Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ayağını, denk

Ayağını denk al yoksa...

Eski 12-27-2008   #1
dejavu2009
icon111

Ayağını denk al yoksa...



Ayağını denk al, yoksa
Ayaklarımız 26 kemik, 114 bağ ve 20 kastan oluşuyor Onlarla dünyayı, yaşamımız boyunca yaklaşık olarak 2,5 defa turluyoruz Ayaklarımızın yapısını ve nelere katlanmak zorunda olduklarını biliyor muydunuz?




Ayak, bir sana eseridir
Ayakları kimse takdir etme­se de, istatistikler ediyor Beşikten mezara kadar, yaklaşık 150 milyon adım atıyoruz Yaşam boyunca, ortalama 100000 kilometre yürüyo­ruz, bu da yaklaşık olarak dünya et­rafında 2,5 tur anlamına geliyor Günde yaklaşık 3 kilometre yol yürü­yen ortalama bir insan için oldukça etkileyici bir performans Ancak, garsonlar, postacılar, gezginler ya da uzun mesafe, yürüyüş yapanların al­dığı günlük mesafe rahatlıkla bunun iki veya üç katına çıkabiliyor
Kadavralar üzerinde araştırmalar yaptığı için konu hakkında bilgisi olan doğa araştırmacısı Leonardo da Vinci, "Ayak, 26 kemik, 114 bağ ve 20 kastan oluşan bir sanat eseridir" demişti Anatomik olarak bakıl­dığında bu sanat eserinin temel yapı­sını, 7 bilek kemiği, 5 tarak kemiği ve 14 parmak kemiği oluşturuyor Bu kemikler iç içe geçmiş iki kemer şek­linde: biri ayağın uzunluğu yönünde, ikincisi de ayağın ön bölümünde eni­ne doğru Çok sayıda bağ ve kas ki­rişi, tüm bu parçaların birbirine bağ­lanmasını ve birlikte çalışmasını sağ­lıyor Bir eldiven gibi hareketli ve es­nek, ama aynı zamanda sağlam ve dengeli olmak gibi birbirine tama­men zıt iki temel işlevi ancak bu şekilde gerçekleştirebiliyor Ayrıca, dengede durma eylemi için birçok canlı dört desteğe ihtiyaç duyarken, insan iki ayaküstünde durabiliyor
Hareket halindeyken inanılmaz şeyler yapabiliyor 100 kiloya varan ağırlığı, topuklardan eklem kemikle­rine aktararak yay görevi görüyor Topuk, derialtı yağ dokusuna bağlı bulunan odacıklarla dolu bir bağ ve yağ dokusundan oluşuyor Bu yapı­sıyla, yürüme sırasında serbest kalan hareket enerjisini frenleyen yüksek nitelikli tampon görevi görüyor Dok­torlar, dünyada ayak kadar hassas ve güvenilir bir şekilde fren yapabilen başka bir sistemin (ABS de dahil) da­ha bulunmadığını belirtiyorlar


Ayaklarımızın taşıdığı yük
Yürüme sırasında sadece beden ağırlığını taşırken, koşma sırasında yaylanarak beden ağırlığının iki ya da üç katına fırlatması gerekiyor Bu hareketi, maraton koşusunda ayak başına 12000 defa yapabiliyor Meksika'da yaşayan Tarahumara Kızılderilileri' nin koştuğu süper ma­ratonda, ayaklar 36 saat boyunca hiç durmuyor Ve onlar daha birçok şe­ye dayanıyorlar Kaleciler, kale önünde topa vurup, hızım saniyeden bile daha kısa bir sürede 120 km/s'ye çıkararak 90 metre uzaklığa fırlattıklarında acı bile hissetmiyor Paten kayan bir kişi 60 km/s hızla virajı dönerken, ayağa, daha doğrusu 1,3 santimetre enindeki kızakların üstüne 650 kilogram basınç uygulu­yor Ayak, yüksek atlama yapan at­lete, çıtanın üstünden heyecan verici atlayışlar, balerine de parmaklarının üstünde nefes kesen dönüşler yaptırtıyor Tenis oyuncusunun zıplama hareketi, kikbokser'ın hızlı tekmele­ri, jimnastikçinin artistik denge hare­ketleri onlar olmadan gerçekleşe­mezdi
Canlıya destek veren bu organlar sadece yürürken, hoplarken, dans ederken ya da koşarken de ağır çalış­mak zorunda Normal ayakta durur­ken bile sürekli hareket ediyor, öne, arkaya yana eğiliyor ve bu sırada be­denimizin ağırlık noktasını sürekli değiştiriyoruz Bir de, genellikle pürüzlü zeminde hareket ettiğimiz ya da engeller üzerinden geçmek zorunda olduğumuz düşünülürse O anda burnumuzun üstüne düşmememiz için, ayağımız yıldırım hızıyla tepki vermeli ve yeri güvenli kavramalı
Ayak tabanında bu işleri yapmak­la görevli yüzlerce sinir re­septörü var Beynimi­ze, ayakların bulunduğu yer ve zeminin nitelikle­riyle ilgili sayısız bilgi gönderiyor Kafatasının içindeki bilgisayar da, ayaktaki ve bacaktaki kasları hareke­te geçirerek, doğru pozisyonu alma­mızı sağlayan belirsiz sinir sinyalleri gönderiyor

