Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anlatır, humeyni, kısaca, mısınız, şiiliğini

Humeyni Şiiliğini Kısaca Anlatır Mısınız?

Eski 12-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Humeyni Şiiliğini Kısaca Anlatır Mısınız?



Humeyni Şiiliğini Kısaca Anlatır mısınız?

humeyni, iran, şii
Humeyni Şiiliğini Kısaca Anlatır mısınız? FrmSinsi Humeyni Şiiliğini Kısaca Anlatır mısınız? Hakkında

Alıntı Yaparak Cevapla

Humeyni Şiiliğini Kısaca Anlatır Mısınız?

Eski 12-20-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Humeyni Şiiliğini Kısaca Anlatır Mısınız?



humeyni Şiiliğini Kısaca Anlatır mısınız?

CEVAP: Humeyni, İrandaki 1960 devrimini yabancılar için yapılmış, İran halkına karşı ve tarım düşmanı bir devrim olarak niteledikten sonra, Şahı 1906 Anayasasına uymaya çağırdı Şah bu çağrıya uymayınca ona verdiği sert muhtırada şöyle diyordu:

“Ey genç Şah, babandan ibret al ve kork o günden ki, küfrünü isbatlayan bir fetva ile seni halkın elleriyle kulaklarından tutup layık olduğun yere fırlatırım
Bu muhtıraya çok sinirlenen Şah, “Ruhullah el-Musevi el-Humeyni”yi 5 Haziran 1963’te hapse attırdı Askeri Mahkemede İmam Humeyni hakkında idam kararı verildi
Bu durum üzerine Ayetullah Şeriatmedari, 400 müctehit ile Tahran’da müctehitlerin ortak fetvasını Şah’a sundu Bu fetvada, 1906 Anayasasında Şah’ın veya herhangi bir mahkemenin “müçtehit” olan birine yargılama yetkisinin kesinlikle bulunmadığı hatırlatılıyor, Humeyni’nin ise, yargılanamayacağı için serbest bırakılması isteniyordu
Bu direniş üzerine Humeyni serbest bırakıldı Ayetullah ünvanına bir de İmam sıfatı eklendi
Humeyni’yi sürgün günlerinde destekleyen ve bu muhalefeti başarı ile yürüten kişi Azeri Türk asıllı Ayetullah Şeriatmedari’ydi
İmam Humeyni ise, imam ve müctehidlerin tam desteğini alarak en üst düzeydeki Ayetullah ve İran’ın en güçlü din adamı olmuştu Bugün İran’da ona, “Gaib Oniki İmam’ın Halifesi” gözü ile bakılmaktadır Gücü, Caferi Mezhebi’nin (İsna Aşeriyye) imama olan inancından ileri gelmektedir
İmam Humeyni, Hz Muhammed’den beri devam eden manevi önderlik halkasının en sonuncusu olarak kabul edilir Ona; “Ayetullah’l-Uzma İmam Humeyni” ünvanı ile bakılır
İmam Humeyni hareketi, ABD işbirlikçisi ve Ortadoğu’da emperyalizme karakolluk görevi yapan Pehlevi Şahlığı’nın baskı, zulüm ve sömürüsüne karşı haklı gözüken bir başkaldırı olarak başladı, geniş kitlelerin de coşkun desteğini aldı İran halkının güçlü kolları birleşince Şah Pehlevi soluğu uşağı olduğu Amerika’ya kaçmakta buldu
İmam Humeyni hareketi, Ortadoğu’daki işbirlikçi İslam yöneticileri için korkulu bir rüya oldu Başta İslam ülkelerindeki bazı şeriatçı yöneticiler olmak üzere birçok güç, İran halkının yozlaşan İslam yönetimlerine ve emperyalizme karşı onurlu başkaldırısını bastırmak için ellerinden geleni yaptılar
İmam Humeyni hareketi, İslam ülkeleri içindeki Şii-Sünni çatışmasının da yaşanan bir örneğidir İran İslam Cumhuriyeti Anayasası’nın genel ilkeler kısmının 12 ve 13 maddelerinde mezhepler ile ilgili olarak şunlar yazılıdır:
