lidif
|
La Fontaine nin Yazamadığı Masal !...
La Fontaine nin Yazamadığı Masal
" Atla katır tepişir, olan eşeğe olur Öyle zaman gelir, güçlüler birbirine girer, arada öküz bile başkan olur "

Hayvanlar, kendi aralarında, en zeki hayvan yarışması düzenlemişlerdi Her hayvan, kendini hayvanların en zekisi sandığından, bu yarışmayı kazanacağını sanıyordu Ama hepsi de yarışmanın birinciliğine iki güçlü aday olduğunu bilmekteydi; bu adaylardan biri tilki, biri de sansardı Kurnazlıkta, zekada, bu ikisine üstün başka hiçbir hayvan yoktu Bu yarışmayı ya biri, ya öbürü kazanacaktı
En zeki hayvan yarışmasının yapılacağı gün yaklaştıkça, yarışma birinciliğine iki güçlü aday olan sansarla tilki arasında korkunç bir rekabet başlamıştı Bu iki zeki hayvan birbirlerine düşman olmuşlardı Sansar tilkinin, tilki de sansarın kazanmaması için, elinden geleni yapıyordu
Sansar,
- Tek tilki kazanmasın da, zarar yok, ben de kazanmamaya razıyım  diyordu
Tilki de,
- Tek sansar kazanmasın da, kim kazanırsa kazansın  diyordu
Durum bu denli düşmanlığa varınca, sansarla tilki, en zeki hayvan yarışmasının birinciliği için başka bir aday aramaya başladılar Öyle bir hayvan bulmalıydılar ki, zeka konusunda kendileriyle yarışa çıkamasın, onlara bir zararı olmasın, yani hayvanların en aptalı olsun Araya araya buldular bu hayvanı: Öküz 
Bir sabah sansar, yemyeşil bir çayırlıkta otlamakta olan öküzün yanına gidip,
- Merhaba öküz kardeş, diye söze başladıktan sonra, öküzün zekasını övmeye başladı
Öküz büyük bir alçakgönüllülükle gülümseyerek,
- Benimle alay mı ediyorsun sansar kardeş? dedi
Sansar,
- Ne diye alay edecekmişim, dedi, hayvanların en zekisiyle alay etmek haddime mi kalmış 
Sansar, öküzü hayvanların en zekisi olduğuna inandırmak için diller döktü Bununla da yetinmeyip öbür hayvanları da, öküzün en zeki hayvan olduğuna inandırmaya çalıştı Sansardan sonra çayırda otlayan öküzün yanına tilki gitti Kendisine bön bön bakan öküze,
- Ah öküz kardeş, dedi, gözlerinden zeka kıvılcımları çıkıyor Öküz,
- Ben her ne kadar öküzsem de sandığın kadar da öküz değilim, kendimi bilirim, dedi
Tilki,
- İnan olsun öküz kardeş, dedi, senin o zeka kıvılcımları çakan pırıl pırıl gözlerine bakarken, hipnotize olup kendimden geçiyorum En zeki hayvan yarışmasının rakipsiz tek adayı sensin
Tilki, öküzün zekasını tanıtmak için, can düşmanı sansardan daha büyük bir reklam kampanyasına girişti
Hayvanlar, öküzün zeki olmadığını, yarışmayı kesinlikle kazanamayacağını elbet biliyorlardı Ama sansarla tilkinin, kendilerinden baskın çıkıp en zeki hayvan seçilmemesi için, öküzün zeki olduğu yalanına inanmadıkları halde inanmış göründüler Birbirlerine öküzün ne büyük zekası olduğunu ballandıra ballandıra anlatmaya başladılar
- Aman zürafa kardeş, bizim öküz yok mu, ben onun kadar zeki hayvan görmedim 
- Hiç bilmez olur muyum, devekuşu kardeş, öküz benden bile zekidir Sen ne dersin leylek kardeş?
- En zeki hayvan yarışmasında ben oyumu, gözümü kırpmadan öküze vereceğim Dağlar, taşlar, ormanlar, çöller, kayalar, dereler, hayvanların öküz övgüleriyle yankılanıyordu:
- Hayvanların en zekisi öküzdüüüür!
- Öküzden daha zeki hayvan yoktuuuur!
- Bizim en zekimiz öküüüüz!
