Rum Elçisi |
03-02-2008 | #1 |
Equinox
|
Rum Elçisi"Rum elçisi, Medine-i Münevvere'ye siyasi bir görüşme için gelir Halife Hz Ömer'in sarayını sorar Sorduğu kimseler: "Halife'nin köşkü yoktur Onun parlak bir gönül sarayı vardır Kendisinin dünyaya aid yalnız, fakirlerin ve gariblerin barındığı gibi bir kulübesi vardır" derler Rum elçisinin bu sözler üzerine dehşeti ve hayreti artar Yükünü, atını, hediyelerini başıboş bırakır Hz Ömer Farûk' aramaya koyulur Her tarafta Halife'yi sorar Hayretle kendi kendine: "Demek dünyada böyle bir hükümdar var ki, aynı rûh gibi, etrafın nazarından gizli kalıyor!" diye mırıldanır Halife'ye ram olmak için, O'nu aramaya devam eder Bir Arap kadın: "İşte senin aradığın Halife, şu hurma ağacının altındadır! Herkes yatakta, döşekte yatarken; O, bunların zıddı olan kumların üzerindedir! Git de, hurma ağacının gölgesinde yatan zıll-i ilahi'yi (Hakk'ın gölgesini) gör!" der Uyumakta olan Hz Ömer'den elçiye heybet ve ruhuna hoş bir hal gelir Elçi, muhabbet ve heybet, birbirinin zıddı iki haslet olduğu halde, bu tezadın kendi ruhunda nasıl birleştiğine hayret eder Kendi kendine; "Ben imparator görmüş ve onların nezdinde takdir toplamış bir kimseyim! Onlarda hiçbir heybet görmediğim halde, bu kişinin heybet ve muhabbeti şuûrumu izale etti" "Bu Halife, silahsız, müdafaasız yerde yatıyor ve uyuyor Ben ise, karşısında bütün bedenim ile titriyorum! Bu hal nedir? Bu hal neyin nesidir? Demek ki bu heybet, Hakk'ındır Şu aba giyen kimsenin değildir!" der Rum elçisi, böyle ruhi ihtilaçlar (çalkantılar) yaşarken, Hz Ömer (ra) uykudan uyanır Rum elçisi, Hz Ömer'e ta'zim ile selam verir Halife selam mukabele eder Ondan sonra yüreği oynamış elçiyi can sarayına alır; huzura kavuşturur Virane olmuş gönlünü tamir eder Ona, ince, derin, esrarlı sözler söyler Elçi, hal ve makam müşahede eder Hz Ömer'e ağyâr (yabancı) suretinde gelen elçi, yar olur Bu sohbetin neşvesiyle kendinden geçer Hatırında ne elçilik, ne de bir haber verip almak kalır
__________________
|
|