmalar üzerinde toplamıştır Subayların yeni esaslara göre mesleki bilgilerini artırmak düşüncesiyle, 1908-1918 yılları arasında askerlik tekniği ve sanatına dair yazdığı üç ve tercüme ettiği iki eseri yayımlanmıştır
''Nutuk'' Atatürk'ün en önemli eserlerinden biridir Nutuk, Atatürk tarafından, Cumhuriyet Halk Partisi'nin İkinci Büyük Kongresi'nde 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında okunmuş bir metindir
Mustafa Kemal Atatürk, belgelere dayanarak yazdığı Nutuk'u aralıklı olarak altı gün içinde 36 saat 31 dakikada okumuştur Nutuk'ta Milli Mücadele ve 1927 yılına kadar gerçekleşen Türk inkılap hareketlerine yer verilmiştir ''1919 senesi Mayıs'ının 19 günü Samsun'a çıktım  '' diye başlayan bu eserde Atatürk, Milli Mücadele'nin bütün gelişmelerini, Türk inkılap hareketlerini anlatmış, yer yer görüş ve düşüncelerini belirtmiştir Nutuk, Kurtuluş Savaşı'nı ilk ağızdan anlatan ve aydınlatan en güvenilir kaynaktır
Atatürk, okullarda okunmak üzere 1929-1930 yıllarında liseler için ''Vatandaş İçin Medeni Bilgiler'' adlı bir kitap yazmıştır Bu eseri önemli bir ders kitabı olarak uzun süre okutulmuştur Ayrıca yine liseler için 1930-1931 yıllarında hazırlanan dört ciltlik Tarih ders kitabının her çalışmasına bizzat katılmış, her satırını incelemiş, bazı bölümlerini kendisi yazmıştır Daha sonra, Milli Eğitim Bakanlığı bu eserleri temel alarak ilk ve ortaokullar için Tarih ders kitapları hazırlatmıştır
Matematik konuları ile de yakından ilgilenen Atatürk, bu alanda bir de eser vermiştir 1936-1937 yıllarında geometri öğretimine ışık tutacak ''Geometri'' adıyla yazdığı eser, 1937 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bastırılmıştır Bugün halen kullanılmakta olan geometri terimlerinin büyük bir kısmı Atatürk tarafından Türkçemize kazandırılmış ve bu kitaba alınmıştır
Atatürk, kültürünü geliştirmek düşüncesiyle son nefesine kadar okumuş kendini tamamlamış ve pek çok alanda eser de vererek çok yönlü bir fikir adamı olduğunu ispatlamıştır
Atatürk'ün Karşılaştığı Güçlükler Önder bir kişiliğe sahip olan Atatürk, hayatı boyunca pek çok güçlükle karşılaşmıştır Hem savaş meydanlarında, hem de siyaset alanında karşılaştığı güçlüklerle mücadele etmiş çok zor anlar yaşamış ancak hep başarılı olmuştur
Atatürk, Osmanlı Devleti'nin yıkılış savaşlarında bile zaferler kazanmış bir komutandır Komutan olarak ilk büyük başarısını üstün düşman kuvvetleri karşısında Çanakkale Savaşları'nda kazanmıştır Ancak daha önce Trablusgarp Cephesi'ndeki başarısı da akıldan çıkarılmamalıdır Atatürk'e göre muharebede, kuvvetten çok, kuvveti amaca uygun sevk ve idare etmek önemlidir
O, kendisindeki üstün sevk ve idare yeteneği ile, her zaman düşmanını yenmesini bilmiştir Komuta ettiği Türk askerinin özelliklerini çok iyi bilen Atatürk her zaman onlarla iç içe olmuş ve onların azim ve iradelerinden kuvvet almıştır Onlara taarruz etmeyi değil, ölmeyi emretmiş ve onlarla birlikte Çanakkale'de ateş hattında düşmana kahramanca karşı koymuştur
Türk milleti, Mondros Antlaşması'ndan sonra büyük zorluklarla karşı karşıya kalmıştır Ancak milletin ufkuna bir güneş gibi doğan ve milleti ile bütünleşen Atatürk, bütün milleti seferber ederek ülkenin parçalanmaması için mücadeleye girişmiştir O, Türk askerine ve halka vatanın bütünlüğünün ve milletin bağımsızlığının tehlikede olduğunu anlatırken gayet inandırıcı olmuştu
Milletle bütünleşen Atatürk, milletine dayanarak ve ondan kuvvet alarak Milli Mücadele'ye atılmış, iç ve dış düşmanlarla savaşmıştır O, bütün mücadelesinde, milletine güvenmiş onun üstün niteliklerinin yardımıyla bütün güçlükleri yenmiş "yenilmez" ve "vatan kurtaran" bir komutan olmuştur
Atatürk, bir devlet adamı olarak siyaset alanında da pek çok güçlükle karşılaşmıştır
1919 yılında Anadolu'da Milli Mücadele'yi başlatırken, kuracağı Türk Devleti'nde gerçekleştireceği inkılap programını da belirlemiştir Asıl hedefi, modern, çağdaş bir Cumhuriyet kurmaktı