“İran’ın resmi dini İslam ve Cafer-i İsna-aşeri mezhebidir (Oniki İmam Mezhebi) ve bu madde sonsuza değin değiştirilemez ve diğer İslam mezhepleri Hanifi olsun, Şafi’i, Malik’i, Hanbeli ve Zeydi olsun tam saygınlığı haizdirler ve bu mezheplerin mensupları kendi fıkıhlarına (hukuklarına) göre dini merasim icrasında serbesttirler ve dini eğitim ve öğretimleri ile Ahval-i şahsiyye (evlenme, talak, irs ve vasiyyet) ve mahkemelerde buna ilişkin davalarda resmen tanınmıştırlar Ve bu mezheplerden herhangi birinin çoğunlukta olduğu yörelerde, şuralar’ın yetki sınırları içindeki mahalli (yerel) mukarrerat (düzenlemeler), diğer mezhep mensuplarının haklarına riayet edilmek kaydı ile, o mezhebe uygun olacaktır”(Madde 12)
“Yalnız Zerdüşti, Musevi, Hıristiyan İranlılar, kanun dairesinde dini merasimlerini icrada serbest olan azınlıklardır ve Ahval-i şahsiyye’de ve dini öğretimlerinde kendi yollarınca davranırlar”(Madde 13)
Görüldüğü gibi İran İslam Cumhuriyeti Anayasası, İslam tarihinde Hz Ali’nin hilafet meselesinde ortaya çıkan bölünme olayına dayanan bölünmeyi yaşıyor Ehlibeyte inanç dinin esasını oluşturuyor
Humeyni’den önceki Pehlevi dönemi de Şiiliğe dayanıyordu Ama şahlar tamamen yozlaşmış ve ABD işbirlikçisi, işkenceci, sömürücü bir diktatörlük kurmuşlardı
Ne var ki Humeyni rejimi de sonunda diktatörlüğe yöneldi Pehlevi şahları diktatörlüğüne karşı savaşıp iktidarı alan Humeyni, kendi dışındaki ittifakları daha baştan karşısına aldığından, kendi gibi düşünmeyenlere karşı şah diktatörlüğünü bile aratır duruma geldi Şahların, muhaliflerine karşı uyguladığı diktatörlüğü Humeyni hareketi kalınan yerden sürdürmektedir
Prof Dr Ethem Nuri Fığlalı, Humeyni yönetimi için şöyle yazıyor:
“Öyle görünüyor ki, Rıza Şah Pehlevi’nin dillere destan zulmü, adaletsizliği ve şovenist idaresi, yerini, bu defa mollaların İslam adına yapıldığı söylenen, ama İslam’ın insaf, merhamet, adalet ve emsalsiz müsamahasıyla hiç mi hiç bağdaşmayan dehşet saçıcı baskı rejimine bırakmıştır
Türkiye’de bir kısım Sünni din adamı ve üniversite çevresindeki akademisyenler yukarıdaki alıntıda görüldüğü gibi Humeyni hareketini olumsuz değerlendiriyor Fakat, Humeyni hareketini destekleyen önemli bir Sünni çoğunluğun olduğu da gerçektir
Türkiye’deki aşırı mezhepçi ve aşırı dinci bir kesim Humeyni hareketini destekliyor 1980’den sonra dinci kesimin gelişmesi, örgütlenmesi hayli ilerleme kaydetmiştir Bu gelişmedeki canlılık iki temele dayanıyor İçte, 12 Eylül baskıcı rejimi, dışta Humeyni hareketi Humeyni’nin başbakanı Haziran 1987’deki Türkiye ziyaretinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu M Kemal’in mezarını (Anıtkabir) ziyaret etmek istememesine zamanın Başbakanı T Özal şemsiye açarken, Çankaya’dan da bir ses çıkmamıştır
Türkiye’de Sünni dindar bir kesim üzerinde Humeyni hareketinin önemli etkileri olan Necmettin Erbakan, Humeyni hareketine tam destek vermiştir
İşin ilginç yanı, Türkiye’de Alevilere düşman olan ve bu düşmanlığı canlı tutmak için her fırsatı değerlendirenler, İran’da Şii Humeyni hareketini canla başla destekliyorlar Humeyni hareketini destekleyen dindar kesim hala Türkiye’deki Aleviler için “katli vaciptir” diyecek kadar fanatik düşünüyorlar
