Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
‘geri, kadin, kalmışlık’, modernlik’, sarkacında

Modernlik’ Ve ‘Geri Kalmışlık’ Sarkacında KADIN

Eski 03-09-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Modernlik’ Ve ‘Geri Kalmışlık’ Sarkacında KADIN




Türkiye’de kadın sorunlarıyla ilgili bilimsel çalışmalar eğer sosyal bilimlerde meşru bir yer bulabilmişse bunun en baş sebebi, Türkiye’nin modernleşme projesi içinde kadın meselesinin bir ‘geri kalmışlık meselesi’ olarak işaretlenmesi ve elbette ilerlemeci modernist yaklaşımım kadına biçtiği temel misyondur


ÜRKİYE’DE 1980’lerin ikinci yarısında yeni bir soluk kazanan kadın hareketi, etkisini 1990’lı yıllarda üniversitelerde Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezleri’nin açılması ve kurumsallaşmasında da hissettirdi İstanbul Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin ardından, Ankara Üniversitesi’nde, Marmara Üniversitesi’nde, Çukurova Üniversitesi’nde, Ege Üniversitesi’nde, Akdeniz Üniversitesi’nde ve giderek büyük kent merkezlerinin dışında kurulan üniversitelerde de benzer merkezler kuruldu Bunların bir kısmı, yükselen İslamiyetçi akımlara karşı Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinde ve sonraki aşamalarında kazanılmış Cumhuriyetçi değerler ve kadın haklarını savunma misyonunu öne çıkarırken akademik çalışmaları geri plana itmiş olsa da, genel olarak bu merkezlerin ‘kadın çalışmaları’nın akademik bir alan olarak tanınmasına ve gelişmesine katkıda bulunduğunu söyleyebiliriz

Akademinin katkısı

Merkezler, genellikle kadın hakları konusunda ortak duyarlıkları paylaşan kadın akademisyenler öncülüğünde kuruldu ve yalnızca ‘kadın meselesi’ diye gündeme getirilen konuların aslında bir toplum meselesi olduğunu vurgulamakla kalmadı; bizzat üniversitelerin içinde de erkek-egemen zihniyetlerin hakim olduğunu açığa çıkardı ve kadın akademisyenlerin karşılaştığı kurumsal ve akademik güçlüklerin gündeme getirilmesini sağladı Türkiye’de akademisyen kadınlar arasında egemen olan seçkinci tavır ve genelde kendilerini Türkiye’deki kadın sorunlarından muaf ve dolayısıyla diğer kadınlardan ayrıksı görme yanılsaması da bir ölçüde sarsıldı Aslında bu merkezler, atıl bırakılmayıp, gerçekten üniversitenin topluma açılan birimlerinden biri olarak yürütüldüğünde, son derece canlı çekim merkezleri haline gelebildi Kadın Merkezleri, özellikle kadın konulu sivil toplum örgütleri için de önemli iletişim ve paylaşım mekanları haline geldi ve çeşitli kadın grupları için Sürekli Eğitim Merkezleri gibi bir işlevi de üstlendi

Bugün şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Kolektif çalışma ve üretkenliğin son derece sınırlanmış, ketlenmiş olduğu tarihsel zamanlar ve sosyo-politik ortamda, kadın çalışmaları alanı, akademik ve akademi dışı çalışma kapsamı, çalışmaya katabildiği aktörlerin çeşitliliği, birbirini tetikleyerek büyüyen halkalara benzetebilecek yaygın etki gücü ile son derece etkili bir sosyal güçlenme alanı oluşturabiliyor

Kadın çalışmaları, Batı üniversitelerinde de ana akım bilimsel çerçeveleri sorgulayan ve araştırma nesnesini ön plana çıkararak ‘kadınları’ özneleştirmeyi hedefleyen bir bilgi ve bilimsel-politik eylem alanı olarak doğmuş; akademik kurumların yerleşik, eril yapısı içinde de çeşitli dirençlere karşı mücadele etmesi gerekmişti Benzer sorunlar, Türkiye üniversitelerinde de yaşanıyor; örneğin, kadın çalışmalarının marjinalleşmesi, hatta gettolaşması, ya da güdümlü siyasetin hizmetine sunulması, bu alanın üretkenliğini ve etkinliğini sınırlayacaktır

Türkiye’nin modern yüzü

Gerçi Türkiye’nin modernleşme projesi içinde ‘kadın meselesi’ hep bir ‘geri kalmışlık meselesi’ olarak işaretlendiğinden ve Türkiye’deki sosyal bilim anlayışı içinde de ‘ilerlemeci’ modernist yaklaşımlar oldukça etkili olmuş olduğu için, kadın sorunlarıyla ilgili bilimsel çalışmaların sosyal bilimler içinde meşru bir yer edinmiş olduğunu savunabiliriz; üstelik, Avrupa Birliği uyum sürecinde etkin hale gelen dışsal etmenler, bazı uluslararası bağlantılar, toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili değerlendirme süreçleri ve uluslar arası projeler, kadın konulu projelere verilen destekler dolayımıyla da bu konular halen geçerli ve hatta öncelikli araştırma konuları olma statüsünü koruyor Ancak yine de örneğin doçentlik jürilerinde çok yakından tanık olduğumuz gibi, kadın çalışmaları alanındaki eserler yönünden ağırlıklı bir dosya, yeterince ‘bilimsel’ bulunmuyor; bu dosyanın sahibi olan adaya da ‘daha ciddi’ konularda araştırma yapması öneriliyor Herhalde akademik feminizm alanında bizi zorlamaya devam edecek en önemli meselelerden biri bu: Kadın çalışmalarının bilimselliğini teslim etmek

