gülgüzeli
|
Kur'an da Baba Evlat Diyalogları..
Kur’an-ı Kerim; Allah Teâlâ tarafından insanlara gönderilen son mukaddes kitap… Kur’an-ı Kerim; son peygamber Hz Muhammed (s a v )’in kıyamete dek yaşayacak en büyük mucizesi… Kur’an-ı Kerim; insanın ve tüm insanlık âleminin hidayet rehberi… Aslında onu tanımlamak, tarif etmeye çalışmak bile, bir değil, birkaç makale konusu olacak kadar büyük bir çaba gerektiriyor Lâkin sadece bir tek bakış açısıyla bakmak bile, bizlere pek çok kapı aralıyor dersek, mübalağa etmiş olmayız Bu bağlamda, Kur’an-ı Kerim’in, diğer birçok özelliği yanında, geçmiş ümmetlerden örnekler vererek öğüt ve ibret almamızı sağlayan, bize canlı modeller sunan özelliğine değinmek ve bu çerçevede, onun baba-evlat ilişkilerinde nasıl bir model sunduğuna tahsis etmek istiyoruz bu makaleyi…
Babaların Evlatlarına Hitap Şekli
Eğitimciler, ebeveyn-çocuk ilişkilerinde annenin, çocuğun büyütülüp yetiştirilmesi hususunda son derece önem taşıdığını söylerken, babanın da; kız olsun erkek olsun, çocuk eğitimi için önemine vurgu yaparlar Hatta onlar içinde, meselenin önemine dikkat çekmek maksadıyla, dilimize “Baba Gibi Yâr Olmaz” adıyla çevrilen eserler yazanlar bile vardır Burada amaç, eğitim-öğretimde başarılı olmak için, kız olsun erkek olsun babanın şefkat ve ilgisine son derece muhtaç olduğunu vurgulamaktır Bu genel kabulden yola çıkarak, acaba, “Kur’an’da bize sunulan modellerde, babanın evladına hitap şekli nasıldır? Hangi ifadelerle babalar evlatlarına hitap etmektedirler?” sorularına cevap aramak istiyoruz
Kur’an-ı Kerim’de örnek olarak sunulan şahsiyetlerin başında peygamberler gelir Onlar, Allah tarafından seçilen, yaşantıları vahyin kontrolünde olan ve insanlık âlemine miras bırakabilecekleri güzellikte bir hayat yaşayan kimselerdir Bu bakımdan öncelikle, onların bize sundukları örneklere başvurmalıyız
Her bir peygamber, aynı zamanda babadır Baba olarak evladına nasihatleri, öğütleri, uyarıları vardır Bunlar, bazen ikili konuşmalar, bazen de sadece babanın diliyle tüm insanlığa verilen öğütler biçiminde yansıtılır bizlere… Gelin, örnekleri aktarmaya başlayarak konuyu incelemeye çalışalım
İlk örneğimiz, tüm çabasına rağmen toplumuna söz geçiremeyen ve sonrasında ceza olarak yaşanan tufanda kendi öz evladını kurtarma çabasında olan bir peygamberin, Hz Nuh’un çağrısıdır:
“Gemi dağlar gibi dalgalar içinde onları götürürken, Nuh bir kenarda kalmış oğluna, “Ey oğulcuğum!… Gel bizimle sen de gemiye bin İnkârcılarla beraber olma ” diye seslendi ” (Hûd, 11/42)
Oğlu İsmail, kendisinin yanısıra yürüyebilecek bir yaşa ulaşınca babası (Hz İbrahim) şöyle dedi: “Oğulcuğum! Rüyamda seni boğazladığımı görüyorum Bir düşün, ne dersin bu işe…” (Saffat, 37/102)
Yakub oğlu Yusuf’a şöyle dedi: “Oğulcuğum! Rüyanı kardeşlerine sakın anlatma Yoksa sana tuzak kurarlar ” (Yusuf, 12/5)
Lokman oğluna öğüt vererek, “Ey oğulcuğum! Allah’a eş koşma Doğrusu şirk büyük bir zulümdür ” demişti Ey oğulcuğum! İşlediğin bir hardal tanesi de olsa ve bir kayanın içinde veya göklerde ya da yerin derinliklerinde bulunsa, Allah onu getirip ortaya kor Doğrusu Allah Latif’tir, her şeyden haberdardır Ey oğulcuğum! Namazını kıl, iyiliği emredip kötülükten sakındır Başına gelenlere sabret Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir ” (Lokman, 31/13-17)
Yukarıdaki ayetlerde, baba-evlat arasındaki hitap tarzının hepsinde bir şey dikkat çekicidir Bu ayetlerde daima “Yâ Büneyye!” kelimesi kullanılmıştır Bunun dilimizdeki karşılığı ise, “Ey oğulcuğum/Yavrucuğum” demektir Ayetlerde yer alan bu ortak ifadede, baba-evlat ilişkilerinde olması gereken sevgi ve şefkat ortamına dikkat çekildiğini söyleyebiliriz
Evlatların Babalarına Hitap Şekli
Babanın evladına hitap tarzı ile ilgili âyetler böyle iken, acaba evladın babaya hitabı konusunda nasıl bir telkin söz konusudur? Bu mevzuda da Kur’an-ı Kerim bize ışık tutmaktadır
Yine ilk örneğimiz, Ebu’l-Enbiya (Peygamberlerin Babası) olarak bilinen Hz İbrahim olacaktır:
“Kitap’ta İbrahim’i de an Zira o, sıdkı bütün bir peygamberdi Bir zaman babasına dedi ki: ‘Babacığım! Duymayan, görmeyen ve sana hiçbir fayda sağlamayan bir şeye niçin kulluk edersin?
