07-26-2008
|
#1
|
cansel
|
Derin Devlet İlk Kez Bir İddianamede
Yönetici ve üyeler örgütü “Derin Devlet” kabul edip dışa karşı da bu şekilde göstermiş
İstanbul Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Nihat Taşkın ve Mehmet Ali Pekgüzel’in hazırladığı ve İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 2 bin 455 sayfalık iddianamede, Danıştay 2 Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin maktul sıfatıyla, aynı dairenin Başkanı Mustafa Birden, üyeleri Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir ve Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Çobanoğlu da “mağdurlar” sıfatıyla yer aldı Soruşturma kapsamında ele geçen “Îstanbul 29 Ekim 1999 Ergenekon analiz Yeni Yapılanma yönetim ve geliştirme projesi” isimli dökümandan ve soruşturma evrakı genelinden Ergenekon terör örgütünün bu dökümanın yazım tarihi olan 1999 yılından da öncesine dayanan gizli örgütlü faaliyetler içerisinde bulunduğu, yönetici ve üyelerinin örgütü “Derin Devlet” kabul edip dışa karşı da bu şekilde gösterdikleri ifade edildi “Yasal dayanağı bulunmayan, esasen bir hukuk devletinde yasal olarak bulunması da mümkün olmayan bu örgütlü yapı, Anayasal kurumların yetki ve sorumlulukların hiçe sayarak devlet adına, devlet ve millet yararına hareket ediyormuş görüntüsü vermeye çalışmaktadır Bu yöntemle, kamu kurumların baskı altına alıp devlet yönetiminde etkili olmayı, sivil toplum kuruluşlarını da örgüt amaçları doğrultusunda yönlendirmeyi amaçladığı belirlenmiştir” denildi
Ergenekon adını savcılık koymadı
Soruşturma sonucunda bilinen terör örgütlerinden önemli farklılıklar gösteren, daha önce bir ceza davasına konu olmaması Ergenekon isimli terör örgütüne ulaşıldığı ifade edelin iddianamede, Türk destanında adı olan Ergenekon ile terör örgütü kelimelerinin iddianamede yan yana getirilmesinin savcılığın tercihi değil, örgütün ele geçen dökümanlarında “Ergenekon” olarak adlandırılmasının zorunlu bir sonucu olduğu belirtildi
Katı hiyerarşik kurallar var
İddianamede, Ergenekon terör örgütünün gizli bir yapılanması olduğu, legal-illegal alanlarda örgütlendiği, deşifre olan örgüt üyesinin öldürülmesi derecesinde katı hiyerarşik kurallarının bulunduğu, askeri birimler dahil her türlü kamu kurumunun örgütün faaliyet alanında olduğu ve bütün kamu kurumlarının kontrollerinin eli geçirilmesini amaçladığı kaydedildi Örgütün, siyasal amaçları doğrultusunda da sözde devlet ve millet yararına olduğu kabulü ve hemen herkesçe itiraz edilmeyecek milli değerlerin istismarı propagandası ile kasten öldürme dahil yasalarda suç olarak tanımlanan her türlü eylemin gerçekleştirebileceği anlaşına sahip olduğunu ve bu kapsamda birçok eylemi de gerçekleştirdiğinin anlaşıldığı anlatıldı
Örgüt Susurluk ile aralandı
İddianamede gerçekleştirdiği bunca eyleme rağmen Ergenekon terör örgütünün gizli ve hücre yapılanması, eylemlerin profesyonelliği ve kamu kurumlarındaki yapılanma ve ilişkileri sayesinde örgütün bağlantısının deşifre edilmesinin daima engellendiği kaydedildi Susurluk kazası ile ülkemizdeki bu kanlı örgütün kapılarının kısmen de olsa aralandığı, ancak örgütün o dönemdeki etkinliği ve gücü nedeniyle yeterince derinleştirilemediği, sadece buz dağının görünen yüzünün aydınlatıldığı ve örgütün amaçları doğrultusunda karanlık eylemlerine devam ettiği ifade edildi
Ergenekon türbanla vuracaktı
Ergenekon’un türban tartışmalarıyla ülkede kargaşa ortamı yaratmayı hedefledikleri belirtiliyor: “(  ) Ergenekon Terör Örgütü’nün Cumhuriyet Gazetesi ve Danıştay saldırıları eylemleri ile özellikle bu eylem tarihlerinde gündemde olan türban tartışması taraflarını, tartışma zemininden artık kamplaşmaya çekmeyi, toplumun farklı görüşe sahip kesimlerini birbirlerine ve nihayetinde yönetime karşı silahlı ayaklandırmayı, bu şekilde ülkede kargaşa ortamı oluşturmayı amaçladıkları anlaşılmaktadır ”
__________________
worapsow adige
|
|
|