Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Ekonomi / İktisat / İşletme

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
2015, dikkat, girmeden, konulara, mensupları, meslek, ortakları, yılına, yöneticileri, şirket

Meslek Mensupları ,şirket Ortakları,şirket Yöneticileri 2015 Yılına Girmeden önce Bu Konulara Dikkat...

Eski 12-12-2014   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Meslek Mensupları ,şirket Ortakları,şirket Yöneticileri 2015 Yılına Girmeden önce Bu Konulara Dikkat...



MESLEK MENSUPLARI, ŞİRKET ORTAKLARI, ŞİRKET YÖNETİCİLERİ 2015 YILINA GİRMEDEN ÖNCE BU KONULARA DİKKAT!…




1-) ANONİM ŞİRKETLERDE ORTAKLARIN ŞİRKETE BORÇLANMA YASAĞI:






Ortaklar, sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikçe ve şirketin serbest yedek akçelerle (1) birlikte kârı, geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanamaz (TTKMd 358/1)
358 Maddenin gerekçesine göre; hükümle, pay sahiplerinin şirkete karşı borçlanmalarının yani, sermaye taahhüdü dahil, birçok iş ve işlemde şirket kasasını kullanmalarının, kişisel harcamalarını bu kanaldan yapmalarının, şirketten para çekmelerinin engellenmesi amaçlanmıştır
Pay sahipleri diğer işletmeleri dolayısıyla şirketle iş yapabilir ve şirketin her müşterisi gibi vadeli, konsinye veya benzeri yöntemlerle şirketten mal alabilirler Ancak, pay sahipleri, şirketle iş yapan diğer kişilerle aynı şartlara tabidir Yani, şirketin, pay sahiplerine, diğer müşterilere uygulananlardan daha yumuşak şartlar tanıması hükme aykırı olurmuhasebedoktorucom
Madde metni ve gerekçesine göre anonim şirket ortaklarının şirkete borçlanabilmeleri için;
a) Ortakların şirkete vadesi gelmiş sermaye taahhüt borcu olmamalıdır,
b) Şirketin “serbest yedek akçeleri” ile kârının toplamı, geçmiş yıl zararlarını karşılamalıdır,
c) Ortaklara, şirketle yapılan ticarette, diğer müşterilerden farklı ve daha yumuşak şartlar (ayrıcalıklar) tanınmamalıdır
Bu şartlar dışında yapılacak olan borçlanma Kanun hükmüne aykırı olur Aykırılık olursa, borçlanan ortaklara değil, ortaklara borç verenlere üçyüz günden az olmamak üzere adli para cezası verilir (2), (TTKMd562/5-b)


2-) AŞ’LERDE ORTAK OLMAYAN YÖNETİM KURULU ÜYELERİ İLE BUNLARIN ORTAK OLMAYAN YAKINLARININ ŞİRKETE BORÇLANMA YASAĞI:



Şirkete ortak olmayan yönetim kurulu üyeleri ile bunların, yine, ortak olmayan yakınları (alt ve üst soyundan biri, ya da eşinin, yahut üçüncü derece dahil, üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarından biri) şirkete nakit borçlanamaz


Şirket, bu kişiler için kefalet, garanti ve teminat veremez, sorumluluk yüklenemez, bunların borçlarını devralamaz Aksi halde, şirkete borçlanılan tutar için, şirket alacaklıları bu kişileri, şirketin yükümlendirildiği tutarda şirket borçları için doğrudan takip edebilir (TTKMd395/2)


TTK’nun 202madde hükmü (hakim şirketin, hakimiyet gücünü bağlı şirketlere karşı hukuka aykırı olarak kullanması) saklı kalmak şartıyla, şirketler topluluğuna dahil şirketler, birbirlerine kefil olabilir ve garanti verebilirler (TTKMd395/3) Maddenin 4fıkrasına göre borçlanma yasağı bankacılık kanununa tabi anonim şirketleri kapsamamaktadır Bunlar hakkında bankacılık kanunundaki özel hükümler uygulanacaktır
395Maddeye aykırı olarak şirkete borçlananlar, üçyüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılırlar (TTKMd562/5-c)