Babacığım! Gerçek şu ki, sana verilmeyen bir ilim bana verildi Öyle ise sen de bana uy ki, seni doğru yola ulaştırayım
Babacığım! Şeytana kulluk etme Çünkü şeytan çok merhametli olan Allah’a âsi oldu
Babacığım! Allah tarafından sana bir azap dokunup da şeytanın yakını olmandan korkuyorum ” (Meryem, 19/41-45)
Bu âyetlerde Hz İbrahim’in, kendisine “İbrahim!” diye adıyla ve sert bir üslupla hitap eden babasına karşı (bazı bilginler Azer isimli bu şahsın onun babası değil, kendisini büyütüp yetiştiren amcası olduğunu ifade ederler) her defasında “Babacığım” anlamına gelen “Yâ Ebetî!” kelimesini kullanarak hitap ettiğini görmekteyiz Ayetler bize, Azer’in Allah’a inanmayan bir kişi olmasına rağmen, Hz İbrahim’in ona karşı saygıyı elden bırakmadığı ve şefkat yüklü ifadelerle yaklaşmaya çalıştığını göstermektedir
Bir diğer örneğimiz, önceki satırlarda kendisinden bahsettiğimiz Hz İsmail’dir O da babası Hz İbrahim’in “Oğulcuğum! Rüyamda seni boğazladığımı görüyorum Bir düşün, ne dersin bu işe…” ifadesine karşılık şöyle cevap vermişti “Babacığım! Emrolunduğun şeyi yerine getir İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın ” (Saffat, 37/102)
“Kıssaların en güzeli olarak nitelendirilen Yusuf kıssasında da Hz Yusuf, yine aynı ifade ile babasına hitap etmiş ve şöyle demişti: “Babacığım! Ben (rüyamda) on bir yıldızla güneşi ve ayı bana secde ediyorlarken gördüm ” (Yusuf, 12/4)
Yıllar sonra birbirlerine kavuştukları zaman da yine aynı tarzda hitap edecekti…
“Yusuf ana-babasını tahtına çıkarıp oturttu Kardeşleri de ona hürmeten secdeye kapandılar Bunun üzerine Yusuf şöyle dedi: “Babacığım! İşte bu daha önce gördüğüm rüyanın yorumudur ” (Yusuf/100)
Son örneğimiz ise yine bir peygamber olan Hz Şuayb’ın kızıdır Onun da babasına, “Babacığım!” diye hitap ettiğini görmekteyiz (Kasas, 28/28)
Şüphesiz bütün bu örnekler, müminlere “ibret almaları”, kıssadan hisse çıkarmaları ve onlar gibi olmaya çalışmaları için Allah Teâlâ tarafından farklı sûrelere serpiştirilerek verilmiştir Baba-evlat arasındaki bu saygı, sevgi, nezaket ve şefkat dolu ifadelere, Hz Yahya ve Hz İsa örneklerini de eklemek mümkündür Çünkü ilgili ayetlerde, bu iki peygamberden “ebeveynine karşı saygıları” vurgulanarak bahsedilmektedir (Bkz Meryem, 19/14,32)
Sonuç olarak, eğitimcileri kendine hayran bırakan nice özelliği yanında, Kur’an-ı Kerim, baba-evlat ilişkileri konusunda da son derece edebî ve son derece terbiyevî üslup örgüsü içinde, müminlere bu konuda da orijinal örnekler sunmakta ve onlara yol göstermektedir Tıpkı her hususta elimizden tutup bizi karanlıklardan aydınlığa çıkardığı gibi…
_________________
__________________
|