Bütün hayvanların bu yoğun propagandası karşısında öküz de yavaş yavaş, gerçekten hayvanların en zekisi olduğuna inanmaya başlamıştı Kendi kendine şöyle diyordu:
- Çakal, sansar, tilki, bütün hayvanlar söylüyor, hayvanların en zekisi benmişim Hepsi de aldanmıyor ya, öyleyse dedikleri doğru 
Yarışma günü geldi Bütün hayvanlar, öküzün hayvanların en zekisi olduğunda anlaştılar Böylece öküzün hayvanlar toplumundaki yeri, işi, görevi, düzeyi, yükselmiş oldu Öküz artık kasıla kasıla yürüyor, şişine şişine böğürüyor, yayıla yayıla kuyruk altından mayıs bırakıyordu
Gel zaman, git zaman  Hayvanlar arasında, çiftesi en pek hayvan yarışması yapılacaktı Hiç kuşkusuz, çiftesi en pek hayvan, ya at yada katırdı
Eşek de,
- Benim de çiftem güçlüdür! diye araya giriyorduysa da, katırla atın çiftesi yanında eşeğin çiftesinin adı bile geçmezdi
Katır atın, at da katırın çiftesi en güçlü hayvan diye seçileceğinden korkuyordu Bu iki hayvan arasında tarih boyunca süren kanlı bir çifte atma rekabeti vardı Bu iki can düşmanı, yarışma günü yaklaştıkça birbirlerine atıp tutmaya başladılar At şöyle diyordu:
- Hıh, katırın çiftesi de çifte mi sanki  Öküz bile ondan daha sert çifte atar Babası eşek olan bir hayvanın çiftesinden ne çıkar
Katır da şöyle demekteydi:
- Atın çiftesiyle sinek bile ezilmez Öküzün çiftesi bile atınkinden daha güçlüdür
At derede su içmekte olan öküzün yanına gidip ona şöyle dedi:
- Ey sayın öküz, sen dünyanın yalnız en zeki değil,hem de çiftesi en güçlü hayvanısın!
Art sol ayağıyla bastığı taze fışkıdan fos diye bir ses çıkaran öküz,
- Aman at kardeş, dedi, sen varken benim çiftemin lafı mı olur
At üsteledi:
- Yoo, sayın öküz, sen bir çifteyle katırı devirirsin Boşuna alçakgönüllülük gösterme
At gitti, arkasından katır, öküzün yanına geldi,
- Dünyanın çiftesi en güçlü hayvanı sayın öküze saygılarımı sunarım, dedi
Öküz, bu sözlere önce inanmak istemedi, ama katır,
- Benim çifte de, atın çiftesi de seninkinin yanında hiç kalır  deyince,
- Ben onlardan daha iyi bilecek değilim ya  diyerek,
çiftesinin pekliğine inanmaya başladı
Her hayvan kendini çiftesi en güçlü hayvan sanıyordu Horoz bile, mahmuzuyla çifte atabileceğini sanmaktaydı İşte bu yüzden bütün hayvanlar, çiftesi zayıf bir hayvanın çiftesi en pek hayvan olarak seçilmesini istemekteydi
Yarışma günü geldi Bütün hayvanlar, öküzün çiftesi en güçlü olduğunda birlik gösterdiler Böylece en zeki hayvan olan öküzün çiftesi en güçlü hayvan olarak da hayvanlar toplumundaki yeri, işi, görevi, düzeyi daha da yükseldi
Gel zaman, git zaman  Hayvanlar arasında hızlı koşma yarışı yapılacaktı Her hayvan, hatta kaplumbağa bile, kendisini en hızlı koşan hayvan sanmaktaydı Ama yine her hayvan içinden, en hızlı koşan hayvanın ya tavşan yada tazı olduğunu biliyordu Hepsinin içinde de, her zaman, her yerde olduğu gibi, en güçlüye, en başarılıya düşmanlık, kıskançlık, çekemezlik duyguları vardı Onun için, en hızlı koştuklarını bildikleri halde, tavşanla tazının yarışmayı kazanmasını istemiyorlardı
Hızlı koşmada en amansız rakip olan tavşanla tazı, yarışma günü yaklaştıkça birbirlerine can düşmanı olmuşlardı Tazı,
- Ben birinci olmayacaksam, öküz olsun daha iyi  diyordu
Tavşan da aynı düşüncede olduğundan öküze gidip,
- Sen yalnız en zekimiz, en çiftesi güçlümüz değil, hem de bizim en hızlı koşanımızsın sayın öküz, dedi Öküz, tavşana,
- Tazı da senin gibi düşünüyor  dedi
Yarışma günü gelip çattı Bütün hayvanlar koşmaya başladılar Hızlı koşabilenler, rakipleri birinci olmasın diye birbirlerini çelmelediklerinden, önleyip engellediklerinden düşüp devriliyorlardı Hepsi de, içlerinde en yavaş koşan öküzün birinci gelmesini istiyorlardı, ona yol veriyorlardı Bunun sonunda öküz birinci oldu
En zeki, en çiftesi pek, en hızlı koşan hayvan seçildiğinden, öküzün hayvanlar toplumundaki yeri, düzeyi, işi, görevi daha da yükselmişti Öküzün burnu büyümüştü, yanına varılmıyordu artık
Gel zaman, git zaman  En yakışıklı hayvan seçimi yapılacaktı Bütün hayvanlar kendilerini en yakışıklı sanmaktaydı Ama hepsi de en güzel hayvanın dağ keçisiyle geyik olduğunu da biliyorlar, bu iki güzel hayvanı kıskanıyorlardı Tek onlar birinci seçilmesin de, isterse öküz en yakışıklı, en güzel hayvan seçilsin 
