Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kardeşidir, müslüman, müslümanın

müslüman müslümanın kardeşidir

Eski 08-12-2008   #1
b@ron
Icon1861

müslüman müslümanın kardeşidir




Müslüman müslümanın kardeşidir Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir Kim, bir müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da kıyamet günü onu(n kusurunu) örter
(Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58)

Efendiler Efendisi aleyhissalatü vesselam, sahih hadis kitaplarında geçen bu sözleriyle müslümanlar arasındaki uhuvvete dikkat çekmektedir
Bu kısa hadis, müminler için birbirinden önemli prensipler içermektedir

1 Öncelikle bu hadis, müslümanların kardeş olduğunu haber verir Tıpkı Cenâb-ı Hakk’ın Hucûrât Süresinin 10 ayetinde buyurduğu gibi Bu kardeşlik Hak katından belirlenmiş ve hem bu dünyayı hem de ahireti içine alan güçlü bir kardeşliktir Bir yerde hakiki kardeşliğin din kardeşliği olduğunu vurgulayan Efendimiz, burada da çok net bir şekilde müslümanları kardeş ilan etmektedir

Bir başka yerde Fahr-i Alem Efendimiz, “Müslümanlar olarak birbirimizi kıskanmamak, hakir görmemek, birbirimize zulüm ve buğz etmemek, sırt çevirmemek, yalan söylememek” buyurarak bu kardeşliğin gerekleri üzerinde durmuştur
O halde kardeşliğin gereği ne ise yerine getirmek gerekmektedir Müslümanların aralarında bir kısım haklar terettüp etmekte ve herkes bu haklara riayette çok dikkatli olmak durumundadır Mesela, müslümanın kardeşi bir yakınını kaybetmişse, onun cenazesine iştirak edecek baş sağlığı dileyecektir Hasta ise ziyaretine gidecek, ona moral verecek ve varsa bir ihtiyacı görecektir

Bir hadiste şöyle nakledilir Hazreti Musa’ya ötede Cenâb-ı Hak nidâ eder: “Yâ Musa, Ben hasta oldum, Beni ziyarete gelmedin”, “Hâşâ, Sen nasıl hasta olursun Yâ Râbbi” diye cevap verir Hazreti Musa Cenâb-ı Hak, “Benim kulum hasta oldu ama sen onu ziyarete gitmedin Hasta kardeşini ziyaret etmen, Beni ziyaret etmendir” meâlinde cevap verir
Yine, kardeşi selam verdiğinde selamını almak, hapşırdığında “Yarhamükallah” diyerek dua etmek, nasihat istediğinde nasihat etmek gibi daha pekçok hususlarda mü’minin üstüne düşenler olduğu gibi kendi için istediğini kardeşi için de isteyebilmek gibi bir erdemlik kendisinden istenir Bu da gerçek sevgi ile olabilir ki, bir hadislerinde Fahr-i Alem:
Nefsimi kudret elinde tutan Allah’a yemin ederim ki iman etmedikçe Cennet’e giremezsiniz Birbirinizi sevmedikçe de (kâmil manada) iman etmiş olmazsınız” buyurarak bu hususun önemini ifade etmişlerdir

2 İkinci husus, bu kardeşliğin bir gereği olarak; müslüman, kardeşine zulmetmez, buyuruluyor Yani, hakkına tecavüz etmez, onun canına, malına, namusuna asla el uzatmaz Bu o kadar önemli bir mevzudur ki, Allah Rasûlü aleyhi ekmelüttahâyâ veda hutbesinde bunun üstüne basa basa “Müslümanların birbirlerine kanlarının, mallarının ve ırzlarının haram olduğunu” yani bu hususların korunma altında olduğunu bildirmiştir Hiçbir müslüman bir diğer kardeşini bu hususlarda asla rencide edemez Hakkına giremez Hatta, haksız yere üzmek, tersleyip azarlamak suretiyle kalbini de kıramaz Bir hadislerinde Efendimiz, “Eziyet veren, incitici bir bakışla bir müslümana işaret etmesi (bile), diğer müslüman için helâl olmaz” buyurarak işin ne kadar ince olduğunu haber vermektedir

