07-30-2008
|
#1
|
meLankoLik_asaLet
|
Kabir Azabı
Her insan ister ölerek toprağa gömülsün, ister boğularak denizin dibinde kalsın veya yırtıcı bir hayvan karnında bulunsun veya yanarak külü havaya karışsın, mutlaka kabir hayatı geçirecektir
Kabir azabının aslı, Dünya sevgisidir Fakat şiddet derecesi ayrıdır Azlığı, çokluğu Dünya sevgisine göre değişir Azap, kalbin Dünyaya bağlanmasının sonucudur
Kafirlerin kabir azabı, kıyamete kadar devam eder Yalnız cuma ve Ramazan günleri kalkar İtaat erbabı için kabir azabı yoktur Ancak kabrin şiddet ve azametini hisseder Asilere gelince bunlar için kabir azabı vardır Ancak kıyâmete kadar devam etmez Cuma günleri kalkar Hatta cuma gecesi ölen asi, bir saat kabir azabı görür
Resulullah (a s) buyuruyor:
* Kabir ahiret menzillerinin birinci menzilidir Kişi ondan kurtulabilirse, ondan sonrakiler daha kolaydır Ondan kurtulamazsa ondan sonrakiler bundan daha zordur, daha şediddir
* Kabir azabı haktır Onlar kabirde azap çekerler, onların azabını hayvanlar işitir
* Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçedir veya Cehennem çukurlarından bir çukurdur
* Manzaraların hiçbiri kabir kadar korkutucu ve ürkütücü değildi!
Resulullah (a s) bir mezarlıktan geçerken, iki mezardaki ölünün bazı küçük şeylerden dolayı azap çekmekte olduklarını gördü Bu iki mezardaki ölülerden biri hayatında laf taşıyıcılık yapıyor, diğeri ise idrardan sakınmıyordu Bunun üzerine Resulullah (a s) yaş bir dal almış, ortadan ikiye bölmüş ve her bir parçayı iki kabre de birer birer dikmiştir Bunu gören ashap, niye böyle yaptığını sorduklarında: "Bu iki dal kurumadığı sürece, o ikisinin çekmekte olduğu azabın hafifletilmesi umulur" buyurmuşlardır
|
|
|