| 
	|||||||
   ![]()  |  
	
| 
		 | 
	Konu Araçları | 
| analiz, ayırma, aşamaları, çözümleme, çözümlemenin, değerlendirilmesi, hatalar, kimyasal, sonuçların, sınıflandırılması, temel, yöntemleri, yöntemlerinin | 
Kimyasal çözümleme,kimyasal Analiz,kimyasal çözümlemenin Temel Aşamaları, Ayırma Yöntemleri, çözümleme Yöntemlerinin Sınıflandırılması,hatalar ve Sonuçların Değerlendirilmesi | 
     
| 
	
			
			 | 
		#1 | 
| 
			
 
Şengül Şirin 
		
	
		
	
	 
 | 
	
	
	
	
		
		
			
			Kimyasal çözümleme,kimyasal Analiz,kimyasal çözümlemenin Temel Aşamaları, Ayırma Yöntemleri, çözümleme Yöntemlerinin Sınıflandırılması,hatalar ve Sonuçların DeğerlendirilmesiKİMYASAL ÇÖZÜMLEME Kimyasal çözümleme,KİMYASAL ANALİZ olarak da bilinir  katı,sıvı ya da gaz halindeki maddelerin bileşimindeki elementlerin ,bileşiklerin,işlevsel grupların niteliğinin belirlenmesi ,nicel ölçümlerinin yapılması ve yapılarının ve fiziksel özelliklerinin incelenmesi incelenen maddde yalın bir element,bileşik ya da karmaşık bir karışım ,inorganik ya da organik kökenli,düşük ya da çok yüksek molekül ağırlıklı olabilir Çözümleme yapmak için kullanılan örneğin miktarı da,uygulanan yönteme bağlı olarak birkaç gramdan makro ölçekli ![]() TARİHÇE Kimya terazisinin tarihi çok eskilere değin iner;elde edilen ilk yazılı kaynaklarda,tanrıların bu tür teraziler kullandıkları belirtilir  Taştan yapılan standart ağırlıkların kullanılması ve rahiplerin yönettiği ilk "standartlar enstitüsünün " kuruluşu İÖ 2600'lere ,Babilliler dönemine dayanır Karbon ve kükürt ametalleri ile bakır,altın,demir,cıva,gümüş,kalay metalleri ve bunların alaşımları ilk çağlardan beri kullanılmaktadır İÖ 4 yüzyılda altının arılığı mihenktaşı üzerinde bıraktığı sarı izlerden belirlenirdi Romalı bilginin Plinius (Yaşlı) (İS 23-79), Demir sülfatla karışık bakır sülfat örneğinin mazı özsuyu ya da narsuyu emdirilmiş bir kağıdı siyaha boyadığını göstererek ilk kez yaş çözümleme tekniğini uyguladı![]() Kimyasal anlamda çözümleme terimini ilk kez İngiliz doğa felsefecisi Robert Boyle kullandı  Boyle 1661'de yayımladığı The Sceptical Chymist ( Kuşkucu Kimyacı) adlı yapıtında modern anlamda elementleri tanımladı Karışım ile bileşik arasındaki ayrımı gösterdi asit ve baz belirteçlerini (indikatör) ve hidrojen sülfür ayıracını kullandı![]() Ağırlıksal ( gravimetrik) çözümleme 17  yüzyılın sonlarında Alman hekim ve kimyacı Friedrich Hoffmann'ın gümüş nitratla klorürleri,kireçle de sülfatları çöktürmesiyle başladı 18 yüzyılda alkali metallerin hamlaç yardımıyla alev altında nitel çözümlenmesi ,hareketli parçacıkların mikroskopla incelenmesi ve hacimsel (volümetrik) çözümleme yöntemleri geliştirildi hacimsel çözümleme yoluyla nicel çözümleme yöntemine en önemli katkıları ise 19 yüzyılda Fransız Joseph-Louis Gay- Lussac,Alman Robert Bunsen ve titrant olarak oksalit asidi kullanan ve 1853'te bürete çağdaş biçimini veren Karl Friedrich Mohr yaptılar Hacimsel çözümleme alanında daha sonra gerçekleştirilen tek önemli buluş,20 yüzyılda kompleksometri tekniklerinin geliştirilmesi oldu![]() Teraziyi deneylerinde yaygın biçimde kullanan Fransız kimyacı Antoine- Laurent Lavoisier,nicel çözümlemenin kurucusu sayılır  Aman Justus von Liebig ve Fransız Jean- Baptiste-Andre Dumas da 19 yüzyılda nicel çözümlemeye büyük katkıları olan kimyacılar arasındadır Kimyasal bileşiklerdeki nicel bağıntılar 18 yüzyılda ortay kondu; Alman Richter stokiyometriyi (madde denkliği ölçümü) kurdu İsveçli jöns Jacob Berzelius ise 19 yüzyılda bu dalı geliştirdi![]() Gazların çözümlenmesine Alman Bunsen ve Fransız Marcellin Berthelot öncülük ettiler  1952'de sonra gaz kromatoğrafisi tekniğinin bulunmasıyla bu alanda çok büyük ilerleme sağlandı İlk elektrokimyasal yöntemleri 19 yüzyılda Alman kimyacı Clemens Winkler buldu ve titrasyonlarda gerilimölçüm (potansiyometri) tekniğinin kullanılması bu yüzyılın sonunda başladı![]() Fizikçilerin elektrik üzerine çalışmaları ilerledikçe kimyacılar da polarograf gibi elektrokimyasal ilkelerle çalışan aygıtlar geliştirdiler  Alman kimyacılar Gustav Robert Kirchoff ve Bunsen'in spektroskopu ( tayfölçer) geliştirilmesi de yeni elementlerin bulunması sonucunu doğurdu 19 yüzyılda önerilen alev fotometrisi ancak 1928'de etkin olarak uygulandı 20 yüzyıl başlarında fizikteki gelişmeler sonucunda X ışınları ile kızılötesi ve morötesi ışınlar kimyasal çözümlemelerde kullanılmaya başladı ve kütle spektrografında olduğu aletli çözümlemelerin temelini oluşturdu Radyokimyasal yöntemler,1945-60 arasında nükleer teknolojinin gelişmesiyle rezonans olgusundan ,atom soğurumu ve flüorışımadan ve laser,iyon ve elektron sondalarından yararlanılan önemli çözümleme teknikleri geliştirildi![]() İlk kez 1903'te bulunan kromatografi tekniği,1941'de partisyon kromatografisinin ,1944'te kağıt kromatoğrafisinin ,1952'de gaz kromatografisinin,1956'da da molekül eleği kromatografisi ile ince katman kromatografisinin geliştirilmesiyle bütün kimyasal çözümlemelerde en çok kullanılan yöntem oldu ![]() Kaynak:AnaBritannica cilt 19 sayfa 80 frmsinsi  net için derlenmiştir 
				__________________ 
		
