Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bal

Bal

Eski 03-09-2008   #1
[KAPLAN]
Icon47

Bal






Bal, arılar tarafından çiçeklerden ve meyve tomurcuklarından alınarak yutulan nektarın arıların bal midesi denilen organlarında invertaz enzimi sayesinde kimyasal değişime uğramasıyla oluşan ve kovandaki petek hücrelerine yerleştirilen çok faydalı bir besindir
Nektar bala çevrilirken arılar sağladıkları invertaz enzimi sayesinde sakkarozu inversiyona uğratarak früktoz ve glikoz şeklinde basit şekerlere dönüştürür ve fermantasyonun meydana gelmesini önleyecek miktarda suyunu uçururlar Kovandaki hücrelere yerleştirilen ve üzeri mumdan bir kapakla örtülen bal arılarca sağlanan özel havalandırma sistemi sayesinde bildiğimiz tat ve kıvama gelir

Balın rengi, şeker dengesi ve tadındaki farklılık tamamen toplanan nektarlardan kaynaklanmaktadır Balın kokusu, çiçeklerdeki aromalı volatin yağı verir ki bu aynı zamanda çiçeklerin kokularını sağlayan yağdır Bal üretimi çok büyük bir çaba gerektirir Örneğin ½ kg ham nektarı toplamak için 900 arının bir gün boyunca çalışması gerekir Toplanan bu nektarın ise ancak bir kısmı bala çevrilebilir Çiçeklerdeki nektardan elde edilen balın miktarı tamamen getirilen nektarın şeker konsantresine bağlıdır


Konu başlıkları
1 Balın İçeriği
2 Balın Fiziksel Özellikleri
3 Balın Bileşimi
31 Baldaki asitler
32 Baldaki enzimler
33 Baldaki vitaminler
34 Baldaki minareller
35 Baldaki proteinler
4 Tedavide Kullanım Alanları
5 Bal eldesi
6 Dış bağlantılar
7 Kaynaklar


Balın İçeriği


Balın ilk akla gelen özelliği tatlı olmasıdır Bunun sebebi balın içindeki üç şekerdir Üzüm şekeri (% 34), sakroz (%2) ve levuloz (meyve şekeri % 40) bundan başka balın % 17 ‘si su geri kalan % 7'lik bölümü ise demir, sodyum, sülfür, magnezyum, fosfor, polen, manganez, alüminyum, gümüş, albumin, dekstril, nitrojen, protein ve asitlerden oluşur Balın kalitesini ise bu % 7'lik karışım belirler

Ayrıca bal içerisinde onbeş şeker tespit edilmiş olup bunlardan bazıları şunlardır: fruktoz, glikoz, sakkaroz, maltoz, izamaltoz, erloz, kestoz, melezitz ve rafinozdur Genel olarak fruktoz şekeri diğerlerinden farklıdır

Balı bildiğimiz şekerden ayıran çok önemli bir fark vardır Şeker ancak sindirim sisteminde değişime uğradıktan sonra kana karışırken bal sindirime gerek olmadan çok süratli bir şekilde kana karışır Dolayısıyla bal insan vücudunun en yüksek derecede ve en hızlı biçimde faydalanacağı şekilde tasarlanmış bir gıdadır Ilık su ile karıştırılan balın birkaç dakika içinde vücuda enerji verdiği tespit edilmiştir

Balın içinde minerallerin, şekerlerin ve birçok vitaminin yanısıra az miktarda bir takım hormonlar, çinko, bakır ve iyot da vardır

Balın Fiziksel Özellikleri

Bal higroskopik bir madde olup havadan nem alma özelliğine sahiptir Havada %58 rutubet olduğu zaman balda su miktarı %17,4 civarında olur
Viskozite; akıcılığa karşı koyma özelliğini ifade eder Buna "balın bünyesi" de denir Ağır bünyeli bir balın akıcılığı yavaş yani viskozitesi yüksek olur Viskozite balın içerisindeki su miktarıyla yakından ilgilidir

Balın özgül ağırlığı içerisindeki su miktarı ve sıcaklığa göre değişmektedir 200°C de balın özgül ağırlığı 14225 bulunmuştur

Kırılma Sayısı; refraktometre ile ölçülür Sıcaklık önemli rol oynadığından bu işlemde 20°C de yapılır ve balın içindeki su miktarı tayin edilmektedir
Renk; balın bir optik özelliği olan renk değişiklik gösterir Bal renksiz durumdan koyu kırmızıya kadar değişebilir


