|  | Türkçe Hakkında İlginç Notlar |  | 
|  10-24-2008 | #1 | 
| 
KRDNZ   |   Türkçe Hakkında İlginç Notlar* Türkiye’den yapılan radyo televizyon yayınları etkisiyle Azerbaycanlı gençler artık Farsça “evet” anlamına gelen “beli” yerine “evet” demeye başlamışlar  Vaktiyle biz “vazife” diyorduk, onlar da “vazife” diyorlardı  “Görev” kelimesi kullanım alanına girmemiş olsa bile en azından duydukları zaman yadırgamıyorlar  Türkiye’deki alelade insan da Azerbaycanlı bir konuşucuyu on yıl öncesine göre daha rahat anlayabiliyor  Hatta Türkmenistanlı, Özbekistanlı konukları da daha rahat anlayabiliyor  * Birleşmiş Milletler ve dünya İstatistik kuruluşlarının verdiği verilere göre dünyada yaygın kullanılan dilleri kullanış alanı ve amacına göre üç kategoride sınıflayabiliriz: 1  Dünyada en çok nüfus tarafından ana dil olarak kullanılan diller, 2  Dünyada en geniş coğrafi alanda kullanılan diller, 3  Dünyada bilimsel ve teknoloji alanda ticaret, haberleşme ve bilgi alışverişinde yaygın kullanılan diller  Birinci gruptaki diller açısından sıralama Çince, Hinduca, İngilizce, İspanyolca, Rusça, Arapça ve diğerleri; İkinci kategoriye göre sıralama İngilizce, Çince, İspanyolca, Arapça, Türkçe, Hinduca; Üçüncü kategoriye göre ise sıralamada başlıca Batı Avrupa Dilleri İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca ve Rusça yer almaktadır  Pasifik devletlerinden Japonya’nın hızla gelişen Çin’in dili de yakın bir gelecekte bu kategoride yer alacaktır  * Yabancı dil öğretimi için eğitim-öğretim dilinin mutlaka yabancı dilde olmasının gerekmediğini çarpıcı bir örnekle sunmak istiyorum  Skale dergisi 1993 yılı 1  sayısında yayınlanan “Sayılarla Avrupa Topluluğu” yazısında verilen bilgiye göre Avrupa topluluğunda 20-24 yaş arası gençlerin % 83′ü en az bir yabancı dile hakim, bu daha yaşlılarda % 50 civarında  Belçika, Hollanda, İsviçre gibi ülkelerde oran çok daha yüksek  Buna karşın Avrupa’da bütün orta öğrenim ve üniversite öğretimi kendi ana dillerinde yapılıyor  Diğer bir örnek, nüfusu sadece 10 milyon olan Macaristan’da bütün okullar Macarca, tek bir üniversite 1991 sonrası İngilizce açıldı, ama öğrencileri yabancı  Macarca ülke dışında hiçbir ülkede kullanılmadığı halde her konuda bizden çok daha fazla Macarca kitap basıyorlar ve her Macar da bir yabancı dil biliyor  SCI ce taranan dergilerde yayınlanan makalelerin ülkelere göre sıralamasında ilk 20 sırada yer alan ülkelerden yalnız Hindistan yabancı dilde öğretim yapıyor  Yani her ülke kendi dilinde öğretim yaparak bilim üretebiliyor, diller bilim üretimine engel değil  * Sırf İstanbul’da İngilizce, Fransızca, Almanca İtalyanca eğitim yapan orta dereceli okulların sayısı 150′nin üzerende  Bütün ülkede ise özel okulların sayısı 1995 yılı itibariyle 871′dir  Eğer önlem alınmaz ve sınırlamaya gidilmezse üniversitelerimiz de bu yola girer  Eğitim çağında 15 milyon nüfusun tamamını böyle özel okullara göndermemiz mümkün olmadığından (14  300  000  toplam öğrencinin sadece 200  000′i özel okullara gidebilmektedir  ) talep de devamlı kamçılandığından maalesef en seçme başarılı öğrenciler “Robert Kolej, Galatasaray Lisesi” başta olmak üzere yabancı dilde eğitim yapan okullara gönderiliyor ya da bu okulları tercihe zorlanıyor  Yabancı dilde öğretim yapan üniversiteler için de aynı durum sözkonusu  Böyle olunca bütün bu üstün yetenekli çalışkan, seçme öğrencileri alan okullar hem yabancı dilde hem de diğer sosyal ve fen derslerinde daha başarılı oluyorlar  Bu sonuç da biraz önce değindiğimiz genel kanaati oluşturuyor  Yani malzeme kaliteli olduğu için ürün de kaliteli oluyor  Önemli olan bir öğretim kurumunun öğrenci alırken hangi yüzde diliminden öğrenci aldığına bakılarak bu öğrencileri hangi yüzde diliminden mezun ettikleridir  Mezunlar ilk yüzde diliminden daha başarılı yüzdeye yerleştirilebiliyorsa o kurum başarılıdır  * Tarihçi Jean-Paul Roux, ”Türklerin Tarihi” adlı yapıtında ”Türklerle ilgili olarak kabul edilebilecek biricik tanım dilbilgisel olandır  … Türklerin dili çok büyük bir çekim gücüne sahip olduğundan ilişkide bulundukları birçok insan topluluğu tarafından benimsenmiştir  ” diyor  Ünlü dilbilimciler, Türkçenin yetkinliğini ve kurallı oluş bakımından öteki dillerden üstünlüğünü övmüşlerdir  * Max Müller, Türkçe hakkındaki görüşlerini şöyle açıklıyor: ”Türkçenin bir dilbilgisi kitabını okumak, bu dili öğrenmek niyetinde olanlar için bir zevktir  Türlü dilbilgisi kurallarının belirlenmesindeki ustalık, eylem çekimlerindeki düzenlilik, bütün dil yapısındaki saydamlık, kolayca anlaşılabilme niteliği, insan zekasının dil aracılığı ile beliren üstün gücünü kavrayabilenlerde hayranlık uyandırır…  Türk dilinde her şey saydamdır, apaçıktır  | 
|   | 
|  | 
|  |