Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ilk, nur, yaratılan

İlk Yaratılan Nur..

Eski 12-12-2008   #1
meLankoLik_asaLet
Icon1861

İlk Yaratılan Nur..



Rasulullah Efendimiz varlıkların özü, aslı ve çekirdeği olmuştur İlâhi nur ve feyz O’nun üzerinden diğer varlıklara intikal etmiştir Şeref li ruhu ve bedeniyle bütün âlemlere rahmet yapılmıştır

Varlığın başlangıcı çok merak edilen bir konudur Temel soru şudur: Bu varlık aleminde ilk yaratılan nedir ve yaratılış şekli nasıl olmuştur? Bu konuda hak dinler ve özellikle İslâm insanlara gerekli olan bilgiyi özetle vermiştir; ayrıca felsefî ekoller de bu soruya cevap aramıştır

Doğru kaynak, doğru bilgi

Hemen şunu hatırlatalım: Bu soruya, akıl, tefekkür, tecrübe ve deney ile değil, ancak vahiy kaynağından öğrenilecek ilimle doğru bir cevap verilebilir Aslında şunu bilmek yeterlidir: Yüce Allah’ın dışındaki bütün varlıklar sonradan yaratılmıştır; hepsi yüce Allah’ın ilim, irade ve kudretiyle varlık alemine gelmiştir Yaratıcımızın tek ilâh yüce Allah olduğunu bilmek farzdır; fakat varlıkların yaratılma sıra ve seyrini bilmek zorunlu değildir Bu konuda bilgi alabileceğimiz tek sağlam kaynak Kur’an ve Sünnet’tir

Kur’ân ve Sünnet, bizlere varlığın yaratılış seyri ve evreleri hakkında özet bilgi vermiştir Özellikle hadislerde ilk yaratılan şeyle ilgili bazı bilgiler verilmiştir İlk yaratılan şeyin, kalem, akıl, su, arş ve Nur-i Muhammedî olduğu hakkında rivayetler vardır (Bkz İbn Hacer, Fethü’l-Bârî, 6/430; Aynî, Umdetü’l-Kârî, 543)

Biz bu yazımızda özellikle Nur-i Muhammedî hakkındaki rivayet üzerinde duracağız Rasulullah sav Efendimiz bir hadisinde şöyle buyurmuştur:

“Ben yaratılışta peygamberlerin ilki, gönderilişte sonuncusuyum”1

Varlığı varlıkların özü

İslâm alimleri bu konuda şu açıklamaları yapmışlardır:

Rasulullah Efendimiz varlıkların özü, aslı ve çekirdeği olmuştur2 İlâhi nur ve feyz O’nun üzerinden diğer varlıklara intikal etmiştir3 Şerefli ruhu ve bedeniyle bütün âlemlere rahmet yapılmıştır4 Mübarek ismi Levh-i Mahfuz’da peygamberlerin ilki olarak yazılmıştır

İmam Rabbanî ks, Mektubat isimli eserinde Allah Rasulü sav hakkında çok güzel ve orijinal bilgiler vermiştir Bir mektubunda özetle der ki:

“Allah Rasulü sav kainatta yüce Allah’ın muhabbet tecellisidir Âlemin yaratılış sebebi bu ilâhi sevgidir Yüce Allah cemali ve celaliyle bilinmek istemiş ve bunun için mahlukatı yaratmıştır Varlıkların yaratılışında bir zorlama yoktur, sadece sevgi vardır Bu sevgiye ilk mazhar olan da en sevgilidir Yüce Allah’a varlıklar içinde en sevgili olanı habibi Hz Muhammed sav’dir O ilâhi takdirde ilk sırayı aldığı gibi, varlık âlemindeki tecellide de ilk sırayı almıştır O’nun nuru bütün varlıklardan önce yaratılmıştır Bunu haber veren hadisler mevcuttur

