![]() |
Edebi Türler |
![]() |
![]() |
#1 |
mate
|
![]() Edebi TürlerEDEBİ TÜRLER Tür, edebiyat eserlerinin biçimlerine, konularına ve teknik özelliklerine göre ayrılmasıdır ![]() ![]() YAZI TÜRLERİ Yazı türleri, cümleler halinde ortaya konan, sözlerin belli kalıplar içine (ölçü, kafiye, nazım şekli) sıkıştırılmadığı anlatım türleridir ![]() ROMAN Olmuş ya da olabilecek olayların anlatıldığı uzun yazılardır ![]() Roman belli bir olay etrafında gelişir ve olaylar ayrıntılarıyla anlatılır ![]() ![]() ![]() ![]() Temsil ettiği akıma göre romantik roman, realist roman, naturalist roman; konusuna göre aşk romanı, toplumsal roman, polisiye roman, macera romanı gibi isimler alır ![]() Türk edebiyatında Tanzimat’tan sonra görülür ![]() ![]() ![]() ![]() HİKAYE Anlatımı bakımından romana benzeyen, ancak romandan daha kısa bir yazı türüdür ![]() Hikayede olaylar genellikle yüzeyseldir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk edebiyatında yine Tanzimat’la görülmeye başlanan hikaye türünde Halit Ziya, Ömer Seyfettin, Memduh Şevket, Sait Faik önemli eserler vermişlerdir ![]() MASAL Halk dilinde anlatılarak oluşan sözlü edebiyat ürünüdür ![]() ![]() Masallarda olaylar tamamen hayal ürünüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DENEME Yazarın herhangi bir konudaki görüşlerini, kesin kurallara varmadan, kanıtlamaya kalkmadan, okuyucuyu inanmaya zorlamadan anlattığı yazı türüdür ![]() Deneme yazarı görüşlerini aktarırken samimi bir dil kullanır ![]() ![]() Deneme her konuda yazılabilir ![]() ![]() Ele alınan konu çoğu zaman derinleştirilerek anlatılır ![]() Denemenin ilk örneklerini Fransız yazar Montaigne vermiştir ![]() ![]() Edebiyatımızda Cumhuriyet’ten sonra görülmeye başlanan bu türde Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Sebahattin Eyüboğlu, Ahmet Haşim güzel örnekler vermişlerdir ![]() FIKRA Yazarın gündelik olayları özel bir görüşle, güzel bir üslupla, hiç kanıtlama gereği duymadan yazdığı kısa günübirlik yazılardır ![]() ![]() Fıkra, bir gazete yazı türüdür ![]() ![]() ![]() ![]() Edebiyatımızda özellikle Ahmet Rasim fıkralarıyla tanınır ![]() ![]() MAKALE Yazarın herhangi bir konudaki görüşlerini, belli kanıtlar, belgeler, inandırıcı veriler kullanarak kanıtlamaya çalıştığı ve böylece okuyucuyu bilgilendirmeyi amaçladığı yazı türüdür ![]() ![]() Makale, gazete ile birlikte ortaya çıkmış bir gazete yazı türüdür ![]() ![]() ![]() Makalede amaç bilgi aktarmak ya da görüşlerine okuyucuyu inandırmak olduğundan açık, anlaşılır, ciddi bir dil kullanılır ![]() ![]() Makale her konuda yazılabilir ![]() ![]() ![]() Edebiyatımızda Tanzimat döneminden beri görülen makale türünde Namık Kemal, Hüseyin Cahit, Ziya Gökalp, Peyami Safa, Falih Rıfkı Atay, Halit Fahri Ozansoy, Yaşar Nabi ünlü birkaç isimdir ![]() ELEŞTİRİ Bir sanatçının, bir sanat eserinin iyi ve kötü yanlarını ortaya koyarak onun gerçek değerini belirleyen yazılardır ![]() ![]() İki tür eleştiri vardır: İzleminsel eleştiri ve Nesnel eleştiri ![]() İzlenimsel eleştiri, Anatole France’in ilkelerini belirlediği ve eleştirmenin bir eseri kendi zevk ölçülerini göz önüne alarak incelediği eleştiri türüdür ![]() ![]() Nesnel eleştiride ise her eserin değerlendirilmesinde kullanılabilecek belli ölçütler vardır ![]() ![]() ![]() Avrupa’da Boielau, Saint Beuve, Taine, France eleştirileriyle tanınır ![]() Edebiyatımızda Hüseyin Cahit, Cenap Şehabettin, Ali Canip, Yakup Kadri, Nurullah Ataç, Mehmet Kaplan, Cemil Meriç, eleştiri alanında yazılar yazan ünlü birkaç isimdir ![]() GEZİ YAZISI Gezilip görülen yerler hakkında yazılan yazılardır ![]() ![]() Gezi