Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Yarının Büyükleri > Miniklere Masallar

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları

Ağlayan Ağaç - Serdar Yıldırım

Eski 2 Hafta Önce   #1
Mountain
Varsayılan

Ağlayan Ağaç - Serdar Yıldırım



AĞLAYAN AĞAÇ
Bir bahçenin ortasındaydı, her zaman neşeliydi, güler yüzlüydü Bahçedeki ağaçlara kendi uydurduğu masalları anlatırdı Böylece aradan uzun yıllar geçti Eski evler yıkılıp apartmanlar yapılmaya başladı Bahçe asfalt yol oldu, ne dut ağacı kaldı, ne erik, ne armut ağacı Hepsi birer birer kesildi Sadece çınar ağacı kaldı, kabak gibi, yol ortasında Ara sokaktı orası tek-tük araba geçerdi ama huzursuzdu çınar ağacı Dostu yoktu, arkadaşı yoktu, masal anlatsa dinleyeni yoktu

Günlerden bir gün minik kuş dalları arasına yuva yapınca keyiflendi ağlayan ağaç Minik kuşa bol bol masal anlattı, minik kuş da hep dinledi ve öyle bir an geldi ki, minik kuş da masal anlatmaya başladı Minik kuşun uydurduğu masalları dinleyen ağlayan ağaç, ondan hiç ayrılmamayı diledi Kargalar rahat vermediler minik kuşa, gelip gidip rahatsız ettiler, yuvasını bozdular Ağlayan ağacın, sen onlara aldırma, bu işi bana bırak, demesi boşuna oldu Çekip gidince minik kuş, ağlayan ağaç yine yalnız kaldı Ama o bu defa bir şeylere karşı çıkacak ve ağlamayı bırakıp gülmeye bakacaktı Gülmek içinse tek yol yürüyüp gitmekti Önce topraktan kurtulacaktı Toprak onu tutuyordu, yürümesini engelliyordu Toprakla tüm ilişkisini kesti Bunun üzerine toprak küsünce ağlayan ağaç rahatladı Köklerini bir araya toplayıp bir gece onları sabaha kadar yoğurdu ve şekil verdi Artık iki ayağı vardı ve güçlü iki ayak, onu minik kuşuna kavuşturabilirdi

Bir gece, ağlayan ağaç yola çıktı Tenha sokaklarda olabildiğince ses çıkarmamaya özen gösterdi ama fark edildi Fark eden 180 bilemedin 190 boyundaki bir insandı; sen 190 boyundaki insan olsan yorgun-argın evine dönerken önüne yedi katlı apartman boyunda bir çınar ağacı çıksa ne yapardın? Sonunda ağlayan ağaç minik kuşuna kavuştu Minik kuş ağlayan ağacın geldiğini görünce yuvasını kurduğu ceviz ağacından havalanıp ağlayan ağacın bir dalına kondu, sonra hop bu dala, hop şu dala Sevincinden yerinde duramadı Onlar, sabaha kadar tam on saat çene patlattılar Ağlayan ağaç anlatıyor, minik kuş dinliyor; minik kuş anlatıyor, ağlayan ağaç dinliyordu Garanti dedikodu yapıyorlar diye düşünüyorsunuz değil mi? Hayır, onlar dedikodu değil, felsefe yapıyorlardı Felsefe yapmak bambaşka bir şeydi: Önce kötü düşünceler bir yana bırakılırdı Hep iyiyi düşünecektin Uzayı anlat, gezegenleri anlat, yakına gel dünyayı anlat, dünyanın geçmişini, bugününü, geleceğini anlat İstersen hedef küçült bir çiçeği anlat, çiçek nasıl özümleme yapar, bunun sebebi nedir, özümleme yapamayan bir çiçek ne olur, çiçekler neden geceleri karbondioksit gazı salarlar, oksijen canlılara yaşam sunar da karbondioksit neden zararlıdır? İnanın böyle binlerce konu varken, konudan konuya atlamak varken, bir yerde bir şeylere ulaşmak varken, felsefe yapmak varken, hep iyiye ulaşmak varkenBırakın artık şu dedikoduyu

SON

Yazan: Serdar Yıldırım

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.