		
		
		
		
	
	
	 Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz 
			  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
Cevap : Kimyasal çözümleme,kimyasal Analiz,kimyasal çözümlemenin Temel Aşamaları, Ayırma Yöntemleri, çözümleme Yöntemlerinin Sınıflandırılması,hatalar ve Sonuçların Değerlendirilm | 
     
| 
	
			
			 | 
		#2 | 
| 
			
 
Şengül Şirin 
		
	
		
	
	 
 | 
	
	
	
	
		
		
			
			Cevap : Kimyasal çözümleme,kimyasal Analiz,kimyasal çözümlemenin Temel Aşamaları, Ayırma Yöntemleri, çözümleme Yöntemlerinin Sınıflandırılması,hatalar ve Sonuçların DeğerlendirilmKİMYASAL ÇÖZÜMLEMENİN TEMEL AŞAMALARI Tam bir kimyasal çözümleme,örneğin alınması,kullanılacak analitik verilere karar verilmesi,örneğin kaba olarak incelenmesi,en uygun çözümleme yönteminin seçilmesi,üstünde çalışılan örneğin çözümleme yönteminin uygulanabileceği duruma getirilmesi  seçilen çözümleme yönteminin yürütülmesi ve alınan sonuçların aranan sorulara cevap verecek biçimde düzenlenmesi aşamalarından oluşur![]() ÖRNEĞİN HAZIRLANMASI Kimyasal çözümlemenin ik ve en önemli aşaması  üstünde çalışılan maddenin oluşturduğu yığının bütün kimyasal ve fiziksel özelliklerini yansıtan küçük bir bölümünü alma işlemi ya da örneklemedir Bir torba şeker,bir şişe içki ya da bir tank dolusu oksijen gibi örneklemesi oldukça kolay olan yığınların yanı sıra,bir vagon dolusu kömür ya da buğday gibi örneklemesi zor yığınlar da vardır Bu durumlarda istatistiksel yöntemlerden yararlanılır![]() Örneklerin çözümleme için hazırlanırken fiziksel ve kimyasal dönüşümlerce uğramamasına da dikkat edilir  Ama bazı maddelerin hiç dönüşüme uğramadan özütlenmesi zor olduğu için bilindiğinden çözünürlük,molekül büyüklüğü ve biçim gibi özelliklerinde bir miktar değişmeye izin verilebilir ve sonuçlar değerlendirilirken bu dönüşüm göz önüne alınır![]() HATALAR VE SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Çözümleme sırasında yapılan hataların türünün ve nereden kaynaklandığının bilinmesi çok önemlidir  Hatalar çözümleyicinin bilgisizliğinden gelen kişisel hatalar ,kullanılan aletlerin iyi ayarlanmamasından kaynaklanan aygıtsal hatalar,tepkimenin tamanlanmamasından ya da ağırlıksal çözümleme işlemlerinde çökeltilerin çok az da olsa çözünmesinden doğan kimyasal hatalar gibi belirli hatalar yada birkaç kez tekrarlanan bir çözümleme sırasında yapılan rasgele hatalar gibi belirsiz hatalar olabilir Çözümleyicinin mutlak ve göreli hata,doğruluk,duyarlılık,ortalama ortalama değer,hata aralığı,standart sapma,değişme katsayısı ,ortalamaya en yakın güvenilirlik sınırları gibi kavramları çok iyi bilmesi ve çözümlemeye başlamadan önce çözümlemenin hangi aşamalardan geçeceğine ,kullanılacak örneğin miktarına,en büyük hatanın nereden geleceğine ve hatanın büyüklüğüne göre yöntem değişikliğine karar vermesi gerekir![]() Seçilen çözümleme yönteminin doğru sonuçlar verip vermediğini anlamak için,değişik miktarladaki iki örnekle iki ayrı çözümleme yapılır  ayıraçlardan gelebilecek katışkıları belirlemek için örnek kullanılmadan bütün işlemler tekrarlanır ve yöntem,bilinen kimyasal maddeler,yapay olarak hazırlanmış karışımlar ve standart örnekler üzerinde denenir Ayrıca standart katma yöntemiyle de çözümleme yönteminin doğru olup almadığı araştırılır bu yöntemde miktarı bilinen aynı türden katışkısız bir standart madde örneğe katılır ve çözümleme yapılır Daha sonra standart katıldığında elde edilen sonuç ile yalnızca örnekle elde edilen sonuç arasındaki farkın katılan madde miktarının aynısı olup olmadığı karşılaştırılır![]() AYIRMA YÖNTEMLERİ Nicel ya da nitel bir çözümlemede fiziksel ve kimyasal özellikler temel olarak alınabilir  Ne var ki yalnızca karışım halindeki bir element ya da madde için geçerli olan özel deneyler çok azdır ve çoğunlukla aranılan bileşeni öbür element ya da bileşiklerden ayırmak gerekir Başlıca iki ayırma yöntemi vardır bunlar,aranılan bileşeni öbürlerinden fiziksel özelliklerine göre ayırma ve çözümlemeyi etkileyen bileşenleri kimyasal dönüşüme uğratarak etkisizleştirme yöntemidir Bir çok ayırma yöntemi maddenin fiziksel durumunun değişmesine dayanır Bunlardan buharlaştırma,çöktürme ve elektroliz yoluyla bir elektrot üzerinde toplama gibi bazıları tek aşamada gerçekleştirilir bazıları ise iyon değişiminde ,ayrımsal damıtmada ve kromatografi yönteminde olduğu gibi çok aşamalı biçimde yürütülür![]() Kaynak:AnaBritannica cilt 19 sayfa 80 frmsinsi  net için derlenmiştir 
				__________________ 
		