Evet, Efendimiz bir hadislerinde “müflis”i anlatırken, adeta ahirete dair bir manzarayı gözler önüne serer ve “Kişi, ötede namazından, orucundan, zekatından, haccından elde ettiği hasenatıyla, sevapları ile getirilir Sonra, ona bağırmış, öbürüne küfretmiş, diğerine vurmuş, berikinin malını yemiş her birinin hakkını ödemek için kendi namazının, orucunun, zekatının, haccının sevabından hepsine verir Borçlarını ödemeye çalışır Nihayet yanındaki hasenatı biter de, borcu bitmez Bu sefer, hakkına girdiği kimselerin günahlarını üzerine alır ve tepe taklak Cehennem’e yuvarlanır” buyururlarİşte, hakiki iflas sahibi budur” buyurulur O halde, mü’min kimse kardeşinin can, mal, namus gibi ciddi değerlerine el uzatma bir tarafa haksız yere onu üzmeye bile çekinir çekinir de yaptığı haksızlıkların ötede karşısına çıkacağı endişesiyle tir tir titrer

Hadiste devamla, müslüman kimse, müslüman kardeşini düşmana teslim etmez, buyuruluyor Nasıl insan öz kardeşinin göz göre göre düşman tarafından teslim alınmasına, eza ve cefaya maruz kalmasına razı olamaz Aynen öyle de, müslüman kardeşi için de aynı şekilde düşünüp ve hareket etmesi icap eder Kardeşi eğer zalim kimselerin eline düşmüş ise, belalı insanlar ağına takımış ise, onu kurtarmanın bir yolunu bulur ve katiyyen onu başıboş bırakmaz Taberânî, aynı hadise ziyade olarak “onu musibet ile başbaşa bırakmaz” şeklinde bir ifade rivayet eder Bu ifade daha geneldir Yani, kardeşinin başına gelen sıkıntı ne türden olursa olsun hep onun yanında olur Efendimiz’in komşulukla alakalı ifade buyurdukları “Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir” hadisleri bu konuyla tam bir paralellik arzetmektedir Kardeşin, çile ve ızdırapta iken sen keyfemâyeşâ bir hayat süremez, gamsız gamsız dolaşamaz, hayatın kâmını çıkaramazsın Onun derdine imkanın nisbetinde ortak olmalısın Onu imtihanları, çile ve ızdırapları ile başbaşa bırakamaz, onu yalnızlığa terk edemezsin

3 Hadiste, kim kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da asıl ihtiyaç anında, kıyamet günü onun bir ihtiyacını giderir, buyuruluyor Bu insana müthiş bir motivasyon veriyor Zira, verilecek mükafaat bu dünyada hiçbir şeyle kıyaslanmayacak kadar kıymetli Bu dünyada bile bir ağrıya müptela kimse, bir doktorun eliyle şifayâb olsa, o doktora karşı nasıl teşekkür edeceğini, ne ile mukabelede bulunacağını bilemez Halbuki, bu dünyanın hiç bir müşkülü, ahirette hesap günü başa gelecek müşkülden daha büyük değildir

Müslim’in rivayet ettiği bir hadislerinde Fahru’r-Rüsul Efendimiz, “Kişi kardeşinin yardımında olduğu müddetçe Allah da onun yardımındadır” buyurmuşlardır Bu husus öyle lanse ediliyor ki, adeta müslümandan istenen, kardeşlerinin yardımında olmayı tabiatının bir parçası haline getirmesidir Zira, bir başka hadislerinde Efendimiz, “Zalim de olsa, mazlum da olsa kardeşine yardım et” şeklinde tavsiyede bulunmuştur Bunun üzerine, zalime nasıl yardım edileceği sorulunca, “Zulmüne engel olursun, bu da senin ona yaptığın bir yardımdır” buyurmuşlardır Yani, her halükârda yardımdan dûr olmamalıdır Tabii, bu engellemenin pek çok yolu olabilir Nasihat ve güzel sözlerle onu yola getirme olabileceği gibi kınama ve azarlama ile de onu bu yoldan çevirmek mümkün olabilir

