02-06-2009
|
#1
|
VANDETTA
|
Tarihimizdeki Büyük Hatalar
Hayim Naum’un Lozan heyetine girişinden sonra neler oldu?
Lozan görüşmelerinin birinci safhasında (20 Kasım 1922-7 Şubat 1923), Türkiye’yi temsil eden heyet büyük ölçüde, TBMM’de alınan kararlar çerçevesinde konuşmuş ve hareket etmişti Ne var ki, Hayim Naum’un heyette “resmen” yer alışından sonra durum değişecekti 7 Şubat- 6 Mart 1923 tarihleri arasında devam edecek olan ikinci tur görüşmeleri esnasında ortaya bambaşka bir tablo çıkacak ve bu yeni tablo TBMM’de de şiddetli tartışmalara yol açacaktı Lozan görüşmelerine gidilmeden hemen önce TBMM’de hâkim olan hava şuydu: Ülkede hâkim olan kültürel yapıdan aslâ tâviz verilmeyecekti Zaten bunun gündeme getirilmesi bile düşünülmüyordu Misak-ı Millî sınırlarından aslâ vazgeçilmeyecekti (Yani Musul, Kerkük, Kıbrıs, Batı Trakya, Adalar, Hatay Anavatana dahil olacaktı ) Yunanlılar; İzmir, Uşak, Manisa, Denizli başta olmak üzere pek çok şehri, kasabayı, köyü yakıp yıkmış, Ege bölgesini viraneye döndürmüştü Bunlardan mutlaka harp tazminatı alınmalıydı 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan ve ekleriyle birlikte 143 madde olan “Lozan Barış Sözleşmesi”ne baktığımızda, TBMM’nin ilk görüşünden büyük sapmalar olduğu görülür Meselâ, sanki zaferi Yunanlılar kazanmış gibi, Batı Trakya’yı ve 12 Ada’yı Yunanlılar almış, harp tazminatı için, “Üzerine bir bardak soğuk su için!” denilmiş ve tek kuruş tazminat verilmemişti Öte yandan uyanık İngiltere, Kıbrıs’a ve Irak’ın petrol bölgesine, Musul ve Kerkük’e kısa zamanda el koyacak şekilde bir statü tespit ettirmiş, Hatay bile Anavatan sınırları dışında bıraktırılmıştı Lozan’ın bu halini, TBMM’nin tasdik etmesi mümkün değildi Bu tasdik ancak, anlatması çok uzun sürecek, Birinci Meclis’in tasfiyesinden sonra mümkün olmuştur Lozan Antlaşması’ndan hemen sonra, idarede söz sahibi olan parti, İslâmiyeti bütünüyle devre dışı bırakmayı, hatta İslâm dininin yerine Hıristiyanlığı kabul ettirmeyi tartışmıştır Bu konuda yüzlerce sayfa tutarında konuşmalar kayıtlara geçmiştir Kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerden bir kısmı da hocalar üzerineydi 19 Ağustos 1923 günü Kazım Karabekir’in evine yemeğe gelmiş olan İsmet İnönü, “Lozan’dan sonra yapılacak işler üzerine” görüş beyan ederken şöyle demişti:
“Hocaları toptan kaldırmadıkça hiçbir iş yapamayız Bugünkü kudret ve prestijimizle bugün bu inkılâbı yapmazsak hiçbir zaman yapamayız ” (Uğur Mumcu, Kâzım Karabekir Anlatıyor, s 97)
Lozan’dan sonra Türkiye’de neler olup bittiği sır değildir Manzara-i umumiye şöyledir: Bu ülkede hakim olan bin yıllık tarih ve kültür kanlı gözyaşı dökmektedir Hayim Naum ise Hahambaşı koltuğuna oturduğu Mısır’da son derece mutludur ve avuçlarını oğuşturarak olup bitenleri seyretmektedir Gelecekte hür tarihçilerin bu konuyu daha da derinlemesine araştırdıklarında ortaya çıkacağı üzere, esrârengiz bir simanın, yani Hayim Naum’un Lozan’da Türkiye’yi temsil eden heyete dahil edilmesi tarihimizdeki büyük hatalardan biridir
Burhan Bozgeyik
|
|
|