		
		
		
		
	
	
	 Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz 
			  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
Cevap : Kimyasal çözümleme,kimyasal Analiz,kimyasal çözümlemenin Temel Aşamaları, Ayırma Yöntemleri, çözümleme Yöntemlerinin Sınıflandırılması,hatalar ve Sonuçların Değerlendirilm | 
     
| 
	
			
			 | 
		#3 | 
| 
			
 
Şengül Şirin 
		
	
		
	
	 
 | 
	
	
	
	
		
		
			
			Cevap : Kimyasal çözümleme,kimyasal Analiz,kimyasal çözümlemenin Temel Aşamaları, Ayırma Yöntemleri, çözümleme Yöntemlerinin Sınıflandırılması,hatalar ve Sonuçların DeğerlendirilmÇÖKTÜRME Çözünmüş haldeki maddeyi bir kimyasal tepkimeyle çözünmeyen biçimine dönüştürme ya da çözücünün bileşimini değiştirerek çözünürlüğünü azaltma yoluyla çökelterek çözeltiden ayırma işlemine çöktürme denir  Kimyasal tepkimeyle çöktürme yöntemi nicel inorganik çözümlemede klasik grup ayırmanın temelini oluşturur Örneğin gümüş,cıva ve kurşun dışındaki bütün metallerin klorürleri seyreltik hidroklorik asit içinde tümüyle çözündüğünden,seyreltik hidrolorik asit eklenmesiyle gümüş,cıva ve kurşun grubu klorürler halinde çözeltiden ayrılır![]() FAZ DAĞILIMI Faz dağılımı ilkesine dayalı olarak gerçekleştirilen ayırma yöntemlerinin başlıcaları ise,iyon değişimi ,ters akımla ayırma,çözücüyle özütleme (bak  özütleme) ve kromatografidir( bak kromatografi: gaz kromatografisi:kağıt kromatografisi)![]() Karmaşık oluşturma ve gizleme yönteminde,çözümlemeyi etkileyen bir maddenin çözeltideki kimyasal etkinliğini yok etmek için çözeltiye bir iyon eklenir ve böylece madde karmaşık bir iyon haline getirilerek serbest halde dolaşması önlenir  Örneğin 3 değerlikli demir içeren bir çözeltiye flüorür ya da siyanür iyonları eklenerek ![]() Tane büyüklüğü ,kütle ve yoğunluk farklarına dayalı olarak gerçekleştirilen süzme,eleme,diferansiyel çöktürme,tortulaştırma ( sedimantasyon) yüzdürme,santrifüjleme,dializ ve jel kromatografisi gibi ayırma yöntemleri de yaygın olarak kullanılır  Magnetik metalleri magnetik olmayanlardan ayırmak için elektrokimyasal tekniklerden (örn bir bakır alaşımındaki bakırın platin bir katot üzerinde toplanması ) yararlanır Biyolojik maddeler ise çoğunlukla bunların elektrik alanının etkisi altında farklı hızlarda hareket etmesi olgusuna dayalı olarak ayrılır![]() ÇÖZÜMLEME YÖNTEMLERİNİN SINIFLANDIRILMASI Çözümleme yöntemleri, 1-) nicel ya da nitel olmalarına, 2-) organik ya da inorganik maddelere uygulanmalarına 3-) kimyasal,fiziksel ya da fizikokimyasal ilkelere dayanmalarına , 4-) klasik (yaş) ya da aletli olmalarına, 5-) üstünde çalışılan örneğin miktarına YAŞ YÖNTEMLER İnorganik nitel çözümleme ![]()  Bu yollar çözeltilerdeki kimyasal tepkimelere bağlı olduğundan ,çözünmeyen maddeler yükseltgenen ya da yükseltgenmeyen ,bazik ya da asidik eriticilerle eritme gibi önişlemlerden geçirilerek çözünür duruma getirilir Önce katı örnekler gözle ya da mikroskop altında incelenir ya da alev deneyinden geçirilir Ayrıca örnek basit ayıraçlarla birlikte ısıtılarak ilk bilgiler toplanır  Bu ilk deneylerden sonra örnek,olabilecek en düşük derecede bir asitli çözelti içinde çözündürülerek, bir dizi kimyasal işlemden geçirilmeye hazır duruma getirilir Bu ilk işlemler sırasında örnek kimyasal dönüşüme uğrayabilir,kimi zaman da örneğin çözünürlüğünü artırmak ya da örneği ayırmak için bu tür bir dönüşüm bilinçli olarak uygulanır![]() Kaynak:AnaBritannica cilt 19 sayfa 80 frmsinsi  net için derlenmiştir 
				__________________ 
		
