Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Aşk & Sevgi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
düşlere, otopsi, pazar, sabahı, ölü

Bir Pazar Sabahı Ölü Düşlere Otopsi

Eski 04-07-2008   #1
gülgüzeli

Bir Pazar Sabahı Ölü Düşlere Otopsi



Yüreğimin devrik hükümdarlığı isyanın eşiğindedir
Ve artık her şeyin boşluğunda salınırken,her şeyden tanım çıkarmaya ve anlam bulmaya zorlanırken yabancılar kolonisidir her bildik yüz
Bir amaçsızlık yatağına varmaktadır her eylemimle içimde yükselen nehir
Şimdi;
Her yaşadığım bir fotoğraftırİncelen ve giderek soluklaşan her bakışta,
kalbimde bir telaş hazırlanır yeni bir yaşama
Yaşama ve aşka dair gizlerim ayaklandığında bir özlem parçalar sızlayan yüreğimin kapakçıklarını

Nabız zorlar,çözerim gözlerimi,
kendimle oynadığım oyunu bitiririm
Gelmeye çalışırım gittiğim yerlerden zordur kendime dönüş,artık bilirim
Şimdi,gecenin bir vakti,erken ve hesapsız devinimlerimde inceldiği yerlerden kopmasına izin verdiğim bir şeyleri bağlamaya çalışıyorum
Onarılması zor yanlarımı anestezik yazılarla uyuşturuyorum
Herkese bir şeylerin açıklamasını yapmaya çalışan ben,herkesin sorunlarının cevap anahtarlarını çoğaltmaya uğraşan ben,anahtarını kaybetmiş bir çilingir gibi dışarıdayım şimdi
Üşüyorum,sabah güneşinin aydınlığı ortaya çıkarıyor karanlığımı ve ben karanlıkta görebiliyorum ama üşütüyor beni görebildiğim her şey
Üflediğim zaman geçmişin tozlarını,geleceğin pasları ortaya çıkıyor sanki
Hiç tanımadığım insanlar hakkında bildiklerimi,kendime ait bilgisizliğe dönüştüren ne ??
O bir türlü dindiremediğim en derinlere inebilme isteği mi ??
Yoksa başkalarının yaşamlarını,aşklarını,acılarını paylaşırken,bir türlü kendi iç dökümünü kimseye yapamayan kalbim mi ??

Nedir,içimi en acıyan yerlerinden mühürleyen?
Nedir insanı en yükseklerden kuytulara sürükleyen?
Ve konuşur içim,dudağımı ısırırken düşlerim:
"Aşk;ihanetine bile ihtiyacım var
Artık biliyorumYokluğunda çoğalıyor yokluklar"

Şimdi ben,vaktin ağır aksak ivmesinde,bir sigara paketinin arkasına yazmış olduğum imlası alkollü şu satırları okuyorum:
"Gözlerimle kurşuna dizebilmek için seni,son bir hoşçakal ıssızlığını
yaşayabilmek için geldim kapılarına korkmaİçeri girecek değilim sadece kapına asılı kalsın istedim dualarım,gözlerim ve tüm düşlerim"
Bir "Hoşçakal" ıssızlığıyla kalmak nedir bilir misin?
Bilir misin ardından kapanan kapılara asılı kalan göz bebeklerinin inanılmaz harabeliğini?
Tüm anlamlarını kaybetmiş bir alfabeyle,"Lütfen" kelimesini kekeleyebilir misin? Defalarca yutkunarak ve direnmeye çabalayarak gözlerini sürüklemeye hazır sele,nasıl "Kendine iyi bak" denir bilir misin?
"Sen de" dendiğinde çoktan dağılmış yanlarını saklayabilir misin?
Aşkın ihanetini bile özleyecek kadar, Aşkı sevebilir misin?

