Tövbe Hak'ka dönüştür... |
12-19-2008 | #1 |
meLankoLik_asaLet
|
Tövbe Hak'ka dönüştür...Tövbe, günahlara pişmanlık duyup Allah’tan af dilemektir Tövbe, günah kirlerinden arınma ve bir daha işlenmeyeceğine dair Mevlâ’ya söz vermektir Tövbe, günahtan sevaba geçiştir Tövbe, şerden hayra dönüştür Tövbe, karanlıktan aydınlığa çıkıştır Tövbe, yıkanıştır Tövbe, Hakk’a dönüştür Tövbe, günahların verdiği mahcubiyet sancısının bütün ağırlığı ile vicdanın derinliklerinde hissedilmesidir Tövbe, ıssız gecelerde yapılan âh u enînin arşa yükselmesidir Tövbe, gözlerden akan nedâmet yaşlarıyla seccâdelerin ıslanmasının adıdır! Ne güzel söylemiş bağrı yanık insan: “Senin adın Gaffâr iken Ayıb örtücü Settâr iken Kime gidem Sen var iken Cürmüm ile geldim Sana Ben eyledim hadsiz günah Yok senden özge bir penah Ey rahmeti bol Pâdişah Cürmüm ile geldim Sana Hadden tecâvüz eyledim Derya-yı zenbi boyladım Malûm Sana ben neyledim Cürmüm ile geldim Sana” Tövbenin Şartları 1- O günahı terk etmek, 2- O günahı işlediğine pişman olmak, 3- O günahı bir daha işlememeye azmetmek Bunlardan biri eksik olsa, tövbe sahih olmaz “Ey mü’minler! Hepiniz Allah’a tövbe ediniz ki, felâh bulasınız”(1) “Ey iman edenler! Bir daha dönmeyecek tövbe ile Allah’a tövbe ediniz”(2) “Ey insanlar! Allah’a tövbe ve istiğfar ediniz Ben günde yüz kere tövbe ediyorum”(3) “Şüphesiz Allah, çok tövbe eden ve çok temizlenenleri sever” “Ancak tövbe eden, inanıp salih amel işleyenler, Allah, işte onların kötülüklerini iyiliklere çevirir Ve Allah Gafûr ve Rahîm’dir”(4) “Kim de tövbe edip sâlih amel işlerse, şüphesiz ki o, Allah’a tövbesi kabul edilmiş olarak döner”(5) “O, kullarından tövbeyi kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir”(6) “Allah, kulunu, Zatına tövbe eder halde kapısında bulduğu zaman, her şeyini kaybettikten sonra tekrar bulan kişinin sevincinden daha çok sevinir”(7) Her pişmanlık bir tövbedir (Ettâibü minezzenbi kemen lâ zenbe lehu) “Günahlarından gereği gibi tövbe eden, hiç günah işlememiş gibi olur8” İşlenen her bir günah, kafamıza giren her bir şüphe, kalb ve ruhumuzda derin yaralar açar Günah, kalbe işleyip siyahlandırıp iman nurunu kalbden çıkarıncaya kadar katılaştırıyor ve o nuru söndürüyor Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol vardır O günah, tövbe edilerek çabuk imha edilmezse, küçük bir manevî yılan olarak kalbi ısırıyor”(9) “Tövbe ve istiğfara devam eden kimsenin her sıkıntısı için Allah, bir çıkış yolu ve her kederi için bir ferahlık sağlar ve onu hiç ummadığı yerden rızıklandırır”(10) “Amel defterinde çok tövbe ve istiğfar bulunan kimseye müjdeler olsun”(11) Hazreti Ebû Bekir rivayet ediyor Efendimiz: “Günah işleyen bir adam, hemen sünnet ve âdâbına riâyet ederek güzelce abdest alır, sonra iki rekat namaz kılar ve günahının affını Allah’tan dilerse, Allah onu mağfiret eder” buyurdu Sonra Rasûlullah şu âyeti okudu: “Onlar, çirkin bir iş yaptıklarında veya kendi nefislerine zulmettiklerinde, hemen Allah’ı anar, günahlarının affedilmesini dilerler Bile bile işledikleri günahlarda ısrar etmez, o günahları sürdürmezler”(12) “Ey insanlar, ölmeden önce Allah’a tövbe ediniz!”