Şah İsmail’den, Pehlevilere ve Humeyni’ye gelinceye kadar Anadolu Alevileri İran’dan çok uzaklaştılar, çok yabancılaştılar Bugün ise, artık Şii Humeyni hareketini Anadolu’da bir tek Alevi desteklememekte, hatta ona “irtica” olayı olarak kuşku ve korku ile bakmaktadırlar
O halde bu farklılaşma nereden geldi?
Şah İsmail zamanındaki Şiiliğin Anadolu Aleviliği ile organik bağları vardı İkisi de ortak gıdasını dergahtan alıyordu Tekkelerde ise sufi, tasavvufi eğitim esastı Şiilik resmi devlet dini olunca iktidar dini oldu Camileri kendine merkezi üs yaptı İktidar olmasının sonucu olarak tutuculaştı Çünkü, iktidar nimetlerinden fazlasıyla yararlanıyordu
İran Şiiliği 1500’lü yıllarda Şah İsmail döneminden 2000 yıllarına, Humeyni’li yıllara gelinceye kadar çok değişti, Anadolu Aleviliği’nden çok uzaklaştı; bu iki eğilim artık birbirini tanıyamaz haldedir
Bugün Anadolu Aleviliği ile İran Şiiliğinin, Hz Ali ve Ehlibeytine olan saygı ve sevgi dışında ortak bir yanları kalmamıştır Bu yan bile İran Şiiliği’nde eski hoşgörülü, sevecen öğelerden çok uzaklaşmıştır
Anadolu Aleviliği ise, o zamandan beri muhalefet akımı olarak varlığını tüm zor şartlara rağmen sürdürmüştür
Anadolu Aleviliği, İran Şiiliği’nin tersine varlığını cami dışında devam ettirmiştir Camiye girmemiştir İran Şiiliği, artık günümüzde temsil etse etse Ortodoks bir Ehlibeyt inancını temsil etmektedir Yani, Şah İsmail Şiiliği ile kıyaslandığında, Humeyni Şiiliği tutucu Şiiliktir Anadolu Aleviliği ise özgür gelişimini sürdürerek bugünkü hümanist, demokrat, devrimci, eşitlikçi, özgürlükçü yapısına ulaşmıştır Geleneksel olarak, toplumsal haksızlıklara karşı bir başkaldırı akımı olma özelliğini sürdürmektedir
İşte bu yabancılaşmadan dolayıdır ki, Şah İsmail dönemini öven, uğrunda idam sehpalarını göze alan Alevi ozanları, önderleri, dedeleri İmam Humeyni rejimine tıpkı bir Emevi iktidarı gibi bakmaktadır Bu bakış daha fazlasıyla Pehlevi şahları için de geçerliydi
Anadolu Alevileri’nin Cem ayinlerini bugün de, Şah İsmail’in, Pir Sultan Abdal’ın, Nesimi’nin, Fuzuli’nin, Hz Ali, 12 İmam ve şahlara ait söyledikleri deyişler süslüyor Ama Humeyni’ye karşı en küçük bir sempati yoktur
Birçok Alevi anne baba her şeyi göze alarak çocuklarının ismini bugün bile, Şah, Şah İsmail, Şahverdi, Şah Hatayi, Şah Hanım, Şah Hüseyin, Şah Ali, Şah’ı Merdan koyarak Hz Ali ve Şahlar’a ilişkin sevgi ve saygısını sürdürüyor Ama bu insanların hepsi Humeyni’ye uzak duruyor
Aleviler’de Cami olayı çok önemlidir Anadolu Alevilerinin karşı karşıya kaldığı tehlikelerin çoğu Cami kaynaklıdır Cami, tutuculuğun, gericiliğin, Alevi düşmanlığının merkezi olarak kabul edilmiştir Bu yüzden Cami’den gelişen ve Cami’den çıkan bir Şiilik de Aleviler için Sünniliğe yakın bir şey olarak görülür
İşte bu nedenlerden dolayı, Anadolu Aleviliği, Şii Humeyni rejimine soğuk bakıyor Kuşku ve korku dolu bakışlarla bakıyor

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.