The Economist'i de Dava Edecek mi?

Economist dergisi "Erdoğan ve popülerlik" başlıklı yazısında Erdoğan'ı bir caminin minaresine tırmanarak zafer işareti yapar bir halde karikatürize etti



Erdoğan'ı eleştirenlerin başbakanın giderek diktatörleştiği (otokratlaştığı) yorumunu yaptığını belirten dergi, "Bu diktatör (otokrat) eğilimlerinin bir kanıtı da Aydın Doğan'la devam eden kavgası olarak gösteriliyor" diye yazdı

Economist, Doğan'ın medya organlarının hükümete yakın kişilerin birçok skandallarını ortaya çıkaran haberler yaptığını hatırlattı

"Yurt dışında Erdoğan, İran ve Sudan'la kurulan dostluk, AB için kaybolan isteği ve İsrail'e yönelik açıklamaları nedeniyle gözlerin açılmasına sebep oluyor Ama Türkiye'de sıradan Türkler Turgut Özal'dan sonra en popüler ve karizmatik başbakan olarak görüyorlar"

Ancak Erdoğan da bir imaj problemi olduğunun farkında Pragmatik üslubunun geri döneceğine ilişkin belirtiler yavaş yavaş geliyor Kendine yeni bir sözcü seçti, ilk kez yabancı gazetecilere "kur yapmaya" başladı

Economist dergisiyle yaptığı röportajda da bize güleryüzlü bir tavır sergiledi ve kuru meyveler ikram etti "diktatör (otokrat) değilim ama zaman zaman sabırsız olabiliyorum" dedi

"CHP seçim öncesinde çaresizlik havası içinde CHP artık şeriat hukukunun ve Kürtlerin ayrılık politikalarının tehlikeli olduğuna yönelik pek fazla açıklama yapmıyor Bunun yerine baş örtülü bayan adaylar kazanma peşinde"

"Kürtlerin bayram olarak kutladığı Nevruz gününün de milli tatil günü olarak kabul edilmesinden yana Ama bu seçimlerde de seçmenin çoğu ak parti'ye sadık kalacak"

Economist dergisi "Popülerlik, Türkiye'nin başbakanının reform şevkini körleştirecek mi?" diye başladığı yazısında Erdoğan'ın 29 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere üç hafta kala kampanyasını kendine güvenli şekilde başlattığını yazdı:
Kendisini eleştirenler, 2007'deki genel seçimlerde yeniden seçilmesinden bu yana başbakanın giderek daha otokrat davranmaya başladığını ve AKP'ye 2002'de ilk kez tek parti iktidarını kazandıran reform gündeminden uzaklaştığını söylüyorlar Genç, zeki ve iyi İngilizce konuşan Egemen Bağış'ın Avrupa Birliği baş müzakereciliğine atanması, Erdoğan'ın Avrupa Birliği ile görüşmelere yeniden dönmek için taze bir girişimde bulunabileceğine işaret ediyor Ama gerçekten ciddiyse 1980 Anayasası'nın yeniden yazılması konusunu bir daha ele alması şart olacak Bir önceki denemesi neredeyse Anayasa Mahkemesi'nin AKP'yi şeriat getirmeye çalıştığı gerekçesiyle kapatmasıyla sonuçlanacaktı Bunun da sebebi, Erdoğan'ın bu değişikliği parça parça yapmaya başlayarak öncelikle kamu alanlarında ve üniversitelerde başörtüsü yasağını gevşetmeye çalışmasıydı Erdoğan, bu sefer sadece dindar değil, tüm Türklerin isteklerini karşılayan bir anayasa hazırlamak için muhalefetle beraber çalışırsa daha iyisini yapabilir