3-) LİMİTED ŞİRKET ORTAKLARININ ŞİRKETE BORÇLANMA YASAĞI:


TTK’nun 644/1-b maddesine göre, Anonim Şirketlerde ortakların şirkete borçlanma yasağı ile ilgili 358madde hükmü aynı zamanda Limited Şirket ortakları için de uygulanacaktır
Limited şirket ortakları, sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikçe ve şirketin serbest yedek akçelerle birlikte kârı, geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanamaz (TTK Md644/1-b, Md358)


358Maddeye aykırı olarak limited şirket ortaklarına borç verenler, Üçyüz Günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılırlar (TTKMd562/5-b)



4-) LİMİTED ŞİRKETLERDE ORTAK OLMAYAN MÜDÜRLER İLE BUNLARIN ORTAK OLMAYAN YAKINLARININ ŞİRKETE BORÇLANMA YASAĞI:

TTK’nun 644/1-b maddesine göre, Anonim Şirketlerde ortak olmayan yönetim kurulu üyeleri ile bunların ortak olmayan yakınlarının şirkete borçlanma yasağı ile ilgili 395Maddesinin ikinci fıkrasının bir ve ikinci cümlesi limited şirketler için de uygulanacaktır muhasebedrcom
Şirkete ortak olmayan müdürler ile bunların, yine, ortak olmayan yakınları (alt ve üst soyundan biri, ya da eşinin, yahut üçüncü derece dahil, üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarından biri) şirkete nakit borçlanamaz
Şirket, bu kişiler için kefalet, garanti ve teminat veremez, sorumluluk yüklenemez, bunların borçlarını devralamaz (TTK Md644/1-b, Md395/2)
395Maddeye aykırı olarak şirkete borçlananlar, üçyüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılırlar (TTKMd562/5-c)


5-) 2014 YILI ENVANTERİNE DİKKAT:


Her tacir, ticari işletmesinin açılışında, taşınmazlarını, alacaklarını, borçlarını, nakit parasının tutarını ve diğer varlıklarını eksiksiz ve doğru bir şekilde gösteren ve varlıkları ile borçlarının değerlerini teker teker belirten bir envanter çıkarır


Tacir açılıştan sonra her faaliyet döneminin sonunda da böyle bir envanter düzenler (TTKMd66) Envanter ile ilgili 66madde hükmüne aykırı olarak envanter çıkaranlar, idari para cezasıyla cezalandırılırlar (TTKMd562/1-e)
Burada önemli olan nokta, bilançoda yer alan tüm hesapların envanterinin yapılmasıdır Gerekçeye göre her tacir işletmenin açılışında ve her faaliyet yılının sonunda envanter çıkarır Envanter; tamlık, doğruluk yanında varlıkların ve borçların teker teker gösterilmesi, yani kalemlerde toplama, hamur ve mahsup yapmama, konsolide etmeme ilkeleri yanında denetlenebilirlik kuralını da içerir


Envanter, bilanço’dan önce çıkarılmış olmalıdır 2014 yılına ait olarak envanter defterine yazılması gereken varlık ve borçların, bilançonun tamamını kapsamasına dikkat edilmesi ve ayrıntılı bir envanter yapılmasını tavsiye ediyoruz


6-) TİCARİ DEFTERLERE KASITLI OLARAK GERÇEĞE AYKIRI KAYIT YAPILMASI:



Ticari defterlere (pay defteri, yönetim kurulu karar defteri, genel kurul toplantı ve müzakere defteri dahil bkz TTKMd 64/4) kasıtlı olarak gerçeğe aykırı kayıt yapanlar, 1 Yıldan 3 Yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır (TTKMd562/8, 644/1-a)




