Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Nesil Bilinçlendirme Kampı

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ağaç, kesilmez, savaşta

Savaşta Ağaç Bile Kesilmez

Eski 03-18-2009   #1
GöKKuŞaĞı
Icon4

Savaşta Ağaç Bile Kesilmez



Bugün uçaklardan savrulan tonlarca bomba, hiçbir kaide tanımadan, canlı cansız ayırt etmeden ölüm kusuyor Osmanlılar zamanında, savaşta muharip olmayanlar öldürülmez; ağaçlar kesilmez; ekinler yakılmaz; sular zehirlenmezdi




Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi’nde kullandığı darbzen toptur Topun ağız kısmında “Sultan Selim
Şah bin Bayezid Han” yazılıdır Uzunluğu 740 cm, çapı 25 cm

Eski hukukumuza göre harbi, hükümdar veya onun vazifelendireceği bir kumandan idare eder Kumandanın meşru emirlerine şartsız uymak mecburîdir Düşman şehri kuşatılınca, önce İslâmiyete davet edilir Kabul etmezlerse, cizye karşılığı İslâm devletinin vatandaşı olmaları istenir Bunu da kabul etmezlerse, harb kaçınılmaz olur



Kara Mustafa Paşa



Düşman ordusu kuvvetli ise, mal vererek sulh yapılabilir Savaşta muharip olmayanlar öldürülmez Ağaçlar kesilmez; ekinler yakılmaz; sular zehirlenmez Ancak kumandan lüzumlu görürse, düşmanı zaafa uğratmak için bunlar da câiz olur Harb kızışınca, askeri teşvik için kumandan “Yağma!” diye bağırabilir II Viyana Kuşatması’nın hüsrana uğramasının bir sebebi de, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın askere yağma izni vermemesiydi
Düşmana karşı her türlü silâhla karşı koyulur Mısır’ın fethinde Osmanlıların seyyar toplarına karşılık; Mısır-lıların çakılı topları vardı Sultan Selim, Memlük sultanı Tomanbay’a niçin seyyar toplar imal etmeye çalışmadıklarını sorunca, “Cennet, kılıçların gölgesi altındadır” hadîsine uyduğunu söyledi Sultan Selim de ona, “Düşmana karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet hazırlayın, âyetini okumadınız mı?” diye cevap verdi
Muharebe esnasında davullar vurur, mehterler çalar, askeri yiğitlendirirdi Bu arada asker arasında gezip, düşmanın yenilmeye yüz tuttuğu, sindiği gibi haberleri yayarak, askerin moralini düzeltmeye çalışanlar vardı Bu hususî vazifelilere bozan denirdi


GANİMETLERİN TAKSİMİ
Harb kazanılınca, düşman malları ganimet sayılır Beşte biri hazineye konur Geri kalanı harbe katılan gâzilere dağıtılır Atlılara, atını kendisi getirdiği için, iki hisse verilir Ganimet taksim edilirken, şehidin hissesi mirasçılarına teslim edilir Ganimet İslâm ülkesine getirilip taksim edilmeden önce, kimse buna mâlik olamaz Ancak İslâm ordusu, ihtiyaçları kadar yiyebilir ve kullanabilir Harbe bilfiil iştirak etmeyip de, casusluk gibi faaliyetlerde bulunan mücâhidler de ganimetten hak sahibidir Muharebede yardımcı olan, meselâ hastabakıcılık yapan köle, kadın ve çocuklar ile yol gösteren gayrımüslimlere, taksim edilmeden önce ganimetten bir mikdar mal verilir Ayrıca her asker, öldürdüğü düşmanın üzerindekilere mâlik olur Düşman arazisinin beşte dördünü, hükümdar hazineye alıp halka kiraya da verebilir Osmanlılar, fethettiği toprakları hep böyle yapmıştır

EN YÜKSEK RÜTBE
Muharebe esnâsında aldığı yaradan dolayı harb meydanında hemen ölen Müslümanlar şehid olur Haksız yere katledilen kimse de böyledir Şehidlik, İslâm dini bakımından mühim ve yüksek bir mertebedir Şehid, yıkanmayıp kefenlenmeden üzerindeki kanlı elbiseleri ile defnedilir Harbde yaralanıp bir yere nakledilen ve az da olsa yiyip içen, uyuyan veya tedavi gören veya bir çadıra sığınan yahut aklı başında olduğu halde üzerinden bir namaz vakti geçip de onu edâya kâdir olan kimseye mürtes denir Mürtes yıkanır, kefenlenir Bu sebeple maktul halîfelerden Hazret-i Ömer ve Ali yıkanıp kefenlenmiş; fakat Hazret-i Osman yıkanmayıp üzerindeki kanlı elbiseleriyle defnolunmuştu Sultan Murad Hüdâvendigâr, harb meydanında şehit düşmüştü



TESLİM OLANLAR ÖLDÜRÜLMEZ!
Esirler hakkında hükümdar muhayyerdir:
1-Eli silâh tutanları öldürebilir 2-Müslüman esirlerle değiş-tokuş yapabilir 3-İhtiyaç varsa fidye karşılığı serbest bırakabilir 4-Köle yapabilir Böylece beşte biri devlete, beşte dördü de gâzilere ait olur Tarihimizde ekseriya bu son usul hem insanî olduğu, hem işgücü temin ettiği, hem düşmanın gücünü kırdığı; hem de potansiyel Müslümanlar meydana getirdiği için tercih edilmiştir Zaten o devirde hemen her ülkede bu esaslar geçerliydi Esir alınmadan teslim olanlar öldürülmez Esir alındıktan sona Müslüman olmak, köleliğe engel değildir Ama ölüm ve değiş-tokuştan kurtulur Esirler, insanî muamele görme hakkına sahiptir Eziyet ve işkence yasaktır Hazret-i Peygamber, bir muharebede esirlerin güneş altında bekletildiğini görünce bunu şiddetle men ederek hepsinin gölgeye alınmasını emir buyurmuştu Mağlûp devletin halkı, ya ülkeyi terkeder; yahud Müslü-manlarla eşit haklara sahip vatandaş olarak yaşamaya devam eder

Ekrem Buğra Ekinci

__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK





GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali
GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.