Fil Hastalığı |
07-25-2007 | #1 |
ERen
|
Fil HastalığıGerçekte fil hastalığı, tropikal bölgelerde görülen bir asalak hastalığıdır Ancak, ona benzeyen başka belirtiler de aynı adla anılmaktadır İnsanı öncelikle adıyla ürküten fil hastalığı (elefantiyazis), tropikal bir hastalıktır Ama lenf yollarının tıkanmasına bağlı başka şişmelere de aynı ad verilmektedir Lenf damarları yoluyla büyük miktarlarda su ve artık madde dokulardan uzaklaştırılır Gerçek fil hastalığına yani asalak kökenli olanına Batı ülkelerinde pek rastlanmaz Zaman zaman görülen vakalar, lenf sisteminin kanser hücreleriyle tıkanması ya da radyoterapi sonucu hasara uğramasından kaynaklanan durumlardır Nedenleri Tropikal ülkelerde hastalığın nedeni asalak solucanlardır Bu solucanların çeşitli türleri vardır, ama en sık rastlanılanı Wuchereria Bancrofti'dir Solucanın insan bedenine giriş yolunu kavramak için yaşam çevriminin bilinmesi gerekir Solucan, çoğalmak için yumurta bırakır Bunlar, "larva" denen küçük, gelişmemiş biçimlere dönüşür Larvalar, sivrisineklerle taşınır ve sineğin soktuğu insanlara geçerler Daha sonra lenf sistemine yönelirler ve orada gelişip erişkin solucanlar haline gelirler Erişkinler bir yıl kadar süren bir dönemden sonra kana da karışabilirler Ancak, asıl hasar yaptıkları yer lenf yollarıdır Solucanlar genellikle lenf damarlarını tıkayıp iltihaba yol açarlar Sonuç olarak da, genellikle bacakların alt kesiminde ve üreme organları çevresinde ağrılı şişlikler ortaya çıkar Hastalığa neden kanser ise, şişliğin nedeni kanser hücrelerinin lenf damarlarını tıkamasıdır Radyoterapide (kanser tedavi yöntemlerinden biri) ise, damar tıkanıklığından çok, doku hasarı ön plandadır Ama, sonuç aynıdır Belirtiler Hastanın ilk görebileceği belirti, ısırılmadan sonraki üç ay ile iki yıl arasında ortaya çıkan ağrılı şişliklerdir Şişliğe basınca parmağın bir çukur bırakması tanı için yeterlidir Üreme organları bölgesi etkilendiğinde ise idrar yapmak zorlaşır Zamanla, tıkanma sonucu deri kalınlaşır, pütürlü bir hal alır ve renk değişikliği olur Alttaki doku da kabalaşıp sertleşir, deri fil derisini andırır Tedavi Rahatsızlık verici olmakla birlikte, tropikal fil hastalığı, yaşamı tehdit edici bir hastalık değildir Solucan "dietil - karbamazin" adlı bir ilaçla yok edilebilir Şişliğin inmesi için de, bacak yükseğe kaldırılır ve lenf sıvısının tıkanıklığı aşması için varis çorapları kullanılır Sıcak ülkelerde fil hastalığının kökünü kazımanın en etkili yöntemi, larvaları taşıyan sivrisineklerin yayılmasını ve üremesini önlemektir Tehlikeli bölgelere yapılan gezilerde sivrisineklere karşı cibinlik altında uyumak ve böcek ilacı kullanmak gibi önlemler alınmalıdır ---------------------------------------
|
Cevap : Fil Hastalığı |
05-18-2008 | #2 |
[KAPLAN]
|
