Filografi - Çiviyle Telin Aşkı |
01-05-2008 | #1 |
mate
|
Filografi - Çiviyle Telin AşkıFilografi Nedir? Filografi ahşap bir zemin üzerine çakılmış çiviler arasından teller geçirilerek belli örgü teknikleri kullanılarak çeşitli desenler meydan getirilmesi sanatıdır Bu sanat Orta Doğu'da doğmuş batıya ve uzak doğuya yayılmıştır Ülkemizde pek tanımayan bu sanat, zorluğu, sabır gerektirmesi nedeni ile az uygulanmakta olup bütün dünyada unutulmak üzeredir Günümüzde bu sanatın ustalarından biri olan Saim Devrilmez bu sanatın ruh dinlendirici olması ve olumlu psikolojik etkilerinden dolayı Amerika'da evlerde de verildiğini söylüyor Nasıl Yapılıyor? Filografi sanatçısı önce kafasında bazı motifler tasarlıyor Daha sonra bu motifleri oluşturmak için tahta panolar üzerine bildiğimiz çivilerini belli bir düzene göre çakıyor Bu çiviler boyanıp verniklendikten sonra, çivilerin arasından çeşitli renklerde iplikler sıkıca geçirilerek önceden tasarlanmış motifler ortaya çıkarılıyor Ancak bu iplik geçirme de bir ustalık gerektiriyor Öyle rasgele bütün çivilerden aynı şekilde iplikleri geçirirseniz hiçbir şey elde edemiyorsunuz Ayrıca bu ipliklerin hem sağlam hem kolay temizlenebilir olması ve hem de temizleme esnasında renklerinin solmaması gerekiyor Gerek tahta panonun ve gerekse kullanılacak ipliklerin rengi önceden sanatçı tarafından tasarlanıyor Seçilen renklerin hem birbirine uyumlu olması hem de motifi ortaya çıkaracak şekilde olması gerekiyor Yani ne renkler birbiri arasında boğulacak ne de çok fazla zıt renkler kullanılarak insan gözü rahatsız edilecek Burada bütün iş sanatçının yaratıcı yeteneğine ve ustalığına kalıyor Ne işe yarıyor? Panolar evlerde, işyerlerinde dekoratif amaçlarla kullanılıyor Para ile de satılıyor ama bu işin hareket noktası hobi olması O kadar titiz çalışmak gerekiyor ki, verilen emek göz önüne alınırsa maddi kazanç içen yapılamayacak bir sanat Konya ve Anadolu'da Filografi (Çiviyle Telin Aşkı) Fahri ÖZPARLAK Çivi ve tel İsimleri soğuk ancak ikisinin maharetli ellerde şekillenen ve adı sanat olan evliliğinden doğan, hayret verici güzellikteki çocuk; filografi 38 yıllık can yoldaşı Saim Devrilmez feryat ediyor: "Varlığını bilen yok, filografi ölüyor" Çivilerin arasından tellerin geçirilmesi ile objelere estetik görününüm kazandırılması işlemi olarak tanımlanan filografide, belli örgü teknikleri kullanılarak hat yazıları, simetrik desenler, amblemler, çiçekler ve çizgi film karakterleri panolar haline getirilebiliyor Çıkış yeri Ortadoğu olarak bilinen sanat, tüm dünyada yapılıyor Ancak Türkiye'de bazı okullardaki dersler ile hapishanelerdeki ufak çaplı çalışmalar dışında ne bir eğitim ne de bir üretim alanı var 38 yıldır filografi ile uğraşan Saim Devrilmez, bu alanda Türkiye'de sergi açmış ilk ve tek isim Son 5 yıldır da hat yazılarını panolarına taşıyor Şimdi onun yetiştirdiği sanatçılar yavaş yavaş sergiler açıyor Ülkemizde Filografi Eğitimi Verilmiyor TEK'ten emekli bir elektrikçi olan Saim Devrilmez, bu sanata hobi olarak başlamış ve konu hakkında hiçbir eğitim almamış "Zaten ülkemizde bu alanda eğitim veren bir yer yok, yıllarca kendi kendimi geliştirdim, ilk yaptığım eser bir İngiliz katalogunda gördüğüm kraliçe Elizabeth'in tacıydı" diyor 150 yıllık Üsküdarlı