Aynaya baktığımda bu sabah,canlanmak için sabırsızlanan bir heykel duruyordu karşımda
Nedense bu sabah erken başladım içmeye,nedense erken uyandı içimdeki kozasını kalın ören duygu sinsilesiKozasından çıkabilmek için tek kanadını feda etmeye hazır bir kelebek gördüm içimde bu sabahVe hatırladım ne kaldıysa dün geceden
Suskunluğum yeni cinayetler tasarlıyordu,
Eski tanıdıklar geçiyordu içimden

Üçüncü tekil şahıs olarak,nesnesiz ve kimsesiz kurabildiğim tüm cümleler,tek tek yıkılıyor işte bu sabah
Kendimi düelloya davet ettim bu sabahSenin için düello eden iki erkek,ikisi de benim
İkisi de ölecek ve sen gideceksin,ben kalacağım cesedimle,yine gömüleceğim içime,kendimi bulamayacak kadar derinlere
Oysa ne kadar huzurdun,ne kadar bendin,biliyorum belki uzaktın ama o gece uyuduğumda suydun,başucumdaydın
Uyandığımda yoktun devrilmişti bardak akmıştı su
İçimde;bir düşün yükseklerden düşme korkusu
Okuduğun bu darmadağın yazı,darmadağın bir Pazar sabahında kendime özgü bir sen anlatımıdır sadeceSatır aralarında saklı hiçbir anlam kendimden sakladığım,yüzleşmeye korktuğum anlamları açıklayabilecek kadar cüretkar değil

Seni özledim sevgilim
Sana sevgilim dememi yadırgıyor musun sevgilim?
Çocuk yanlarımın kimliğini sana gösterebilmek isterdim sevgilim
Aşkın ihanetine bile ihtiyacım olduğunu bilebilmeni isterdim,
Sevgilim
Çok eski bir zamanda ailesiz,oyunsuz,şaşkınlığını ve açlığını örtbas etmeye çalışan gözleriyle,kimseyle konuşmayan,baktığı her şeyi anlamaya ve küçük aklına sığdırmaya çalışan bir çocuk varmışÜşümesini ve açlığını sıcacık düşleriyle örtermiş küçük çocuk
Susarmış susmasına,düşleri büyürmüş,bedeni açlıktan küçülürken yine de direnmeye çalışırmış küçük busesinden taşan yaşlarına
Bir gün düş tacirleri gelmiş küçük çocuğun büyük şehrine
Büyük paralar veriyorlarmış büyük düşlere
Açlığından,üşümesinden bitkin düşen küçük çocuk daha fazla dayanamamışSatmış düşlerini
Sahip olduğu tek varlığını da takas etmiş düş tacirleriyle
Aldığı paralarla karnını doyurmuş,üstünü örtmüş küçük çocukAma şimdi daha çok üşüyormuş
Şimdi midesi aç değilse bile içinde bir yerlerde bilemediği bir yanları acıyormuş tokluk açlığından

Şimdi senden bana kalan ne bir resim ne de yüzünü anımsatacak bir hayal bıraktın zaman denilen ve senden olan --------in işbirliğiyle
Ama sen unuttun mu yoksa şizofren oyununda sürükleyici bir sahne yaratma düşüncesi miydi bilmiyorum
Seninleyken yap-bozundaki yanlış adlandırmalarına kurban giden soğuk benliğime ters kaynayan kalbimin alt katındaki eksik çocukluk geçiren mide ağrılarım seni hatırlamaya ve yaşamaya yetiyorOnun için ülser krizim
başladıkça sen daha bir sen oluyorsun ruhum tırmıklanırken midem ağrıyor ve kalbim aldanıyor yine aldatan sanaSatılık düşün var mı sevgilim?
Bu yazının ilk harfinden bu yana üç saat geçtiBu yazıyı yazan parmaklardan kaç ömür geçti,kaç ütopya kendi okyanuslarında kayboldu sen bilemezsin
Kaç Eylül' de dirildim daha Mayıs'taki cesedimi toprağa vermeden
Kaç kere bu mevsimde kıyılara vurdum,karasularımın genişliğinden
Yılın en güzel ayı Eylül değil mi sevgilim?
En güzel anın sen olduğun bir mevsimde