Hadisin devamında yine aynı minvalde, kardeşinin bir sıkıntısını, gönlüne ağırlık veren bir derdini giderirse, Allah da onu gerçek sıkıntılarla boğuştu ahiret aleminde bir sıkıntısını giderir buyuruluyor Bir öncekinde onun bir ihtiyacını gidermek vardı, burada da ondan bir sıkıntıyı kaldırmak var Birbirini tamamlayan davranışlardır bunlar İnsanlığın İftihar Tablosu bir yerde: “İki (müslüman) kardeş, iki el gibidir: Biri diğerini yıkar” derken bu iki hususa da işaret etmiş oluyor

4 Hadisin son kısmında, kim bir mü’min kardeşinin ayıbını örterse kıyamette de insanın mahcup olacağı en dehşetli saatte, en dehşetli yerde Allah da onun ayıbını örter ve utanacağı bütün insanların önünde onu mahcup etmez Bu ne büyük bir teklif Bu sebepledir ki, Allah kimseye kimsenin ayıbını araştırma görevi vermemiştir Hatta, bir Kutlu’nun ifadeleri içinde hatta “Allah kimseye birinin ayıbını ortaya çıkarmak için keramet vermezAllah Settâr’dır ve kullarının da başta kendi ayıpları olmak üzere kardeşlerinin ayıplarını örtmelerini emreder Araştırma ile alakalı olarak iki tabiri iyi bellemek gerekir Bunlardan birisi “tecessüs” diğeri “tehassüs”dür Her ikisi de arama, araştırıp bulma gayreti gibi anlamlar içerir Ancak, “tecessüs” ayıbı aramadır, menfi bir davranıştır ve Kur’an tarafından fertlere yasaklanmıştır (Hucurât, 49/12) “Tehassüs” ise, bir müjdeli haber bulma, iyi bir şey yakalama adına yapılan araştırmadır, müsbettir ve dinen mahzuru yoktur Hazreti Yakub, oğullarını Mısır’a geri gönderip Hazreti Yusuf ve kardeşi hakkında güzel bir haber alıp gelmelerini emrettiği yerde bu kelimeyi kullanmıştır (Yusuf, 12/87)

Asrın dertlisi, bu hususla alakalı olarak, Kur’an ve hadislerin ışığında öyle bir ölçü veriyor ki, inanın insan düşündükçe bundan daha salim, daha zararsız bir yol bulamıyor O şu minvalde nasihatlerde bulunuyor:

Görseniz ki, bir dostunuz yanlış bir yerde veya yanlış birileri ile hüsn-ü zannı son sınırına kadar zorlayınız Şayet bir haramı irtikap ediyor gördünüz Arkanızı dönüp gidiniz ve Allah’a dua ediniz ki, Allah o kardeşinizi o yanlıştan kurtarsın Bir daha da dönüp “bu o mu, değil mi” diye tekrar tekrar bakmayınız Zira, ertesi gün o kardeşiniz, belki Allah’tan af diler, tevbesi kabul olur ve temizleniverir Ama siz sürekli onu o halde hatırlayarak su-i zanda bulunursunuz Belki de bunu kendinizde tutamaz, biriyle paylaşır, gıybete girersiniz

Evet, bu yol en salim yol görünüyor İnsan birinin ayıbını örtmekle ona tevbe yolunda yardımcı olmuş olur Eğer ayıbı o kişinin yüzüne vurur veya bir başkasıyla paylaşırsa ancak şeytana yardımcı olmuş olur (Hakime intikal etmiş kamu hukukunu ihlal veya bir zulmü irtikap söz konusu yerde yapılacak şahidlik istisna edilmelidir ) Görülüyor ki, bu hadis, Kur’an’ın katî olarak yasakladığı gıybeti (Hucurât, 49/12) önleme ve uhuvveti muhafaza adına teşvik edici mühim bir hadistir

Mevlam bizleri, bu nasihatlerden tam istifadeye muvaffak ve bu güzel sözlerin sahibi Efendiler Efendisi’ne layık ümmet eylesin

__________________
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.