Seni gıdıgıdı cezası
Ortaçağ'da, ayakların duyarlı ol­masından yararlanılarak insanlara cezalar veriliyordu Cezalandırılacak kişinin ayaklarını, ortasında iki tane delik bulunan tahta levhanın arasına kilitliyorlar, sonra da saman çöpleriyle gıdıklıyorlardı Çok kötü bir iş­kence olmalıydı

Ateş üstünde yürüyebilir miyiz?
Son birkaç yıldır, çeşitli korkular­dan kurtulmak, motivasyonu artırmak ve "içerdeki ben"i bulabilmek için özel seminerler ve yöneticilik kursla­rında, yanan kömürlerin üstünde yü­rüyebilme hünerini geliştirmek çok moda Bu, ruhun maddeye karşı bir zaferi mi yoksa bir mucize mi? Max-Planck Enstitüsü'nden bilim adamları bu ilginç olayın sırrını uzun süre önce çözmüşler 900 santigrat derece yeri­ne 440 santigrat dereceye getirilen kor sıcaklığı, ayakların altında 100 santig­rat derece olarak hissediliyor Bu sı­caklık da, önceden antrenman yapma­sa da herkesin kısa bir süre için dayanabileceğ i bir sıcaklık

Aşırı yük
Aydınlanmanın dinlenmek bilme­yen filozofu Jean-Jacques Rousseau "Ruhumun hareket etmesi gerekti­ğinde, bedenim de hareket halinde olmalı" demişti Peki biz durmak bil­meyen ayaklarımıza nasıl teşekkür ediyoruz? Günün üçte ikisinde sağ­lıklı olmayan, koyu renkli, iyi havalandırılmamış deri, kumaş ya da sen­tetik malzemelerden yapılan ayakka­bılar giyerek Ya da onları spor ya­parken bileğimizi incitip, kas liflerini yırtıncaya, sinir uçları iltihaplanıp kemiklerin ağrısından ağlayıncaya kadar yorarak Aslında çok dayanıklı olan yürüme aracımızın gücü bir gün, bir yerde tükenebiliyor Doktor­lar, "Halux valgus"tan şikâyetçi olan insan sayısının hızla yükseldiğine işaret ediyorlar Bu rahatsızlık, özel­likle kadınların ayaklarını sivri uçlu ve dar ayakkabılara sıkıştırmaya ça­lışmaları sonucu ortaya çıkıyor Ayaklar, kadınların, özellikle de yeni modayı takip eden gençlerin hoşlan­dığı şeylerden; yani yapısını bozdu­ğu, eklemlere, tabana ve parmaklara zarar verdiği için doktorların ısrarla uyardıkları apartman ya da yüksek topuklardan nefret ediyorlar Uçları büyüyen parmaklar, çekiç parmaklar, nasniar, tabanı çökmüş, çarpık ya da düztaban ayaklar sık görülen şikâyet­ler Bunlar, uygun olmayan ayakkabıların giyildiği çocukluk dönemin­den kaynaklananlar Bir de, ilerleyen yıllarda yaşlılık nedeniyle ortaya çı­kan şekil bozuklukları görülüyor