olduklarını ifade eden Saim Devrilmez, ilk sergisini de burada açmış zaten Ayrıca İstanbul dışında Antalya ve Bursa' da da sergi çalışmaları olmuş Emekten Başka Masrafı Yok Şu anda evinin bir odasında, 25 bin çivilik Yusuf Suresi 101 ayeti üzerinde çalışan Devrilmez, 4 aydır bu çalışma ile ilgileniyor Ve bu çalışmanın bitmesi için en az 2 ay daha olduğunu söylüyor "Malzemesi, hiçbir sanat dalının olmadığı kadar ucuz ancak işçiliği korkunç sabır gerektiriyor Günde 2-3 saatten fazla çalışmak mümkün değil Kısacası emekten başka masrafı yok bu işin" diye konuşan Devrilmez'e, filografi için gerekli malzemeleri soruyoruz Sunta, bez, tel ya da naylon ip, ucu kıvrılmış tığ, çivi diye sıralıyor Nasıl yapıldığını gösterdiğinde ise hayretler içinde kalıyoruz istenilen model, fotokopi ile büyütüldükten sonra kadife ya da deri olarak seçilen yüzeye konuyor ve çiviler çakılıyor, çiviler paslanmaması için yaldızlanıyor Ardından altta kalan model kağıdı, iğne ile temizleniyor Teller önce dolgu, sonra istenilen şekilde çivilerin arasından geçiriliyor Ve öyle bir ahenk yakalıyor ki ortaya çıkan sonuca inanamıyorsunuz Peki bu sanatla neler taşınabilir panolara diye soruyoruz, cevabı kısa oluyor: "Siluet hariç her şey" Filografi Bir Tanınsa Yaptığı eserlerin çoğunu hediye ettiğini anlatan sanatçı, zihnindeki filografi ile ilgili projelerinden şöyle bahsediyor: "Fakir muhitlerde, iş alanı olmayan insanlara bu sanatı öğreterek üretime geçmelerini sağlayabiliriz Deprem bölgeleri için de aynı şeyi düşündüm Hem ruh dinlendirici etkisi var, hem de bol kazanç sağlanabilir ama ön ayak olan kimse yok, çünkü kimse filografiyi tanımıyor Bu sanat, turistlerin çok ilgisini çekiyor İhracata da girilebilir ki Japonya bu işi yapıyor" Öğrencilerinden de sattığı panolarla, sakatlara tekerlekli iskemle alan ve eğitime destek sağlayanların olduğunu ifade eden Devrilmez, asla sipariş üzerine çalışma yapmıyor Bunun bir gönül işi olduğunu söylüyor Devrilmez'in ideali, son 5 yıldır panolarına taşıdığı hat yazısıyla, Yunus gibi büyük ustaların sözlerini Türkçe olarak bu sanatla buluşturmak Yabancılar Daha İlgili "Bu sanat benimle mezara gitmesin diye 2 yıl önce insanlarla paylaşmaya başladım" diyen Devrilmez, şu anda Üsküdar Kültür Merkezi'nde 2 aylık periyotlar halinde düzenlenen filografi dersleri veriyor Yurtdışından da öğrencileri olduğunu ve hala görüştüklerini söyleyen sanatçı, yabancıların bu konuya daha ilgili olduklarını, bir Rus öğrencisinin bir haftada filografi sanatını öğrendiğine dikkat çekiyor ABD'de, psikolojik tedavi sağladığı için evlere verildiğini söyleyen Devrilmez, filografinin ruh dinlendirici etkisini de ortaya koyuyor "Malzemesi, hiçbir sanat dalının olmadığı kadar ucuz ancak işçiliği korkunç sabır gerektiriyor Günde 2-3 saatten fazla çalışmak mümkün değil Kısacası emekten başka masrafı yok bu işin" BU BENİM İŞTE Bir hayat arabasına Koştular genç yaşımda Ana, baba Çoluk, çocuk Kardeş, akraba Dünya meşakkatiyle Çektirdiler bana Seneler sonra Dönüp baktım dostlara Heyhat ne yazık ki Bomboş bir araba O zaman anladım ki Koskoca bir ömrün Boşa geçtiğini Yalnız geldik Yalnız gidiyoruz Kalan sadece bomboş bir araba KAYNAKÇA: Devrilmez Saim, Tan Işılay, Dilek Can, İmsek El Sanatları, Sayı 1, İstanbul 2005 |
|