Cevap : Fil HastalığıFil Hastalığı(Filaryazis) Tanım ve Klinik Bilgiler : Nemathelmintler’in larva veya erişkin formlarinin lenfatik sistemde yerleşmeleri sonucu,, başlangiçta lenfanjit ve lenfadenit, dahasonra distal bölgelerde ödem ve elefantiyazla karakterize paraziter infeksiyon hastaligidir Insanda hastalik yapabilen 7 tür filariyal parazit olsa da bunlardan üçü filaryaz etkeni olarak bilinmektedir Bunlar, Wuchereria bancrofti, Brugia malayi ve Brugia timori türleridirtropik ve subtropik bölgelerde görülür Sivrisinegin isirmasindan, kanda mikrofilaryalarin görülmesine kadar geçen süre 6-12 aydir Insan vücudunda erişkin parazitler 5-10 yil, mikrofilaryalar ise 2 yil kadar canliliklarini sürdürür Mikrofilaryalar kandan başka karaciger, kas, hidrosel sivisi ve şilöz idrarda bulunabilir Wbacrofti, Türkiye’de Alanya, Elazığ, Çubuk ve Samsun’da görülmüştür Arakonağı Aedes, Anopheles ve Culex cinsi sivrisinektlerdir Lenforetiküler filaryaz başlica 4 klinik formda görülür:Filaryal ateş: orta derecede ateş, halsizlik, yaygin agrilar görülür Lenfanjitin deri bulgulari ve lenfadenit olaya eşlik ederAsemptomatik mikrofilaremi: hastalarda klinik belirti yoktur Spontan olarak iyileşen hastalarin yani sira diger hasta grubunda ise tekrarlayan lenfanjit ataklari oluşur Bu hastalarin 1/3’ünde lenfatik obstrüksiyon gelişir Lenfatik obstrüksiyon : tekrarlayan lenfanjitler sonucunda lenfatik tıkanmaya bağlı olarak sıklıkla alt ekstremiteler ve skrotumda, daha nadir olarak üst ekstremiteler ve memede elefantiyaz gelişir Deride kalınlaşma, hiperkeratoz ile karakterize sert bir ödem vardır Deri, bakteri, ve yüzeyel mantar süperinfeksiyonlarına açık hale gelir Tropikal pulmoner eozinofil : astma, öksürük ve hafif ateşle karakterize solunum sistemi bulgularina ek olarak belirgin eozinofili ve çok yüksek serum IgE düzeyleri ile radyografide infiltrasyonlar mevcuttur Tanı Metotları : Gece alınan kan örneklerinde mikrofilaryaların görülmesi ile tanı koyulur İdrar ve hidrosel sıvısında etken gösterilebilir Elefantiyaz olgularında kanda mikrofilarya saptanamadığından tanı klinik olarak konur Pulmoner eozinofili olgularında yüksek antifilaryal antikor ve IgE düzeyleri ile beraber eozinofili ve dietilkarbamezepine cevap tanıyı desteklerLenfödem ve elefantiyazın erken dönemlerinde tedavi ile hastalık kısmen veya tamamne iyileşebilir Kronik infeksiyonda tedvi hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir fakat hidrosel ve elefantiyazın ilerlemesini etkilemez Tedavi : Halen en seçkin ilaç Dietilkarbamezepin(DEC)’dir 2-3 hafta süre ile 6mg/kg/gün dozunda üçe bölünerek verilirse kandan mikrofilaryaları hızla elimine eder Son zamanlarda etkinliğiaraştırılan İvermectin’in en önemli avantajı günde tek dozda verilmesidir Her iki ilacın da erişkin parazitlere etkinliği yeterli değildir Uzun süreli DEC tedavisi ile yeni erişkin parazitlerin oluşmasi engellenebilir Kaynak :Türk İnfeksiyon Web Sitesi (TİNWEB) |
Cevap : Fil Hastalığı |
05-18-2008 | #3 |
bonsoir
|
Cevap : Fil Hastalığıhayret yaaa çok şaşırdımm Nasıl yürürlerki böyle Allah YARDIMCILARI OLSUNN |
Cevap : Fil Hastalığı |
05-19-2008 | #4 |
Equinox
|
Cevap : Fil HastalığıÇok ürkütücü bir hastalık Allah muhafaza!
__________________
|
|