Kadın çalışmalarının akademik statüsünü tanımak ve tanıtmak için birden fazla alanda bilgi ve politika üretmek, erkek-egemen yapılar ve cinsiyetçi zihniyet, yaklaşım ve tavırlarla mücadele etmek gerekiyor Öncelikle Türkiye toplumunda anti-feminizmin kaynaklarını ortaya çıkarmak ve görünüm biçimlerini gözler önünde sergilemek gerekiyor; başka bir deyişle, erkeklerde, kadınlarda, akademisyenlerde ve akademisyen olmayanlarda baskın olan feminizm korkusunu alt etmek gerekiyor İkincisi, akademik platformlarda, cinsiyet körü yaklaşımların bilimsel olarak eksik olduğunu, toplumsal süreçlerin toplumsal cinsiyet yönünden analizini dışlayan yaklaşımların cehaletten kaynaklandığını savunmak ve cehaleti gözler önüne sererek, anti-feminizmi akademik olarak alt etmek gerekiyor

Kadının misyonu

Örneğin, bugün küresel kapitalist süreçlerin analizinin kadın emeğinin değişik formlarından söz etmeden yapılamayacağını kolaylıkla öne sürebiliriz; belki dün için de aynı savı destekleyebiliriz Kadın tarihi çalışmalarında, tarih yazımında görünmez kılınan kadının, kadınların nerede olduklarını ararken, yalnızca kadın alanlarını, kadınların yaptığı etkinlikleri keşfetmedik; aynı zamanda tarihin bazı görülmez alanları, örneğin ‘hayır işleri’ ile diğer ‘başat’ diye nitelenen alanları arasındaki girift bağlantıları da çözümleme imkanını yakaladık Ne kamusal ne de özel alana ait olan, aradaki toplumsallıklarla ilgili bazı örnekleri ve tarih yazımına feminist bir yaklaşımın getirebileceği açılımları görmek için çoğunluğu, feminist tarihçi Leonore Davidoff’un Worlds Between kitabından seçtiğimiz makalelerin çevirilerinden oluşan derlemeye, Feminist Tarih yazımında Sınıf ve Cinsiyet başlıklı kitaba bakılabilir

Akademik feminizmin en önemli katkısı ise, feminist eleştirel bakış açısının toplumsal olarak kitlenmiş olduğumuz ‘başörtü’, ‘dinsel taassup’, ‘Atatürk fetişizmi’, ‘militarizm’, ‘futbol fanatizmi’, ‘toplumsal cinnet ve şiddetin türlü biçimleri’ gibi toplumsal bilinç ve bilinçaltımızın bazı meselelerine gündelik kalıp ve kalıtsal ezberleri sarsabilecek yaratıcı görme biçimleri getirmesi olabilir; öyle ki olguları algılama biçimimizi değiştirerek belki de kemikleşmiş karşıtlıkları eritebilir ve toplumsal diyalogun olanaklarını yaratmış olabiliriz

Başörtüsünü konuşmak

Örneğin, ‘başörtü’yü hızlı toplumsal değişme sürecinde özellikle ‘kadınlık’ ve ‘erkeklik’ ile ilgili rol, kimlik ve beklentilerdeki hızlı değişme ve buna bağlı sarsıntı; kadın-erkek ilişkilerindeki bozulma, ilişkilerdeki sadakat, bağlanma, güven duygusunun zayıflaması karşısında duyulan ‘femininite (kadınsılık) kaybı’ korkusuna karşı bir ‘özsavunma’ ya da ‘erkeklik kaybı’ korkusu yaşayan erkekleri ‘erkeklik kimliğini yeniden kuşanmaya davet’ gibi okumayı denesek, benzer kaygıları başörtüsüz olarak alt etmeye çalışan kadınlarla ‘başörtülü kadınlar’ arasında kadınca bir zeminde diyalog imkanı yaratmış olmaz mıyız?

Ve bu diyalogdan kadınlık ve erkeklik için, güvene dayanan, çağın getirdiği kaygıları göğüsleyebilen kadın-erkek ilişkileri için yeni biçimler üretemez miyiz?

Kendi deneyimimden yola çıkarak şunu diyebilirim: Kadın Çalışmaları alanında ders verirken ve akademi dışında çeşitli kadın örgütleri ve gruplarıyla yaptığımız çalışmalarda, farklı kuşaklardan kadınlarla kurduğumuz iletişim ve sosyal ilişki ortamlarında, akademik feminizmin Türkiye’de toplumsal eleştirel perspektifleri üretebilecek verimli bir kaynak olduğunu bizzat tecrübe ettim Bu alanda yapılan yüksek lisans çalışmaları, son derece yaratıcı bakış açılarını harekete geçiriyor; daha önce incelenmemiş konuları araştırma konusu olarak seçiyor; yeni veri kaynakları keşfediyor; en önemlisi de yeni dilsel imkanlar ve yeni bir söz alanı yaratıyor Bu çalışmaların akademik görünürlüğünü sağlamak, yayın imkanlarını araştırmak ve yaratmak da bize düşüyor


*Doç Dr Marmara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi


Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Modernlik’ Ve ‘Geri Kalmışlık’ Sarkacında KADIN

Eski 03-09-2009   #2
yesimciwciw
Varsayılan

Cevap : Modernlik’ Ve ‘Geri Kalmışlık’ Sarkacında KADIN



Güzel bir paylaşım olmuş teşekkürler arkadaşım
__________________





Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.