12-20-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkçülük Akımı Ve Genç Kalemler
Türkçülük Akımı Ve Genç Kalemler
Türkçülük Akımı Ve Genç Kalemler - Türkçülük Akımı Nedir - Genç Kalemler Hakkında - Konu Anlatım
XIX yüzyılın sonlarında, yazını da etkileyen, daha doğrusu besleyen üç düşünce akımıyla karşılaşılmaktadır Batıcılık, Türkçülük, İslamcılık?tır bu üç düşünce akımı Genellersek Edebiyat-ı Cedideciler batıcı, eskiyi savunanlar İslamcı ve Osmanlıcıdır "Türkçe Şiirler" (1899) adlı kitabıyla Mehmet Emin Yurdakul da Türkçülüğe bağlanır Bu üç akım, Cumhuriyet?e dek Türk yazınındaki akımları belirleyecek, Cumhuriyet?ten sonra da siyasal kümelenmelere bağlı olarak etkinliğini sürdürecektir Ama günümüze ulaşan Türk yazını, özellikle 1930?dan sonra başka bir çizgide gelişir
Şimdi kısaca XX yüzyıldaki gelişimi izleyelim
Mehmet Emin Yurdakul?un çıkışı, ancak Meşrutiyet?te bilinçli bir çizgiye oturtulur ve bir akım niteliği
kazanır Milli Edebiyat adıyla anılan bu akımı başlatanlarsa, Selanik?te çıkardıkları Genç Kalemler dergisiyle Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem ve Ziya Gökalp?tir
Nisan 1911?de yayımlanan Genç Kalemler, daha önce çıkarılan Hüsn ve Şiir adlı derginin süreğidir Ad değişikliğinin gerekçesi ilk sayıda şöyle açıklanır: "Evet, gazetenin heyet-i tahririyesi (yazı kurulu) sizin evvelce tanıdığınız gençlerdir Onlar düşünüyorlardı ki Hüsn ve Şiir namı yalnız ihtisasata müteallik mevada (duygulara ilişkin konulara) taalluk ediyor Halbuki maksatları yalnız bu değildir Hüsn ve Şiir?in şumul-i manasından maada (anlamının kapsamı dışında) mahsulat-ı fikriyye (düşünce ürünleri[size="3">) de gazetelerinde geniş bir mevki haizdir Binaenaleyh risalenin ismini değiştirdiler, ona Genç Kalemler dediler "]Yeni[/size] Lisan" başlıklı imzasız yazı Ömer Seyfettin?ce yazılmıştır Dilde özleşmenin savunulduğu yazıda, ulusal bir yazın oluşturabilmek için önce ulusal bir dilin gerekliliği üzerinde durulur Derginin sonraki sayılarında da "Yeni[size="3"> Lisan"]tarihinde[/size] "Genç Kalemler" ya da "Yeni Lisan Hareketi" adlarıyla anılan bu girişim Milli Edebiyat akımını hazırlamış, konuşulan İstanbul Türkçesi?nin kullanıldığı, ulusal kaynaklara yönelik yeni bir edebiyat anlayışının başlangıcı olmuştur
Milli Edebiyat yolundaki ilk örnekler, kuşkusuz akımı başlatanlarca verilir İlkeler bellidir: Dilde yalınlık, halk yazını şiir biçimlerinden yararlanma ve hece ölçüsü, konu seçiminde yerlilik Çok önemli bir yenilik de, daha yüzyılın başında Mehmet Emin Yudakul?un gerçekleştirdiği şiirin İstanbul dışına çıkması, Anadolu?ya açılması olgusudur Nabizade Nazım, bunu gerçekçi bir ürün ortaya koyabilmek amacıyla Karabibik?te yapmış, ama bu deneme orada kalmıştır Türkçülerdeyse bu seçiş, bilinçli bir tutumun ürünüdür
Benzeri bilinç, konu olarak Türk tarihinin seçilmesinde de görülür Siyasal durum, dolayısıyla bağlanılan ideoloji, Türkçüleri Osmanlı tarihini atlayıp uzak geçmişe, Anadolu öncesine gtimeye iter Siyasal Osmancılığa tepkidir bu Şiirde Ziya Gökalp, öykü ve romanda Ahmet Hikmet Müftüoğlu bu seçişin en belirgin örneklerini verirler O yıllarda Türk Ocağı?nın çalışmalarına katılan Halide Edip Adıvar da bu eğilime kapılır Ama Türkçülük akımı etkisindeki romanı Yeni Turan (1912) yapıtları arasında bu yolda yazılmış tek örnek olarak kalacaktır
|
|
|