Geyikle, dağ keçisine gelince, bu iki rakip birbirlerinin aleyhine propagandaya girmişlerdi İkisi de birbirlerinin çok çirkin olduğunu yayıp duruyordu Dağ keçisi geyik, geyik de dağ keçisi için,
- Öküz bile ondan yakışıklıdır  diyordu
Öbür hayvanlar da, yalan olduğunu bildikleri halde öküzün en yakışıklıları olduğuna inanmış görünmeye başlamışlardı Seçim günü geldi Bütün hayvanlar oylarını öküze verdiler Böylece öküz en yakışıklı, en güzel hayvan seçildi Bu seçimden hayvanların en güzeli, en yakışıklısı olan geyikle dağ keçisi bile memnundu
Gel zaman, git zaman  Hayvanlar arasında en yırtıcı olanı seçilecekti İki aday vardı, biri kurt, biri de kuş  Kuş deyince serçe kuşu değil, kartal Kurtla kartaldan daha yırtıcı hayvan yoktu Ama yine de bütün hayvanlar, bu gerçeği bildikleri halde, kendilerinin en yırtıcı olduğunu sanıyorlardı
Kartal, yatıp geviş getirmekte olan öküzün yanına gitti:
- Sayın öküz, dedi, akılsız kurt, kendisini senden daha yırtıcı sanıyor Öküz,
- Ben hiç yırtıcı değilimdir, dedi, çünkü ot yerim
- Yooo, hiç alçakgönüllülük göstermeyin boşuna  Siz kurda göre çok daha yırtıcısınız
Az sonra da yanına gelen kurt, öküze,
- Dünyanın en yırtıcı hayvanını selamlarım  dedi
Öküz,
- Yanılıyorsun kurt kardeş, dedi, evet ben en zeki hayvanım Evet, en çiftesi pek hayvan benim Evet, en hızlı koşan hayvan benim En yakışıklı hayvan da benim Ama en yırtıcı değilim Sen benden çok daha yırtıcısın
- Hayır, hayır  İstersen sen benden üstün olabilirsin yırtıcılıkta 
Seçim günü gelip çattı Öküz, hayvanların oybirliğiyle en yırtıcı hayvan seçildi Bu birincilikten sonra, hayvanlar toplumundaki yeri, işi, düzeyi daha da yükseldi
Gel zaman, git zaman  Hayvanların en düşünür olanı seçilecekti Elbette bu yarışmada en güçlü iki aday kazla hindiydi Her zaman olduğu gibi, bu iki güçlü aday birbirlerine düşünce, yine öküz en düşünür hayvan seçildi
Gel zaman, git zaman  En koruyucu hayvan seçimi yapılacaktı Elbette hak, çoban köpeğiyle kurt köpeğinden birinindi Ama en koruyucu hayvan seçiminde çoban köpeğiyle kurt köpeği bile oylarını öküze vermişlerdi Öküzün,
- Ben kendimi bile koruyamam  demesi, seçilmesini önlemedi Ama seçimden sonra, öküz de kendisinin en koruyucu hayvan olduğuna inanıp böğürerek, köpek taklidi yapıp havlamaya çalıştı
Gel zaman, git zaman  En büyük hayvan seçimi yapılacaktı Ya fil, ya deve kazanacaktı yarışmayı Ama karınca bile kendini hayvanların en büyüğü sandığından, fille deveyi büyüklükte çekemiyor, başka bir hayvanın birinci olmasını istiyordu Fille deveye gelince, onlar da birbirlerine düşmüşlerdi Seçim yapıldı Çok demokratik bir seçim olmuştu Öküz, seçimi kazanmış, hayvanların en büyüğü seçilmişti
Artık böbürlenmesinden, öküzün yanına varılamıyordu
Gel zaman, git zaman  En sütlü hayvan yarışması yapılacaktı Yarışmayı, ya ineğin ya mandanın kazanacağı biliniyordu Ama gelgelelim, memeleri olmayan, bütün yaşamında bir damla süt bile görmemiş olan tavuklar bile, kendilerini en sütlü hayvan sanıyorlar, bu yüzden de mandayla ineği kıskanıyorlardı Aralarındaki rekabet yüzünden birbirlerine düşmüş olan mandayla inekse, tek rakibi birinci olmasın diye, öküzün en sütlü hayvan olduğunu söylüyorlardı Manda, öküzün yanına gidip, ona en sütlü hayvan olduğunu söyleyince, öküz,
- Siz beni kızkardeşim inekle karıştırdınız galiba, dedi, ben hiç süt vermedim şimdiye dek  Memelerim de yok Manda,
- Maşallah siz o kadar sütlü bir hayvansınız ki, dedi, süt vermek için memeye bile ihtiyaç yok
Arkadan inek, öküzün yanına geldi Ağabeyine en sütlü hayvan olduğunu söyledi Öküz,
- Yahu, memem bile yok ki, süt vereyim  dedi Öküz böyle söylerken, biry andan da işiyordu Bunu gören inek,
- İşte, işte bak ne güzel de süt veriyorsun! diye bağırdı Öküz,
- Ne sütü yahu, işiyorum  dedi İnek de ona,
- Demek sen şimdiye dek hep süt işiyormuşsun da haberin bile yokmuş  dedi
Bütün hayvanlar, başta en sütlü hayvan olan mandayla inek, öküzün en sütlü hayvan olduğunu yaymaya başladılar Dağ-taş onların yaydıkları reklamla inledi
- En yağlı süt, öküz sütü!
