![]() |
İhlas Suresi'nin Getirdikleriyle Gidenler |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() İhlas Suresi'nin Getirdikleriyle GidenlerİHLÂS,RAB İLE kul arasındaki intisabın bir gereği olarak,kulun Rabbine katıksız,saf ve doğrudan bir muhatabiyetini ifade eder ![]() ![]() Yalnızca O'na yönelmiş bir yaşantının gereği olan 'ihlâs'ı zedeleyen, hatta tamamen iptal ederek, bu kainatın Rabbine yönelmesi gereken takdir,teşekkür,hamd gibi duyguları ve dua gibi yakarışları tamamen başka yönlere çeviren, esbaba dağıtarak yokluğa gömen bazı arazlar mevcuttur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() I ![]() Esbabperestlik ![]() ![]() ![]() Bu zehirin panzehiri 'besmele'dir ![]() Evrende durağanlık yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her an hareket halinde olan evrenimize,harekete geçmesine ihtiyacı olmayan sebeplerin yön verebilmesi mümkün değildir ![]() ![]() ![]() Zamanlaştırılmış bir evrende,önce ve sonra kavramları mutlak olamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kısacası,evrende bir sebepler çizgisi vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bu panzehir,sebeplerin sonuçları yarattığı vehmini kökünden keser,atar ![]() ![]() ![]() ![]() Yaratıcının sonuçları yaratmak için sebeplere veya başka bir şeye ihtiyacı yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() En küçük bir zerreden en büyük galaksilere kadar her şey, o İlahî şifrenin eman vermesiyle necat bulabilmektedir, harekete geçmektedir ![]() ![]() ![]() Peki, bu nasıl bir Yaratıcıdır?! ![]() ![]() II ![]() Dinsizlik ![]() ![]() Bunun panzehiri, 'de ki' anlamına gelen, İhlâs Suresinin birinci kelimesidir ![]() ![]() Diyebilen Birinin varlığı ve kendisini bildirmesi, ateizme son noktayı koymak demektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Madem ki her şey, dikey bir yaratıcı bağlantısı olmaksızın mutlak manada âcizdir ve fakirdir ![]() ![]() Demek ki, her şey bir tek şey gibi nazarı altında olan Biri tarafından, her bir mahlukla onların kabiliyetlerine göre ayrı ayrı ve tek tek kelam ediliyor, onların ihtiyaçlarına bizzat cevap veriliyor ![]() ![]() Peki, konuşan bu Yaratıcı'nın konuşmasının içeriği nedir?! ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : İhlas Suresi'nin Getirdikleriyle Gidenler |
![]() |
![]() |
#2 |
|
![]() Cevap : İhlas Suresi'nin Getirdikleriyle GidenlerIII ![]() Birincisi, Putperestlik ![]() ![]() ![]() İkincisi, Evrenle tanrıyı aynı şey kabul eden akım ![]() Bunların panzehiri, ikinci kelâm olan 'Allah'ın Ehadiyeti'dir ![]() Varlık sahnesinde boy gösteren her ne varsa eşsiz dir, 'tek'tir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gözümüzle görüyoruz ki; mahlukatın türleri farklı farklı olduğu gibi, her bir ferdin dahi kendisini diğerlerinden ayıran bir alâmeti bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kısacası, her bir mahluk 'Bismillah' diyerek başladığı hayat serüveninde, gösterdiği her bir poz için manen 'HüvAllahü ehad' demektedir ![]() ![]() Ehadiyyetin varlık alemindeki yansıması bile böyle eşsizliği ve tekliği netice vermişken, Yaratıcıyı birden çok farzetmek veya evrenle tanrıyı aynı şey kabul etmek, gözlediğimiz evrende yeri olmayan hezeyanlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() IV ![]() Maddeperestlik ![]() ![]() Bu zehirin panzehiri, üçüncü kelam olan 'Allah'ın Samediyeti'dir ![]() Her bir mahluk, varlığını devam ettirebilmek için, sonsuza uzayan bir ihtiyaç silsilesine muhtaçtır ![]() ![]() Mahlukatın varlık sahnesinde yaptıkları tesbihatlar, o sonu gelmeyen listeyi terennümleri değil de nedir? Demek hiçbir maddi silsile ezeli değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Madde dediğimiz şeyse; hareket ederken veya şekil değiştirirken, olayın içinde yer alır, kendisini ondan soyutlayamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Samed olan Allah, maddenin sonsuzluğunu reddeden 'imkan' ve türlerin birbirini doğurması vehmini bertaraf eden 'hudus' hakikatini, her şeyin cephesinde damgalamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Demek, evrenin