yazısında yazar daima gezdiği yerleri anlatmalı, uydurma, yanlış bilgiler vermemelidir ![]() ![]() ![]() Eski edebiyatımızda gezi yazısına “seyahatname” denirdi ![]() ![]() Ancak asıl gezi yazarları Avrupa’ya açılma döneminde görülmeye başlanmış, gidilen Avrupa şehirleriyle ilgili yazılar yazılmıştır ![]() ![]() Gezi yazılarını kitaplaştıran yazarlarımız da vardır ![]() ![]() ANI Bir yazarın kendisinin yaşadığı ya da tanık olduğu olayları sanat değeri taşıyan bir üslupla anlattığı yazılardır ![]() ![]() Anılar belli bir dönemin yorumlandığı yazılar olduğundan tarihi bir belge özelliği de gösterir ![]() ![]() Üslup yönüyle gezi yazısına benzerse de, yazarın dış dünyadan çok kendinden söz etmesi anıyı belli eder ![]() ![]() Özellikle Tanzimat’la başlayan anı türündeki yazılar Cumhuriyet döneminde önemli bir tür olmuştur ![]() ![]() ![]() BİYOGRAFİ Bir kişinin hayatının anlatıldığı yazılardır ![]() ![]() ![]() Biyografi açık, sade bir dille, anlatılan kişinin devrini, çevresini dikkate alarak yazılır ![]() Divan edebiyatında şairleri anlatan bu tür eserlere “Tezkire” denirdi ![]() ![]() Yazar eğer kendi hayatını anlatmışsa yazıya otobiyografi denir ![]() ![]() Otobiyografiler üslup yönüyle anıya benzer; ancak anı otobiyografi içinde bir bölüm sayılabilir ![]() ![]() MEKTUP Genel anlamda kişinin bir haberi, olayı, arzuyu bir başkasına anlattığı yazılardır ![]() ![]() ![]() Bu tür mektuplar açık olarak bir gazetede ya da dergide yayımlanır ![]() ![]() ![]() Mektup, Divan edebiyatında da kullanılmıştır ![]() ![]() ![]() Bazı yazarlar mektuplardan oluşan romanlar da yazmışlardır ![]() ![]() SOHBET Bir konunun fazla derinleştirilmeden, biriyle konuşuyormuş gibi anlatıldığı fikir yazılarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Üslup olarak fıkraya benzerse de gazete yazı türü olmaması, az sözle çok şey anlatmayı amaçlamaması, dışa dönük olması onu fıkradan ayırır ![]() Edebiyatımızda Ahmet Rasim, Şevket Rado sohbet türüne özel bir önem vermişlerdir ![]() GÜNLÜK Ne gün yazıldığını belirtmek için tarih atılan, çoğu zaman her günün sonunda o gün olup bitenin, sıcağı sıcağına anlatıldığı, olaylarla ilgili yorumlar, değerlendirmeler yapıldığı yazılardır bunlar ![]() Her gün yazıldığı için kısa olan bu yazılar, yazarının hayatından izler verdiğinden içten ve sevecendir ![]() Oktay Akbal, Suut Kemal Yetkin, Seyit Kemal Karaalioğlu’nun günlükleri kitap halinde yayımlanmıştır ![]() ŞİİR TÜRLERİ Her şiirin belli bir konusu, üslubu vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şimdi şiir türlerini açıklayalım ![]() LİRİK ŞİİR Aşk, ayrılık, hasret, özlem konularını işleyen duygusal şiirlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() EPİK ŞİİR Destansı özellikler gösteren şiirlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DİDAKTİK ŞİİR Bir düşünceyi, bir bilgiyi aktarmak amacıyla yazılan şiirlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() PASTORAL ŞİİR Doğa güzelliklerini , çobanların doğadaki yaşayışlarını anlatan şiirlerdir ![]() ![]() ![]() SATİRİK ŞİİR Eleştirici bir anlatımı olan şiirlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DRAMATİK ŞİİR Tiyatroda kullanılan bir şiir türüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dramatik şiir harekete çevrilebilen şiir türüdür ![]() ![]() Bizde dramatik şiir türüne örnek verilmemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şimdi bunları ayrı ayrı görelim ![]() TRAJEDİ Seyircide korku ve acıma hislerini uyandırarak onu kötü duygularından arındırmayı amaçlayan tiyatro türüdür ![]() ![]() ![]() Konusunu seçkin kimselerin hayatından ya da