09-07-2008
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Huzur Damlaları
AHMED-İ BEDEVÎ hazretleri (kuddise sirruh) talebesine şöyle vasiyette bulundu:
Ey Abdül'âl! Dünyâ sevgisinden sakın Zîrâ sirke saf balı bozduğu gibi dünyâ sevgisi de sâlih ve iyi amellerini bozar Yetimlere, şefkat, çıplaklara elbise giydirmekle merhamet, açları doyurmakla himâye, garipleri zayıfları ikrâm ile korumak âdetin olsun Bu işlerin Allahü teâlâ katında kaybolmaz
Ey Abdül'âl! Zikre, Allahü teâlâyı anıp, hatırlamaya devâm et Bir an bile Allahü teâlâdan gâfil olma, O'nu unutma Gece kıldığın bir rekat namaz, gündüz kıldığın bin rekatdan daha üstündür Allahü teâlâyı zikretmek kalp ile olur, sâdece dil ile olmaz Allahü teâlâyı hâzır bir kalp ile an! Allahü teâlâdan gâfil olmaktan sakın! Çünkü, bu gaflet kalbi katılaştırır
Sabır, Allahü teâlânın hükmüne rızâ göstermektir O'nun hükmüne rızâ göstermek ve emrine teslim olmak demek, nîmete kavuştuğunda sevinip ferahlık duyduğu gibi, musîbet ve sıkıntı geldiğinde de aynı sevinç ve ferahlığı duyabilmek demektir Nitekim Allahü teâlâ, Bekara sûresinin 155 âyet-i kerîmesinde meâlen, Peygamber efendimize "aleyhisselâm" hitâben; "(Ey habîbim! Musîbet ve ezâya) sabredenlere (lütûf ve ihsânlarımı) müjdele!" buyuruyor
Zühd sâhibi olmak, dünyâya düşkün olmamak demek; dünyevî arzu ve istekleri terk etmek sûretiyle, nefse muhâlefet etmek demektir Harama düşmek korkusundan dolayı, yetmiş tâne helâli terk etmektir
Tefekkür etmenin hakîkati, Allahü tealânın yarattıkları hakkında düşünmek, fakat Allahü teâlânın zâtı hakkında düşünmemektir
Cebrâil, bana komşu hakkında o kadar tavsiyelerde
bulundu ki, ben, komşuyu komşuya vâris yapacak zannettim Hadîs-i şerîf
|
|
|