7-) TAAHHÜT OLUNMAMIŞ VEYA KARŞILIĞI ÖDENMEMİŞ SERMAYENİN, TAAHHÜT EDİLMİŞ VE ÖDENMİŞ GİBİ GÖSTERİLMESİ:


Sermaye, tamamen taahhüt olunmamış veya karşılığı kanun veya esas sözleşme hükümleri gereğince ödenmemişken, taahhüt edilmiş veya ödenmiş gibi gösterenler ile kusurlu olmaları şartıyla, şirket yetkilileri, bu payları üstlenmiş kabul edilirler ve payların karşılıkları ile zararı faiziyle birlikte müteselsilen öderler (TTKMd550/1)
550 madde hükmüne aykırı hareket edenler, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılırlar (TTKMd562/9, 644/1-a)


SERMAYE ÖDEME YETERSİZLİĞİNİN BİLİNMESİ:


Sermaye taahhüdünde bulunanların ödeme yeterliliğinin bulunmadığını bilen ve buna onay verenler, söz konusu borcun ödenmemesinden doğan zarardan sorumludurlar (TTKMd550/2)
550 madde hükmüne aykırı hareket edenler, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılırlar (TTKMd562/9, 644/1-a)


9-) TESCİLİ GEREKEN BİR İŞLEMİ TİCARET SİCİLİNE TESCİL ETTİRMEMEK:



a- Ticaret Sicilinde tescili zorunlu olup da kanuni şekilde ve süresi içinde tescili istenmemiş olan veya tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmamaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımaları ve kamu düzenine aykırı olmaları hususunu haber alan sicil müdürü, ilgilileri, belirleyeceği uygun bir süre içinde kanuni zorunluluklarını yerine getirmeye veya o hususun tescilini gerektiren sebeplerin bulunmadığını ispat etmeye çağırır Sicil müdürünce verilen süre içinde tescil isteminde bulunmayan ve kaçınma sebeplerini de bildirmeyen kişi, sicil müdürünün teklifi üzerine mahallin en büyük mülki amiri tarafından idari para cezasıyla cezalandırılır (TTKMd33/1)



b- Tescil ve kayıt için gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar, idari para cezasıyla cezalandırılır (TTKMd38/1)
__________
(1) Serbest yedek akçeler: Genel Kanuni yedek akçelerin sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşan kısmı ile Kanun ve sözleşme gereği ayrılanlar dışında genel kurulca (herhangi bir amaç hükmüne tabi olmayan yedek akçe) ayrılmasına karar verilen yedek akçelerdir (Bkz 09082012/28379 RGazete’de yayınlanan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı kâr payı avansı dağıtımı hakkında tebliğ)
(2)Adli para cezası: 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nda “Gün Para Cezası” sistemi getirilmiştir Bu sistemde verilecek para cezası önce gün olarak tespit edilir


Tespit edilen gün, failin ekonomik ve fiili şartlarına göre 20 ila 100 TL arasında bir miktarla çarpılarak ödenmesi gereken para cezası hesaplanır Karardan sonra durum infaz için Cumhuriyet Savcılığına gönderilir


(3) Cumhuriyet Savcılığı hükümlünün ikametgah adresine ödeme emri gönderir Tebligat alınmazsa muhtara gider Ceza ödenecekse, tebligatla savcılığa gidilir, savcılık maliyeye bir yazı yazar, bu yazı ile birlikte para maliyeye yatırılır , makbuz savcılığa getirilerek işlem tamamlanır Ceza ödenmez ise, para cezası hapse çevrilir
Hükümlü para cezasını ödediği takdirde serbest bırakılır Yoksa hapis yatar Hükümlü bir süre hapis yattıktan sonra cezayı ödemek isterse, hapis yattığı günler para cezasından mahsup edilir


10-) SERMAYENİN YARISININ KARŞILIKSIZ KALMASI:


Sermayenin kaybı ve borca batık olma durumu TTK’nun 376maddesinde, iflasın ertelenmesi ise 377maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır 376madde, 6762 sayılı eski Türk Ticaret Kanunu’nun 324maddesinin karşılığıdır 324 madde hükümleri bir ölçüde korunmuş ancak, uygulamada sıkça rastlanılan sorunlar dikkate alınarak yeni kurallar öngörülmüş ve 376madde hükmüne yeni hüviyet verilmiştir 376madde hükmü hissedarların, alacaklıların, sermaye piyasası aktörlerinin yatırımlarını ve genel ekonomik menfaatleri korumayı amaçlamaktadır
Son yıllık bilançoda, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve genel kurula, uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar (TTK Md376/1)


Birinci fıkranın gerekçesine göre, “Sermaye” terimi ile bilançoda, sermaye kalemi altında yer alan esas sermaye ve kayıtlı sermaye sisteminde ise çıkarılmış sermaye kastedilmektedir “Kanuni yedek akçe” ise, TTK’nun 519maddesinde düzenlenen ve Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel tebiğine göre 540- Yasal Yedekler Hesabına kaydedilen 1 ve 2Tertip Yasal Yedek Akçelerdir


Birinci fıkraya göre, son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının “zararlar” sonucu karşılıksız kaldığının yani, yitirilmiş bulunduğunun anlaşılması halinde, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırmak ve uygun gördüğü gerekli önlemleri kurula sunmak zorundadır


Bu önlemler, sermaye artırımı, bazı üretim birimlerinin veya bölümlerinin küçültülmesi ya da kapatılması, iştiraklerin satışı, pazarlama sisteminin değiştirilmesi, borçların yeniden yapılandırılması vb olabilir Diğer taraftan TTK’nun 378maddesine göre hisse senetleri borsada işlem gören şirketlerde “Riskin Erken Teşhisi Komitesi” kurulması zorunludur Diğer şirketlerde ise denetçinin (376maddenin tamamında bağımsız denetçi kastedilmektedir) gerekli görmesi halinde kurulmaktadır Bu nedenle önlemler, bu şirketler açısından Riskin Erken Teşhisi Komitesi’nce de zaten daha önceki tarihlerde önerilmiş olabilir


Yönetim kurulu derhal genel kurulu toplantıya çağırmalı, şirketin finansal yönden kötü durumda bulunduğunu anlatmalı, hatta bu konuda bir rapor vermeli ve zararların sebeplerini göstermeli ve tedavi çareleri önermelidir Aksi halde yönetim kurulu sorumlu olur


Söz konusu kayıp, bir ara bilançodan anlaşılmışsa veya Riskin Erken Teşhisi Komitesince verilen raporda belirtilmişse, yönetim kurulu son yıllık bilançoyu beklememelidir Kaybın varlığı halinde birinci fıkra hükmü işletilmelidir Kayıp, aylık hesaplardan anlaşıldığı takdirde, bir ara bilanço çıkarılması da gerekebilir


11-) SERMAYENİN ÜÇTE İKİSİNİN KARŞILIKSIZ KALMASI:



Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhal toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer (TTK Md376/2)


İkinci fıkra gerekçesine göre, son yıllık bilançodan, zararlar sebebiyle sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, yönetim kurulunun çağrısı ile toplanan genel kurul iki karardan birini alabilir


Ya, sermayenin üçte biri ile yetinme yani, sermayenin azaltılıp zararın bünye dışına atılması ya da, tamamlama Bu iki karardan biri alınmazsaanonim şirket sona erer Tamamlamadan kasıt, azaltılan sermaye kadar veya ondan fazla sermaye artırımı yapılması veya bilanço açıklarının hissedarların tamamı tarafından veya bazı hissedarlar tarafından kapatılması ya da bazı alacaklıların alacaklarını silmesi kastedilmektedir Tamamlamada oy birliği sağlanırsa her pay sahibi bilanço açığını kapatacak parayı vermekle yükümlü olur


