01-07-2009
|
#1
|
KRDNZ
|
Paris Tiyatrosunda bir Osmanlı Paşası
Sultan Abdülaziz ve Sultan Abdülhamid zamanlarında Sadrazamlık da yapan; yazar, mütercim ve devlet adamı Ahmed Vefik Paşa, tahsilini Paris'te yapmıştı İstanbul'a dönünce 1837'de Tercüme Odasına memur girdi 1840'ta elçi katibi olarak Londra'ya gitti Daha sonra geçici olarak Sırbistan'a gönderildi 1847'de baş mütercimliğe getirildi ve o yıl neşrine karar verilen Devlet Salnamesinin tanzimine memur kılındı 1851 yılında Encümen-i Danişe üye seçildi ve aynı yıl Tahran elçisi oldu 1854'te hiç anlaşamadığı Ali Paşa yüzünden geri döndü Meclis-i Vala-yi Ahkam-ı Adliyye üyeliğine seçildi 1857'de Muhakemat Dairesi Başkanlığı, 1860'ta da Paris Büyükelçiliğine tayin edildi  
Ahmed Vefik Paşa, işte bu vazifede iken Müslümanları ve Osmanlıları küçük düşüren Muhammed aleyhisselamı konu alan bir tiyatro oyunu sahneye konulacaktı Padişah, "Bunu mutlaka engelle" diye haber gönderir O da, diplomasi yoluyla mani olmaya çalışır Fakat başaramaz  Ancak, ne yapıp edip bu oyunu durdurmalıdır Ama nasıl?!
Oyunun sahneye konduğu gece tiyatroya gider İmparator III Napolyon da bu gala gecesine davetlidir Oyun başlamadan İmparatorun locasına gider ve tekrar ricada bulunur, fakat ters bir cevapla karşılaşır Ahmed Vefik Paşa, kendine hakim olamaz ve perde açılır açılmaz, locadan sahneye atlar ve seyircilere haykırır:
Ortalık bir anda karışır!
-Sayın madamlar, matmazeller ve mösyöler! Ben gerçek Osmanlı ve Müslümanım! Bu piyeste canlandırılacak olanların hepsi sahtedir  Siz, düzmecelerini bırakın da beni seyredin!
Bir anda ortalık karışır  İnsaf sahibi Fransızlar da onu destekler ve bu şekilde oyun sahneden kaldırılır, bir daha da oynatılmaz
__________________
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
|
|
|