12-20-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Günlük Örnekleri
TOMRİS UYAR?DAN
26 Aralık 1975
Öykü kitabım çıkmış Cağaloğlu?na inip alacağım birkaç tane
Hava yağmurlu, pis
Köprünün tam ortasındayken yaygın, büyük bir kızıllık aldı gözümü Şoför de şaşırdı Birilerine sorduk, Gürün Han?da yangın çıkmış Öteki hanlara da sıçramış
Halk öyle alışık ki böyle olaylara, kılı bile kıpırdamıyor Sıkışan trafiği yarıp güvercinlere yem atanlar var, kimse başını çevirip yangına bakmıyor Oysa gök ürkütücü, kara dumanlarla kaplı
İlk kitabımı basacak biri çıktığında bayağı sevinmiştim Çünkü büyük çoğunluğun çarçabuk benimseyeceği bir iş yaptığımı sanmıyorum, bunu anlamam epey vakit aldı; ama artık kimlere seslendiğimi biliyorum Bana dar, küçük gelen hiçbir şeyi kullanamayacağımı da
Üç-beş kitap alıp eve döndüm Kapağı elledim, sevdim Bütün nesneleri, varlıkları ancak dokunarak tanıyabiliyorum Bir kadının saçlarının parlaklığını, inceliğini, bir erkeğin omuzlarını ancak değince anlayabiliyorum Kitabım da artık benim sayılamayacağına göre, onu da dokunarak kavramaya çalıştım
(Gündökümü)
ATAÇ?TAN
17 Nisan Cuma, 1953
Baktım çocuklar uçurtma uçuruyor Her yıl, ilkyaz aylarında, uçurtmayı gördüm mü, bir üzünç duyarım içimde, ağlamaklı olurum Ben uçurtma uçurmadım ki! Çocukluğumda pek isterdim, o renk renk kâğıtlardan yapılmış uçurtmaların havalanmasına içimi çekerek bakardım Annem bırakmazdı beni uçurtma uçurmama Günah mıymış neymiş, öyle bir şey uydurmuştu
Çocukluğum olmadı benim Çocukluğu olmayanın gençliği de olmaz Bir şey söyleyeyim mi ben size? İhtiyarlığı da olmuyor böylesinin Hani güzel bir ihtiyarlık vardır, insan çocukluğunda yaptıklarını, gençliğinde yaptıklarını hatırlar, anlatır da gözlerinin içi parlar, ben kendimde değil, başkalarında gördüm onu Çocukluğu, gençliği olmamış kişinin yaşlılığında da bir tatsızlık var, yalnız ölümü düşünüyor, ölümden korkuyor, işte o kadar
|
|
|