(13) Hadisi şerifte; Bir insan yüz defa tövbesini bozmuş olsa bile, “Allah’ım, ben yine düştüm; günahımı bağışla, beni affet” diyerek o çirkinliklere dönmemeye kesin karar vererek bir kere daha tövbe etse, Allah onun tövbesini yüz birinci defa da kabul eder “Kim namazlardan sonra yetmiş kez istiğfar ederse, işlediği günahları bağışlanır ve cennetteki köşklerini görmedikçe dünyadan çıkmaz”(14) “Ey Âdemoğlu! Bana dua ettiğin ve benden ümitvar olduğun sürece, senden sadır olan hataları affederim Onların ne olduğuna aldırmam” “Ey insan! Günahların, ufukları tutacak kadar da olsa, ama sen yine istiğfar etsen, çokluğuna bakmadan günahlarını bağışlarım Ey Âdemoğlu! Dünya dolusu hatalarla da olsa, bana ortak koşmadan huzuruma gelirsen, ben de seni dünya dolusu mağfiretle karşılarım”(15) Tövbe ve istiğfar etmek isteyen mümin, şu duayı huşu ile ve çokça okumalıdır: “Estağfirullah ellezî lâilâhe illâhû elhayyel kayyûme ve etûbü ileyh Tevbete abdin zâlimin linefsihi lâyemlikü linefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ Ve es’elühüttevbete velmağfirete velhidâyete lenâ innehû hüve’t tevvâbürrahîm” Tövbelerin kabulü, şüphesizdir Şayet, günahından ötürü içinde bir yarası ve yanığı, içten gelen, yürek yakan “ahh”ları, ıssız köşelerde ağlayıp inlemeleri, seccadesine dökülmüş gözyaşları varsa Nefs ü hevâ kesmiş yolum Tûl-u emel tutmuş kolum Nâçâr kalmış bir kulum Estağfirullah el azîm” Kimin tövbesi makbul? “Allah Teâlâ’nın kesin olarak kabul edilmesini söz verdiği ve taahhüt ettiği tövbe, ancak, bir cahillikle bilmeyerek günah işleyip de, sonra çok geçmeden tövbe eden, günahında ısrar etmeyen kimselere aittir Yoksa günahları devamlı işleyip de nihayet birine ölüm gelip çattığı zaman, ben şimdi tövbe ettim diyenlere, bir de kâfir olarak ölenlere tövbe yoktur” Şu halde bu ikisi arasında bulunan, yani bilerek günah işleyen, çok geçmeden tövbe etmeyip günah işlemeyi alışkanlık haline getiren ve böyle iken can çekişme haline gelip hayattan ümidini kesmeden önce tövbe edenlerin tövbelerinin kabul edilmesi kesin değildir Allah’ın iradesine kalmıştır Can çekişme durumundan önce henüz hayattan ümitsiz olmadığı halde küfürden tövbe ile iman etmek geçerlidir Fakat can çekişme halinde hayattan ümit kesme durumunda küfürden tövbe etmek ve iman etmek geçerli değildir İman ettikten sonra iyi amel yapabilecek bir zaman bulunmalıdır Fakat günah işlemiş müminin son nefesindeki tövbesi de geçerli olabilir (16) Kulun, günahından ötürü içinde bir yarası ve yanığı, içten gelen, yürek yakan “âhh!”ları, ıssız köşelerde ağlayıp inlemeleri, seccadesine dökülmüş gözyaşları varsa, tövbesi makbuldür İstiğfarın Efendisi “Allahümme ente Rabbî lâilâhe illâ ente halektenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va’dike mesteta’tü, eûzü bike min şerri mâ sana’tü, ebûü leke bini’metike aleyye ve ebûü bi zembî fağfirlî fe innehû lâ yağfirü’z–zünûbe illâ ente” “Allah’ım! Sen benim Rabbimsin Senden başka ilâh yoktur Beni Sen yarattın ve ben Senin aciz kulunum İman ve ubûdiyetimde gücüm yettiğince Sana verdiğim sözde sabit durmaya çalışıyorum Ya Rabbi! İşlediğim kusurlarımdan yine Sana sığınırım İhsan ettiğin nimetlerini ikrar, günahlarımı Sana itiraf ediyorum Rabbim! Günahlarımı bağışla, çünkü günahları bağışlayan ancak Sensin!” (17) Bu duayı her sabah dört kere söylemek sünnettir Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem bu dua hakkında şöyle buyururlar: “Kim bu duayı tam itikat ederek gündüz okur da o gün ölürse, o kimse cennet ehlindendir Eğer ihlâs ile akşam okur da o gece ölürse, yine cennet ehlindendir”18 kaynak 1 Hûd 3 2 Tahrim 8 3 BuhariMüslim 4 Furkan:70 5 Furkan:71 6 Şûrâ: 25 7 Müslim c 6 s 8 no:2744 8 Taberânî M Kebir 22 Süyûtî C Sağîr 1 680 9 Lem’alar s 5 10 Ebû Dâvûd: Vitir 26 İbni Mâce:Edeb 57 Ahmed b Hanbel: 1/ 248 11 İbni Mâce no: 3818 12 Âli İmran:135 13 Hadis Ans 17/34 14 Deylemî, Râmuz No: 4991 15 Taberânî: Kitâbü’d–duâ 2 / 791 Dârimî: 2 / 322 16 Hak Dini Kur’an Dili c 2 sf 531 17 Buhârî Deavât 6306– İbn–i Mâce 3872 Ebû Dâvûd 5070 18 Buharî: Daavât 1 Tirmizî: Deavât 15 |
|