her tarafına dağılmış olan ihtiyaçlarımız, birden ve kolaylıkla hayat dairemize böylece yetiştirilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() V ![]() Tabiatperestlik ![]() ![]() Bu zehirin panzehiri, dördüncü kelam olan 'doğmamış ve doğurulmamıştır' anlamındaki tevhid-i İlâhî'dir ![]() Bir şey hem yaratan hem yaratılan, hem hâkim hem mahkum olamaz ![]() ![]() ![]() ![]() Madem ki maddenin cephesinde, sonsuz olmadığını ilan eden 'imkan' ve 'hudus' hakikatlerinden oluşan bir 'samediyyet mührü' damgalanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Natüralistlerin 'tabiat' dedikleri şey, olsa olsa bir sanattır, sanatkâr olamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her şey ve her bir mahluk eğer tek bir yaratıcıya nispet edilmezse; o takdirde tabiat, icat için her şeyde görünmez makine ve matbaaları bulundurmak zorundadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öyleyse, şu varlık âlemi, doğmamış ve doğurulmamış özelliklere sahip bir Yaratıcı'nın icraatıdır, sanatıdır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cevap : İhlas Suresi'nin Getirdikleriyle Gidenler |
![]() |
![]() |
#3 |
|
![]() Cevap : İhlas Suresi'nin Getirdikleriyle GidenlerVI ![]() Deneycilik ![]() ![]() Bu zehirin panzehiri ise, 'iman-ı tahkiki'dir ![]() ![]() ![]() İnsan fıtratı, Allah'ın sonsuz isim ve sıfatlarına mükemmel bir ayna olabilecek dizaynda programlanmıştır ![]() ![]() İman ise, açık seçik görülene, perdesiz olana inanmak değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan akıl edebilir olmasının gereği olarak "ben bunun böyle olduğunu biliyorum ama inanmıyorum" diyemez ![]() ![]() ![]() ![]() Şu topraklarda yaşayan insanlara " Allah'a inanıyor musunuz" diye sorulsa, çoğunun cevabı "evet" olacaktır ![]() ![]() ![]() "Ahirete inanıyor musunuz" sorusuna verdiğiniz cevapla "ahiretin varlığından emin misiniz" sorusunun cevabı aynı netlikte ise, bir eminlik hali, yani mü'min olma söz konusudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İman-ı taklidî sahibi kimseler; kâmil bir mü'min olmaya ciddi aday, tahkik ehlinin inceden inceye tetkik edilmiş delile dayalı sözlerine çokça muhtaçtır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İman-ı taklidi, imanla küfür arasındaki, fakat kesinlikle bir küfür halinde olmayan alacakaranlık kuşağının adıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Emin bile olsak ama bu eminlik halini yansıtamıyorsak, muhatabımıza ulaşamayacağız demektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öyleyse, tahkiki bir nazarla, inceden inceye tetkik ederek, insanî yetenek ve meziyetlerimizi kullanarak çıkaracağımız sonuçlarla, gaybi olana yani bizce meçhul bulunan hakikatlere peygamberler ve getirdikleri kitaplar yardımıyla, vahyin ışığında erişmemiz mümkün demektir ki, buna İslâm terminolojisinde 'marifetullah' denmektedir ![]() ![]() Esasen, içinde bulunduğumuz bilgi çağında insan gördüklerinin kat kat üzerinde görmediği şeylere inanabilir bir donanıma erişmiş durumdadır ![]() ![]() Gerçi, günümüz bilim adamlarının halen derdi; aklı kullanmak değil, aklı vahye karşı kullanmaktır ![]() ![]() ![]() Özellikle ampirizm, günümüz müminlerine çok değerli bir kavramı istemeden hediye(!) etmiştir: Olaylara tahkîki bir nazarla bakmak gereğini ![]() ![]() ![]() ![]() Özetle; Taklidi bir iman der ki: İnanıyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görmediğine iman etmenin armağanı,emin olduğunu görmektir ![]() ![]() ![]() Şu an, bilgi-uzay çağında bulunmaktayız ve İslam tarlasında biten felsefeden ithal edilmiş ayrık otlarını temizlemeye çalışıyoruz ![]() ![]() Madem ki İhlas suresi bir hadisin bildirdiğine ve aklımızın gördüğüne göre, Kur'an-ı Kerim'in özü ve özetidir ![]() ![]() ![]() ![]() Değilse,' ![]() ![]() ![]() İhlas Suresi'nin ışığında görünen o ki, O Allah hepimizin rabbidir ![]() ![]() ![]() ![]() Aykut Tanrıkulu KAYNAKLAR: 1 ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() 7 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 8 ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|