		
		
		
		
	
	
	 Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz 
			  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
Cevap : Kimyasal çözümleme,kimyasal Analiz,kimyasal çözümlemenin Temel Aşamaları, Ayırma Yöntemleri, çözümleme Yöntemlerinin Sınıflandırılması,hatalar ve Sonuçların Değerlendirilm | 
     
| 
	
			
			 | 
		#4 | 
| 
			
 
Şengül Şirin 
		
	
		
	
	 
 | 
	
	
	
	
		
		
			
			Cevap : Kimyasal çözümleme,kimyasal Analiz,kimyasal çözümlemenin Temel Aşamaları, Ayırma Yöntemleri, çözümleme Yöntemlerinin Sınıflandırılması,hatalar ve Sonuçların DeğerlendirilmİNORGANİK NİCEL ÇÖZÜMLEME Karbon dışındaki elementlerden oluşan inorganik maddelerin yüzde bileşiminin belirlenmesidir ve kimyasal çözümlemenin büyük bir bölümü kapsar  Ağırlıksal  ve hacimsel (titrimetrik) çözümleme,yaş yolla gerçekleştirilen temel  nicel çözümleme yöntemleri doğru sonuçlar vermekle birlikte çok zaman  aldığından II Dünya Savaşı'ndan beri pek kullanılmaz Bu yöntemde ,belirlenecek bileşen çözeltiden çözünmeyen bir türevi halinde çöktürülerek ayrılır,kurutulur ve tartılır Çözünmeyen türevin renkli,kristal yapılı ,çözünürlüğü çok az ,uygun bir kurutma sıcaklığında kararlı ve bileşimi bilinen bir bileşik olması yeğlenir Hacimsel  yöntem ise,çözümlenen belirli miktarda madde ile nicel olarak tepkimeye  giren derişimi bellibir ayıracın (standart çözeltinin) hacminin büret  yardımıyla bulunmasıdır Tepkimenin dönem noktasını (eşdeğerlik noktası ) saptayacak bir yöntem gereklidir Potasyum  permanganatla yapılan titrasyonlarda olduğu gibi bazı sistemlerde dönüm  noktası renk değişimi biçiminde kendiliğinden görünür Buna  karşılık çoğunlukla asit-baz titrasyonlarında fenolfalein,metil  kırmızısı,yükseltgeme-indirgeme (redoks) titrasyonlarında da  difenilamin,fenantrolin gibi dönüm noktasında renkleri keskin değişime  uğrayan belirteçler kullanılır Pek  çok özel titrasyon türü vardır,ama her zaman titrant ile çözümlenmesi  yapılan madde arasında nicel bir bağıntı olması ve tepkimenin hızlı  yürümesi gerekir![]() AZRAK ELEMENTLERİN ÇÖZÜMLENMESİ Son yıllarda teknolojinin hızla gelişmesi sonucunda çoğu azrak elementin kullanımı da yaygınlaşmıştır  Örneğin  ,titan,sirkonyum,hafniyum,niyobyum,tantal,vanadyum  ,tungsten ve molibden  uzay araştırmalarında ve havacılıkta yararlanılan özel alaşımlarda;  bor,azrak toprak elementleri ve uranyum ötesi elementler atom enerjisi  çalışmalarında ;silisyum,germanyum,galyum ve indiyum gibi elementler ise modern elektronik sanayisinde yaygın biçimde kullanılır Yaş  ayırma yöntemleri azrak elentlerin çözümlenmesinde de kullanılmakla  birlikte günümüzde,çok daha hızlı ve duyarlı yöntemler olan kromatografi  ,iyon değişimi,çözücüyle özütleme ,atom soğurumu gibi spektroskopi  teknikleri ;karmaşık oluşturan hacimsel yöntemler ve polarografi gibi  elektorkimyasal işlemler bunların yerini almıştır  ORGANİK NİTEL ÇÖZÜMLEME Karbonatlar dışındaki karbon bileşiklerinin nitel çözümlenmesidir  Organik bileşikler inorganik bileşiklerden,havada  ısıtıldıklarında gösterdikleri davranışlarla ayrılır Deneyimli bir  çözümleyici yanmanın başlama kolaylığından ,alevin dumanından ,asidik  tepkime gazlarının oluşmasından ve yanma sonucunda kalan artığın  çökelmesinden birçok bilgi elde edilir Karbon en çok hidrojen ,oksijen  ve azotla,ayrıca kükürt ,fosfor ve halojenlerle,en az da öbür  elementlerle birleşmiş halde bulunur Bir bileşikte karbon ve hidrojen  bulunup bulunmadığını belirlemenin en kolay yolu az miktarda örneği,bol  miktarda kuru ve toz halindeki bakır (II) oksitle büyük bir deney  tüpünde ısıtmaktır Oluşması gereken başlıca ürünler karbon dioksit ve  hidrojen gazıdır Gaz kireç suyundan geçirildiğinde çözünmez kalsiyum  karbonat oluşuyorsa karbon dioksit var demektir Hidrojen ise bakır  oksitle tepkimeye girerek tüpün kuru ve soğuk olan üst yüzeyinde su  yoğuşmasına neden olur Azotu ,halojenleri ve kükürdü tanımlamada  kullanılan Lassaigne deneyinde ise,örnek,sodyum metaliyle  eritilir Bileşikte bu elementlerden herhangi biri bulunuyorsa,sodyum  siyanür (azotla) ,sodyum halojenür (halojenlerle) ve sodyum sülfür  (kükürtle) oluşur ve bunlara siyanürler,halojenürler ve sülfürler için  uygulanan inorganik deneyler uygulanır Fosforu tanımlamak için organik  maddeyi sodyum peroksit ve sodyum karbonat karışımıyla eritmek  gerekir Fosfor bu yolla fosfatlara dönüştürülür ve nitrik asit içindeki  amonyum molibdatla girdiği renk dönüşümü tepkimesiyle tanınır Organik  bileşiklerdeki metallerin varlığı ise standart inorganik çözümleme deneyleriyle saptanır![]() ORGANİK NİCEL ÇÖZÜMLEME Organik bileşiklerin nicel çözümlemesi,elementlerin çözümlenmesi ve işlevsel grupların çözümlenmesi olmak üzere iki ayrı bölümde gerçekleştirilir ![]() Organik bileşiklerde element çözümlenmesi çoğunlukla karbon,hidrojen,azot,kükürt,fosfor ve halojonler için gereklidir  Metallerin belirlenmesi ise,nicel kül oluşturma tekniğiyle  gerçekleştirilir Karbon ve hidrojen ,Liebig yöntemine dayalı olarak  organik bileşiğin bol miktarda oksijenle tümüyle yanması sonucunda  oluşan karbon dioksitin ve suyun,tartma tüplerindeki kimyasal maddeler  tarafından soğurulmasıyla belirlenir Azot,yanma  sonucunda oluşan azot  oksitlerinin element haline dönüştürülmesi ve hacminin ölçülmesi  ilkesine dayalı Dumas yöntemiyle ya da amonyum sülfata dönüştürüldükten  sonra bunun içindeki amonyağın buharla damıtılması ve titrasyonla  bulunması ilkesine dayalı Kjeldahl yöntemiyle  belirlenir Kükürt,halojenler ve fosfor ise genellikle oksijenle dolu bir  cam balon içinde yakma tekniğine dayalı Schöniger  oksijen- balonu  tekniğiyle bulunur Yanma sonucunda oluşan ürünler  damıtık su eklenerek  çözülür ve hacimsel  ya da renkölçüm yöntemleri uygulanır![]() En çok kullanılan işlevsel grup çözümlemeleri alkoksi ( metoksi,etoksi) hidroksil,asetil,epoksi,amino ,karboksil,peroksi,nitro,siyano ve etkin hidrojen gruplarının belirlenmesidir  Bu çözümlemelerde daha fazla  çözümleme deneyimi gereklidir,ama alınan sonuçlardan element çözümlenmesindekilere göre daha doğru bir yüzde bileşimi bulunur![]() Alkoksi grupların belirlenmesinde uygulanan Zeisel yöntemi işlevsel grup çözümlenmesinin tipik bir örneğidir  Bu yöntemde bileşik hidroiyodik  asitle tepkimeye girer,örneğin metoksi grupları metil iyodüre dönüşür ve  kimyasal maddelerle soğurulduktan sonra hacimsel yolla belirlenir![]() OPTİK YÖNTEMLER Optik olgusuna dayalı olarak yürütülen 20 kadar çözümleme tekniği vardır  Bunlardan bazıları kimyasal çözümlemeler için son derece  gereklidir ve hemen her modern laboratuvarda bulunur;bazıları ise yalnızca belirli bileşiklerin çözümlenmesinde kullanılır![]() Gün ışığı altında herhangi bir çözümleyici bakır (II) sülfat pentahidrat (mavi) ile sodyum klorür (renksiz) çözeltileri arasındaki renk farkını seçebilir  gene herhangi biri,iki bakır (II) sülfat pentahidrat  çözeltisinden hangisinin daha derişik,yani daha koyu renkli olduğunu  belirleyebilir Bu renk farkları,maddelerin ışığı soğurma yetisindeki  farklılıklardan kaynaklanır Yukarıdaki örneği ele alacak olursak,sodyum  Güneş ışığının hiçbir dalgaboyunu soğurmaz,bakır ise,mavinin dışındaki  tüm dalgaboylarını soğurur ve maviyi yansıtır yansıyan bu dalgaboyu da  bir detektörle sapatanabilir Burada detektör insan gözüdür Ayrıca  fotosel gibi duyarlı elektronik aygıtlardan ve fotoçoğaltıcı lamba ve  yükselteç (amplifikatör) gibi başka duyarlı aletlerden de yardım  alınabilir İşte bütün bu olgular renkölçüm (kolorimetri) tekniklerinin alanına girer![]() Renkölçüm ,renkli maddelerin ışık tayfının görünür bölgedeki ışınımını soğurma şiddetinin ölçülmesidir  Özellikle şeker,kuvars,penisilin ve penisilinaz  enziminin çözümlenmesinde yararlanılan polarimetri,maddenin kutuplanmış  ışınım düzlemini döndürme derecesini ölçme tekniğidir Maddenin katı  asıltı (koloit) halinde bulunduğu bir çözeltideki bulanıklık ölçümünde  saçılan ışığın şiddetini ölçmeye dayanan nefelometri ve incelenen  sıvıdan geçen ışığın şiddetini ölçmeye dayanan türbidimetri gibi iki  yöntemden yararlanılır polimerler gibi büyük moleküllü maddelerin  molekül ağırlıkları ,tane büyüklükleri ve asıltı halindeki maddeleri miktarı bulanıklık ölçümüyle belirlenir![]() SPEKTROKİMYASAL YÖNTEMLER Modern aletli çözümleme tekniklerinin en önemlilerinden biri olan spektrokimyasal çözümleme ,tayfın görünür ışık bölgesi dışındaki dalga boylarının incelenmesine yöneliktir  Isı ya da başka bir enerji biçimiyle  uyarılan moleküllerin ışınım salması,moleküllerin belirli  dalgaboylarındaki ışınımı soğurması ya da ışınımın yansıtılması gibi  olguların incelenmesi,spektrokimyanın alanına girer Belirli moleküllerce  soğurulan ışınım enerjisi,daha sonra uyarlanmış bir  biçimde yeniden  salınabilir bunun sonucunda flüorışıma,fosforışıma ve Raman etkisi  (ışığın saydam maddelerin içinden geçerken saçılması sırasında ek tayf  çizgilerinin oluşması) gibi olaylar ortaya çıkar Bunlar,kimyasal maddelerin çözümlenmesinde yararlanılan son derece önemli olgulardır![]() Bazı gaz molekülleri ,dalgaboyu 1 - 100 cm arasında değişen mikrodalga ışınımlarını soğurur  bu olgu,gazın yapısına ilişkin bilgi vermekle  birlikte ,çözümleme açısından fazlaca önemli değildir Ama oksijen azot  ve hidrojen gibi iki atomlu gazlar ile alkali halojenürlerin dışındaki  hemen her organik ya da inorganik bileşik,yapısına bağlı olarak,tayfın  kızılötesi bölgesindeki belirli dalgaboylarını soğurur Bu tür bir  spektrokimyasal çözümleme için en kullanışlı dalgaboyu aralığı 2,5  mikron ile 16 mikrondur (mikron ya da mikrometre ![]() Yapısında doymamış bağlar bulunan moleküllerin elektronları ise dalgaboyu 180 - 400 nanometre (  morötesi spektroskopisi  tekniğinin uygulandığı başlıca alanlar ,aromatik bileşiklerin ,vitaminlerin ve başka biyokimyasal moleküllerin çözümlenmesidir![]() Kaynak:AnaBritannica cilt 19 sayfa 81-82 frmsinsi  net için derlenmiştir 
				__________________ 
		