- Sütlerin en temizi öküzün sütüdür
- Öküz öyle sütlüdür ki, süt işer!
Bu yoğun reklamlarla artık öküz de sidiğinin süt olduğuna, sanrı renkli süt işediğine inanmıştı
Seçim zamanı geldi Bütün hayvanlar, en başta da inekle manda, oylarını öküze verdiler Böylece öküz, en sütlü hayvan seçildi
Gel zaman, git zaman  Hayvanlara yeni bir başkan seçilecekti Oldum bittim hayvanların başkanı elbet aslandı Yine bir aslanın başkan seçileceğine hiç kuşku yoktu Ama ne var ki, kaplan da başkanlığa adaylığını koymuştu Kaplan,
- Ya o, ya ben!  diyordu
Kaplan böyle diyordu ama, aslanın yine başkan seçileceğinden korkuyordu Bunun üzerine "Ya o, ya ben!" diyen kaplan,
- Ne o, ne ben! demeye başladı
Aslan da, kaplanın başkanlığa adaylığından sonra başkan olmaktan umutsıızluğa kapılmaya başlamıştı Ya kaplanı başkan seçerlerse  Tek kaplan seçilmesin diye, aslan da,
- Ne o, ne ben! demeye başladı
Bütün hayvanlar, hak etmediklerini, layık olmadıklarını bile bile hayvanların başkanı olmak istiyorlardı Her başarılı, her güçlü kıskanıldığından, onlar da aslanla kaplanı çekemiyor, kıskanıyorlardı İşte böyle böyle hayvanların başkanlığına öküz aday gösterildi Çünkü hayvanlar, inanmadan öküzü en zekileri seçmişler, ama sonra sonra inanmaya başlamışlardı Öküzü, yalan olduğunu bile bile, en sütlü hayvan, en güzel hayvan seçmişler, sonradan bu seçim resmileşince kendi yalanlarına inanmaya başlamışlardı E böyle olunca, en zeki, en çiftesi pek, en hızlı koşan, en yakışıklı, en yırtıcı, en düşünür, en iyi koruyan, en büyük, en çok süt veren hayvan olan öküz, neden hayvanların başkanı olmasındı? Bu denli çok üstünlük ne aslanda vardı, ne de kaplanda  Kaldı ki, rakibi kaplan seçilmesin diye, tarih boyunca hayvanların başkanı olan aslan bile, öküzün başkanlığa kendisinden daha layık olduğunu söylüyordu Yeni başkan adayı kaplansa,
- Başkanlık öküzün hakkıdır! diyor da başka bir şey demiyordu
Öbür hayvanlara gelince, nasıl olsa kendileri başkan olamayacaklarına göre, onlara en az zararı olan, hiç de rakip saymadıkları öküzün başkan olmasını istiyorlardı İşte böylece seçim zamanı gelince, bütün hayvanların oybirliğiyle öküz başkan seçildi Başkan öküz, kendini gerçekten başkan sanarak başkan gibi davranmaya başlayınca, hayvanlar da bu davranışı karşısında onu gerçekten başkan sanmaya başladılar
Hayvanların tarihini yazan gergedan, çağını yazdığı tarih kitabına bu olayı şöyle yazdı:
"Atla katır tepişir, olan eşeğe olur Öyle zaman gelir, güçlüler birbirine girer, arada öküz bile başkan olur "
Aziz Nesin
|