Hazine Bulan Fakir Çoban | 
     
| 
	
			
			 | 
		#1 | 
| 
			
 
Mountain
 
		
	
		
	
	 | 
	
	
	
	
		
		
			
			Hazine Bulan Fakir ÇobanKöyün birinde fakir bir çoban yaşarmış   Güzel bir karısı ve küçük bir oğlu varmış  Karınca kararınca geçinip giderlermiş  Yalan demedikçe, haram yemedikçe, komşularına, karısına, oğluna iyi davrandıkça, onların kalplerini kırmadıkça, çobanın koyunları gün geçtikçe artmış  Önceleri elli olan koyunlar zamanla dört yüze ulaşmış  Fakir çoban köyün orta hallilerinden sayılmaya, itibar görmeye başlamış  Fakir çoban on yaşında annesini, on sekiz yaşında da babasını kaybedince kimsesiz kalmış   Babasından kalan elli koyunu gütmeye başladığı ilk günlerde, koyunların otladığı meranın yakınındaki bir mağaraya gider ve Allah’a dua edermiş, bu fakirlikten kurtulup zengin olayım diye  Fakir çoban dua etmeye başladığından beri, Allah, onun dualarını duyarmış  Sağ ve solunda duran iki meleğine, şu çobanı izleyin, ona yardım edin  Kimseye zararı dokunmayan, borcunu ödeyen, yalan söylemeyen, kırıcı olmayan ve iyi davranışlar içinde olan herkesin edeceği duayı kabul ederim, demiş  Allah’ın bu sözleri üzerine, iki melek çobanı izlemeye başlamış  Çoban iyi davranışlar içinde bulundukça, sevap kazandıkça koyunları artmış ve dört yüz tane olmuş  Günlerden bir gün, çoban mağarada dua ederken, üstüne oturduğu taşın kımıldadığını fark etmiş   Taşı kaldırıp, altındaki oyuğu kazınca bir hazine sandığı bulmuş  Meğerse bu mağara eskiden korsanların barınak olarak kullandıkları bir yermiş  Çoban köydekilere, karısına, çocuğuna bir şey söylememiş ve hazineden altınları, elmasları cebine doldurup şehre gitmiş  Orada bir ev almış ve o eve yerleşmiş  Bir yıla kalmadan kendine saray gibi kocaman bir malikâne yaptırmış ve uşaklar tutup, burada yaşamaya başlamış  Çoban kısa süre içinde üç genç kızla evlenmiş ve kırk tane cariye satın almış  Pek çok silahlı adamı olmuş  Karısı ile oğlunu hiç arayıp sormuyor, ara sıra mağaraya gidip altın alıyormuş  Karısı ve oğlu, dört yüz koyunu otlatıyormuş ve geçimlerini oradan sağlıyormuş  Çobanın karısı ile oğlu dağda koyun güderken, yerde yatan yaralı bir dişi kurt görmüşler   Kadın dişi kurdun kanayan bacağını temizleyip, güzelce sarmış  Bu arada kadın dişi kurdun karnının şişliğinden dolayı yakında yavrulayacak olduğunu anlamış  Günler sonra iyileşen dişi kurt kadınla çocuğun yanından ayrılmamış  Zamanla dişi kurt yavrulamış  Kurtlar çoğalmışlar  Kadınla ve çocukla her an içli-dışlı olan ve eğitilen dişi kurt, eğitimcilerinin ne dediklerini anlamaya ve aralarında geçen konuşmaları çözmeye başlamış  Kadın oğluyla yaptığı konuşmalarda, kocasının üzerine üç genç kızla evlenmesine, cariyeler satın almasına ve kendisiyle oğlunu hiç aramamasına çok kızıyormuş  Günlerden bir gün, malikânenin bahçesinde çobanın kurtlar tarafından parçalanmış cesedi bulunmuş   Çobanın karısı ve oğlu, malikâneyi ve malikânede bulunan altınları ve elmasları istememişler  Azda karar vermeyip çok isteyen, çoğu bulunca, daha çok, daha çok isteyen insanlar hep bir bela ile karşılaşmışlardır  Ailesine, çoluk çocuğuna iyi davranmayan, onları terk eden insanların başına mutlaka bir bela gelmiştir  İnsanoğlunun nedense gözü doymaz  Doymayan göz gönlü aç bırakır  Aç olan gönül beyni soğutur  Soğuyan beynin ürettiği fikirler, düşünceler buz keser, duygusuzdur  Duygusuz bir beyinse şimşekleri üzerine çekip bir an önce toprak altına girmek ister  SON  | 
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
| 
		 |