![]() |
Gerçek Dostu Nasıl Bilebiliriz |
![]() |
![]() |
#1 |
bbk
![]() |
![]() Gerçek Dostu Nasıl BilebilirizGerçek Dostu Nasıl Bilebiliriz Dostluk, iki gönül arasındaki cereyan hattıdır ![]() ![]() ![]() Dostluk; sevenin sevilende kendi husûsiyetlerini görmesinden kaynaklanır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu itibarla gerçek dostluk; ayrı bedenlerin bir kalp ile, yâni aynı duyuşlar içinde yaşamasıdır ![]() ![]() Dolayısıyla duygu müşterekliğine sahip olmayanların, akrabâlık veya arkadaşlık gibi zâhirî veya tesâdüfî yakınlıklarının gerçek dostlukla alâkası yoktur ![]() ![]() ![]() Dostluğun temel harcı muhabbettir ![]() ![]() ![]() Nitekim Cenâb-ı Hak da en çok, dostluğun zirvesinde yaşayan peygamberlerini çile çemberinden geçirmiştir ![]() Dostlarla kalbî beraberlik durumunda, onların sundukları en acı yemişler ve zehirle pişmiş aşlar bile tatlılaşır ![]() “Bir dosta, dostun cefâsı nasıl ağır gelir ki? ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Dostlarla oturan kişi, külhanda alevler içinde bile olsa, (o dostluğun lezzetiyle) gül bahçesinde oturuyor gibidir ![]() İnsanı olgunlaştıran, çilelerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bakımdan gerçek dostluk, hayatın sadece rahat zamanlarında, iyi günlerinde yaşanan dostluk değildir ![]() ![]() ![]() Öyle ki Ensâr-ı Kirâm, âdeta mal beyânında bulunarak, bütün varlıklarını ortaya koyup Muhâcir kardeşleriyle eşit olarak bölüşmeyi göze alabilmişlerdir ![]() “–Malın ve mülkün sana mübârek olsun kardeşim, sen bana çarşının yolunu göster, yeter!” diyebilme olgunluğunu göstermişlerdir ![]() ![]() Zîrâ onlar, dostluğun merkezine Mevlâ ve Rasûlü’nü yerleştirdiler ![]() ![]() Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-, Allah ve Rasûlü’ne olan dostluğunun bir nişânesi olarak, Hicret gecesi suikastçiler tarafından öldürülmeyi göze alıp Efendimiz’in yatağına uzandı ![]() Yine Allah ve Rasûlü’ne bir vefâ borcu olarak genç sahâbîler, Efendimiz’in İslâm’a dâvet mektuplarını cellâtların önünde yürüyerek kralların huzûrunda okumayı canlarına minnet bildiler ![]() Yine Ensâr ve Muhâcirler, her hususta kendilerinden önce din kardeşlerinin huzur ve saâdetini düşünerek hareket ettiler ![]() “Ensâr, hurmalarını devşirdiklerinde bunları ikiye ayırırlar, bir tarafa çok, diğer tarafa da az hurma koyarlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dostluk ve vefâ hissinin târihimizden şâheser bir misâli de Sinan Paşa ve Yavuz Selim Hân’ın dostluklarıdır ![]() Yavuz Selim Han, 22 Ocak 1517’de Memlûkleri, Ridâniye’de mağlûb ederek Mısır’ı fethetti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yavuz, Mısır’a girerken, çok mahzun idi: “–Mısır’ı aldık, lâkin Sinan Paşa’yı kaybettik! ![]() ![]() ![]() ![]() Velhâsıl, asıl dostluk zor zamanlarda da sürdürülebilen dostluktur ![]() “Sağlık ve âfiyet zamanında herkes dosttur ![]() İnsanların çoğu, saâdeti paylaşmakta beraber olmaya gönüllüdürler ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- gerçek dostluğun fazîletini şöyle ifâde buyurur: “Yedi sınıf insan vardır ki Allah Teâlâ Hazretleri onları hiçbir gölgenin bulunmadığı bir günde, kendi (Arş’ının) gölgesiyle gölgelendirir… (Bu sınıflardan biri de) birbirlerini Allah için seven, (birbirlerinin dert ortağı olan) bir araya gelişleri ve ayrılışları bu muhabbetle gerçekleşen iki kişidir…” (Buhârî, Ezân, 36)
__________________
Kimler geldi kimler
![]() ![]() Neler istediler neler ![]() ![]() Sonra bırakıp dünyayı gittiler ![]() Sen hiç gitmiycek gibisin değilmi? O gidenlerde senin gibiydiler; |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : Gerçek Dostu Nasıl Bilebiliriz |
![]() |
![]() |
#2 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Cevap : Gerçek Dostu Nasıl BilebilirizÇok güzel bir paylaşım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|