		
		
		
		
	
	
	 Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz 
			  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
Cevap : Kimyasal çözümleme,kimyasal Analiz,kimyasal çözümlemenin Temel Aşamaları, Ayırma Yöntemleri, çözümleme Yöntemlerinin Sınıflandırılması,hatalar ve Sonuçların Değerlendirilm | 
     
| 
	
			
			 | 
		#5 | 
| 
			
 
Şengül Şirin 
		
	
		
	
	 
 | 
	
	
	
	
		
		
			
			Cevap : Kimyasal çözümleme,kimyasal Analiz,kimyasal çözümlemenin Temel Aşamaları, Ayırma Yöntemleri, çözümleme Yöntemlerinin Sınıflandırılması,hatalar ve Sonuçların DeğerlendirilmYaklaşık 60 kadar elementin çok duyarlı ve özel çözümlemelerinin yapıldığı atom soğurma spektroskopisi tekniğinde incelenen bileşiğin çözeltisi bir alev içine püskürtülür ve uyarılmış duruma geçen atomların içinden aranılan elementi içeren bir kaynaktan salınan ve böylece uyarılmış atomların salımıyla aynı dalgaboyunda olan bir ışınım demeti geçirilir  Bunun sonucunda soğurulan enerji,aranılan element atomlarının sayısıyla doğru orantılıdır ve bir detektörle algılanır![]() Atom flüorışıma spektroskopi tekniğinden ise çinko,cıva ,kadmiyum,magnezyum ve gümüş gibi metallerin çok duyarlı çözümlenmesinde yararlanılır  Giren ışın demetine dik bir yönde saçılan ışınımın ölçüldüğü bir başka teknik de Raman spektroskopisi  tekniğidir bu teknik laser kaynaklarının gelişmesiyle birlikte daha da gelişmiştir![]() X ışınları ve elektron kırınımı yöntemleri,özellikle çok karmaşık protein ve polisakarit moleküllerinin yapılarının belirlenmesinde yararlanılan özel yöntemlerdir  Elementleri,yapılarına zarar vermeden çözümleyebilen X ışınları flüorışıması tekniği,metalurjide ve jeolojide,atom numarası 12'den büyük olan elementlerin nicel ve nitel çözümlenmelerinde yaygın biçimde kullanılır Bu teknikte elementler ,uygun dalgaboyunda X ışınlarıyla ışınlandığında ,elemente özgü dalgaboyunda X ışınları salar![]() KÜTLE SPEKTROGRAFİSİ Karışımlardaki en büyük ve en küçük bileşenlerin niceliğini ,molekül ağırlıklarını ve izotop bolluğunu belirleyen ve karmaşık organik moleküllerin çözümlenmesinde yaygın olarak kullanılan kütle spektrografisi tekniği çok duyarlı ve doğru sonuçlar veren bir tekniktir  Bir bileşiğin kütle tayfı da kızılötesi tayfı gibi tektir Bu teknikte sıcak bir telcik tarafından üretilen ve hızla hareket eden elektron demetinin örnek moleküllerine çarpmasıyla artı yüklü moleküller (iyonlar) açığa çıkar ve bu iyonlar eksi yüklü,ivme kazandırıcı bir elektrot tarafından hızla çekilir,iyonlaşmayan moleküller de bir vakum pampasıyla uzaklaştırılır İvme kazanmasıyla oluşan iyon demeti bir mıknatısla ,iyonların kütle-yük oranına göre ayrı demetlere saptırılır ve bu demetler bir dizi aralıktan geçirilerek iyon toplayıcı elektrotlarda toplanır![]() MAGNETİK REZONANS SPEKTROGRAFİSİ Organik bileşiklerin ve bazı inorganik madde gruplarının yapısal çözümlenmesinde yeni bir çığır açan (1955) bu teknikte,madde örneğinin hidrojen atomlarından salınan sinyallerin girişim etkisinden uzak tutulması için,döteryum içeren bir çözücüde çözündürülmüş olması gerekir  Karbon ve oksijen izotopları dışında kalan hidrojen,azot,flüor,fosfor izotopları gibi bazı atomların çekirdekleri ,çok küçük mıknatıs çubukları gibi hareket eder bunlar kuvvetli dış magnetik alanlardan etkilenirler ve kuvantum kavramına göre uygulanan alana doğru ya da karşıt doğrultuda dizilirler Örnekten