mitolojiden yani tanrılar arasındaki ilişkilerden seçer ![]() Kahramanları tanrılar ya da soylu kimselerdir ![]() ![]() İşlenmiş, kusursuz bir üslubu vardır; kaba sayılan sözlere yer verilmez ![]() Çirkin olaylar (cinayet, kavga vs ![]() ![]() Üç birlik kuralına uyar ![]() ![]() ![]() ![]() En ünlü trajedi yazarları; Eski Yunan’da Aiskhylos, Eurupides, Sophokles; Klasik Fransız edebiyatında Corneille ve Racine’dir ![]() KOMEDİ İnsanları güldürerek eğitmeyi amaçlayan tiyatro türüdür ![]() ![]() ![]() Konusunu günlük hayattan, sosyal olaylardan seçer ![]() Kahramanları sıradan insanlar, eğitim görmemiş ya da sonradan görme kişilerdir ![]() Üslupta kusursuzluk aranmaz, kaba sayılan hatta küfürlü sözlere yer verilir ![]() Çirkin, kaba olaylar seyircinin gözü önünde işlenir ![]() Üç birlik kuralına uyar ![]() İnsan karakterinin gülünç ve eksik yanlarını anlatanlara karakter komedyası, toplumun gülünçlüklerini anlatanlara töre komedyası, olayların merak uyandıracak şekilde işlendiği eserlere entrika komedyası adı verilir ![]() Komedi türü 17 ![]() ![]() En ünlü komedi yazarları eski Yunan’da Aristophanes, Klasik Fransız edebiyatında Moliére’dir ![]() DRAM 19 ![]() ![]() ![]() Konusunu günlük hayattan ya da tarihin herhangi bir devrinden seçebilir ![]() Hem acıklı hem komik olaylar aynı oyunda iç içe bulunur ![]() Kahramanlar hem soylulardan hem sıradan insanlar arasından seçilir ![]() Üç birlik kuralına uymak zorunda değildir ![]() Her tür olay seyircinin karşısında gerçekleştirilebilir ![]() Şiir, düzyazı karışık halde bulunur ![]() En ünlü dram yazarları: İngiliz yazar Shakespeare dramın ilk ürünlerini vermiştir ![]() ![]() ![]() Türk edebiyatında batılı anlamda sahne tiyatrosu Tanzimat’tan sonra görülür ![]() ![]() ![]() ![]() ŞİİR BİLGİSİ Şiir, gerek içerik gerekse söyleyiş bakımından özgün, etkilemeye, duygulandırmaya yönelik bir söz sanatı ürünüdür ![]() ![]() ![]() Şiir bir nazımdır; yani dizme, düzene koymadır ![]() ![]() ![]() ![]() ÖLÇÜ Şiirde, hecelerin sayılarına ya da, heceyi oluşturan seslerin uzunluk kısalıklarına göre bir düzen oluşturulur ![]() ![]() ![]() HECE ÖLÇÜSÜ Şiirde dizeleri oluşturan sözcüklerin hece sayılarının eşitliğine dayanan ölçüdür ![]() ![]() Hece ölçüsüyle yazılmış dizeler okunurken belli yerlerde durulduğu, dizenin bölümlere ayrıldığı görülür ![]() ![]() ![]() ![]() Hece ölçüsü Türk şiirinin en eski, ulusal ölçüsüdür ![]() ![]() En çok kullanılan hece kalıpları 7'li, 8'li ve 11'li ölçülerdir ![]() ARUZ ÖLÇÜSÜ Dizelerdeki hecelerin uzunluk ve kısalığına göre , açık (ünlüyle bitmesi) ya da kapalı (ünsüzle bitmesi) oluşuna göre düzenlenmesidir ![]() Birinci dizedeki hecelerin özellikleri, ikinci dizedeki hecelerde de sırasıyla aynıdır ![]() Aruz ölçüsünün belli kalıpları vardır ![]() ![]() ![]() Hecelerin özelliklerinin gösterildiği bu işaretlerin adlandırıldığı kalıplar vardır ![]() mef û lü me fâ î lü me fâ î lü fe û lün Sorularda aruz vezninin yapısıyla ilgili herhangi bir soru sorulmuyor ![]() ![]() Aruz ölçüsü Türk edebiyatına, Türklerin İslamiyet’i kabul etmesinden sonra Arap va Fars edebiyatlarından girmiştir ![]() ![]() Divan edebiyatında en güzel şekilde kullanılan aruz ölçüsü, Tanzimat, Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati topluluğundaki sanatçılar tarafından da kullanılmıştır ![]() Türk dilinin ses yapısı aruz ölçüsüne pek uygun değildir ![]() ![]() ![]() ![]() İmale Aruz kalıbına uydurmak için kısa hecenin uzun sayılmasıdır ![]() Zihaf İmalenin tersidir ![]() ![]() Ulama Divan şiirinde en zok kullanılan ses unsurlarından biri de ulamadır ![]() ![]() ![]() KAFİYE (UYAK) Şiirde