Bütün yapmak istediklerini vicdanında bir milli sır gibi saklamak zorunda kaldı Onları, en yakın arkadaşlarına bile açmaktan çekindi Çünkü, çevresindekilerin çoğu bu hedefi anlayacak seviyede değildi Eğer erken bir vakitte bu düşüncelerini arkadaşlarına aktarmış olsaydı belki çoğu direnebilir ve muhalefete geçebilirdi Hedeflediği hiçbir işi, zamanından önce gerçekleştirmeye çalışmamış, sabırla uygun zamanı beklemiştir
Milli Mücadele'de tespit ettiği milli sırları zamanı gelince ortaya atmış, çevresini inandırmaya çalışmış, güçlü direnişlerle de karşılaşmıştır Herşeye rağmen kendine müdahale edenlere olgunlukla, sabırla ve bu çaresizlikler içinde ızdırapları yüreğinde duyarak katlanmıştır Bilhassa Birinci Büyük Millet Meclisi'nde çok sert eleştirilerle karşılaşmış, fakat sabırlı ve idealist bir başkan olarak bu eleştirilere cevap vermiştir
O, çevresini davasına inandırarak bütün güçlükleri yenmesini bilmiş ve ideallerini birer birer gerçekleştirmiştir Karşısına çıkan güçlüklere karşı sabırla mücadele etmiş ama herşeye rağmen gerçekleştirmek istediği hedefine ulaşmasını bilmiştir Önder bir kişiliğe sahip olan Atatürk, hayatı boyunca pek çok güçlükle karşılaşmıştır Hem savaş meydanlarında, hem de siyaset alanında karşılaştığı güçlüklerle mücadele etmiş çok zor anlar yaşamış ancak hep başarılı olmuştur
Atatürk, Osmanlı Devleti'nin yıkılış savaşlarında bile zaferler kazanmış bir komutandır Komutan olarak ilk büyük başarısını üstün düşman kuvvetleri karşısında Çanakkale Savaşları'nda kazanmıştır Ancak daha önce Trablusgarp Cephesi'ndeki başarısı da akıldan çıkarılmamalıdır Atatürk'e göre muharebede, kuvvetten çok, kuvveti amaca uygun sevk ve idare etmek önemlidir
O, kendisindeki üstün sevk ve idare yeteneği ile, her zaman düşmanını yenmesini bilmiştir Komuta ettiği Türk askerinin özelliklerini çok iyi bilen Atatürk her zaman onlarla iç içe olmuş ve onların azim ve iradelerinden kuvvet almıştır Onlara taarruz etmeyi değil, ölmeyi emretmiş ve onlarla birlikte Çanakkale'de ateş hattında düşmana kahramanca karşı koymuştur
Türk milleti, Mondros Antlaşması'ndan sonra büyük zorluklarla karşı karşıya kalmıştır Ancak milletin ufkuna bir güneş gibi doğan ve milleti ile bütünleşen Atatürk, bütün milleti seferber ederek ülkenin parçalanmaması için mücadeleye girişmiştir O, Türk askerine ve halka vatanın bütünlüğünün ve milletin bağımsızlığının tehlikede olduğunu anlatırken gayet inandırıcı olmuştu
Milletle bütünleşen Atatürk, milletine dayanarak ve ondan kuvvet alarak Milli Mücadele'ye atılmış, iç ve dış düşmanlarla savaşmıştır O, bütün mücadelesinde, milletine güvenmiş onun üstün niteliklerinin yardımıyla bütün güçlükleri yenmiş "yenilmez" ve "vatan kurtaran" bir komutan olmuştur
Atatürk, bir devlet adamı olarak siyaset alanında da pek çok güçlükle karşılaşmıştır
1919 yılında Anadolu'da Milli Mücadele'yi başlatırken, kuracağı Türk Devleti'nde gerçekleştireceği inkılap programını da belirlemiştir Asıl hedefi, modern, çağdaş bir Cumhuriyet kurmaktı
Bütün yapmak istediklerini vicdanında bir milli sır gibi saklamak zorunda kaldı Onları, en yakın arkadaşlarına bile açmaktan çekindi Çünkü, çevresindekilerin çoğu bu hedefi anlayacak seviyede değildi Eğer erken bir vakitte bu düşüncelerini arkadaşlarına aktarmış olsaydı belki çoğu direnebilir ve muhalefete geçebilirdi Hedeflediği hiçbir işi, zamanından önce gerçekleştirmeye çalışmamış, sabırla uygun zamanı beklemiştir
Milli Mücadele'de tespit ettiği milli sırları zamanı gelince ortaya atmış, çevresini inandırmaya çalışmış, güçlü direnişlerle de karşılaşmıştır Herşeye rağmen kendine müdahale edenlere olgunlukla, sabırla ve bu çaresizlikler içinde ızdırapları yüreğinde duyarak katlanmıştır Bilhassa Birinci Büyük Millet Meclisi'nde çok sert eleştirilerle karşılaşmış, fakat sabırlı ve idealist bir başkan olarak bu eleştirilere cevap vermiştir
O, çevresini davasına inandırarak bütün güçlükleri yenmesini bilmiş ve ideallerini birer birer gerçekleştirmiştir Karşısına çıkan güçlüklere karşı sabırla mücadele etmiş ama herşeye rağmen gerçekleştirmek istediği hedefine ulaşmasını bilmiştir
|