soğurma için uygun frekansta bir ışınım geçirildiğinde soğurulan enerji nedeniyle bir diziliş biçiminden öbürüne geçiş olur ve bu olguya çekirdeklerin rezonansta olması olgusu denir Frekansın ve çekirdeklerin soğurma miktarını ölçülmesi bu çözümlemenin temelini oluşturur Elektron paramagnetik (spin) rezonansı spektrografisi ise,eşlenmemiş elektronları olan örneklere uygulanan bir rezonans tekniğidir ve serbest köklerin,üçlü durumda olan (iki eşlenmemiş elektronu olan) molekülllerin ,bazı geçiş metali iyonlarının ve karmaşıkların çözümlenmesinde kullanılır![]() ISIL YÖNTEMLER Maddeler ısıtıldığında ,fiziksel değişiklikler ve kimyasal tepkimeler ya da ayrışmalar gerçekleşir  bu değişikliklerin ve tepkimelerin niteliği ve oluşma sıcaklıkları,incelenen maddelerin özgün özelliklerine işaret eder![]() Diferansiyel ısıl çözümleme tekniği ,sabit hızla ısıtılan bir örnekteki sıcaklık değişmelerinin gözlemine dayanır  Bu gözlemlerden,maddenin kimyasal bileşiminin nicel ve nitel olarak çözümlenmesinde yararlanılır Örnek ısıtıldığında ısıyı soğuran ya da ısı açığa çıkaran faz değişimleri ve tepkimeler oluşur Bu teknikte çözümlenecek maddenin sıcaklığı,yakınında bulunan ve eylemsiz olan bir maddenin sıcaklığına bağlı olarak ölçülür Örneğin ve referansın içine yerleştirilen birer ısılçift (termokupl) birbirine bağlanır ve ısıtma işlemi sırasında ortaya çıkan sıcaklık farkları hareketli bir kağıt üzerine grafik halinde kaydedilir Soğurulan ya da açığa çıkan ısı ve değişimlerin gerçekleştiği sıcaklıklar her element ya da bileşik için farklıdır Bilinmeyen maddenin diferansiyel ısıl çözümleme eğrisi ile bilinen elementlerin ya da bileşiklerin eğrileri karşılaştırılarak örnek tanımlanır Ayrıca karışım halindeki bir örnekteki bir maddenin miktarı grafikteki tepe noktalarının altında kalan alanla orantılıdır vebu miktar,aynı koşullarda çözümlenen standart örneklerin özgün tepe noktalarının altında kalan alanla karşılaştırılarak bulunur Bu teknikten özellikle minerallerin ,mineral karışımlarının ve polimerlerin çözümlenmesinde yararlanılır![]() Isılağırlıkölçüm ( termogravimetri) ise,ısıtılan örneğin ağırlığında ortaya çıkan değişiklikleri sürekli olarak kaybeden bir ısılteraziyle yürütülür  Ağırlığın azalmaya başladığı sıcaklık noktası ve azalma miktarı özellikle polimerlere ilişkin yararlı analitik bilgiler verir![]() Polimer yapılı malzemelerin incelenmesinde son yıllarda en yaygın kullanılan yöntem pirolizdir  Bu teknikte örnek,en basit gaz bileşiklerine ayrıştığı sıcaklığa kadar ısıtılır Daha sonra bu gaz ürünler gaz kromatografisi ya da kütle spektrografisi yoluyla çözümlenir![]() Soğurulan ya da açığa çıkan ısı miktarının ölçümü ( kalorimetri) ,donma noktasındaki sıcaklık düşmesinin ölçümü (kriyoskopi) ve kaynama noktasındaki sıcaklık artışının ölçümü de (ebuliyometri) çözümlemesi için kullanılan öbür ısıl yöntemlerdir ![]() Kaynak:AnaBritannica cilt 19 sayfa 83-84 frmsinsi  net için derlenmiştir 
				__________________ 
		
		
		
		
		
	
	
	 Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz 
			  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
Cevap : Kimyasal çözümleme,kimyasal Analiz,kimyasal çözümlemenin Temel Aşamaları, Ayırma Yöntemleri, çözümleme Yöntemlerinin Sınıflandırılması,hatalar ve Sonuçların Değerlendirilm | 
     
| 
	
			
			 | 
		#6 | 
| 
			
 
Şengül Şirin 
		
	
		
	
	 
 | 
	
	
	
	
		
		
			
