Şengül Şirin
|
İşveren Yararına Bir Ibranamenin Geçerli Olduğunun Kabul Edilebilmesi Için şu şartların Gerçekleşmesi Gerekmektedir:
İşveren yararına bir ibranamenin geçerli olduğunun kabul edilebilmesi için şu şartların gerçekleşmesi gerekmektedir:
1 İBRANAMENİN YAZILI OLMASI ŞARTTIR BURADA ARANAN, İSPAT DEĞİL GEÇERLİLİK ŞARTIDIR YANİ YAZILI ŞEKLE UYGUN OLMAYAN İBRANAMELER KESİN OLARAK HÜKÜMSÜZDÜR
2 İBRA KONUSU ALACAĞIN TÜRÜNÜN VE MİKTARININ AÇIKÇA BELİRTİLMESİ ŞARTTIR BU ŞARTA UYULMAMASI HALİNDE DE İBRANAME, KESİN OLARAK HÜKÜMSÜZDÜR
3 İBRANAME, İŞ AKDİNİN SONA ERMESİNDEN İTİBAREN EN AZ BİR AY GEÇTİKTEN SONRA DÜZENLENMİŞ OLMALIDIR BU ŞARTA UYULMAMASI HALİNDE DE İBRANAME, KESİN OLARAK HÜKÜMSÜZDÜR “4857 sayılı İş Kanunu'nun 19 maddesinde feshe itiraz bakımından bir aylık hak düşürücü süre öngörülmüş olmakla feshi izleyen bir ay içinde işçinin işe iade davası açma hakkı bulunmaktadır Bu noktada feshi izleyen bir aylık süre, işçinin eski işine dönüp dönmeyeceğinin tespiti bakımından önemlidir O halde feshi izleyen bir aylık sürede işverenin olası baskılarını azaltmak iş güvencesinin sağlanması için de gereklidir Geçerli ve haklı neden iddialarına dayanan fesihlerde dahi ibraname düzenlenmesi için feshi izleyen bir aylık sürenin beklenmesi gerekir Bir aylık bekleme süresi kısmi ibra açısından işçinin bir kısım işçilik alacaklarının ödenmesinin bir ay süreyle gecikmesi anlamına gelse de temelde işçi yararına bir durumdur Hemen belirtelim ki bir aylık bekleme süresi ibra sözleşmelerinin düzenlenme zamanı ile ilgili olup ifayı ilgilendiren bir durum değildir Başka bir anlatımla işçinin fesih ile muaccel hale gelen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve izin ücreti gibi haklarının ödeme tarihi bir ay süreyle ertelenmiş değildir [3]”
4 ÖDEMENİN HAK TUTARINA NAZARAN NOKSANSIZ VE BANKA ARACILIĞIYLA YAPILMASI ŞARTTIR “İşverence yapılacak olan ödemelerin banka yoluyla yapılması zorunluluğunun getirilmesi de ödemeye dair ispat sorunlarını ortadan kaldırabilecektir Sözü edilen yasal düzenleme, sadece işçinin alacaklı olduğu durumlar için işçi yararına kısıtlamalar öngörmektedir İşverenin cezai şart ve eğitim gideri talep ettiği, yine işçinin vermiş olduğu zararın tazminine dair uygulamalarda ve hatta sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde işçinin işverene borçlu olduğu durumlarda, taraflar, herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın işçinin borçlarını ibra yoluyla sona erdirebilirler [4]” Bu şarta uyulmamış olması, yani ödemenin banka aracılığıyla yapılmamış olması halinde de, ibraname kesin olarak hükümsüzdür Bu suretle önceden alınan kâğıtların, şartlara uygun ibareler eklenerek doldurulması engellenmiştir: İfa gerçekleşmeden ibra geçersiz kılınmış, ifanın ise banka vasıtasıyla gerçekleşmesi zorunlu hale getirilerek, işçinin almadığı bir para için belge düzenlemesinin önüne geçilmiştir
