Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Köşe Yazıları

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
amerikan, gözlüğü

Amerikan Gözlüğü

Eski 10-22-2008   #1
VANDETTA
Varsayılan

Amerikan Gözlüğü



Cumartesi günü televizyonda Hafız Esad'ın vefatını duyuran spiker "Amerika da doğruladı" diyerek haberin inandırıcılığını pekiştirme gereği duydu Sonra Washington'daki muhabir "Başkan'ın bir başsağlığı mesajı yayınlayacağı tahmin ediliyor" dedi; önemli bir istihbarat aktarırmış gibi
Uçakla bir saat mesafedeki komşunun haberini Atlantik üzerinden aldık
Türkiye'nin başsağlığı mesajından önce Amerika'nınkini dinledik
Defalarca savaşın eşiğine geldiğimiz ülke hakkında konuşacak uzman bulmakta güçlük çektik
Aktarılan bütün istihbarat öylesine "tercüme" kokuyordu ki bültenlerde "su ihtilafı" ya da "Hatay meselesi"nin muhtemel seyri yerine "Amerika'nın temasları" ve "İsrail'le barış süreci"ne ilişkin yorumlar öne çıktı
Esad'ın Alevi olmasına, Suriye meclisinde başı açık kadınlarla örtülülerin bir arada oturmasına şaştık
Sırt sırta yaşadığımız ülkeyle ilgili hiçbir şey bilmediğimizi fark ettik
Sultan Vahdettin'in Şam'da, Sultan Selim Camii'nin avlusunda gömülü olduğunu kaç kişi biliyordu mesela Hatay'daki referandum öncesi Atatürk'ün Alevileri etkilemek için bir Nakşi şeyhi görevlendirdiğini kaç kişi hatırlıyordu?

* * *

Geçen ay bir tur organizasyonuyla Suriye'yi gezen Fahri Aral'la konuştum dün Şam'da, Halep'te Türkiye'nin bıraktığı izleri, sokaklarda Türkçe konuşanları anlattı uzun uzadıya Halep'te yürürken yanına yaklaşan genç bir Suriyeli, lafa Türkçe girip, "Cumartesi'yi iple çekiyoruz Çünkü ATV'de İbo Show yayınlanıyor Bir de Memoli'ye hastayız" demiş
Ortak bir coğrafyayı ve maziyi paylaştığımız, gözünü, kulağını Türkiye'ye dikmiş bu sorunlu komşu için yazılmış kaç kitap vardır Türkiye'de?
Bir üniversitenin uluslararası ilişkiler kürsüsünde, Suriye'yi tez konusu seçmiş, Arapça bilen, Suriye basınını izleyen kaç akademisyen bulabilirsiniz?
Dünyanın en ücra köşelerini gezen, bütün kapalı kapılardan sızmayı beceren "haberci"lerin yolu neden hiç Şam'a düşmez?
Bu soruyu türünün hiç kuşkusuz en başarılı programını yapan Coşkun Aral'a sordum: "Suriye'ye girip çekim yapmakta güçlük de var, ama asıl sorun izleyicinin bilinçaltındaki Arap düşmanlığı" dedi
"Ne Şam'ın şekeri, ne Arab'ın zekeri (kamışı)" diye boşuna denmemiş
Ömer Asım Aksoy'un "Deyimler Sözlüğü" bu deyimi şöyle açıklıyor:
"Yarar sağlayacak olsa bile onunla karşılaşmak istemem"

* * *

Dünyayı basmakalıp sloganlarla algılıyor Türkiye
Alkışlar veya "yuh"lar, "Yaşasın"lar ya da "Kahrolsun"larla konuşuyor
Tabular, korkular, önyargılar, antipatiler yön veriyor ilişkilere
Oysa "bilgi çağı", "Şam'ın şekerinden haberdar olma"yı Şam hakkında yargı sahibi olmanın önkoşulu sayıyor Bilgilenince de hayatın "Yaşa" veya "Yuh"la özetlenemeyecek kadar karmaşık olduğunu keşfediyor insan
İşte İran
Tahran'da filizlenen, yeni modernist arayışları, rejim içindeki nüansları, farklı tonları, değişik yönelimleri kalın bir çizgiyle örtüp, "Mollalar İran'a" diye bağırarak çıkıyoruz işin içinden
"Kahrolsun" dediğimiz hangi İran, ondan başka İran var mı, o başka İran'la ortak çıkarlarımız olabilir mi, son "İran karşıtı kampanya"da o ortak çıkarlardan rahatsız olanların parmağı bulunabilir mi, bunları düşünmüyoruz
New York'a, Paris'e gitmeye can attığımız halde burnumuzun dibindeki Tahran'ı merak bile etmiyoruz Ancak CNN muhabiri giderse ilgi duyuyoruz
Bu yıl Cannes Film Festivali'nde 3 İran filminin ödül alması da ilgilendirmedi bizi Komşunun sinemasını izlemiyoruz çünkü Bu kadar ağır sansür altında ödüllük film çekmenin sırrını bilmiyoruz Sinema salonlarımıza Hollywood devleri el koyduğundan biz sadece Amerikan filmi seyredebiliyoruz

* * *

Suriye ile başladığımız turu, Rusya ile tamamlayalım:
2 Dünya Savaşı'nı anlatan Hollywood filmleri çoğunlukla Yahudi sermayesiyle çekildiği için savaşın yegane mağdurunun Yahudiler olduğu sanıldı Ölü saymak ayıptır, ancak savaştaki 40 milyon kaybın 6 milyonunun Yahudi, 26 milyonunun Sovyet yurttaşı olduğunun bilinmesinde de yarar var
Hayata Hollywood perdesiyle, CNN ekranı dışında bir mercekten bakmanın zamanı gelmedi mi sizce?



Can Dündar

__________________
Milliyetçilik,faşizmin millete yutturulabilir halidir,aksini iddia edenler kendi milliyetçiliğini
savunanlara saygı duysunlar!
Tek çare;Din birliğidir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.