Sahilde çıplak ayakla Ayaklar kendilerini, rahatsız ayakkabılardan kurtularak kaldırımlardan uzaktaki kıyılarda, kumların üzerindeyken çok özgür ve rahat hissediyorlar Doktorlar, ayak sağlığı için bu dinlenme programını daha sık öneriyorlar
Aşırı yüklenildiği için, ayak rahat­sız olmaya başlayınca, bundan bütün beden etkileniyor Dizlerde ağrı baş­lıyor, sinirler iltihaplanıyor, sırt ağrıları başlıyor Bu şikâyetleri sporcular yaşadıkları zaman, doğrudan performansları ve bununla birlikte ruh sağlıkları etkileniyor Kondisyon sporlarıyla uğraşanların neredeyse yarısının ayaklarında şekil bozukluğu görülü­yor Ve sporcular, ayak sağlığını ko­rumak bir yana, kötüleştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar Onlara işkence yapmak yerine daha çok ilgilenilmeli Ne de olsa insanları, canlı­ların hakimi yapan ayaklan Laetoli'de ( Tanzanya-Afrika) bulunan fo­sil izleri, 3,5 milyon yıl önce yaşayan ve iki ayaküstüne kalkarak dünyaya hükmetmeye başlayan insanların gü­cüne sessizce tanıklık ediyor Yürü­mek için kullandığı araçları, balık yüzgeçlerinin evrimleşmiş şekliydi Bu yüzgeçler 400 milyon yıl önce canlılar ilk olarak karaya çıktıklarında, ikiyaşayışlılar, sürüngenler ve memelilerde farklı farklı yürüme araçlarına dönüşmüştü

Evrile çevrile ne hale geldik
Anatomik yapısı itibariyle insana en yakın canlı olan maymunlar için, ağaç tepelerinde ve dev ormanlarda en iyi hareket etmesini sağlayan araç ayakları değil, uzun parmaklan ve geniş taraklarıyla iyi kavramasını sağlayan elleriydi Yerde yürüyen in­sanda ise ayaklar, ayakta durmayı, yürümeyi sağlayan ve destek niteli­ğindeki yürüme araçlarına dönüştü
Zamanla, büyük parmaklar küçüldü ve tüm parmaklar biraz daha birbiri­ne yaklaştı Bu nedenle insanlar, maymunlara büyük kolaylık sağla­yan kavrama yeteneklerini kaybetti­ler Kaza ile ellerini kaybeden insan­lar, yoğun egzersizlerle bu yeteneği kısmen tekrar kazanarak ayağıyla ye­mek yiyebiliyor, resim yapabiliyor ve yazabiliyor


En çok yüklenildiği anBalerin, ayakları üzerinde dans etmeye başlayınca, bedenin tüm ağırlığı 5 tane parmak üzerinde toplanıyor Uzun yıllar çalışılarak kazanılabilecek bir yetenek, Ancak, bu başarı, çoğu zaman ağır ayak hastalıklarını da beraberinde getiriyor


Hayran olduğumuz yetenekli ayaklar, şirin-küçük ayaklar, ayak fetişisti miyiz?
Ayaklar, ortama göre farklı nitelik­lerde olabiliyor Bu, küçücük ayakları olan Eskimo örneğinde rahatlıkla gö­rülebiliyor Uzun ayaklar soğukta da­ha çabuk donacaktır Almanya'nın kuzeyi ve İskandinav ülkelerinde ya­şayanlar, Güney Avrupa'da yaşayan insanlara oranla daha büyük ayaklara sahipler Amerika'nın Florida eyale­tinde yaşayan Matthey Mc-Grory dünyanın en büyük ayağına sahip Özel yapılan 96 numara, 5 çift ayak­kabısının değeri 15000 dolar değerin­de Spor dünyasının dev ayakları, ge­nellikle en küçük ayaklı insanlardan oluşuyor Ayakkabı numarası 42 ve daha altında olan futbolcular en kuv­vetli ayaklara sahip
Küçük ve zarif bir kadın ayağı, hoş bir ayakkabı içine girdiği zaman, bazı insanlar ayak fetişisti bile olabiliyorlar Goethe bunlardan biriydi Şair bir yazısında "Güzel ayakları olan yaşlı bir kadına bakıldığında bi­le insanın içinden ayakkabısını öp­mek geliyor" diyordu İsveçli yazar August Strindberg, kadın ayaklarını o kadar çok seviyordu ki, ayaklar on­da psikolojik bağımlılık haline gelmişti "Bir Çılgının Savunması" adlı eserinde bu sorununu edebi olarak çözmeye çalışmıştı "Bir deli, burnu yerde 'bir av köpeği' gibi kadın izini takip ediyor" diyordu