Ayrıca bu nur ve o yüce ruh, bütün peygamberlerin, velîlerin ve müminlerin nur, marifet, ilim, sevgi ve feyz kaynağı yapılmıştır O’nun aracılığı olmadan kimseye bir nur, marifet, ilim, sevgi ve feyz gelmez O’nun aracılığı ile ilim, feyz ve nur almaları peygamberlerin faziletini düşürmez, peygamberliklerine bir noksanlık getirmez

Bütün peygamberler O’nun ümmeti olmaktan ve kendisine tabi olmaktan şeref duyarlar Zaten ahirette hepsi O’nun sancağı altında toplanacaktır Yüce Allah bu işe O’nu tercih etmiş ve kendisini bütün âlemlere rahmet yapmıştır Allah büyük lütuf sahibidir; onu dilediğine verir”5

İlk yaratılış mahiyeti

İmam Gazalî rha, hadiste bahsedilen ilk yaratılışın vücut olarak değil, ilâhi takdir ile Levh-i Mahfuz’a yazılması şeklinde olduğunu belirtmiştir6 Molla Aliyyü’l-Kârî rha ise, peygamberler içinde ilk olarak Allah Rasulü sav’in ruhunun yaratıldığını belirttikten sonra ayrıca şunları ekler:

“Bu hadiste, Allah Rasulü’nün zerreler âleminde ilk olarak yaratılması, yahut ilâhi takdirle Levh-i Mahfuz’a ilk olarak yazılması veya meleklere ilk olarak gözükmesi de kastedilmiş olabilir”7
Diğer hadislerde şöyle buyurulmuştur:

“Âdem henüz yaratılış çamuru içinde yoğrulmakta iken, ben Allah katında peygamberlerin sonuncusu olarak takdir edilmiştim”8

“Âdem ruhu ile cesedi arasında iken ben peygamber olarak yazılmıştım”9

Cafer-i Sadık ks demiştir ki: “Allah Tealâ her şeyden önce Hz Muhammed sav’in nurunu yaratmıştır Allah Tealâ’nın birliğini ilk ikrar eden O’nun nuru ve ruhudur Allah Tealâ Kalem’e ilk olarak ‘Lâ ilâhe illallah Muhammedü’r-Rasulullah’ yazdırmıştır”10

Allâme Takiyüddin Sübkî rha’in şöyle dediği nakledilir:

“Hz Rasulullah sav’in peygamberliği Hz Âdem as yaratılmadan önce sabit olmuştur Bu hadisi Hz Rasulullah’ın sadece Levh-i Mahfuz’a ileride gelecek bir peygamber olarak yazılması şeklinde anlamak uygun ve doğru değildir Çünkü bütün peygamberler aynı şekilde Hz Âdem yaratılmadan önce Levh-i Mahfuz’a peygamber olarak yazılmışlardır Hz Rasulullah sav’in kendisine has bir özellik olarak zikrettiği bu durum, özel bir hali anlatmak içindir O da Hz Rasulullah’ın ruh-u şerifiyle ve hakikatiyle mevcut olup, peygamber olarak ilan edilmesidir O bütün peygamberlerin ilkidir ve hepsinin peygamberidir Bunun için yüce Allah bütün peygamberlerden O’na iman ve yardım etmeye dair söz almıştır

Bu işin hakikatini ancak yüce Yaratan ve ilâhi nur ve bilgi ile kendisini desteklediği kimseler bilir Yüce Allah Hz Rasulullah sav’i bu sıfatıyla hazırlamış, O’nu lütuflarına gark etmiş, ismini Arş’a yazmış, kendisini bütün meleklere ve âleme tanıtmış ve böylece katındaki şeref ve kıymetini göstermiştir Hz Rasulullah o zamanda bu sıfat ve hakikatiyle mevcuttu, şerefli bedeniyle daha sonra gelmesi buna mani değildir”11

Alemin rahmet pınarı

Allame İbn Receb Hanbelî rha, Hz Rasulullah sav’in ruhu ile âlemi şereflendirmesi hakkında der ki:

“Hz Rasulullah sav, Hz Âdem yaratılmadan önce kendisine peygamberliğin verildiğini haber vermiştir Bu durum ilâhi ilimde olan bu hükmün Levh-i Mahfuz’a yazılmasından sonra üçünce mertebede gerçekleşmiştir Bu mertebe, saadetli ruhunun yaratılması ve varlık alemine intikal etmesidir Böylece O’nun peygamberliği kesinleşmiş ve başlamıştır Hiç şüphesiz insan cinsinin yaratılmasındaki asıl maksat, Allah’ın habibi Hz Muhammed sav’dir O, insanlığın özü, çekirdeği, en seçkini ve varlık âlemine intikalinin en güzel vasıtasıdır”12
İmam Abdülgani Nablusî rha der ki:

“Peygamberimiz Hz Muhammed sav herkese fayda verir; bütün peygamberlerin ruhları, âriflerin ve salihlerin kalpleri, elde ettikleri ilimleri, ilâhi hikmetleri, rabbanî marifetleri ve Melekût Âlemi’nin sırlarını Rasulullah Efendimiz’in ruhundan alırlar Bunun için O’na, ‘Ruhların Babası’ denir Yukarıda saydığımız bütün ilimler O’nun ilminden, hikmet ve marifetinden alınmadır Yüce Allah Rasulullah sav Efendimiz’i zatı ile insanlar arasında bir geçit ve tecelli mahalli yapmıştır Bunun için Hz Âdem as Rasulullah Efendimiz’le miraçta karşılaşınca O’na; ‘Ey vücuduyla evladım, maneviyatıyla babam olan (varlık alemine geliş sebebim olan) zat’ demiştir”13

Üstad Bedizzaman rha’in belirttiği gibi, Allah Rasulü sav’in bu hali akılla değil, iman nuru ile anlaşılır ve görülür Efendimiz bu âlemin çekirdeğidir Aynı zamanda en güzel meyvesidir İlâhi ilimde varlık O’nun nuru ile başlatılmış, O’nun saadetli vücuduyla da insanlık kemale erdirilmiştir Bu yüce Allah için kolay bir iştir Bir kimse güzel bir ikrama önce dostundan başlar Yüce Allah da cemalini ve kemalini, kudret ve azametini göstermek istedi, bunun için varlık âlemini ve insanı yarattı İşte yüce Allah bu muazzam tecelliye dostu Hz Muhammed sav’in nuru ile başladı14

O nura ulaşmak için

Muhammed Senâullah Mazharî ks, Tefsirü’l-Mazharî adlı tefsirinde der ki:

“Allah nurunu âleme yaymıştır Bu nuru alma yolu, âlemlere rahmet yapılan Hz Rasulullah sav Efendimiz’dir Kim kalbini O’na çevirir ve O’nun kalp aynasında parlayan nura yönelirse, yöneliş derecesine göre o nurla kalbi aydınlanır Bazıları O’ndan imanın suretini alır; dünyada küfürden, ahirette ateşten kurtulur Bazı kalpler O’ndan farklı derecelerde imanın hakikatini alır, kâmil insan olur Bazı insanlar da O’ndan hiç nur alamaz, küfür içinde kalır, sapıtır”15

O nurdan bolca nasiplenen kâmiller, yeryüzünde nurun taşıyıcısı olurlar Bu konuda Rasulullah sav Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Allah Tealâ’nın yeryüzündeki insanlar içinde (feyz ve nur) kapları vardır Rabbinizin kapları salih kullarının kalpleridir Bu kalplerin O’na en sevgili olanları da en yumuşak ve en ince olanlarıdır”16

İmam Büsurî rha, Kaside-i Bürde adlı meşhur eserinde, âlemlere rahmet Efendimiz’i tanıtırken, şöyle der:

“O, güneş gibidir; göz O’na uzaktan bakınca küçük gibi gözükür, fakat O’na yakından bakınca, şuasından bakmaya güç yetiremez

O’nu en güzel tarif eden söz şudur: Hz Muhammed sav yaratılmış bir beşerdir; fakat Allah’ın yarattığı bütün varlıkların en hayırlısıdır

Bütün peygamberlerin getirdiği ve gösterdiği mucizeler, O’nun nurundan aldıkları kuvvet ve feyizle olmuştur

Hz Muhammed sav fazilette bir güneştir; diğer peygamberler ise O’nun yanında birer yıldız gibidir, O’ndan aldıkları ışığı karanlıklarda insanlara yansıtmaktadırlar

İbn Hacer-i Heytemî rha bu beyitleri açıkladıktan sonra der ki:

“Bütün peygamberler ışıklarını Hz Muhammed sav’den alırlar, çünkü O hepsinin en büyük sultanı, övülmeyi hak eden en şerefli reisi ve en yüce imamıdır”17

Efendimiz sav maneviyat aleminin güneşidir Bu güneşin ışığı süreklidir; O, dünyada olduğu gibi ahirette de en parlak şekilde nur vermeye, ışık saçmaya devam edecektir Çünkü O bütün âlemlere rahmet yapılmıştır

Bu rahmet, bizim için gönderilmiştir; şükür ki, bizler ümmet olarak O’nun payına düştük; buna razı olalım, sevinelim, bu rahmeti tanımaya ve ışığıyla aydınlanmaya bakalım

1 Taberî, Câmiu’l-Beyân, 19/23; Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve, 1/42; Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 6/570; Deylemî, Firdevsü’l-Ahbâr, no: 4883
2 Bkz: İbn Acibe, el-Bahru’l-Medîd fi Tefsiri’l-Kur’ani’l-Mecid, 6/34
3 Nebhânî, Cevâhirü’l-Bihâr fî Fedâili’n-Nebiyyi’l-Muhtâr, 3/376-377
4 Bursevî, Rûhu’l-Beyân, 5/630; Nebhânî, Cevâhiru’l-Bihâr, 3/34, 376, 377
5 Bkz: İmam Rabbanî, Mektubat, 121 Mektup
6 Kastalânî, el-Mevâhibü’l-Ledünniyye, 1/42
7 Aliyyü’l-Kârî, Şehü’ş-Şifâ, 1/109
8 Hakim, Müstedrek, 2/453; Ahmed, Müsned, 4/127, 128; İbn Hıbban, Sahih, no: 6404; el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, no: 32114
9 Tirmizî, Menakıb, no: 3609; Hakim, Müstedrek, 2/665; Ahmed, Müsned, 5/59; Taberânî, el-Kebir, 20/353
10 Bkz: İbnu Acibe, el-Bahrü’l-Medid, 7/38
11 Şâmî, Sübülü’l-Hüdâ, 181; Nebhânî, Hüccetullahi ale’l-Âlemin, 1/41; Hafacî, Nesimü’r-Riyâd, 1/379-380; Süyûtî, Hasâisü’l-Kübrâ, 1/4
12 İbn Receb, Letâifü’l-Meârif, 159-162
13 Abdülgani Nablusî, Şerhu’s-Salati’l-Meşişiyye, (Ataullah İskenderî’nin, Unvânü’t-Tevfik fi Âdabi’t-Tarik kitabıyla birlikte) s 70
14 Bkz: Saîd Nursî, Sözler, 31 Söz
15 Senâullah Mazharî, Tefsirü’l Mazharî, 6/411-412
16 Ebû Nuaym, Hilye, 6/97; Abdullah b Ahmed, Zevaidü’z-Zühd, 153; Süyûtî, es-Sağîr, nr 2375
17 Heytemî, el-Umde fî Şerhi’l-Bürde, s 281-292

DİLAVER SELVİ
SEMERKAND DERGİSİNDEN ALINTIDIR

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.