Prof. Dr. Sinsi
|
Hece Ve Aruzun Üstünlüğü
Sefa Koyuncu, ??serbest vezin şiir değildir, şairane nesirdir?? demişti Edebiyat-ı Cedide ve Servet-i Fünun şairlerinin şiiri mevzun ve mukaffa söz diye tarif ettiğini belirtmişti Bana ölçüsüz, kafiyesiz şiirin şiir olmayacağını söylemişti
Gerçekten de serbest vezinle ölçülü vezni yani hece ve aruz vezinlerini karşılaştırdığımızda ölçülü veznin üstünlüğü gün gibi aşikardır Bir defa şiirin şiir olabilmesi için ahenk lazımdır, iç musiki lazımdır Bu ahenk ve iç musiki nasıl sağlanacak?Elbette ki heceyle, aruzla ve kafiye ile Şiir rakseden, oynak bir güzel olmalıdır Bu güzele ahenk vermek için bazı kurallar şarttır
Aruz vezni tahminlere göre devenin yürüyüşünden veya çamaşıryıkayankadınların tokmak seslerinden geldi denir İbn halil adlı bir dilci tarafından sistematikleştirildiği söylenir Açık hece ve kapalı hece esaslarına dayanan bu vezin Araplar?dan İranlılar?a, İranlılar?dan da bize geçmiş, Osmanlı şairleri İran şairlerini bile gölgede bırakmıştır Ziya Paşa terkib-i bendinin 13 kısmında Bağdatlı Ruhi?ye seslenerek:
??meydân-ı suhânda yoğ iken sen gibi bir er
bir şâir-i rûm oldu sana şimdi beraber??
demiş, kendini onunla mukayese ederek, ??ey Bağdatlı ruhi şairler meydanında senin gibi yiğit yoktu ama bir Anadolu şairi şimdi sana yetişti??demiştir
Osmanlı şairleri gerçekten de İran şairlerini zaman zaman geçmişlerdir Gazelde bir Fuzuli, bir Nedim, bir Baki; kasidede bir Nef?i, Hafız Şirazi?yle, Muhteşem Kaşani ile yarışır hale gelmişlerdir Divan şiiri yabancı edebiyatçıların bile hayranlığını cezbetmiştir Gibbs, divan şiirlerini İngilizceye çevirmiş ve bir antoloji yazmıştır Yıllar önce Prof Dr İskender Pala?nın ??Şairlerin Dilinden?? adlı kitabını okurken tanıdığım Verne adlı Fransız?ın bile divan şiirimize aşık olduğunu, 14 yaşında gazeller yazdığını öğrendim ve hayret ettim Dante?nin, Goethe?nin bile klasik şiirimizden etkilendiği söylenir Divan şiiri halktan kopuk diyenler Nedim?i, Vasıf?ı, Keçecizade İzzet Molla?yı okumamıştır sanırım Nedim?den başlayarak gelişen bir mahallileşme cereyanı vardır ve gazellerde, kasidelerde yer yer halkın yaşayışına ait figürler bulunur Bazen mizahi bir üslupta yazılan hicviyeler olmuştur şehirleri ve şehrin güzellerini anlatan şehrengizler halktan kopuk bir şiirin mahsulu olur mu?Bir de ebced hesabıyla tarih düşürme sanatı vardır ki divan şiirinde başlıbaşına bir ekoldur Divan şairlerine burjuva edebiyatçıları, yüksek zümre şairleri denmesi hep normal karşılanır ama Nef?i?nin Bayram Paşa?yı hicvettiği için boğdurtularak Yedikule zindanından atıldığı nedense hiç anımsanmaz Divan şiiri gerçekten yazılması zor, emek isteyen bir şiirdir Divan şairleri önce Arapça?yı, Farsça?yı, Yunan felsefesini, İslami ilimleri, tarih bilgisini öğrenir ve daha sonra şair olurlardı Kısacası herkes serbest vezinle şiir yazabilir ama herkes aruzla yazamaz Anlaşılması ağır bir dille yazılsa da Edirneli Nazmi gibi şairler öz Türkçe ile gazeller yazmışlardır
Hece vezni aruz veznine göre nisbeten daha kolay, parmak esası ve kafiye örgüsüne dayanan bir vezindir Halk şairleri arasında tutunmuş, Nedim ve İzzet molla gibi şairlerin bile mahallileşme cereyanları ile koşmalar yazdığı görülmüştür Aslında halk şarlerinin divan şairlerince küçümsendikleri bir gerçektir Halk şairleri kaba, köylü, cahil olarak görülmüşlerdir Hatta Muallim Naci merhumun bir yazısında kalem şairlerinin takıldığı bir kıraathaneye gelen bir çöğür şairinin nasıl küçümsendiği anlatılır Ozan saz çalacakken, ??burası tavukpazarı değildir, saz şairleri burada ötemez, git başka yerde öt?? diyen bir kalem şuarası erbabı o yazıda beni hayli güldürmüştü Daha sonra Milli Edebiyatçılar, Beş Hececiler, Yedi Meşaleciler tarafından da daha çağdaş bir formda hece vezinli şiirler kaleme alınmıştır Bu geleneği şimdi Sefa Koyuncu öncülüğünde yola çıkan Üçüncü Yeni hareketi, şiirde öze dönüş olarak devam ettirmektedir
Şimdi hecenin ve aruzun serbest şiirden üstün olduğunu size bir örnekle ispatlamaya çalışacağım Aşağıdaki iki söyleyişe dikkat edin:
Hece vezni:
Bahçede dut iken bilmezdin sazı
Bülbül konar mıydı dalına bazı
Serbest vezin:
Bahçede dutken sazı bilmezdin
Acaba bazen dalına bülbül konar mıydı?
Görüldüğü gibi merhum Aşık Veysel?in bu mısraları ilk örnekte daha başarılı, daha derli toplu ve kulağa daha hoş gelen, ahenkli bir tınıdadır İkinci örnekte şiir nerdeyse allak bullak olmuştur
Sefa Koyuncu?nun deyişi ile ??şairane nesir??de de başarılı çalışmalar yok değildir Orhan Veli, Attila ,İlhan, Nazım Hikmet, Cahit Zarifoğlu gerçekten başarılı sanatçılardır ama bu hece ve aruzun serbest vezne üstün olduğu gerçeğini değiştirmez
Ahmet Mithat Efendi ve taraftarları ile Servet-i Fünun şairleri arasındaki tartışma bilinir Ahmet Mithat, Servet-i Fünuncuları dekadanlıkla, Fransız şiirini taklitle suçlamıştı Özellikle Cenab Şahabeddin?in ??Terane-i Mehtap?? adlı şiirinde geçen ??saat-i semenfam?? yani yasemin renkli saatler tamlaması çok tepki çekmiş, çeşitli hücumlara vesile olmuştu Ama nihayetinde Ahmet Mithat işi tatlıya bağlamış, Tarih gazetesinde ??Teslim-i Hakikat?? adlı yazısıyla dekadanları beğendiğini söylemişti Şu an Üçüncü Yeni şairleri ile serbest vezinciler arasında az da olsa yaşanan ve daha da şiddetlenmesi muhtemel olan kalem kavgasının da bitmesi ve ortak bir gerçekte karar kılınması temennisi ile
Alıntıdır
|