Ohhhh ayak kokuyor
Bu olay, 19yüzyılda yaşayan ve sevgililerinin ayakkabısından şam­panya içen aşıkların öykülerini hatır­latıyor Her halde kimyagerlerin daha birkaç yıl önce buldukları bir gerçeği onlar bilmiyor, ama hissediyorlardı : Ayak teri, bileşim olarak genital or­ganlarda üretilen koku maddelerine benziyor ve dolayısıyla cinsel uyarıcı etki yaratıyordu

Prens Külkedisi’nin nesini beğendi?Yoksa prens ayak şeyi miydi?
Ayakların erotizmine, Grimm'in yazdığı "Külkedisi" adlı masalda da değiniliyordu Çirkin, aptal ve koca­man ayaklara sahip iki kız kardeş, prensin kalbini böyle kazanabilecek­lerine inandıkları için ayak parmakla­rını kesmişlerdi Ama masal onların lehine gelişmiyor Geleneklere uyarak mutlu sonla bitmesi gerektiği için, genç prens seçimini, açgözlü, kötü kalpli üvey annesi tarafından pis işle­ri yapması için mutfağa kapatılan ve zarif, küçücük ayaklara sahip en kü­çük kız kardeş yönünde kullanıyor

Çinliler kadınlarının bu işkenceye katlanmasını neden istediler?
Ama asıl daha önce Gharles Perrault tarafından yazılan "Külkedisi”nde konu çok daha dikkat çekici ele alın­mış: Prens, Külkedisi Sindirella'nı n küçücük altın terliklerinden, daha doğrusu onu süsleyecek zarif ayaklarından çok etkileniyor Böylelikle çok eski bir güzellik idealini, yani küçük kadın ayaklarının daha çekici olduğu düşüncesini bir daha günde­me getirmiş oluyordu Masalın böyle bitmesi, kuşkusuz bir rastlantı değil­di Bu masalın kaynağı Çin'den geli­yordu Ve orada, küçük kadın ayaklarına duyulan tutku, iç karartan bir gelenekle en üst seviyeye tırmandırıl­mıştı Küçük ayaklara sahip olması için, üst tabakaya ait kadınların ayak­lan daha altı yaşından itibaren aşağı­ya doğru kıvrılıp bağlanıyordu Daha sonra, her iki haftada bir iki santim daha kısa yem ayakkabılar giydirili­yordu 7,5 santimetre uzunluğa sahip ünlü lotus ayaklan böyle yaratılıyor­du Kadınların küçük ayaklı olması­nın Çinli erkekler için birçok avantajı vardı: Bu ayaklarla kaçamadıkları ve çalışamadıkları için, onlar üzerinde rahatlıkla hakimiyet kurabiliyorlardı Minik adımlarla yürüyebildiklerinden, vajina kasları çok geç yaşlara kadar çalışmış oluyor, erkekler de buna çok değer veriyordu
Avrupalıların ayaklara bakış açısı daha farklı Avrupa kültürüne göre, güzel bir kadın ayağının yüksek ke­merli olması gerekiyor Öyle ki, ayak tabanı ile parmak uçları arasından ince bir su akıntısı, ayak derisine do­kunmadan rahatlıkla akabilmeli Yüksek topuklu ayakkabılar, ayak köprüsünü istenilen yüksekliğe çıkar­tarak arzulanan çekiciliği yaratıyor­lar, özellikle de kaldırımda çıkardığı tak-tak sesiyle
Aslında ayaklar tarih boyunca çok önemsenmişti Eski tarihlerde savaş yapıldıktan sonra kazananlar boş ye­re ayaklarını yenilenlerin sırtına basmıyorlardı Bu, büyük bir zafer gös­tergesiydi Peki yenilen ne yapıyor­du, o da zafer sahibinin ayaklarına kapanıyordu Günlük yaşamda da in­sanlar psikolojik savaşlar yaparken "birbirinin ayağına basmak" deyi­mini sıkça kullanıyorlar