Hikayelerim bittiği zaman,sana çocukluğumu anlatırımSıkılmayasın ve hüzünlenmeyesin diye başka çocukluklardan mutlu alıntılar bile yaparımAşkın, onurun ve iyi bildiğim her şeyin,çocukluk kütüphanemdeki kitaplarımda yazılı kaldığı zamanlarımı anlatırım sanaO kitapları okuyarak nasıl büyüdüğümü, büyüdükçe küçülmenin ne olduğunu anlatırım
"Çocukluğun bittiği zaman ne anlatacaksın?" diye sorma sevgilim
Çocukluğum bittiği zaman kendimi terk ederim

Bu yazı bir pul istemez sevgilim
Bu Pazar sabahı hissettiğim her şeyin,bir ana fikir istemediği gibi
Keşif atlaslarında ikimizi işaretlemeye kalkıştığım bu Pazar sabahında,bildiğim tüm gemicileri konuk ettim sana yazdığım bu yazıya
İstedim ki bağlayabilsinler inceldiği yerden kopmasına izin verdiğim onca şeyi
Amacım;en çözülmez düğümde buluşmaktı seninle
Sonbaharın en inatçı yaprağıyla dalı gibi

Şimdi uzaktasın
Yaşıyorsun kendi şehrini
Surlarında boşuna bekleme geceni
Bir Pazar sabahı şehrine geleceğim sevgilim
Gözlerimle kurşuna dizebilmek için seni
Artık Pazar değil,sabah da değil
Kendinden bir şeyler çıkarmaya çalışmanın,en karanlık labirente girme cüreti istediği,birimi umursanmaz,bir dingin zaman şimdi
Seninle ve kendimle konuşmaya başladığım,giderek,tanımadığım insanlara şahitlik yaptığım zamanların,tutanakları bu harfsel coşkuTahribatı yüksek,zaman ayarsız duygular sana yapmaya çalıştığım tariflerAkan suyun,yatağını bulduğunu sanıp durgunlaşması,yatağından kovulup tekrar çağlaması bu sezinlediğin gel-gitler
Aslında;gidilecek yerin aynı olması bu gelmeler

Barındıracak anlamı bile olmayan yerlere sığınmayacak kadar cesur,sığındığı yerlerde fazla kalamayacak bir göçebe kadar korkak olmanın gel - gitleri siniyor kelimelere
Yine de bu yazıya başladığımda biliyordum keşif atlaslarında ikimizi işaretlemenin zorluğunu
Yırtılan onca yelkenime rağmen hazırdım fırtınalarının hırçınlığına
Kayıp adaları geçecektim,
En derin okyanusları içecektim,
Yeni kıtalarda oyalanmayıp bulacaktım şehrini,
Gelecektim
Gözlerimle kurşuna dizebilmek için seni
Adressiz sorgulara bulaşmayan,hiçbir nedene ihtiyaç duymamasına rağmen,çok sebebini kendi içinde gizleyebilen,zamanı bazen birimsiz,bazen çekilmez bırakan, dibine kadar yaşanmasını kendiliğinden zorunlu kılan,duygusal bir coşkuydu yaşadığımızGöz ucuyla aşka bakarken gizliden gizliye,
Adlandırmaya çalıştığımız

Yokluğun, ismi bile henüz konmamış bir çocuğun ağlamasıdır şimdiYine de o çocuk ödedi ne varsa aşkın vasiyetinde yazanıVe ben bir vasiyet gibi saklıyorum ne kaldıysa bana senle yaşanan özlemi
Bir Pazar sabahı ansızın ve hiçbir şeyin hesabında olmaksızın çıkıp geleceğim geleceğim şehrine gözlerimi bırakacağım gözlerine ve birkaç kurşunu
Yığılıp kalabilmek için ellerine


alıntı

__________________
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.