dize sonlarında kullanılan aynı ya da benzer seslere kafiye denir ![]() ![]() Yarım Kafiye Dize sonlarında tek ses benzeşiyorsa yarım kafiye oluşur ![]() Yandırdın gönlümü aldın keman kaş Gösterdin zülfünü, eyledin bir hoş dizelerinde, sonda bulunan “kaş” ve “hoş” sözcüklerinin sonundaki “ş” sesleri, yani tek ses benzeşiyor; öyleyse burada yarım kafiye vardır ![]() Tam Kafiye Dize sonlarında iki ses benzeşiyorsa, tam kafiye kullanılmıştır ![]() Ürperme veren hayale sık sık Her bir kapıdan giren karanlık Çok belli ayak sesinden artık dizelerinin sonunda kullanılan altı çizili “ık” sesleri, iki sesten oluştuğundan tam kafiye oluşturmuştur ![]() Bazen dize sonunda uzun okunan tek ünlü benzerliği olabilir ![]() ![]() ![]() Bir mısra işittim yine ey şah-ı dilarâ Bir hoşça da bilmem ne demek istedi ammâ dizelerinde altı çizili “â” sesi iki ses değeri taşıdığından beyitte tam kafiye kullanılmıştır ![]() Sakin koyu, şen cepheli kasrıyla Küçüksu Ardında yatan semtinin ormanları kuytu dizelerinde ise dize sonlarındaki “u” sesleri uzun olmadığından yani tek ses değeri taşıdığından dizelerde yarım kafiye vardır ![]() Zengin Kafiye İkiden fazla ses benzerliğine dayanan kafiyedir ![]() Her tarafta yükseklik, her tarafta ıssızlık Yalnız, arabacının dudağında bir ıslık dizelerinde dize sonlarındaki “lık” sesleri ikiden fazla olduğundan, zengin kafiye oluşturmuştur ![]() Bazı dizelerde dizelerden birinin sonundaki sözcüğün tamamı diğerinin sonundaki sözcüğün sesleri arasında bulunabilir ![]() ![]() ![]() Ay geçer yıl geçer uzarsa ara Giyin kara libas yaslan duvara dizelerinde birinci dizenin sonundaki “ara” sözü, ikinci dizenin sonundaki “duvara” sözünün sesleri içindedir; yani tunç kafiye oluşturmuştur ![]() Cinaslı Kafiye Yazılışları aynı, anlamları arasında hiçbir ilgi bulunmayan sözcüklerin dize sonlarında kullanılmasıyla oluşan kafiyedir ![]() Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç dizelerinde sonda bulunan “geç” sözcüklerinin sesleri aynıdır ![]() ![]() ![]() REDİF Dize sonlarında aynı sözcüklerin ya da aynı ses ve görevdeki eklerin kullanılmasıyla oluşur ![]() ![]() ![]() Bu ıslıkla uzayan, dönen, kıvrılan yollar Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar dizelerinde “yollar” sözü iki dizede de kullanılmış; dolayısıyla redif olmuştur ![]() ![]() Ey köyleri hududa bağlayan yaslı yollar Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar dizelerinde “yaslı yollar” sözcükleri aynı olduğundan rediftir “bağlayan” ve “ağlayan” sözcüklerinde ise “bağla-", “ağla-" sözcüklerindeki “-an” ekleri sıfat-fiildir ![]() ![]() Bazen dize sonlarındaki eklerin sesleri aynı, görevleri farklı olabilir; bunlar redif sanılmamalıdır ![]() Bir noktada birleşmiş vatanın dört bucağı Gurbet çeken gönüller kuşatmıştı ocağı dizelerinin sonundaki “bucağı” ve “ocağı” sözcüklerindeki “ı” eklerinin görevleri farklıdır ![]() ![]() KAFİYE ÖRGÜSÜ Dörtlüklerde birbiriyle kafiyeli dizeler değişik şekillerde dizilir ![]() ![]() ![]() 1 ![]() Dörtlüğün birinciyle üçüncü, ikinciyle dördüncü dizelerinin kendi arasında kafiyeli olmasıdır ![]() Görüldüğü gibi dörtlükte birinci dizeyle üçüncü dize, ikinci dizeyle dördüncü dize kafiyelidir ![]() ![]() 2 ![]() Dörtlüğün birinci dizesiyle ikinci, üçüncü dizesiyle dördüncü dizelerinin kendi arasında kafiyeli olmasıdır ![]() 3 ![]() Dörtlüğün birinciyle dördüncü, ikinciyle üçüncü dizelerinin kafiyeli olmasıdır ![]() Bu tür bir kafiyelenme Halk şiiri ve Divan şiirinde görülmez Halk şiirinde koşma tipi kafiye, mani tipi kafiye gibi kafiye örgüleri vardır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|