İnançlar ve ayaklar
Engizisyon döneminde kilise, bü­yücülük yapmakla suçladıkları kadınların sihirli güçlerini, ancak ayak­lan yere bastığında gerçekleştirebile­ceklerine inanıyordu Bunun için ca­dı, ölüm cezası uygulanarak yakılma­dan önce, yere basmaması için ateşin bulunduğu alana kadar bir arabayla götürülüyordu
Papazlar, fakir insanların Tanrı önünde eşit olduklarını vurgulamak için onların ayaklarını yıkıyor Bir­çok dinde tanrının evindeki kutsal zemine sadece çıplak ayakla basılabiliyor İncil'de Tanrı, Musa'ya "Ayakkabılarını çıkar, çünkü üzerine bastığın yer, kutsal topraklardır" diyor Bu nedenle birçok insan yılın belirli zamanlarında kutsal toprakları ziyaret ederek hac görevlerini yerine getiriyorlar
Tanrıların izinden yürümek, ister bir inanç isterse de bir gelenek ol­sun, günümüzde de sürüyor Hollywood'un en göz alıcı dönemlerinde sahnelerin kahramanı olan yıldızlar, arkalarında, Los Angeles'taki Hollywood Bulvarı'nda betona dökülmüş ayak izlerini bıraktılar Hemen he­men her gün, gruplarca turist burayı ziyaret ederek, ayak izlerinin büyüsüne kapılıyor Kim, ha­yatında bir kere Humphrey Bogart ya da Greta Garbo'unun ayak izlerine basmak istemez ki?
Ayaklar ma­sa altında gizli dokunuşlarla ifade ederken de bu hassas yapısı çok işe ya­rıyor Ayaklara masaj yaparken de öyle Esoterik uzmanlarına göre, çok sayıda sinir, iç organlarımızı tabanımızdaki deriye bağlıyor Mi­de ve böbreklerimiz, karaciğer ve pankreasımız, eklemler; hatta tek tek dişlerimi­zin hepsinin tabanı­mızda bir temsilcisi var Masajla bu noktalar uyarılarak hasta organa iyileştirici sinyal­ler gönderilip, neredeyse tüm hasta­lıklar tedavi edilebiliyor Hatta varis ve kısırlık bile



Aşağıdaki resim makalede yok Konu ile ilgili olduğundan ilave edilmiştir
Refleksoloji, ayaklara yapılan masajlarla, bedenin kendi kendisini iyileşme gücünü harekete geçirmesidir




--~--~------ ---~--~-- --~------ ------~-- -----~--~ ----~
B İ L G İ L E N M E K H E R K E S İ N H A K K I D I R
~----------~ ----~---- ~----~--- ---~----~ ------~-- ~---


Hazırlayanlar : merakediyorum@ googlegroups com üyeleri Bahadircan, Kerem
Kaynak : Focus - Temmuz 2000 sayısında "Ayağını denk al" başlığı ile yayınlanan yazıdan derlenmiştir Paragraf başlıkları ilave edilmiştir Resimlerde kirlilik yaratmamak için grup adı vs kullanılmamıştır
Saatlerce uğraşarak verdiğimiz emeği bir "Delete" tuşuyla yok etmeyin Lütfen bu kısmı silmeyiniz, kaynak göstererek paylaşınız

__________________
CURIOSITY "MERAK"

İLGİNÇ BİR DİZİ;

http://www,dizimag,com/stephen-hawki...eady-dizi.html
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Ayağını denk al yoksa...

Eski 12-27-2008   #2
v_o_k_o_
Varsayılan

Cevap : Ayağını denk al yoksa...



wayyy bea neymıs bu ayaklarda haberımız yoq

emegıne saglık

__________________
BEN GUZELE GUZEL DEMEM
KAFAM GUZEL OLMAYINCA


Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Ayağını denk al yoksa...

Eski 12-27-2008   #3
dejavu2009
Varsayılan

Cevap : Ayağını denk al yoksa...



Alıntı:
v_o_k_o_ tafarından gönderildi Mesajı Görüntüle
wayyy bea neymıs bu ayaklarda haberımız yoq

emegıne saglık
ben teşekkür ederim

ilk başta resimler çıkmıyordu resimleri tekrar yükledim çok daha iyi oldu

__________________
CURIOSITY "MERAK"

İLGİNÇ BİR DİZİ;

http://www,dizimag,com/stephen-hawki...eady-dizi.html
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.