Bu yoldaki bir genel kurul kararı, bir belirli olaya özgü ek yüküm ihdas etmiş demektir Bu ek yüküm ne sermaye konulması ne de borç verilmesi olmayıp karşılıksızdır Oybirliği sağlanamamışsa bazı pay sahiplerinin kendi istekleriyle tamamlama yapmalarına engel yoktur


12-) BORCA BATIK OLMA:



Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin; hem işletmenin devamlılığı esasına göre, hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır
Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması halinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister


Meğerki, iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olsun Aksi halde, mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur (TTK Md376/3)
Üçüncü fıkranın gerekçesine göre, “Borca Batık Olma” kavramı, şirket aktifleri (defter değerleri ile değil) bugünkü gerçek satış değerleri ile değerlemeye tabi tutulsalar bile alacaklıların, alacaklarını alamamaları, yani şirketin borç ve taahhütlerini karşılayamaması demektir


Başka bir ifadeyle, varlıkların borçları karşılayamaması veya borçların varlıkları aşmasıdır Borca batık durumda olmanın işaretleri, yıllık bilançodan, aylık, üç aylık veya altı aylık hesap durumlarından, denetçinin, Riskin Erken Teşhisi Komitesinin raporlarından veya yönetim kurulunun belirlemelerinden ortaya çıkabilir Böyle işaretler varsa, yönetim kurulu hem işletmenin devamı esasına göre hem de aktiflerin olası satış değerleri üzerinden bir ara bilanço çıkartır Ara bilançoların çıkartılmaması halinde yönetim kurulu, TTK’nun 553/1maddesine göre sorumlu olur İki bilanço çıkarılmasının çeşitli yararları vardır


Varlıkların olası satış değerlerine göre çıkarılan bilanço, şirketin iflası için yönetim kurulunun mahkemeye başvurmasına gerek olup olmadığını ortaya koyar Aktif ve pasiflerin işletmenin sürekliliğine göre değerlendirilmesi, işletmenin borca batık olma durumuna rağmen bazı olgular, beklentiler, etkisini yitiren sebepler dolayısıyla şirketin yaşama ümidinin var olup olmadığını ortaya koyar


Örneğin, bir şirketin kuruluşunun ilk yıllarında yaptığı yatırım dolayısıyla borca batık olmasına karşılık ileriki yıllarda kâr edilebileceği ihtimalinin yüksek olması dolayısıyla uzman bir işletmeci tarafından farklı değerlendirilebilir Bu tür bir değerleme, yatırımların sonuçlarını da hesaba katar


Bu bilançolardan hareketle, aktiflerin şirket borçlarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması halinde yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yerin asliye ticaret mahkemesine bildirerek şirketin iflasını ister TTK’nun 375/1-g maddesine göre de, borca batıklık durumunun mahkemeye bildirilmesi, yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez görevleri arasındadır


Ancak üçüncü fıkra hükmü, mahkemeye başvuru zorunluluğunu ortadan kaldırabilecek bir yeniliği de içermektedir Bu da, şirket alacaklılarından bazılarının, kendi alacaklarını, diğer alacaklıların alacaklarının sırasından sonraki sıraya gitmesini yazıyla kabul etmeleridir Böyle bir taahhüt, etkilerini iflas halinde gösterir ve önceki borçlar ödenmeden sona giden borç garameye (paylaştırma) katılamaz


Bu taahhütlerin tutarı ara bilanço ile ortaya çıkan açığa eşitse, iflas bildirimi zorunluluğu yoktur Başka bir deyişle, bu taahhütlerin tutarı, borca batıklığı ortadan kaldıracak düzeydeyse, kısa vadeli olmayıp süreklilik arzeder nitelikteyse ve taahhütlerin yerine getirilmesi güç şartlara bağlanmamış ise mahkemeye bildirimde bulunulmaz Bu hükümle şirketin kurtarılabilmesi şansının artırılması amaçlanmıştır


Şirket alacaklılarının aynı zamanda şirketin hissedarı olmaları halinde bunlar, iflas ve erteleme seçeneğini değerlendireceklerdir Erteleme belli bir takvim gününe bağlı değildir En erken erteleme tarihi böyle bir taahhütte bulunmamış alacaklıların, alacaklarının sona ermiş veya temin edilmiş olduğu tarihtir