			Cevap : Kimyasal çözümleme,kimyasal Analiz,kimyasal çözümlemenin Temel Aşamaları, Ayırma Yöntemleri, çözümleme Yöntemlerinin Sınıflandırılması,hatalar ve Sonuçların DeğerlendirilmRADYOKİMYASAL YÖNTEMLER Radyoaktifliğe dayalı çözümleme tekniklerine radoykimyasal yöntemler denir  Radyometrik  çözümleme bazı radyoaktif izotopların doğal olarak bulunduğu maddelerin  çözümlenmesinde kullanılır Örneğin doğal potasyum,çok az miktarda  potasyum  - 40 izotopu (yarı ömrü  Radyoaktif olmayan bir madde de radyoaktif duruma dönüştürülerek  bu yöntemle çözümlenebilir Örneğin klorür iyonları,radyoaktif gümüş  nitrat eklenerek çok duyarlı biçimde çözümlenir Etkinleştirme yoluyla  çözümleme ise çoğu elementlerin bir nükleer reaktörde nötronlarla  bambardıman edildiğinde radyoaktif duruma gelmesinden  yararlanılır Oluşan izotopları yarı ömürleri bakımından farklı  olduğundan,zamana karşı radyoaktifliğin şiddetinin çizildiği bozunma  eğrisi ve bunları tamamlayan başka bilgilerin yardımıyla madde örneğinin  element bileşimi belirlenir Elde edilen sonucun duyarlığı elementin  nötron kapımı kesitine ,oluşan izotopun yarı ömrüne ve nötron kaynağının  şiddetine göre değişir İzotop seyreltmesi yöntemi ise bazı elementlerin  miktarının belirlenmesidir Bu yöntemde elementi içeren karışıma çok az  bilinen miktarda bu elementin radyoaktif izotopo eklenir ve element  radyoaktif izotopu eklenir ve element karışımından ayrılarak  radyoaktifliği ölçülür Elementin ve izotopun karışımından aynı oranda geri kazanıldığı varsayılarak elementin karışımdaki yüzdesi belirlenir![]() ELEKTROKİMYASAL YÖNTEMLER Gerilim ölçüm yönteminde çözeltilerin değişikliği elektrik potansiyelinin ölçülmesiyle belirlenir ![]()  Çözeltideki  belli bir iyonun etkinliğine duyarlı olan iyon seçici elektrotlarla  hidrojen iyonları ,flüorürler,alkali  metaller,kalsiyum,gümüş vb  belirlenebilir![]() Çözeltilerin iletkenliği,içerdikleri iyonların türüne ve miktarına bağlı olduğundan zayıf ve kuvvetli asit karışımlarının titrasyonunda,tepkime hızlarının çok az çözünen tuzların çözünürlüğünün ve çökelti oluşturan titrasyonların son noktasının belirlenmesinde,iletkenlik ölçümü yönteminden yararlanılır  Osilemetri (  yüksek frekanslı titrimetri) tekniğinde çözeltilerin bileşimi ,bunların  dielektrik sabitinde ya da iletkenliğinde ortaya çıkan değişimlerle  saptanır bu değişmeler ,çözeltinin dışında da olabilen bir elektrota  yüksek frekanslı değişken amı uygulayarak algılanabilir Voltametri  yönteminde ise büyük bir kutuplanmamış referans elektrotu ile altın ya  da platin gibi eylemsiz küçük bir potansiyel farkı uygulanır geçen  akımın yeğinliği ,maddenin elektrot üzerinde indirgenmesi ya da  yükseltgenmesi gibi dönüşüm hızına bağlıdır Organik ve inorganik  bileşiklerin çözümlenmesinde kullanılabilen bu yöntemde değişen bir  gerilimle ,değişen bir akımla ya da sabit bir akımla  çalışılabilir Polarografi yönteminde ise kutuplanmış elktrot,damlayan  bir cıva elektrotudur Amperometri yönteminin çalışma ilkesi de  voltametrinin ki gibidir ama her iki elektrot da kutuplanmış olabilir bu  yöntemle yavaş yürüyen ve tamamlanmayan tepkimelerin son noktası  belirlenir Coulomb ölçümü doğrudan Faraday elektroliz yasasının  uygulandığı bir yöntemdir Elektrolizle çökeltme yönteminde,çoğunlukla  bakır,geçiş metalleri ve soy metaller elektorliz yoluyla bir elektrot  üzerinde çökeltilerek tartılır![]() FİZİKSEL YÖNTEMLER Buhar yoğunluğu,buhar basıncı,donma noktasının düşmesi,kaynama noktasının yükselmesi gibi ölçümler molekül ağırlıklarının belirlenmesinde kullanılan fiziksel yöntemlerdir  Ağdalılığın ( viskozluk ) ve geçişme ( osmoz) basıncının ölçülmesinden özellikle doğal polimerler ( nişasta,selüloz,pektin,proteinler) ve yapay polimerler (polietilen,naylon) gibi katı asıltı halindeki sistemlerin molekül ağırlıklarının incelenmesinde yararlanılır Yüzey gerilimi,tortullaşma (sedimantosyon) hızı ve tane büyüklüğü dağılımı ölçümleri de aynı amaçla kullanılır Organik moleküllerin çözümlenmesinde ,dielektrik sabiti ve dipol momenti gibi elektriksel özellikler ölçülür Kırılma indisinin ölçülmesiyle de bileşiklerin arılığı ya da çözeltilerin derişiklikleri çok doğru olarak bulunabilir Isı sığasının,yanma ısısının ,etkinleşme enerjisinin ,tepkime hızlarının belirlenmesi de çözümlemede kullanılan öteki önemli fiziksel tekniklerdir![]() Kaynak:AnaBritannica cilt 19 sayfa 83-84 frmsinsi  net için derlenmiştir 
				__________________ 
		
		
		
		
		
	
	
	 Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz 
			  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
| 
		 |