Balın Bileşimi

Genel olarak balların toplandığı değişik bitki kaynaklarına göre farklı aroma, tat, renk, yoğunluk ve kristalize sahip oldukları tespit edilmiştir Aynı şekilde ballarda akıcılık kimyasal bileşimi, şekerler, rutubet, enzimler, vitaminler, asitler, kollaidal maddeler ve bileşimi bilinmeyen maddeler bakımından değişik oldukları bildirilmişlerdir

Baldaki asitler

Uzun yıllar bal içerisinde sadece formik asit bulunduğu fakat analiz metotları geliştirilince asetik, buturik, sitrik, kaproik, laktik, formik, malik, okzalik, suksiniletannik, tartari ve velarikasidlerin varlığı tespit edilmiştir Balın pH'sı 3,29-4,87 arasında değişmektedir

Baldaki enzimler

Çeşitli araştırıcılar balda diyastaz veya amilaz, nikotin, invertaz, katalaz, oksidaz, fosfataz enzimlerini bulmuşlardır Bu enzimlerin bir kısmı bitkiden gelmekte bir kısmı ise arının başındaki bezlerden salgılamaktadır

Baldaki vitaminler

Eskiden bal içerisinde vitamin olmadığı veya çok az olduğu kanaati hakimdi fakat kimyasal ve biyolojik araştırma metodları geliştirildikten sonra bal içerisinde çeşitli miktarda, tiamin, riboflavin, askorbik asit, pirisdoksin, pantotenik asit, niasin ve az miktarda biotin, folik asit tespit edilmiştir

Baldaki minareller

Bal içerisindeki minarellerin miktarı %0,02 ile %1,0 civarındadır Bu minareller Potasyum, klor, kükürt, kalsiyum, sodyum, fosfor, magnezyum, silis, demir, mangan ve bakır’dır Bunlar içerisinde potasyum, kalsiyum ve fosfor fazla bulunmaktadır

Baldaki proteinler

Çeşitli araştırmacılar bal içerisinde az miktarda albuminoidlerin ve protein yapı taşları durumunda olan amino asitlerin olduğunu tespit etmişlerdir

Tedavide Kullanım Alanları

Bal en az 3000 seneden beri bir çok rahatsızlığın tedavisinde kullanılmıştır Yakın zamanda yapılan bilimsel araştırmalar balın mucizevi etkilerini göz önüne sermektedir Balın antiseptik/antimikrobiyal, osmotik, hidrojen peroksit ve asiditesine bağlı çok çeşitli iyileştirici etkileri olduğu saptanmıştır

Bal temel olarak iki monosakaritin yoğunlaşmış bir karışımıdır Bu karışımda su etkisi az olduğu için yani su moleküllerinin çoğunluğu monosakaritlere bağlı oldukları için mikroorganizmaların hayatta kalmasını sağlayacak nemden ve sudan yoksundur Böylellikle balda hiçbir mikroorganizma canlı kalamaz Bunun içindir ki bal, asırlardır yanık, yara ve deri ülserlerini iyileştirmek için kullanılmıştır

Balın yüksek şeker oranı, hipertonisitesini arrtırdığı için etrafındaki bakterilerin suyunu hipertonik alana çekip bakteri hücrelerinin büzüşmesini sağlar Bir antiseptik olarak balın metisilin dayanıklı Staphylococcus aureus (MRSA) gibi dirençli bakterilere karşı etkili olabileceğini savunan araştırmalar mevcuttur Bal içindeki hidrojen peroksit, tıbbi olarak kullanılan hidrojen peroksite üstündür Balın içindeki hidrojen peroksit faal hale sulandırma sonucunda gelir Yani, bal yara üzerine sürüldüğünde hidrojen peroksit yavaşca vücut sıvıları tarafından sulandırılarak etkili hale geçer Hem yavaş olarak etkinlik kazanması hemde tıbbi hidrojen peroksitten daha düşük bir yoğunlukta bulunması balın mikropları öldürüp vücudun hücrelerinin zarar görmemesini sağlar

Bal pH'ı 32 ve 45 arasında olduğu icin enfeksiyondan sorumlu bakterilerin çoğalmasını önler Bal içinde bir çok polifenol yani doğal antioksidan olarak işlev gören madde barındırdığı için uzun dönem tüketimi sonucu kanseri önlediği bildirilmiştir Ayrıca, içindeki demir vücuttaki zaralı oksijen radikallerini zararsız hale getirir Araştırmalara göre bal aynı zamanda bağırsaklardaki probiyotik bakteri florasını çoğaltabildiği için bağışıklık sistemini güçlendirdiği gibi kolesterolü düşürmekle beraber sindirimi kolaylaştırır ve kolon kanserini önlemede etkilidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Bal

Eski 03-09-2008   #2
inci_tanesi
Varsayılan

Cevap : Bal



bilgi içn teşekkürler [KAPLAN]
__________________

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.