Erteleme bir anlamda, isteyerek ve son sıraya giderek, şirketi iflastan kurtarma, ertelemenin son bulduğu tarihe kadar takas, mahsup ve takip yapmama anlamını taşır yoksa, alacaktan feragat edilmiş değildir Bu beyan, zamanaşımına herhangi bir etkide de bulunmaz


13-) İFLASIN ERTELENMESİ:


Yönetim kurulu veya herhangi bir alacaklı, yeni nakit sermaye konulması dahil, nesnel (varlığın kendi gerçeğine dayanan, objektif) ve gerçek kaynakları ve önlemleri gösteren bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir Bu halde İcra ve İflas Kanunu’nun 179 ila 179/b maddeleri uygulanır (TTKMd 377)
377madde hükmüne göre iflasın ertelenmesinde İİK’nun 4949 sayılı Kanunla değişik 179, 179/a ve 179/b maddelerinin esas alınması gerekmektedir Buna göre, iflasın ertelenmesi dört temel kural içermektedir


Birinci Kural: Bir iyileştirme projesi bağlamında iflasın ertelenmesidir Yönetici, yönetim kurulu ya da alacaklılardan (1) biri, şirketin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilir Mahkeme, projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa, iflasın ertelenmesine karar verir


İkinci Kural: İyileştirme projesinin emredici nitelikteki içeriği ile ilgilidir İyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi ve belgelerin de mahkemeye sunulması zorunludur Hisse senetleri borsada işlem gören şirketlerde “Riskin Erken Teşhisi Komitesi” nin önerileri dikkate alınmış olmalıdır Arıca projenin, önerilerinin, gerçekleştirilmesi için gerekli nesnel kaynakları göstermesi ve bunlar içinde özkaynakların da bulunması gereklidir


Kanun, iflas konumunda bulunan bir anonim şirketin özkaynak sağlanarak, yani pay sahiplerinin sermaye, hatta nakdi sermaye katkılarıyla bu konumdan çıkabileceği düşüncesinden hareket etmiştir Fedakarlık pay sahiplerinden gelmelidir Aksi halde erteleme, alacaklıları, oyalayan bir araca dönüşür


Üçüncü Kural: Mahkeme iflasın ertelenmesi talebi üzerine, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarının onaylanması için derhal bir kayyım atar Kararla şirket müflis hale gelir Kayyımın atanmasına ilişkin karar, kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bunların sınırları ve iflasın ertelenmesine ilişkin talep mahkeme tarafından ilan ve ticaret siciline tescil ettirilir Mahkeme bu arada erteleme talebini karara bağlar


Dördüncü Kural: Erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur Bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez


İflas ertelenmişse kayyım, her üç ayda bir şirketin projeye uygun olarak iyileştirme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor eder Mahkeme bu rapor üzerine veya gerek gördüğünde alacağı bilirkişi raporuna göre, erteleme istemini değerlendirir ve iyileştirmenin mümkün olamayacağı kanaatine varırsa erteleme kararını kaldırır Erteleme süresi azami bir yıldır Bu süre kayyımın verdiği raporlara göre mahkemece uzatılabilir ancak uzatma süreleri toplamı dört yılı geçemez İflasın ertelenmesi talebinin reddi ya da iyileşmenin mümkün olmadığının tespiti üzerine mahkeme, şirketin iflasına karar verir
_________
(1) Şirket alacaklıları kapsamına, şirketin işçileri ve vergi daireleri girer Pay sahiplerinin böyle bir talep hakkı yoktur Prof Dr Hasan PULAŞLI, Yeni Şirketler Hukuku Genel Esasları Sh:678/381
KAYNAK: İbrahim GÜLER
ASMMMO Vergi Mevzuatı
İnceleme Komisyonu Başkanı
*MuhasebeDRCom

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.