5 HAKKIN GERÇEK TUTARDA ÖDENDİĞİNİ İHTİVA ETMEYEN İBRA SÖZLEŞMELERİ VEYA İBRA BEYANINI MUHTEVİ DİĞER ÖDEME BELGELERİ, İÇERDİKLERİ MİKTARLA SINIRLI OLARAK MAKBUZ HÜKMÜNDEDİR Ancak bu belgelerin makbuz hükmünü taşıyabilmesi için de, ödemelerin banka vasıtasıyla yapılmış olması zorunludur Aksi takdire bu belgeler, makbuz olarak dahi hüküm ifade etmeyecektir
6 Kesin olarak hükümsüzlük, borcun sona ermesini sağlama niteliğinin hükümsüzlüğüdür BUNUNLA BİRLİKTE BELLİ TUTARLAR BANKA VASITASIYLA ÖDENMİŞ İSE İŞVERENİN BU MİKTARLAR İÇİN BORÇTAN KURTULMUŞ OLDUĞU AÇIKTIR ANCAK BURADA, BORCUN İBRA İLE DEĞİL İFA İLE SONA ERDİĞİ GÖZDEN KAÇIRILMAMALIDIR
Burada dikkat edilmesi gereken olgulardan birisi şu olabilir: İşveren, iş akdi devam ettiği sırada ve hatta daha kurulurken, işçiden boş kâğıtlar alabilir Bu uygulama ile maalesef sık sık karşılaşılmaktadır Bu boş kâğıtların, iş akdi sona ererken, tutarlar da yazılmak suretiyle 420 madde hükmüne uygun hale getirilmesi mümkündür Üstelik yine uygulamada karşılaşılabilen kötü örneklerden birisi de, iş akdi devam ederken, işçinin banka hesabına çeşitli işçilik hakları ile ilgili para yatırılıp, sonra çektirilerek, işveren tarafından geri alınmasıdır Bütün bu işlemler sırasında işçinin iradesinin serbest olmadığı açıktır Kanun, ibraname tarihinin resmi olmasını aramadığı gibi, kefalette kefalet tutarının olduğu üzere, alacak kalemleri ve tutarları ile ibraname tarihinin, işçinin el yazısı ile düzenlenmesini de şart koşmamıştır Bu sebeple önceden alınmış kâğıtların sonradan doldurulması, bu arada iş akdi devam ederken, ilgili tutarların banka vasıtasıyla işçiye ödenip sonradan, henüz iradesi serbest olmadığı için geri alınması ve ibranameye de, iş akdinin sona ermesinden bir ay sonraki bir tarihin atılması mümkündür Bu sakıncanın giderilebilmesi için, ibraname tarihinin resmi olarak belgelendirilemediği durumlarda, banka vasıtasıyla yapılan ödemenin de, iş akdi sona erdikten en az bir ay sonra gerçekleşmesi veya en azından, işçi tarafından paranın, bu süre geçtikten sonra çekilmiş olması aranmalıdır
Diğer yandan 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’dan, bu Kanun’un Tasarısı’nda yer alan bazı hükümler çıkartılmıştır Bunlar arasında Tasarı’nın 10 maddesi de bulunmaktadır Bu hüküm şu şekildeydi: “Türk Borçlar Kanunu’nun hizmet sözleşmelerine ilişkin 392 ila 469’uncu maddelerinin işçiyi koruyucu nitelikteki hükümleri Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce yapılan hizmet sözleşmelerine de uygulanır ” Bu hüküm Kanun’da açıkça yer almadığı halde,
3 MADDEDE ŞU DÜZENLEME MEVCUTTUR: “TÜRK BORÇLAR KANUNU HÜKÜMLERİ, YÜRÜRLÜĞE GİRDİĞİ TARİHTEN BAŞLAYARAK, DAHA ÖNCE GERÇEKLEŞMİŞ OLSALAR BİLE, İÇERİKLERİ TARAFLARIN İRADELERİ GÖZETİLMEKSİZİN DOĞRUDAN DOĞRUYA KANUNLA BELİRLENMİŞ İŞLEM VE İLİŞKİLERE UYGULANIR ” İşçi tarafından verilecek ibranın içeriği de bu kapsamda değerlendirilebilir ve bu hüküm mevcut olaylara uygulanabilir
Avukat Cevdet Güneş avcgunes@hotmail com cep:05325734044
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|